Susmak(anneler okuyun lutfen)

seyran

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Şubat 2007
842
7
643
55
Hollanda
Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı. Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır onun gelişini iple çekerdim.
Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi. Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir araya gelirdik babamla.Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir, ‘Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı ütüleme!’ derdi. Annem de ‘Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?’ diye çıkışır, beni odama gönderirdi. Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol alırdım. Babam arkamdan, ‘Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne istiyor anlamadım.’ diye bağırmaya devam ederdi. ‘Keşke benim de bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep birlikte otursaydık’ derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim.Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı. Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım. Önce resim yaparak başladım işe. Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; ‘Bak, böyle uslu uslu oyna işte.’ diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. ‘Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.’ diye komşulara anlatıyordu annem halimi. Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem ‘Odanı topla!’diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum. Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum. Annem odama gelip ‘Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım.’ dedi bir gün. Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım?

Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi. Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi ‘Çok güzel olmuş.Bu adam benim herhalde.’ dedi. Ben ‘Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.’dedim. O ‘Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.’dedi. Ben yine ‘Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.’ dedim. Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: ‘Peki neden bizi küçük çizdin?’ dedi. Heyecanla başladım anlatmaya. Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde ‘Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.’ diyeceğim. Ve bir de bağıracağım ‘Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar’ diye.

Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Duyduklarına inanamıyorlardı. Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi Farkında’ Olmalı İnsan… Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı…

 
çok içli bir yazı, yanlız çocuğun da hakkını verelim çok akllıymış mirmirmirmir
 
Cok guzel bir yaziymis...Bizde aksamalri cocuklar az erken uyusunlar diye ugrasiyoruz biraz sakin vaktimiz kalsin diye...Baska gozle baktim simdi bu yazidan sonra....
 
Ya gerçekten çok güzel!!

Ama böyle anneler ve babalar var elbette susmayıı,oyun oynamayıı yaramazlık sanan benim tandıklarıma göre de oturmak usluluktur.Koşturmak vs. yaramazlığa giriyor ama çocuk bu yanii büyük insan gibi oturması beklenmesi saçma bence:olmaz:
 
çok güzeldi bu aralar zaten duygusalım bide bunu okuyunca başladım ağlamaya:sinifsinif:
 
harika bi yazı gerçekten..tüm Anne babaların ibret alması gereken bir yazı olmuş.. tşkler
 
hep içimi acıtır böyle hikayeler bir tanede bende var
bir hikaye vardı bebeğin hikayesi
bebek doğuyor annesi babası o çok mutlu. akşam baba geliyor beraber kapıyı açıyorlar babası kucağına alıp seviyor ilk aylar çook güzel ama annenin doğum izni bitiyor ve bakıcı tutuluyor. bebeği hiiç annesi gibi sevmiyor güzel kokmuyor bakıcı plastik gibi kokuyor sanki. artık akşam olmasını bekliyor kapıyı gözlüyor bebek çünkü annesi gelir gelmez ona koşuyor. ama o günlerde geçiyor yürüyor artık bebek kapı zilinin sesiyle fırlayıp kapıya koşuyor ama anne babası yorgun bankada çalışıyorlar ikiside onu yerden alıp koltuğa koyuyorlar. birgün anne babası ona bir kuş hediye ediyorlar. kuş bebeğin herşeyi oluveriyor. onunla oynuyor onla zaman geçiriyor ve bir gün bakıcı pencereyi açıp unutuyor kuşta camdan kaçııp gibiyor. bebek pencereye yanaşıyor
- kuş gitti kuş da bankaya gitti diyor.
 
Back
X