oslemm / Kendi Şiirleri

oslemm

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
13 Mart 2007
237
1
96
36
İstanbul
Biraz dikkatli baksaydın güLe-n gözlerimdeki , ağlayan ben'i görebilirdin. Yada gerçekten sevseydin beni kalbimin çığlıklarını susturabilirdin. Ben senken sen ben olamadın. Izdırabımın sebebi oldu sevgim.
Tükendim
tükettim
hıncımı almak için tekmeler attım sevgiye
kendime
yüreğime ..

Birçok kez hazırladım kalbimi seni unutmak için
ne yaptıysam olmadı
Boyun eğdim varlığınla yaşamaya
Artık özlemiyorum
Dilim söylüyor ama hissetmiyorum. Sevgiyi kandırarak ve gizlenerek yaşıyorum. Daha fazlasını kaldıramayacak kadar yorgunum yada bahaneler buluyorum.

İçim acıyor
Gücüm yetene kadar dayanıyorum. Daha dayanabilirmiyim bilmiyorum. Zaman sığındım kurtuluşum için
yaralanan kalbimi sarmak
biraz olsun hayata bağlanmak
kaybettiğim kendimi bulmak için

Sen benden gittin
ardında bıraktığın beni düşünmeden gittin

Belki yıkıldım
sevgiye güvenimi kaybettim
ama
yürekten sevdim
Şunu bilki terkedenim sen yüreğimi hiç haketmedin...
_________________
Biliyorsun Karamsar Adamım ben.Hepsi bu. Aynaya baktığında her gün yabancı birini görmekten bıkmış biriyim ben
 
KÖRDÜĞÜM



Özür bir borç gibiydi en zor ödenen hali.
Kalbi hacize verdim oysa borçlu sendin
Bir bahaneden ibaret terkediş.
Bilinen en son halim bir zavalli,yaşıyorum bunu da bil.
Gidiyorum adimi sil,acıyorum yaramı deş !...
Varlığın yoğunla eş ve keşmekeş bu yolda ölüme terk bin leş.
Ve rüzgarımla yüzleş...
Şafak yüzbeşte meşke daldı çilekeş
Uyku geç gelir nöbette uyuma yok !...
Korku içime sorgu tıktı.Satırbaşında kalbim hep kırıktı.
Gözlerimin içine bakamadınız içiniz hep fesattı.
İçim dışıma çıktı,içimi kemiren her fare için bir kapan yarattım.
Şüpheli paranoyaktım.
Canımı yolda buldum,tuttum kolundan evine soktum.
Yarımı gömdüm,yarımı güneşe döndüm,kendimeydi küfrüm.
Ve dikkat et dilinde hep tükürdüğün.
Sömürdüğün bu ruhta haykırışlar kör düğüm
 
Bu kaçıncı gece
hasretinle yandığım
Kaçıncı gece
yıldızları yıkadığım göz yaşlarımla?
Mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla
Bosnalı kadınlar duydu feryadımı.
Sen, sen duymadın mı can?

Ne vardı bu kadar uzak yerlerde açacak?
Benden uzak o iklimlerin,
Benden uzak o şehrin,
Kahrolası o kalabalıkların
Benim kadar ihtiyacı mı vardı sana,
Benim kadar hasret çekti mi
Kahrolası o şehrin semaları,
Benim kadar yandı mı?
Ne vardı can?
Ne vardı uzak iklimlerde açacak?

Ne vardı
Kendimizi bu kadar kahredecek?
Kara trenler umut olmamalıydı,
uzayan yollarda kalmamalıydı bakışlar.
Dünya, bir tek nokta olmalıydı can...
Bir tek noktada doğmalıydık.
Dönüp dönüp sana varmalıydı yollar,
Ben, hep hasret türküleri söylememeliydim,
Sen, hep hasret şiirleri okumamalı.
Hasret diye bir söz olmamalıydı lügâtlarda
Geceler boyu hergün
göz yaşlarımla ıslanmamalıydı yıldızlar.

Gönlüm bu sevdaya dar gelir oldu
Boğuyor karanlıklar can...
Mesafeler kurşun oldu amansız,
Feryadıma şahit oldu yıldızlar
Can... Can...
Hasretin ağır bir yük omuzlarımda.
Ben çekmekten usandım,
sen usanmadın mı?

