Terzi kendi döküğünü.

bogurtlenkusu

Çay' bırak o day'mın.
Kayıtlı Üye
27 Mayıs 2013
4.845
8.803
248
Gece olunca bi darlanıyorum.
Günün koşturmacası bitince, sokaklarda ses kalmayınca, gün boyu unuttuğum dertler, geçiştirdiğim hikayeler, film şeridi gibi gözümün önüne diziliyor.
Ama ne film! Oscarlık mübarek.

Geliyoruz, takılıyoruz saatlerce bdv'de.
Başkalarının dertleri oyalıyor bizi. Faydamız dokunuyor / dokunmuyor, bilemem.
Ama bu akış, başkalarının sökükleri, kendi döküklerimizden alıkoyuyor sanki, di mi.
Kendi döküklerimizi düşünmeye vakit kalmıyor.
Ama sonra böyle sessizleşince ortalık, düşünüyorum.
Yan odadan duyulmasın diye sıkarak ağlıyorum.
Sabaha az kaldı.
Simitçi geçince güzel olacak her şey.
 
Gece olunca bi darlanıyorum.
Günün koşturmacası bitince, sokaklarda ses kalmayınca, gün boyu unuttuğum dertler, geçiştirdiğim hikayeler, film şeridi gibi gözümün önüne diziliyor.
Ama ne film! Oscarlık mübarek.

Geliyoruz, takılıyoruz saatlerce bdv'de.
Başkalarının dertleri oyalıyor bizi. Faydamız dokunuyor / dokunmuyor, bilemem.
Ama bu akış, başkalarının sökükleri, kendi döküklerimizden alıkoyuyor sanki, di mi.
Kendi döküklerimizi düşünmeye vakit kalmıyor.
Ama sonra böyle sessizleşince ortalık, düşünüyorum.
Yan odadan duyulmasın diye sıkarak ağlıyorum.
Sabaha az kaldı.
Simitçi geçince güzel olacak her şey.
Kendimden daha fazla derdi olan insanları görmek şükrettiriyor bana bak dıyorum ne çok şey yaşayan insanlar var.Bunun adı ne bılmem aslında ınsanların dertlerını okudukca sukrettıgım gıbı stresimde çogalıyor.Evet kendi sökuklerımızden alıyokuyor.
 
bilincli ve takintiyi ayiracak farkindalikta biri oldugna inanarak yaziyorum,
dusunmekten kacma, dusun ki kafanda donup duran seylerden usanasin...
sabah erken kalktigin halde hergece uyuyamamak iskenceden farksiz.
cozemesen de kendine "amaan be baydin sende" diyip totonu devirip yatmaya basliyorsun,
ilik sutun verdigi uyku ve cocukluktan kalma his de etkiliyor tabi.
 
Böğürtlen hakikaten sana bişiler oluyo gece olunca :) dertlerini düşüneceğine gün içinde olan herhangi güzel bişeyi düşünmeyi denesen? Bugün çok değerli bi psikolog insanların her gece yatmadan önce gün içinde yaşadıkları, gördükleri herhangi güzel birşeyi (gördüğün güzel bi ağaç, aldığın hoş bi iltifat gibi) yazmaları sonucu (3 adet) duygusal zekalarında çok değişiklik olduğundan, pesimist yanlarını törpüleyip optimist, pozitif profiline ulaştıklarından bahsetti. Aslında sorunlarımızı kendi kafamızda büyüten biz değil miyiz, neden küçültemeyelim? Söylemesi kolay, uygulaması zor olsa da denemeye değer...
 
planla ve hayata geçir..
sana katılıyorum..
burda bıdı bıdı konusup fikirler veriyoruz ama iş kendi hayatına uygulamaya gelince olmuyor pek...
 
