Balayında Uzungöl'deydim birdaha gitmeye Tövbe ettim arkadaşım ben kapalıyım deniz kenarına gitsek ben yüzmeyeceğim (o zaman su korkum vardı şimdi baya yendim) o sıcağı çekemem Karadeniz'e gidelim dedik ama altımızda aracımız yoktu uçakla gitmiş ordan araç kiralarız demiştik ne mümkün bir tane araç bile bulamadık dönüş biletlerimizde alınmıştı önceden değiştiremedik iki gün sonra sıkıntıdan patladık zaten sağın solun arap turist doğası güzel ama düğündeki yorgunluktan sonra Alışık olmayanı hava fena çarpıyor çok kötü hasta olmuştum Ateşler içinde yatarken bi araç bulamadık hastaneye gitmek için Uzungöl'e çıkan ve inen araçlar akşam yedi oldumu seferlerini bitiriyor zaten saat başı minibüsten bozma araç var emekli gibi tıkılıp kalıyorsun otele küçük bi sağlık ocağı var oda ona keza ağrı kesiciler markette satılıyor sen düşün yani en yakın ilçenin hastanesi zaten efsane uykusundan kaldırdığımız nöbetçi doktordan bi dayak yemediğimiz kalmıştı nöbetçi eczacı Nöbeti evinde Çizgili pijamalarıyla tutuyordu camda yazan numarayı arayınca pijamalarıyla geldi adam ilacı verip eczaneyi yine kapatıp gitti Velhasıl balayımız burnumuzdan geldi bütün hastanelerin acil servisini gezmek zorunda kalmıştık uçak parası kadarda taksi parası ödedik en son Trabzon Tıp Fakültesi'nde Teşhis koymuşlardı orda ne olursa olsun ben memleketime gitmek istiyorum diye yalvardım eşime tek iyi Hatırladığım Sümela Manastırı'nı merak ediyordum oraya gittik oda bir günümüzü aldı zaten sabah Trabzon'a in ordan turla Sümela'ya çık sonra yine Trabzon'a dönüş tekrar Uzungöl'e dön 2 saat Sümela'da durduk 5,6 saat otobüs içindeydik otel güzeldi ama bungolalarda kalmıştık heryer ahşap baya otantikti benimki böyle kötü bi anı olarak kaldı