Madde -1 Çocuk yüzmeyiçabuk öğrensin diye babası tarafından kucaklanıp denize atılır..
Türkiye'de babalar sahillerin olmazsaolmazlarıdır.
Yüzme öğrensin diye çocuklarını kucaklar ve 'Sıkma kendini, rahat bırak'diye suya atarlar.
Bahane de hazırdır. 'Olur mu? Bak Rusya'ya.Orada çocukları doğar doğmaz havuza atıyorlar, yüzmeyi öğrensin diye.
Olimpiyatlarda görüyoruz herhalde...'
Madde 2: Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin görmesini istemez. Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin 'Ulan amma da görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor' demesinden çekinir. Böyle bir davranışa birde Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir. Hesabı açıkta ödeyenEskimo'nun eli haliyle donacaktır.
Madde 3 : Türkiye'de ilk, orta, lise,üniversite, yüksek lisans, doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, b öğrenci mutlaka 'Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?'sorusunu sorar. Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde 'kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam' sorusunusoran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.
Madde 4: Tüm ısrarlara rağmen misafir'Yemeyeceğim yeter!' diyorsa, ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücücümle içinde kullanıp 'Bak Allah'ın adını verdim' diyerek misafiri köşeye sıkıştırır. Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da,ilahi kudret korkusundan mıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var neyoksa bir çırpıda yer.
Madde 5 : ışyeri açılışının yapıldığı günsatılan ilk üründen elde edilen para (siftah parası) bereket getireceğine inanılıp çerçeveletilir ve işyerinin duvarına asılır. ışyerleri açılışı çok önemlidir. Alışverişyapanlar ürünlerin gerçek
karşılığını değil, gönüllerinden geçeni kasaya bırakırlar. ılk alışveriş
parası herkese gösterilir.
Madde 6 : Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye paspasları cadde ortasına fırlatılır.
Sinek avlayan esnaf Türkiye'de temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğucaddeyi,
kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri vesokakları
da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.
Madde 7 : Misafirlikte kolonya ikramedilirken büyüklerin ellerine çocukların kafasına dökülür.
Aynı misafirlikte biraz büyük bir çocuk varsa mutlaka 'Geçen bunu hamama götürdük. Babasını da getirseydin bari dediler' geyiği mutlaka yapılır.
Madde 8 : Durakta değil de, her el kaldıranyolcu gördüğünde duran
otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsühalkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.
Madde 9 : Sehirlerarası otobüsyolculuklarında kan bağı yoksa (karı,koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma tarafından kabul edilmez..
Türkiye'de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşıcinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirinebitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izinvermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları gençkızı kesmeyi de ihmal etmezler.
Madde1 0 : Düğün salonunda halay ekibi, önce pistte çember oluşturarak coşar. Ardından masaların arasından geçerken halaya yeni kişiler alınır.
En sonunda düğün salonunun duvarları boyunc ahalay çekilir. Ve nihayet
halaydan kopmalar başlar... Halay ekibi dağılsa da,2-3 kişi şuurunu kaybetmiş şekilde halay çekmeye devam eder...Çok sonra anlaşılır ekibin
dağıldığı...
Madde 11 : Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler.
Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaputparçası, herhangi bir işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir.
Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.
Madde 12 : Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye
çiğnenmiş ekmekle ovalanır.
Türklerin 'Kendi kendine tedavi' yöntemlerisadecebunlarla bitmez.
Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çaybardakları ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarmısaksürülür.
Sarılık olmuş kişiye kendi idrarı içirilir. Kesilen ve kanayan yeretütün basılır. Paslı çivi batan
yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftekbağlanır. Yanan yere diş macunu
sürülür.
Madde 13 : Bütün ilaçlar buzdolabındasaklanır.
Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlaryumurtaların bulunduğu alanda, kurumuş yarım
limonlara komşuluk yapar.
Türkiye'de babalar sahillerin olmazsaolmazlarıdır.
Yüzme öğrensin diye çocuklarını kucaklar ve 'Sıkma kendini, rahat bırak'diye suya atarlar.
Bahane de hazırdır. 'Olur mu? Bak Rusya'ya.Orada çocukları doğar doğmaz havuza atıyorlar, yüzmeyi öğrensin diye.
Olimpiyatlarda görüyoruz herhalde...'
Madde 2: Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin görmesini istemez. Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin 'Ulan amma da görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor' demesinden çekinir. Böyle bir davranışa birde Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir. Hesabı açıkta ödeyenEskimo'nun eli haliyle donacaktır.
Madde 3 : Türkiye'de ilk, orta, lise,üniversite, yüksek lisans, doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, b öğrenci mutlaka 'Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?'sorusunu sorar. Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde 'kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam' sorusunusoran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.
Madde 4: Tüm ısrarlara rağmen misafir'Yemeyeceğim yeter!' diyorsa, ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücücümle içinde kullanıp 'Bak Allah'ın adını verdim' diyerek misafiri köşeye sıkıştırır. Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da,ilahi kudret korkusundan mıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var neyoksa bir çırpıda yer.
Madde 5 : ışyeri açılışının yapıldığı günsatılan ilk üründen elde edilen para (siftah parası) bereket getireceğine inanılıp çerçeveletilir ve işyerinin duvarına asılır. ışyerleri açılışı çok önemlidir. Alışverişyapanlar ürünlerin gerçek
karşılığını değil, gönüllerinden geçeni kasaya bırakırlar. ılk alışveriş
parası herkese gösterilir.
Madde 6 : Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye paspasları cadde ortasına fırlatılır.
Sinek avlayan esnaf Türkiye'de temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğucaddeyi,
kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri vesokakları
da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.
Madde 7 : Misafirlikte kolonya ikramedilirken büyüklerin ellerine çocukların kafasına dökülür.
Aynı misafirlikte biraz büyük bir çocuk varsa mutlaka 'Geçen bunu hamama götürdük. Babasını da getirseydin bari dediler' geyiği mutlaka yapılır.
Madde 8 : Durakta değil de, her el kaldıranyolcu gördüğünde duran
otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsühalkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.
Madde 9 : Sehirlerarası otobüsyolculuklarında kan bağı yoksa (karı,koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma tarafından kabul edilmez..
Türkiye'de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşıcinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirinebitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izinvermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları gençkızı kesmeyi de ihmal etmezler.
Madde1 0 : Düğün salonunda halay ekibi, önce pistte çember oluşturarak coşar. Ardından masaların arasından geçerken halaya yeni kişiler alınır.
En sonunda düğün salonunun duvarları boyunc ahalay çekilir. Ve nihayet
halaydan kopmalar başlar... Halay ekibi dağılsa da,2-3 kişi şuurunu kaybetmiş şekilde halay çekmeye devam eder...Çok sonra anlaşılır ekibin
dağıldığı...
Madde 11 : Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler.
Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaputparçası, herhangi bir işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir.
Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.
Madde 12 : Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye
çiğnenmiş ekmekle ovalanır.
Türklerin 'Kendi kendine tedavi' yöntemlerisadecebunlarla bitmez.
Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çaybardakları ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarmısaksürülür.
Sarılık olmuş kişiye kendi idrarı içirilir. Kesilen ve kanayan yeretütün basılır. Paslı çivi batan
yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftekbağlanır. Yanan yere diş macunu
sürülür.
Madde 13 : Bütün ilaçlar buzdolabındasaklanır.
Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlaryumurtaların bulunduğu alanda, kurumuş yarım
limonlara komşuluk yapar.
Son düzenleyen: Moderatör: