Özcan Ünlü'den bir şiir...

Eski_dxuxnya

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
29 Mart 2007
324
0
96
Diğer



Neden susayım usta, kırmızı bir gök yağıyor üstüme

Dörtnala içiyorum rüzgârın soğumuş yapraklarını

Göğsümdeki âteş düşüyor soyunmuş dudaklarıma

Savurup atıyorum taflan yemiş çocukları, alnımdan

Yürü yürü çoğalıyor eylül denen yol,

Geçiyor eşiklerden yağmur kokulu saçlarıyla iki sevgili

Ve birdenbire uçuruma düşüyor simyası yalnızlığın...



Islak çöl ıslıkları yapışıyor moraran parmaklarıma usta

Eylül denen ölüm çiçeğine veriyorum son nefesimi

Kurşuna dizilmiş düşlerden tanıyorum hayalifener çocukları

Sesime katık yaptığım hüznünden ve içime batan aşk teknesinden

Çıkarıp alıyorum incecik çığlıklarını çocuk yanımın

Bir sonbahar aynasında unutmak istiyorum yoksulluğunu ülkemin

Alışmak toza toprağa bulanmış karanlıklarına serin sokakların...



Biliyorum, hüzün akşamlarında dökülüyor bütün sırlarım usta

Kalbe değen yıldırımlar yazıyor aklıma kara sevdalı bulutlar

Işıktan sesleriyle ölüyor kuşatılmış bahçelerdeki çiçekler

Küskün zambaklar sığınıyor gecemin üşüyen dar kapılarına

Kapanmış pazarların titreyen meydanlarında düşüyorum sayımdan

Elimde eli sevgilinin ve içimde uçamayan kuşların sessizliği

Bahçeye koşan kokusundan tanıyorum nefesini eylülün...



Ben ölürsem, kim taşıyacak onca gök gürültüsünü usta

Kim toplayacak uçarı hüzün şimşeklerini çocukların kalbinden

Kıyılarına vura vura ancak ben yürürüm lodoslu dalgaların

Sarhoş sokakların ruhunu ben döndürürüm boynu bükük yaprağa

Lezzetli güz sofralarında kalan sevinçlerini bilirim çocukların

Ateşler içinde yanan güller bana anlatır sırlarını

Herkes adına toplarım hüzün soluyan kuşları o serin sokaklardan



Ölüp ölüp dirildim usta, yağmurla yıkadılar cesedimi

Sağnak yemiş caddelerinde kayboldum güngörmüş kentlerin

Unutup sonbaharı, poyraz bakışında ısındım sevgilinin

Gözlerinin limanına demirledim intihar yüklü bulutları

Ellerimle topladım cüretkâr gözyaşlarını yazıklı şarkılardan

Sessizce ağladım, alnıma koyarak sıcaklığını gülücük çukurunun

Küçüldükçe gözlerim tanıdım eylülün sarışın mahzunluğunu



Bir hüzzam şarkı söyle, dinsin içimin melâli usta

Yarı uçuk kentlerde zaten ağlıyorum bütün yoksullukları

Eylülün aynasında bir ben, bir de poyraz bakışı sevgilinin

Ve küçük bir çocuğun destan okuyan gözlerini bırakıyorum

Çamur bakışlı sokaklar kaçıyor adımlarımın uğultusundan

İşte sana usta, söylediğin o hüzzam şarkıyı bırakıyorum

Hüzün mü? Hâlâ mümkün! Ben çekip gidiyorum...


Özcan ÜNLÜ
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…