Bildim, bitmeyecek bu hasret!
Uzak iklimlerde açmış iki çiçeğiz.
Hangimiz gelsek diğerinin yanına,
Kuruyup, kaybolacağız.
Ben, kıraç topraklara döndüm can,
Ben, kurumuş dereler gibiyim.
Issız mağaralarda kaldı umudum.
Belli bu sevda kahredecek bizi,
Unut be can...

Unut bu sonu gelmez sevdamızı...
bırak yeni güneşler doğsun semalarında
bulutlar gizlemesin yıldızlarını
yeniden başlasın herşey
yeniden doğ bensiz şafaklarda.
Unut can,
unut senin için yazdığım sevda şiirlerini.
De ki; bir rüya idi bitti.
De ki; bir hayaldi,
solgun aynalarda yansıyan.
De ki; bir romandı,
sonu koskoca bir hiçle biten.
Unut beni can,
Unut vakit varken...

Bırak hasretin bana kalsın.
Varsın cehenneminde kavrulsun gönlüm.
Ben yine her gece
saçlarını koklayayım uzak yıldızlarda.
Gözlerimde takılı kalsın hayalin.
Sen unut can,
sen unut!
Kahredersem,
Milyon kere kahrolayım!!!
 
Al sana bir kördüğüm gece daha….
Yitik sokak arkası çığlıklar,içi dolu ama boş umutlar..
Yıllanmış ve yozlaşmış hayatlar…
Hangi soruya cevaptır aşkın yar…

Yağmur arefesi yalnızlığın, karanlığa kelepçeli sevdalısı..
Bir ses versem sessizligime neden.
Gelsen yüreğinin hiç gelesi yokken,
Değil miydi ihanet karası yaşlar bırakan;Sevdan
Ben söylerdim türküsünü acıların ,
Ben bilirdim en tenha yanlarını bu kentin.
Ve sen ebesi olurdun hasretimin.
İçimden kopup gelen,bir kan tortusu
Kilitleneli nice oldu şah damarıma,
Zaten sen duymazdın içimin sen yanlarındaki yankıları,
Bilmezdin gözbebeğim bir anneme birde sana ağladığımı.
Şimdi kalası yok bu kentte adımlarımın,
Kalası yok hatıralarımın.
Anlayacağın,
Bu şehrin yarasına ,Senin olmadığın değdi inceden…
Almadı beni de sensiz koynuna…
Şimdi..
Sensizliğin başkentinde kendimi zamana bırakıyorum.
Ve Adımlarımı,
Nereye gideceğimi hiç düşünmeden,terk ediyorum.....
 
Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga, seven - kıyı, sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.

Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim yar.

Yar, ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.

Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte bende böyle yar;
Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin
_________________
 