bilincli ve takintiyi ayiracak farkindalikta biri oldugna inanarak yaziyorum,
dusunmekten kacma, dusun ki kafanda donup duran seylerden usanasin...
sabah erken kalktigin halde hergece uyuyamamak iskenceden farksiz.
cozemesen de kendine "amaan be baydin sende" diyip totonu devirip yatmaya basliyorsun,
ilik sutun verdigi uyku ve cocukluktan kalma his de etkiliyor tabi.
Bu söylediğin, sanırım birtakım dertler / düşünceler için işe yarıyor, evet.
Fakat, dertlerin de kategorileri var olmalı.. Yani, sanırım şu 'kendi kendine kurduğun, kuruntuların' kategorisi için ısrarla düşünmek, sonra usanmak, oluyor. Evet.
Ama bazı kategoriler.. Ölüm mesela.
Ölüm acısı yaşadığında nasıl atlatıyor insan?
Hep şey olmaz mı hani, ilk şok, ardından kabullenme süreci. Sonra, asla bitmeyen bi acı. Sadece ara veren bi acı baki kalır hani.
Asla silinmez. Ama, uyanırsın üç ay sonra, kahvaltı edersin. Çay yaparsın.
Ocağı yaktın. Elin yandı, koşturup suya tuttun hemen. Çay yapman gerekli. Birazdan uyanıp içecekler. Demliği aldın - su doldurdun, çay attın üsttekine, ateşe yerleştirdin.
Dolaptan bişeyler çıkarıp masaya koydun. Birileri uyandı, çocuğuna reçelli ekmek yapıp verdin, hani acı nerde şimdi? nasıl yapabiliyorsun reçelli ekmek? ölüm acın nerde? - yemeyişine kızdın, eşine mavi kravat verdin, gittiler. Giyinip işe gidiyorsun şimdi, saat dokuz, iş, patron, aha bilgisayar, çalışıyorsun. Öğlen yemeği, insanlar, yemekte tavuk sote var. Senin acın nerde? Ölen biri vardı ya. Tabakta tavuk sote, yuvarlak küçük ekmekler vermişler. Senin yaptığına benzemese de, tadı kötü değil.
Öğleden sonra iş yoğun, koşturmaca var, elinde kağıtlar, dosyalar müdürü yakalayıp bişey sorman lazım, üst katta odası, merdivenlerden yukarı koşuyorsun, basamaklardan koşarken hani acıya noldu?
Düşünmüyorsun işte, o sayede dayanabiliyorsun zaten. Aklına geldiği anlarda dayanamıyorsun zaten. Ağlıyorsun filan.
Böyle böyle akıyor zaman.
Senin için hayat, acıların aklına geldiği ve gelmediği anların toplamından ibaret artık.
Üçüncü bi an yok.
İşte benim acılarımın birkaçı böyle.
Boş kalınca, köşeme sinince koşturmaca bitip de, düşüverenler aklıma...
 
Bu söylediğin, sanırım birtakım dertler / düşünceler için işe yarıyor, evet.
Fakat, dertlerin de kategorileri var olmalı.. Yani, sanırım şu 'kendi kendine kurduğun, kuruntuların' kategorisi için ısrarla düşünmek, sonra usanmak, oluyor. Evet.
Ama bazı kategoriler.. Ölüm mesela.
Ölüm acısı yaşadığında nasıl atlatıyor insan?
Hep şey olmaz mı hani, ilk şok, ardından kabullenme süreci. Sonra, asla bitmeyen bi acı. Sadece ara veren bi acı baki kalır hani.
Asla silinmez. Ama, uyanırsın üç ay sonra, kahvaltı edersin. Çay yaparsın.
Ocağı yaktın. Elin yandı, koşturup suya tuttun hemen. Çay yapman gerekli. Birazdan uyanıp içecekler. Demliği aldın - su doldurdun, çay attın üsttekine, ateşe yerleştirdin.
Dolaptan bişeyler çıkarıp masaya koydun. Birileri uyandı, çocuğuna reçelli ekmek yapıp verdin, hani acı nerde şimdi? nasıl yapabiliyorsun reçelli ekmek? ölüm acın nerde? - yemeyişine kızdın, eşine mavi kravat verdin, gittiler. Giyinip işe gidiyorsun şimdi, saat dokuz, iş, patron, aha bilgisayar, çalışıyorsun. Öğlen yemeği, insanlar, yemekte tavuk sote var. Senin acın nerde? Ölen biri vardı ya. Tabakta tavuk sote, yuvarlak küçük ekmekler vermişler. Senin yaptığına benzemese de, tadı kötü değil.
Öğleden sonra iş yoğun, koşturmaca var, elinde kağıtlar, dosyalar müdürü yakalayıp bişey sorman lazım, üst katta odası, merdivenlerden yukarı koşuyorsun, basamaklardan koşarken hani acıya noldu?
Düşünmüyorsun işte, o sayede dayanabiliyorsun zaten. Aklına geldiği anlarda dayanamıyorsun zaten. Ağlıyorsun filan.
Böyle böyle akıyor zaman.
Senin için hayat, acıların aklına geldiği ve gelmediği anların toplamından ibaret artık.
Üçüncü bi an yok.
İşte benim acılarımın birkaçı böyle.
Boş kalınca, köşeme sinince koşturmaca bitip de, düşüverenler aklıma...

