Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi.
Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan'a.
Kanuni durumu kendigözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi camininortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi.
Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle '' Bu ne iştir Mimarbaşı '' diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu.
Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu.
Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi.
Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni'de , Sinan'ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.
Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu.
Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı
Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi…
Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.
Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı.
Bütün bunlar bunlar günümüzden 458 yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.Son Bir Şifre Daha Var. Hani oyuklar var ya isin bir odada toplanmasını sağlayan , hava akımını içeri alan.
Dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz.
Ayrıca Süleymaniye'nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz.
bir binanın yapının oturması binen basıncla beraber yılları alır uzun süre geçmiş minereler hafif egım almıştı M.Sinan'sa çoktan rahmetli olmustu zamanın mimarları demır kazıkları çakıp gerilen çelik halatlarla gerginligi saglamayı düşündüler ;topragı kazdıklarında Sinan'ın zekası karşısında bir kez daha dehşete düştüler çünkü hazır çakılı kazıklar karşılarında duruyordu
mimar sinanın yaşamını anlatan ışıkla yazılsın sonsuza adım isimli kitapta bu muhteşem caminin yapılışı da anlatıyor.
Usta mimar caminin içerisinde zikir yaparmış şöyle ki içeride tam 99 adım atılıyor.ve mimar sinan tesbih çekmek yerine döne döne zikirde bunulurmuş
kesinlikle okumanızı tavsiye ederim
birkez daha gurur duydum allah rahmet eylesin onlar olmasa halimiz ne olurdu tarihimiz şimdi yapılan binalar çok sağlıksız vede dayanıksız paylaşımın için çooooooook saol çok gurur duydum zekası tartışılmaz koca sinan allah yine nasip etsin ülkemizde mimar sinan gibi nesiller yetişsin