bugünde son demiştim bu gidişlere
yarına kadar süren o anlamsız gülüşlere
bugünde sondun benim için yarında son
bugünde dur demiştim gitme
dinlemedin beni mutlumusun şimdi
gittin o sıcacık kalbimden
yoksa bi umutmu taşıyor bakışlarım
dönecek gibi bakıyorsun bana
ama yanılıyorsun bugünde son demiştim gidişine
yarında sonsun bende
dönme bana geri gururumu bana kendi ayaklarım altında ezdirmeye çalışma
sana söylemiştim git uğrama buraya
bugünde son demiştim
yarında sonsun bende
sana bakarken seni severken
bakışlarım acıtır belki o misafir kalbini
belki sevdim diyelim seni
acımadan gidersin
ama beni hiç dinlemeden bu elvedan,,,,,,
bugünde son demiştim
yarında son SANA
hadi git bakama ardına
bakarsan belki ağlayacak bu gözler ardında
ama ben ağlamıycam
ağlayan gözlerim olacak bunu uutma
zaten ben ağlamadım ki ardından her defasında
ağlayan gözlerimdi
hala ne bakıyorsun bana
git burdan bakma ardına acıma bana
nefret et benden
bırak zavallı kalbimi kendi haline
hala burdamısın
git burdan
biz bu aşkla göklere kirlenmemiş hayallere uçacaktık
ama sen bıraktın beni sen terkettin bu kalbi
oysa hayatında aldıın en anlamlı hediyendi
bu kalp
ama sen deer vermedin ona ne yazık ki oda çok yanıldı
sana,,,,,,,,,,,,,
sölemiştim
bugünde son demiştim
yarında
son bu sevdaya
demek gidiyorsun
git hadi bakama birdaha ardına
sevindim gittin ya burdan
gerçekten mutluyum
zaten sana sölemiştim bugünde son demiştim
yarına dek bu aşka bu fırtınaya
ama bende hiç bir zaman yarın olmadı olmayacakta
çünkü ben seninle ayrıldıım gün öldüm
yoksa sen bi ölüyümü dinliyosun
o günde son demiştim sana
bugünde son demiştim
ama yarın olmuyor
ginede son sana
son yanlızlığıma son defa bakıyorum o üzüm gözlerine son defa tutuyorum
o pamuk ellerinden
ve son defa söyüyorum sana vefasız
çık git çık git artık kalbimden
burdan git
bu
şehirden git
bu dünyadan git
bir sigara dumanı bile olma bende
git artık çık hayatımdan
sana sölemiştim bugünde son yarında
bugünde son demiştim ve geldim bu hikayenin sonuna cebimde yırtık resmin aklımda güzel gülüşün hiç solmayacak hatıralar sayfalarda
bugünde son demiştim sana
yarında son bu sevdaya
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

İnsanı yaşama bağlayan ne kadar ufak kıvılcımlar varmış.
Bu sessiz geminin kaptanı bunu şimdi daha iyi anladı.
Dümenine dört elle sarılıp güçlü hamlelerle çevirmesi için bi sebep vardı artık.
Bir kaç aydır,herşey değişmişti.
Sorun hep ben miyim acaba ?
Ya da sorun hep bende mi diye gunlerdir suren sorgulamlarım vardı kendi içimde.

Icimde ki ben, yara alırken, başkalarını daha çok yaraladım
Ve belki farkında olmadan, insanların yüreklerinde ki karanlık odalarını açmalarına yardım ettim.
Gökkuşağı gibi gülümseyen çehrem yok uzun zamandır.
İçimde ne fırtınalar koptugunu bi tanrı biliyor,birde ben.
Kendi denizimde dalgalara yenik dustugumude biliyorum.
Zaman ne kadar çabuk akıp gidiyor.
Sonunu bilemediğim bu yolda her zaman tek başımaydım ve her zaman tek başıma olacağım , bunu biliyorum.
Herkesin olduğu gibi benimde yolun sonunda gitmek istediğim bir yer var.
Kim bilir belki de istediğim yere giderim...Belki de hiç birşey elde edemez ,
karanlıkların içine gömülür BİTERİM

Tanımsız bir yerde,ilk gunkü gibi aldırmadan savuran ruzgarda oylesine kaybolmak en iyisi.
Hiç olmazsa bu benim diye sahiplenecegim bir sey olmaz uzerimde.
Belki,oylesine geciştirebilecegim meziyetlerimi de bir bir asmalıyım duvara..
Gecerli olan bu. Silik bir kadın olmaktan geciyor bazı yollar...
Ne kadar çoksan,o kadar hiç bir seysin..

HİÇSİN...

Elime tutuşturulan bir metni zoraki oynadım,oynatıldım sanki.
Neden zaman kaybediyorum ya da kaybettim ben de bilmiyorum !

Acaba birgün bu acizliğimin cezasını çekecek miyim ?
Yoksa çekiyorum da haberim mi yok !

Belki de bu düşündüklerim sadece bir tür hayal ürünüdür.
Belki de şuan doğru yoldayım.
Evet evet sanırım amaçlarıma ulaşmak için atmam gereken adımları doğru ve sağlam atıyorum.

Bu karanlık yolun sonunda mutlaka aydınlığa kavuşacagım ve bana melek yüzlü parıldayan bir göze ben de gülümseyerek bakabileceğim gun gelip...

Ruhumun cevresi tamamen değişiyor.

