Şiir tadında

YETER Kİ BİR KURŞUN DAHA SIKMA

dokunma yüreğime
ne olursun dokunma
şimdi olmaz
yarası bu kadar tazeyken olmaz
olmaz çünkü dokundukça kanar
baktıkça acır
taze bir kurşun yarası gibi
bir sözümüz vardı
aşka ihanet etmeyeceğimize dair
aynı nefesi soluyacağamıza
aynı geceleri paylaşacağımıza
aynı yağmurlarla ıslanacağımıza
ve aynı sevdayla yaşayıp öleceğimize
aşka dair söz vermiştik
ve ben şimdi
seni unutacağıma dair and içiyorum
yerle gök, suyla toprak, şahidimdir
seni unutacağım
ayla yıldızlar,geceyle gündüz şahidimdir
seni yüreğimin zifiri karanlıklarında bırakacağım
kumsala dalgalar,yağmurla fırtınalar şahidimdir
seni ruhumun en kuytu köşesine savuracağım
verilen sözler paylaşılan güzel anlar şahidim olsun
ucunda öleceğimi bilsem bile
söz verilen aşklara dair
seni unutacağım
yeterki bir daha dokunma yürağime
incitme ruhumu
yeterki bir kurşun daha sıkma


ARZU YILDIZ
 
BİR AŞKTIR SENİ YAŞAMAK

Bir aşktır seni yaşamak
bir tutku bir özlemdir hesretinle yanmak
kimi zaman bir fırtına
kimi zaman delice akan bir nehirsin
kalbimde dolup taşan
belki hasret kokulu bir cennet
belkide yasaklanmış bir ülkedir seni yaşamak
bir aşktır seni yaşamak
bir tutkydur hasretinle yanmak

seni yaşamak için attığım her adımda
biraz daha bağımlılık
belkide adını hiç koyamadığım nice dulgular
filizlenir sana tutsak yüreğimde
tutsaklaştıkça özgürleşen
özgürleştikçe kalbimin kelepçelerini kıran
benim için cenneten indirilmiş bir melek
bir yağmur damlasısın toprağıma düşen
bir aşktır seni yaşamak
bir tutku bir özlemdir hasretinle yanmak

vazgeçilmezim ruhumdaki huzurum
benim diğer yarım
hayatımın anlamı
yaşama sebebimsin
sen kutsanmış topraksın
bazen tatlı bir tebesüm olursun dudaklarımda
bazende bir damla gözyaşısın akıtmaya kıyamadığım
her yeni güne başladığımda
içimi ısıtan güneşsin
her gün sevginle yeniden açan
bir kır çiçeğiyim aşkınla sulandığın
ve sen sonsuzluksun birtanem
bir aşktır seni yaşamak
bir tutku bir özlemdir hasretinle yanmak

kendine iyi bak kömür gözlüm
ve sende kendine iyi bak
cennet kokulum


ARZU YILDIZ
 
AŞK:BENİ YAŞAMAYI BİLEMEDİN

Ben aşkı hiç yaşamadım ki
Yada yaşatmayı bilemediler
hep eksik olan birşeyler vardı
benim bir türlü tamamlayamadığım

aşk bana hep hüzünlü gecelerde gelirdi
savunmasız çırıl çıplak olan yüreğime
onu hep uzakta seyrederdim
ben yaklaştıkça o kuytu karanlıklara sığınırdı
sanki onu inciteceğimi düşünür gibiydi
halbuki yanılmıştı
ben onu yaşamak yaşatmak istiyordum
onu kalbimin en derinlerinde saklayacaktım
kimseye söylemiyecektim
kimse bilmiyecekti