iyi de yine benzer bir durum soz konusu,
acı olarak nitelendirdigin seyden, birinin yokluguyla ilgili kederden kacıyorsun,
oysa buna uzulmek seni ne zayıf gosterir ne de sorununu cozer...
dolayısıyla yaptıgın yuzlesmekten kacmak oluyor,
madem ki ölümü ornek verdin, akılcıl olan bunun da hayatın bir parcası oldugunu kabullenmek degil midir?
icinden geldigi gibi ister agla ister hic belli etme, ancak olayın kendisiyle ve sana hissettirdigi duygularla yuzlesmekten kacmak sadece su an hissettigin duyguların uzamasına neden oluyor, o yuzden artık kacmak yerine kendime sure tanıyorum...
sonucunda unutmak degil de kabullenmek ve yeni alışkanlıklar edinmek seklinde yeni bir hayat baslıyor sanki.
yine de sen bilirsin tabi, yanlıs yonlendirmek istemem.
fakat acısını cektigin hatta yasını tuttugun sey her ne ise bununla bas edemiyorsan uzman destegi al derim.
 
Simit dedin de simit satılan bir yerdesin ne güzel. Bazen elden gitmeyince farkına varmıyoruz hayatımızı güzelleştiren şeylerin.
 
bende bdv'nin bana kendi sorunlarımda dahada düşünmemi sağladığını düşünüyorum
daha çok incelerek takılarak takarak kavga etmeme sebebiyet veriyor
 
bende bdv'nin bana kendi sorunlarımda dahada düşünmemi sağladığını düşünüyorum
daha çok incelerek takılarak takarak kavga etmeme sebebiyet veriyor

son cumleyi biraz açar mısın?
cunku dedigin daha rasyonel dusunmemi saglamasının yanı sıra bir o kadar da anlık daralmalarıma yardımcı oluyor aslında,
konu sahibiyle senin yazdıgın arasında gidip geliyorum, kafayı kırdım galiba :KK53:
 
Ne dogru, ne yerinde yazmissin.

Insanlarin is konusunda, hayat konusunda, ask/iliski konusunda gelip dertlestigi, akil almak istedigi insanlardan biriyim (ne mutlu bana ki guveniyorlar). Ama gel gor ki kendimde cokkkk zorlandigim, disiplinsizce davrandigim, cok derin mutsuz oldugum ne cok anlar oldu. ve hala da oluyor. Sukur Rabbime, zamanla azcik akillaniyor, ona buna dagitacagima birazda kendim kullaniyorum aklimi : )

bu foruma katildigimdan beride, uzgunum kizlar, bircok konuda kendimi okadar sansli sayiyorum ki. Rabbim herkesin derdine dermaninida versin insallah.
 
iyi de yine benzer bir durum soz konusu,
acı olarak nitelendirdigin seyden, birinin yokluguyla ilgili kederden kacıyorsun,
oysa buna uzulmek seni ne zayıf gosterir ne de sorununu cozer...
dolayısıyla yaptıgın yuzlesmekten kacmak oluyor,
madem ki ölümü ornek verdin, akılcıl olan bunun da hayatın bir parcası oldugunu kabullenmek degil midir?
icinden geldigi gibi ister agla ister hic belli etme, ancak olayın kendisiyle ve sana hissettirdigi duygularla yuzlesmekten kacmak sadece su an hissettigin duyguların uzamasına neden oluyor, o yuzden artık kacmak yerine kendime sure tanıyorum...
sonucunda unutmak degil de kabullenmek ve yeni alışkanlıklar edinmek seklinde yeni bir hayat baslıyor sanki.
yine de sen bilirsin tabi, yanlıs yonlendirmek istemem.
fakat acısını cektigin hatta yasını tuttugun sey her ne ise bununla bas edemiyorsan uzman destegi al derim.
Yo yo, yanlış yönlendirmiyorsun, olur mu.
Aklın yolu bir nihayetinde, sen mantıklı olan açıklamayı yapıyorsun.
Mesele kabullenmekle alakalı sanırım.
Adı kaçmak, veya adı her neyse, sadece düşünmediğim zamanlarda normal olabiliyorum.
Aklıma gelirse, kendimi kontrol edemiyorum. Etme yolunu bulamadım ya da.
Cenazeye de katılmamıştım zaten, hiç ziyaret de etmedim hala. Gidemedim yani, aklımda, hatırımda 'canlı' kalsın mı istedim ne.
 