Hayatın anlamı gözlerimin ve gülüşlerimin içinde saklı , yakalayacak ve sonsuza dek bırakmayacak o eli bekliyor..

Duygusallığını yaşarken kaybettiklerinin acısını sevgiyle onaran
kadın?????
_________________
 
Uzaklara dalıyor gözlerim. Bulutlar gri.. Bir rüzgar esiyor ve üşümeye başlıyorum.
Saçlarım yüzümü kapatıyor, elimle açmaya çalışıyorum..
Ama duruyorum sonra.. Belki de rüzgarın elleriyle dokunuyorsun saçlarıma…
Kapatıp aslımı tüm gerçeklere, suretime açıyorum ruhumu..
Sessizliği dinliyorum, içinden sesini duyacakmışım gibi.
Sanki birşeyler fısıldayacaksın bana, daha önce hiç duymadığım, hiç bilmediğim bir şey..
Ellerimle toprağı avuçluyorum, onunla karışıyorum hayata,
sen oluyorum, sendeki ben oluyorum biraz da..
Tüm dünyayı susturup, konuşmak istiyorum seninle, fikrimde bile olsa yeter bana..
Artık seninle ilgili en küçük bir düş, en küçük bir anı, en küçük bir ses, ufacık bir düşünce bile avutabiliyor beni.



Tanımlayamadım..
Varlığında içimdeki heyecan, yokluğunda yüreğimdeki korku muydu aşk?
Yarım kalmışları tamamlayamamanın verdiği huzursuzluk muydu yoksa?
Belki de sendin aşk bende, ben bunu hiç farketmedim.

Öğrendim..
Yokluğuna alışmayı, sensizlikte bir başıma savaşmayı.. Bunları hiç bilemem,
bilsem de öğrenemem, öğrensem de yaşayamam diyordum oysa.. Neleri öğretiyormuş bu hayat insana..

Unutmadım..
Seni unutmak aklımdan bile geçmedi, düşünmedim bunu hiç.
Öyle çoktun ki, hiç bir yere sığdıramadım seni. Ne aklıma ne de yüreğime..

Sözler bitti..
Böyle bitmemeliydi oysa, çok cümlesi vardı kurulacak bu hikayenin, senli, benli “biz” li öznelerle..
Daha o kadar söylenmemiş, ertelenmiş, yaşanmamış varken, yazmamalıydı hayat sonunu böyle..

Sustum..
Ağlamıyorum artık..Saymadığım kaç zamandır gözlerimden bir damla bile gözyaşı akmıyor.
Ne sana dair ne de hayata, içimde bir yerlerde gizliyorum onları da, seni gizlediğim gibi.

Sızlıyorum..
Zaman sarıyor elbet kanayan yaraları, gittikçe acısı azalıyor, ama geçmiyor bir türlü.
İnce ince sızlıyor saklı bir yerlerde, dokunulduğunda tekrar başlıyor acımaya.
Bir perde açılıyor önümde, geçmiş zamanlara dair.. Gözlerimi kapatıyorum..
Sendeki ben oluyorum..
İlk bakışın canlanıyor gözlerimin önünde, gülümseyişin..
Sonra gidiyorsun, ardından bakıyorum öylece durup ben de..
Durdurmak için bu gidişi, sarılmak istiyorum ellerine, yapamıyorum..
Kapanıyor perde…
Suretimi kapatıp aslıma dönüyorum yine..

Şimdilik;
Hoşçakal..
Aşkların en güzeli,
Kavuşur elim sana günün birinde,
Sarılıverir beline,
Dokunur tenim sana yeniden..
Hangi gün taşınır dönerim,
Bilinmez..
Boş kalacak yüreğim,
Söz verdim sana,
Ölene kadar…
Ben seni sana emanet ettim sonsuz sevdam..Yüreğimin senli olan yanını alıp, ayak izlerimi bırakıp ardımda, yürüyorum sonu sana çıkan yollarımda…
 