ama aşk bana hep sonbaharda gelirdi
niye gelmek için hep bu mevsimi seçerdi ki
bence onu yaşamamı istemiyordu
çünkü ben ağırdım
çünkü beni yaşamak yürek ister
çümkü o beni taşıyamazdı
onun için o hep sonbaharda gelirdi bana
o da biliyordu ya o mevsimde
yaprakların Ağaçlardan koptuğu gibi
umutlarımın benden çoktan koptuğunu
yağmurların bendeki son sevgi kırıntılarınıda yıkayıp götürdüğünü
hazal yelinin çoktan başladığını
güz gülleri gibi çoktan solduğumu
oda biliyordu ya
gelmek için hep bu mevsimi seçerdi
çünkü beni yaşamak yürek isterdi

ben aşkı hiç yaşamadım ki
yaşanmak için hep yanlış zamanları seçtik
o bana geldiğinde ben çoktan demir atmıştım yanlızlığa
ben ona vardığımda ise
o çoktan başka umutlara yelken açmıştı bile
onun için hep ağır bir yüktüm
seni taşıyamam taşısam batarım
seni yanlız taşımam lazım
çünkü sani taşımak yürek ister derdi
ben susardım
çünkü aşk bana hep yanlış zamanda gelirdi
umutların bittiği
sevginin tükendiği
hasretin körleştiği
özlemin hiç çekilmediği bir zamanda gelirdi

niye beni yaşamak istemezdin
oysaki beni bir yaşasaydın
ruhuna bir dakkika misafir etseydin
sevgiyi,hasreti,özlemi,tutkuyu ikram etseydin
onları nasıl yaşayacağımı görseydin
beni yaşamanın nasıl bir aşk olduğunu anlardın
çünkü ben gerçek aşktım
ama sen bunu bilemedin
ve kaybeden sen oldun
çünkü ben sana misafirken
sen bende kaldın
nasıl bir aşk olduğumu anlamıştın
ama aşk:gene de sen beni yaşamayı bilemedin


ARZU YILDIZ
 
BİR SANNİYE

biliyormusun seni kaybetikten sonra
birşeyin farkına vardım
aşkta bir saniyenin bile ne kadar değerli olduğuna
bir tek onu anladığımı sanma
neler anlamadım ki
bir saniye elleini tutmak
tek bir saniye
gözlerinin içine bakıp seni seviyorum diyebilmek
ve senden bu sözu duymak
bir tek saniye sadece tek bir saniye
sıcaklığını hisetmek
biliyormusun bir saniyede yüreğine dokuna bilirmişim
kokunuda nefesinide içime çeke bilirmişim
bunları o bir saniyede yapa bilirmişim
ancak sen benden gittikten sonra anladım
biliyormusun gülüm
ayrılmayanlar için bir saniye neymiş ki
onlara saatler yetmezmiş
hata bazen günler bile
ah be gülüm ah
her şeyi tatım
ama bir seni yaşamayı tatmadım
bana göre gurur
sana göre senden vazgeçmekti
ne tuaf
şimidi ben istiyorum
sen yoksun
ama sen yanılmıştın
bunun adı vazgeçmek değildi
sadece biraz gurur vardı
bunu yene bilirdim
ama biliyormusun gülüm
sen bunu anlamak istemedin
oysaki ne umutlar ekmiştik yüreklerimize
umutlarımızda bırakıp gitmek yoktu
hele aldatmak hiç yoktu
aslında ben umutlarımı yanlış yürekte yeşertmişim
bunu çok geç anladım
ama biliyormusun gülüm
sen senin kileri doğru yürekte yeşertin
yanlış olan tek bir şey var
meyvelerini sen değilde ben topluyorum
hemde yüreğimi kanata kanata
ben sana ne diye bilirim ki
sadece canın sağolsun
ama keşke sana bir saniyede olsa
dokunabilseydim sadece bir tek saniye
bunu ancak kaybettikten sonra anladım
meğer ne çok şey sığdırabilirmişim
o bir sanniyeye
ama ne yazık ki bunu
sen benden gittikten sonra anladım