son cumleyi biraz açar mısın?
cunku dedigin daha rasyonel dusunmemi saglamasının yanı sıra bir o kadar da anlık daralmalarıma yardımcı oluyor aslında,
konu sahibiyle senin yazdıgın arasında gidip geliyorum, kafayı kırdım galiba :KK53:
konu sahibin daha sonra yazdıgını görünce ammada kel alaka yazmışım dedim ama yazmış oldum :D
bakıyorum mesela ben asla ama asla evlenmeden öncesini ve evlenirken olan biteni takan biri değildim.
okudum okudum baktım gördüm istisnasız eksik gedik yapılan bişey varsa bunu kafaya takmayan ve eşiyle paylaşmayan bir ben varım. şuan bu sebeble henüz gündemi acmadım ama acabilirim. cesaret geldi .
bakıyorum bu gözardı edilcek bişey değil misal az önceki örnekten farksız, o zaman ciddiye alayıım koyayım önüme diyorum.
cidden bazen kötü etkilediğini düşünüyorum. dertler olmuş bir deniz modunda gezindiğimde oluyor.
halbuki bir süreye kadar burayı kapattığımda herşey biterdi benim için.
fakat kadınlar kulubündeki sürem bir kaç ay sonra ; 8.yıla girecek durum budur :d
 
bende bdv'nin bana kendi sorunlarımda dahada düşünmemi sağladığını düşünüyorum
daha çok incelerek takılarak takarak kavga etmeme sebebiyet veriyor
O yüzden mi gelmiyon topiğe cute ? Hepimizin farklı acıları farklı hayatları var .Allah hepimizi farklı mizaçlarda yaratmış kıyaslamak doğru degil bence..
 
Yo yo, yanlış yönlendirmiyorsun, olur mu.
Aklın yolu bir nihayetinde, sen mantıklı olan açıklamayı yapıyorsun.
Mesele kabullenmekle alakalı sanırım.
Adı kaçmak, veya adı her neyse, sadece düşünmediğim zamanlarda normal olabiliyorum.
Aklıma gelirse, kendimi kontrol edemiyorum. Etme yolunu bulamadım ya da.
Cenazeye de katılmamıştım zaten, hiç ziyaret de etmedim hala. Gidemedim yani, aklımda, hatırımda 'canlı' kalsın mı istedim ne.
ben bun yapan insanların normalde içlerine kapanık olduğunu düşünüyorum hani burada yazmak kolay.
okumuşu okumamışı yaşamışı yaşanmamışı yazmak pek kolay.
halbuki gerçek öyle mi? zor.
ben çoğunlukla konuşarak çok konuşarak hallederim içimde dert kalmaz . misal forumda pek kavgacı bir tipim . ama normalde asla böyle değilim :D
 
son cumleyi biraz açar mısın?
cunku dedigin daha rasyonel dusunmemi saglamasının yanı sıra bir o kadar da anlık daralmalarıma yardımcı oluyor aslında,
konu sahibiyle senin yazdıgın arasında gidip geliyorum, kafayı kırdım galiba :KK53:
Onun cesareti var, üstüne gidebilecek kadar güçlü. Aradaki fark bu sanırım, o durumu avantaja çeviriyor ben kaçış olarak kullanırken.
Gerçi şu da var ki, burda yazılanlardan okuyup da irdeleyebildiğim bi dert denk gelmiyor tabi bi yandan hiç.
 
Back
X