MANTIK:hayattan koptun işte, hiç bir beklentin kalmadı artık.. ne doğan güneş ilgilendiriyor seni nede yağan yağmur.. oysa ne çok severdin sen yağmuru...
hatırlarmısın yağmur yağdığında saatlerce cam kenarında oturup sevdiğin bir şarkıyı dinleyip sevdiğinin düşünürdün..
ama artık ne düşünebileceğin bir hayatın var nede bir sevgilin.....
zaten güneşte doğmuyor artık dünyana...
YAŞASAN Bİ ÇARE YAŞAMAZSAN Bİ ÇARE...
ETRAFINA BAKIYORSUN HERKES MUTLU..
ben bunları hakediyormuyum diyorsun ama sen ne hakettiğini nerden bileceksinki..
belki haketmeden yaşıyorsun, belkide hakediyorsunki yaşıyorsun..
neden diye sorma bana şimdi..
biliyorum sen böyle olsun istemezdin tamam biliyorum sen sadece sevdin.
ama bak herşey dediğin gibi şeffaf olsaydı böyle bir sonda olurmuydun..?
böyle acı bir son yaşamazdın emin ol!!!
tek suçlu sen değilsin unutma..
beni bir kenara atıp sadece kendi sesini dinledin sen.
katlanmalısın yaşadıklarına..
ben sana demiştim bu kadar sevme diye ama sen varolan tüm sevgini sundun..
sonun böyle oldu işte..
herzaman verdin aldında ama...
kendini verdin bu aşka çok yıprandın. böyle olacağını biliyordun.
yaşa şimdi haketmediğini düşündüğün şeyleri..
AMA UNUTMA SEN NE HAK ETTİĞİNİ NERDEN BİLECEKSİN Kİ...

sonra kalp bu güne kadar savunduğu ve bundan sonrada savunacağı cümleyi söyler..
ve belkide yıllar sürecek sevdasız hayatın içine girer..

KALP:kendimi teslim etmeseydim aşk olmazdı bunun adı........
 
İçimde Bi burukluk var bu aralar..
Yoklugunun buruklugu belki.. Geçer Diyorum hep geçer...
Kim Ölmüş ki Aşktan ben öleyim diye avutuyorum kendimi.
Gerçekten ölmem dimi diye affallıyorum sonra.
Ölüm korkusu sarıyor herbir yanımı
İçim dahada burkuluyo,yaralarım gene kanıyo
Düşünüyorumda Ölüm kadar acı degil ya yoklugun..
Yitirişlerim bitti artık..
Yitirecek birseyim olmadıgından degil,Bedenimin yorgunlugundan..
Seni yitirmemin sebebide bu degilmiydi aslında.
Kalbimin yenikligi,Duygularımın Acizliği degilmiydi..

Bazen gözlerimi kapatıyorum annem geliyo aklıma
"Yapma kızım ! Ağlama.." diyor.
Peki anne diyecek oluyorum hıçkırıklarım durduyo beni.
Elim telefona gidiyor annemin sesini duymak istiyorum omzunda ağlamak istiyorum..
Sonra asıl sözleri geliyor aklıma
"Askı bu kadar iğrençlestirdiniz "diyor bana
O an ne gülümsemesi kalıyor hayalimde nede varlıgı
Yerin dibine giresim Geliyor..
Midem bulanıyo.. Kalbim sancıyo
Dahada vuruyorum içkiye kendimi..
İçmek... İçmek.. İçmek istiyorum..
Ben yapmadım anne,aska zararım dokunmadı sadece sevdim
Nasıl anlatacagımı bilemedikçe içiyorum içiyorum içiyorum..
Hiçbirşey uyuşturmuyo beynimi
Artık midem beni bile kaldırmıyo
İçimdeki burukluk bir kez daha sancıyo..
Bizim yaptıklarımız hem seni, hem beni...
... Hemde askı kirletmiş simdi anlıyorum...
 