ARZU YILDIZ
 
HÜZÜNLÜ BİR SİTEMDİ SADECE

hüzünlü bir sitemdi
sana o gün söylediklerim
kızgın olduğumu sanma
hele dargın olduğumu hiç sanma
zaten bir suçlu da aramıyorum
sadece kızgınlığım kendime
seni sevmeyi öğrettiğim gibi
affetmeyi de öğretmeliydim yüreğime
pişmanlık duymadığımı sanma
hele başkasına ait olduğun için
mutlu olduğumu hiç sanma
biliyor musun
onun yerinde olmak için neler vermezdim
boş ver hiç bilme daha iyi
nede olsa sen benden gittin artık
derin bir of çekiyorum şimdi
yüreğimdeki yerini anlatmadan önce
biliyorum kelimeler bile yetmeyecek ama
ne yapabilirdim ki başka
eskiden seni özlediğimde
yüreğimde arardım
çünkü ordaydın
yerin belliydi
ellimi yüreğime koyduğum gibi bulurdum seni
ama bir gün arayıp ta bulamayacağımı hiç düşünmemiştim
çünkü sen yüreğime sahiptin
çünkü yüreğimi öylesiye vermiştim sana
senden hiçbir şey dilemeden
ve hiç bir şey beklemeden
yada ben öyle zannetmişim
şimdi elimi yüreğime koysam bile
yüreğimi parçalasam bile bulamıyorum
seni bıraktığım yerde göremiyorum
sen çoktan çekip gitmiştin bile
deme ki üşütmüşüm
deme ki günül misafirimi iyi ağırlamamışım
deme ki istediği gibi sahiplenmemişim
yoksa sen benden sebepsiz çekip gidermiydin
ya işte ben kendimi böyle avutuyordum
sen benden gittikten sonra
ve şimdi
ya hüzünlü yağan sonbahar yağmurlarında
ya çalınan ayrılık şarkılarında
yada sana döktüğüm göz yaşlarımda buluyorum seni
yo yo seni suçladığımı sanma
sana kırgın olduğumu hiç sanma
bu sadece hüzünlü bir sitemdi sana
beni anlamadığın ve bu sevgiden çabuk vazgeçtiğine dair
belki seninde haklı sebeplerin vardı kendince
bu sebepleri ben bilmesem de
biliyorsun ya günül arsızım
seven gönülü avutmak hoştur ama
ayrılık acısı çekenin mecali yoktur
ve bana şimdi sen söyle
ben bu haldeyken
bendeki aşkın beni bu kadar yıpratmışken
seni yüreğimin hangi köşesine koymamı istersin
hele de seni başkasına yar etmişken
sana başkası dokunurken
benimle paylaşacağın hayatı
başkasıyla paylaşırken
ben ne yapa bilirim söyle
seni yüreğimin hangi köşesine koya bilirim
bu sana hüzünlü bir sitemdi sadece
sana kızdığımı sanma
hele de nefret ettiğimi hiç sanma
bu sadece sana hüzünlü bir gecede
hüzünlü yağan yağmurlu bir sonbahar gününde
ve bu sözler bir gün mutlaka sana kavuşacağını
ümit eden bir günlü yaralının sana yazdığı
hüzünlü bir şiirdir sadece
bunu bilsen de bilmesen de


ARZU YILDIZ
 
SEN AŞKIN İKİ YÜZÜSÜN

bazen yağmur olur gözlerimden yüzüme
bazen de yüreğime damlarsın
bazen rüzgar olur hafifçe saçlarımı okşarsın
bazen de fırtına olur
bendeki umut kırıntılarını koparır
ruhumda kapanması imkansız yaralar açarsın
hem yaşam hem ölümsün
hem varlıksın hem yokluk
sen var ya sen
sen aşkın iki yüzüsün
bazen kalbimi okşar
bazen de onu bin parçaya bölersin
bazen mutluluktan uçurur
bazen de diri diri toprağa gömersin
hem buz gibi soğuk
hem ateş gibi sıcaksın
bazen özgürlük
bazen de tutsaklıksın
bazen gül olur kokarsın
bazen de kurşun olur yaralarsın
hem çok yakın hem çok uzaksın
hem içten bir öpücük
hem de acı bir tebessümsün
sen var ya sen
sen aşkın iki yüzüsün
bazen türkü olur söylenirsin
bazen de şiir olur yazılırsın
hem nefes olur hayat verirsin
hem de düğüm olur boğaza dizilirsin
bazen deniz olur serinletirsin
bazen de çöl olur kavurursun
hem yarayı kapatan hem kanatansın
hem yalansın hem gerçek
sen var ya sen
sen aşkın iki yüzüsün


