Selam canım.
Huzursuzluğunu anlıyorum ama bence onun da fazla üzerine gitmemelisin. Erkekler çocuk gibidir. Sürekli problem çıkarma kapasiteleri var. Bence başta tektaş modellerini bile göstermemeliydin. "Önemli değil." imajı çizeceksin. Önemli olan ne hissettiğin değil, karşıya bunu nasıl gösterdiğin. İçin kaynıyor, konuşmak istiyorsun, farkındayım. Bir an önce netleşsin, sakarlık yapıp abuk subuk bir şeyler almasın istiyorsun. Ama ne önemi var ki güzelim? Sen söyleyince zaten yapmayacak. İNATLAR ÇÜNKÜ.
Ben çok zor bir adamla birlikteyim. Birlikteliğimizin başından beri böyle bu. Kıyafetime karışır, o biter yüzümdeki sivilce izleri için lazer yaptırmak ister, o konu geçer arkadaşlarla oturuyoruz mesela, en yakın arkadaşına ayarlamaya çalıştığımız kıza sevgilin var mı diye sorar. Belki kötü niyetiyle yapmaz ama bunlar insanın tadını kaçıyor. Yine de ağzımı açıp tek kelime etmem. Boşver diyorum kendi kendime. Her şey olacağına varır.
Birlikte olduğumuz zamanda ben hiçbir zaman evlilik kelimesini ağzıma almadım. O ağzımı arasa bile lafı değiştirdim güldüm geçtim. Kendisi evlilik teklifi etti. Kendisi işini kurmak için çabalamaya başladı. Ben sadece yanında durdum, ihtiyacı olduğunda başını okşadım, onu eleştirmek yerine güzel huylarını, yakışıklılığını övdüm, bir konu hoşuma gitmediyse ben bundan hoşlanmadım dedim ama uzatmadım da, çok konuştuğum zaman dilimi ısırdım, saygısızlık yaptığımda özür diledim. Hep alttan aldım ve buna da onu alıştırdım ve hiç de pişman değilim. Çünkü kırılıp aynı şekilde davranmadığında senin tekrar o kız olman için adeta paçaları falan tutuşuyor. Kendisi geliyor. Kendisi yapıyor.
Nikahı öne almak istediğini söyledi mesela. İşimle ilgili anlaşmayı tamamlarsam kasımda olsun bitsin dedi. Düşünebiliyor musun, kasımda! Ne yer bakıldı, ne davetiye konusu var, ne gelinlik baktım, ne eşimin dostumun haberi var. Sanki ağaç kovuğundan çıkmışım ben. Yarım saat sonra, kasımda ne zaman gibi düşünüyorsun, ona göre işleri ayarlamak gerek dedim. Bana ne dese beğenirsin? "Bunu benim başıma vurma ama kasım dedim diye, işlerim olursa diyorum." dedi. Sanki ben koşarak gitmişim gibi. Sanki ben ağzımdan düşürmüyorum da ona söyleniyorum gibi. "Tamam canım başına falan vurmam. Ben sadece ayarlanacak işleri düşünüyordum. Mühim değil." dedim. Çok kırıldım. Ama hiç belli etmedim, bir süre sonra da başım ağrıyor deyip evime geldim. Bundan sonra bu konuyu açmam elbette. Davetiyeleri de kendi seçebilir açıkçası umrumda değil. Amaca hizmet etsin yeter. Gerektiğinde ben listemi hazırlar veririm. Hepsini o halledebilir. İstemiyorsa da evlenmesin o da mühim değil. Ben kimseyi sıkıştıracak, üstüne atlayacak yapıda bir insan değilim. Konuştukça sarpa sarar bu meseleler zaten. Doğrusunu zaman gösterir. Ben onunla gülüyorum, iyi vakit geçiriyorum bu bana yetiyor. Evlenmek gibi bir beklentim de yok açıkçası.
Demem o ki çocuğu da bunaltma yap dedikçe erkek milleti bu yapmaz. O kadar zaman evlilikle ilgili ağzımı açmadım. Mobilya seçmeye götürdü sen nasıl istersen canım dedim mobilyalara bile bakmadım. Onu hiçbir zaman sıkıştırmadım. Bir söylediği aralığı teyit etmek için zaman sordum onda parladı. Erkek milleti böyledir güzelim. Hiç uğraşma, münakaşaya girme. Onları çocuk farz et. Ne yaptığını da takip etme sana zarar. Ben bırakıyorum benimkini ister diskoya gitsin ister camiye umrumda olmuyor. Olacak olan bir şey varsa olur, yapacağı varsa zaten yapar.
Üzme kendini de sorun da çıkarma boşver. Değer mi üzülmene kızım? Allah hayırlısını versin de geç. Gençsin. Boşver.