Gözlerinde anlamlı bir hüzün saklıydı
Belli ki emindi kederinden
Her söylenen faydasız
Boşunaydı kelimeler
Acı çekerken bile haklıydı
Kanıyordu lakin gönlü
Öylesine derinden
Hüzünlü gözleri ağlamaklıydı

Acemi bir çiy damlası okşadı yanağını
Ürkek atan nabzı hızlanmaya başladı
Çağlıyordu gönlü taşacak nehir gibi
Titreyen dudakları dayanmıyordu artık
Usulca aralanıp fısıldadı derdini:
“Evleniyormuş!”
Durdu zaman, taştı nehir
Anlamsız kalıverdi bilinen kelimeler
Ustalaştı çiy damlaları
Birbiri peşisıra süzüldü yanağından
Mahzun gözleri çok farklıydı

Gemlenemiyordu fırtınalar kopan yüreği
Gözyaşı yüreğinden akıyordu
Tekrar yaşıyor gibiydi hoş anılarını
Unutulan bir anıydı belki, her damla gözyaşı
Usul usul yüreğinden akıyordu
Yağmur bulutları yüklenmişti gözlerine
Öylesine ıslak bakıyordu

Kaybetmek değil miydi ağlamak?
Nedendi birdenbire böyle yıkılış?
Unutulmak unutanın kaderi olmalıydı
Kaybeden o değildi
Herşeye rağmen ayakta kalmalıydı
Ağarıyordu işte yine tanyeri
Tükeniyordu gece, onu tüketemeden
Her gecenin kaderiydi bu:
Tükenmek.
O, gece değildi
Unutan layığını bulmalıydı

Dirildi birden
İsyana dönüştü yüzündeki hüzün
Bakışları şimşek şimşekti yine
Vazgeçilecek kadın değildi
Büyüttü kinini
Büyüttü isyanını
Ağlamak kaybetmekti elbette
Ağlamıyordu artık
Kor ateşlerde yanmayacaktı kalbi
Önünde diz çöktürdü aşk acısına bile
Kaybedenin ardından müstehzi gülümsedi
 
Gecelerce sitem edip yazdıgım,
Aylarca yollamayı düsündügüm,
Adresi kayip bir mektup daha...

Ne tuhaf degil mi?
Hep adressiz oluyor mektuplarim.
Ama inan sen kadar bende biktim,
SONU OLMAYAN BU SEVDAMI
SONSUZA TAŞIMAKTAN...

Bugün yine hep senli idi günlerim Biliyormusun?
İlk tanistigimiz günü hatirladimda...

Sana ilk olarak "ask neydi?" diye sormustum;
"Aşk mı? Aşk Ölüm" demiştin...
İşte o zaman o sensin,
Yani aradigim kisisin demistim kendime...
Askin ölüm olduguna inanan bir sana inanmıştım ben,
Bir seni tanimistim sende kendimi görebildigim

Sevginin okyanus kadar büyük oldugunu söylemistin bana.
Bense o okyanusda bogulmaya hazirlanirken,
Ölmüş cesetlerimi cikardim...
Sensizligin kuytu gecelerinde her gece senin icin öldüm...
Bir ben kalmadi sana verebilecegim...
Her gece ikimizi tükettim.
Oysa "biz bitmezdik" demistik de,
Meğer coktan tükenmişiz, haberimiz yok...

Adın dilimde ask olarak kaldi.
Dilimde aşk oldun ama,
Neden her defasinda yüreğimde can buluyorsun...
Neden bende ölmüyorsun neden?

Oysa sen nedenlere ve keskelere hayatinda yer vermezsin, biliyorum. Hatirliyorumda bana "neden ve keske" deme neolur demistin.
İşte o gün nedenini sormadan, gözlerinden okumustum seni... "Biliyormusun seni bu yüzden seviyorum" demistin bana...

"Senden geriye kalan ne var ki şimdi"
Diye demeyeceğim kendime.
Çünkü ben seni hic ugurlamadim.
Belki yüreğime agir geldi bu sevda,
Her defasinda yikildim.
Yikilmanin ne demek oldugunu bilirdin sen oysa.
Beni bitirmemek icinmi gitmistin.
Oysa ben bitmedim can...

