öcelikle yorumlara teşekkür ederimyerimsenibenopuyorumnanaktan
laalecim şöyle anlatayım o zaman;
mesela en basitinden bir nakışa başlıyorsun,emek emek büyük özverilerle işliyorsun nakışını,her bir çiçeğe her bir dala ayrı renk çiçek.. hatta özellikle sevdiği renkleri seçiyorsun belki de evine uygun olsun diye renkleri ona göre ayarlıyorsun,sevgiyle yapıyorsun,gerekirse uykundan fedakarlık edip uğraşıyorsun onunla..bitince kime göstersen "harika olmuş vereceğin kişiyi kıskandım senin gibisi zor bulunur" diyor.. sonra bunu kardeşin gibi gördüğün dostuna veriyorsun.. eviriyor çeviriyor bakıyor ve gözünün önünde hiç çekinmeden yırtıp atıyor.. hani güya sevmediği bir renk varmış içinde,ya da şeklini beğenmemiş..
işte bu misal benim hissettirmeye çalıştığım dostluk..her çocukça hareketinde her hatasında "olabilir belki bir nedeni vardır" deyip olgunluk gösteriyorsun.. ve sonra sırf kıskançlıktan ağır hakaretler..
bu mu yaa?? bu mudur karşılığı??? ve bu kadar da umursamaz?? ya benim canımın yanmışlığı?? diyorsun...
benneyaptımki
biraz uzun oldu ama ancak bu şekilde anlatabildim canımboshayallersmile bunun üstüne insan az da olsa karşıdakinin seni anlaması için durup bir düşünmesini istiyorsun.. üstelik bu bir o kadar takmayan biri ise...mirmirmirmir