ARZU YILDIZ
 
SONBAHAR

Ben bu mevsimi çok severdim bir zamanlar
Çünkü benden alıp götüreceği bir şey yoktu o zaman
Ta ki seni benden alana dek
Sonbahar rüzgarları estiğinde ben seyrederdim
Ağaçların yapraklarını nasıl kopardığını
güvercin yuvalarını yıkışını
Tabi bir tek rüzgarları yoktu onun
Dinmek bilmeyen yağmurları da vardı
Islanıp büklüm, büklüm olan çiçekler
Hele de ıslanmamak için duvar deliklerine kaçan kuşlar
Ben bunları Zevkle seyrederken
Kendime şunu soruyordum
Koparıp götürdüklerinin canları acıyor muydu acaba;?
Derdim kendi kendime
Adı gibi gerçekten yaşanan şeyler için bir sonbahar mıydı bu
Ve sanki bu merakımı gidermek niyetine
Seni benden almıştı
İçim kanıyordu
Yüreğimi yağmur yüklü bulutlar kaplamıştı
Gözlerimde sağanak yağış vardı
Ve ben gülüm
Sırılsıklamdım üşüyordum,titriyordum
Gene de hiçbir şey hissetmiyordum
Çünkü canım yanıyordu
Benden kopardığı yaprağımı arıyordum
Yani seni arıyordum
Yağmurlarıyla bendeki sevdanı yıkamaya
Benden koparmaya çalışıyordu
Ve sen gülüm
Benden gitmeye bu kadar hevesliyken
Ben yenik düştüm
Ağ be gülüm ağğğğ yenildim
Seni ona kurban verdim
Ne yapa bilirdim ki başka
Çünkü onun adı sonbahardı
Çünkü o aşıklardan kalan son ümit kırıntılarını toplayan bir bahardı
O böyle tanınmıştı böyle ön salmıştı
Değişmeyen tek bir şey var gülüm biliyor musun
Her şey ilkbaharı yaşarken
Ben daha sonbahardayım
Kim bilir be gülüm kim bilir
Belki o ilk baharı bende bir gün yaşarım


ARZU YILDIZ
 
Satılıktır Çocukluğum....

Yıkık dökük çocukluğumu satıyorum,
Yaşanmamışlıklarla yüklü Salı pazarı tezgahımda…
Çocukluktan kalma süslü düşlerimi,
Kurşun kalemle yazılmış hikayelerimi satıyorum..
Sarı saçlı bebeğimi satıyorum,
Kumşu kızdan arta kalan…
Yırtık kollu kazağımı,
Açık mavi lastik papuçlarımı satıyorum…
Yok mu alan?
Sancılı aşklarımı,
El değmemiş sevdalarımı,
Avucumdaki kirletilmiş dünyamı satıyorum…
Siyah poşetli uçurtmamı,
Bayramlık üçüncü kalite elbisemi satıyorum…
Yok mu soran…
Bekliyorum…
Köşe başında,
Düşler pazarı tezgahımda,
Satılığa çıkardığım çocukluğumu satıyorum…
Yok mu alan?


Arzu Yıldız

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. Maddesi gereği eserin tamamının telif hakları eser sahibine aittir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Beyaza boyuyorum günahlarımı,
Siyaha sevaplarımı…
Bitsin diyorum,
Batırıyorum,
Durmadan fırçaları kovalara…
Başka renkler olsun istiyorum,
Örneğin yeşille mora…


Arzu Yıldız

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. Maddesi gereği eserin tamamının telif hakları eser sahibine aittir.
 
X