Bu sevda yüregimde iken biz bitemeyiz...
Anlıyormusun Yar!!!
Biz bitemeyiz...
 
geceleri gündüz yapan aşk
gunleri sanıyeye cevıren sen
yaptıkların reva mı
kım senın külünü ister
mutlulugunun kor'u varken.
susamak ,acıkmak degil
ölmek olsan ne fayda...
sen
heygidi koca aşk
sevgi'ye kavusamadın da
bizemi çektiriyorsun acını
dınle o zaman
sana ne dicem
.
benım sevgım içimde
kimsenin görmedıgı
senın bıle bılmedıgın bı yerde
mecnun bile kıskanır bilse
rengi al
kokusu ben
görmeyi degil okumayı bilen çözer ancak,
öyle bir dügüm işte
uzun lafın kısası aşk
senın işin kısmet !
benimkiyse tek...
 
Elimi her cebime attığımda;
ya ellerin geliyor elime
ya biriktirdiğim özlemlerim
ya da yarım kalmış bir şiir.

bilirsin;

zamansız tükenmiş ömür gibidir
yarım kalmış görmelerim,
öpmelerim.
dudakların büzülmesinden öte bir şey...

şiiri her elime aldığımda
ya gözlerin geliyor önüme ya saçların.
çıkarsın gecede parıldayan
bildik bilinmedik her nesneden,
bir telaş alır soluksuz yüreğimi!
bir telaşla saklarım senden çaldığım her şeyi.
ceplerim dolar
yüreğim taşar...

yanımdan her gittiğinde;
bir tarafın eksik gidersin mutlak.
mutlak bir şeyler kalır senden
titizlikle sakladığım.
ellerin kalır okşamalarıyla ellerimi,
gözlerin kalır avuçlarımda kelebek,
saçların masamda tutam tutam,
durgun dağılmayan.

ve öpücüklerin...

çiçekten çiçeğe
sekerek geçen bir kelebek kondurması!

...biter aylar yıllar geçer,
bu özlem sürer.
bitmez, yenilenir çoğalır
kalır.
hep kalır gitmez
ama hiçbir zaman geldiğin gibi gitmesin yanımdan.

mutlak bir şeyler kalır senden
 
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...

Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...

İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi
bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...

Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak
isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?

Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum.
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın...
 
Hayat mektebinde,
Kabuk bağlamış yaraya inat nefes almayı,
Karanlığa inat,
Bir mum ışığında yaşamayı öğrendim .
Öğrenemediğim tek bir şe

Hayat mektebinde,
Kabuk bağlamış yaraya inat nefes almayı,
Karanlığa inat,
Bir mum ışığında yaşamayı öğrendim .
Öğrenemediğim tek bir şey vardı;
Unutulduğumu bile bile
Ölümüne severken unutmayı öğrenemedim.

Kuru ekmekle,
Tuza banıp karın doyurmayı,
Sırtımdaki kamburuna inat
Hayatla her an savaşmayı öğrendim.
Öğrenemediğim tek bir şey vardı ;
Gelmeyeceğini bile bile
Yetim yüreğimle sensiz yaşamayı öğrenemedim.

Her karanlık geceden sonra
Aydınlık bir sabaha uyanacağımı,
Nehir olup aksa da gözlerim
Bir gün güneşle kuruyacağını öğrendim.
Öğrenemediğim tek bir şey vardı;
Dönmeyeceğini bile bile
Mavilere sensiz kanatlanmayı öğrenemedim.

Severken unutmayı
Bir türlü öğrenemedim..
Tek kusurum buysa; özür dilerim

y vardı;
Unutulduğumu bile bile
Ölümüne severken unutmayı öğrenemedim.

Kuru ekmekle,
Tuza banıp karın doyurmayı,
Sırtımdaki kamburuna inat
Hayatla her an savaşmayı öğrendim.
Öğrenemediğim tek bir şey vardı ;
Gelmeyeceğini bile bile
Yetim yüreğimle sensiz yaşamayı öğrenemedim.

Her karanlık geceden sonra
Aydınlık bir sabaha uyanacağımı,
Nehir olup aksa da gözlerim
Bir gün güneşle kuruyacağını öğrendim.
Öğrenemediğim tek bir şey vardı;
Dönmeyeceğini bile bile
Mavilere sensiz kanatlanmayı öğrenemedim.

Severken unutmayı
Bir türlü öğrenemedim..
Tek kusurum buysa; özür dilerim
_________________
 
Sana uzak bir yerde zamanın bir yerinde,
ufak bir gülümseme ile seni, senli günleri anımsadım yine.

Saçlarını, gözelirini, ellerini özledim.
Düşünüpte söyleyemediğim kelimeler geldi aklıma.

Yazıpta yollayamadığım şiirler.
Cevabını bulamadığım sorular.

Şimdi neredesin düşünüyormusun beni.
Sende anımsıyormusun güzel gözlerimi, sana olan sevgimi.

Yoksa seninde varmı bana düşünüpte söylemediğin kelimeler.
Söyleyipte arkasında duramadığın sözler.

Sana uzak olduğum kadar,
bilki okadarda yakınındayım ama şunu biliyoruzki.
İkimizde gideli çok oldu bu sevdadan...
_________________
 
Sen benim için hem bir hiç hem de her şeysin…
Giderken bıraktığın yara sonsuz bir acı bıraktı yüreğimde…
‘’sevseydin gitmezdin…gitseydin sevmezsin..’’ Giderken bıraktığın yarayı ne başkası kapatabilir..nede sen…
Hücrelerim paramparça kimi ölü kimi ölüm savaşında..
Aynı yasamaya çalışmak gibi…
Sensiz hayata alışmak gibi…
Varlığında yokluğunda bir savaş aslında…
Büyük bir savaş…
Hiçbir zaman kazanamayacağım bir savaş…
Vazgeçtim her şeyden..sevdan hariç
Ne yasamamın bir önemi var su anda nede gıdısının…
Ne gelişini beklerim..nede beni sevmeni…
Biz bizi bir hiçe harcadık…
Geri dönmek kolay mı? bittik derken tekrar aşkım demek kolay mı?
Her şeyden zor Çok zor…
Şimdi arasan son kez sesini duymak için nelerimi vermezdim ki…
Bu can yoluna feda…
araya aylar girse de her seferinde dönmüştük birbirimize…
bu kez çok farklı olacak biliyorum…
geri dönüşümüz olsa silmezdik birbirimizi…
daha doğrusu sen beni…
ben seni silsem zaten uğruna bunca yas dökülmezdi…
bunca acı çekilmezdi …
ne var ki öğreniyorum artık

SİLEMİYORSAN KARALAYACAKSIN! ! ! ....
 
sessiz kalan yakarışlarımla bitirmeye çabalıyorum
sesime dostlarım bile yanıt vermiyor artık
penceresiz kaldım şairin dediği gibi
kuytu köşelerde acılarımla yanlız kaldım
ve ben bunu artık kabul ediyorum
yapayanlızım şu sınırları dikenli tellerle çevrili açık hava ceza evine benzeyen
mekanda acılarımla ve ızdıraplarımla yanlızım.
yanlızlığım bağrımı sıkıyor kimsesiz oluşum

duvarlar konuşmuyor gökyüzü yüzümü güldürmüyor artık
çalan bir telefonum bile yok
mecburi istikametgahımda.
günleri tarihi unutum zamanın dışında yaşıyorum
ölü bir beden gibi ruhsuz
yüzü gülmeyen dalgın biriyim artık

oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi
geceleri gizlice gündüzleri gözyaşlarını içine atarak ağlıyorum.
kalabalıklar içinde yanlızım
kimsesiz oluşu öğrendim kimsesiz kaldı sesim
 
Sen bahar güneşi ile
ısıtırken yüreğini
ben yüreğimin üşüyen sokaklarına
kazıdım ismini..
Hazanın sarı yapraklarıyla sarmaladım
çıldırtan özlemini..
İçimde yanan ormanı
gözlerimin sağnak yağmurlarıyla
kendim söndürmeye çalıştım ama;
başarmadım
seni unutamadım..

Ah.. Bu hazan yağmurları
bilsen nasıl da sırılsıklam
özletiyor seni..
Güllerin solması
kuşların göç etmesi gibi..
İçimde buz tutmuş küskün bir mevsim
yüzümde zamanın acımasız izleri
ne sen çıkıp gelebildin,
ne de ben yenebildim sensizliği...
 

Benzer Konular

E
Yorumlar
3
Görüntüleme
2K
E
Back
X