Uçuk Nedir? Nasıl Geçer?.....Uçuk Sorunları Paylaşım Alanı

Nevreste

Bir garip yolcu
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
290.028
595.734
42
10.jpg


Daha çok dudakların dış yüzeyinde ve burun kenarlarında görülen, halk arasında uçuk olarak bilinen lezyonlar “herpes simpleks” virüsü nedeniyle oluşur. Dudak üzerinde oluşan yaraların tıptaki adı “herpes labialis”dir.

Ağrılı yaralar şeklinde görülen uçuk nadir olmakla birlikte ağız içinde, yanakların iç bölgesinde, diş etlerinde ve damak bölgesinde oluşabilir. Bazı durumlarda uçuk hafif ateş ve kas ağrılarıyla birlikte görülür.

Sadece insanlara özgü bir virüs türü olan herpes simpleks genellikle 1-2 yaş çocuklarda uçuk oluşmasına yol açar. Virüs en çok enfekte olmuş tükürük veya cilt temasıyla yayılır.

Uçuğun sebepleri:

Uçuk bağışıklık sisteminin zayıfladığı zamanlarda özellikle baş gösteren bir virüs türüdür. Bu durum ise hastalanmak, yeterli beslenmemek, vücudu zayıf düşürmek ile gerçekleşir.

Ayrıca stres, moral bozukluğu da uçuğu tetikleyen önemli unsurlardır.

Uçuk virüsünün etkileri 24 saat öncesinden kaşıntı, kızarıklık gibi şekillerde ortaya çıkar ve sonrasında iltihaplı bir şişkinlik ile baş gösterir.

Bu etkileri zayıflatmak ve tedavi edilmesinde yardımcı olmak üzere kullanılabilecek maddelerden biri alkoldür.

Ayrıca antiviral içerikli ilaçlar, kremler de tedavide etkin rol oynar. Bu ilaçları konunun sonunda detaylı inceleyeceğiz.

Uçuk eğer çok uzun süre iyileşmiyorsa risk oluşturabilir. Bu durumlarda doktora gitmenizde fayda var.

Uçuğa İyi Gelen Bitkiler
“Uçuk nasıl geçer” sorusunun cevabına geçmeden önce uçuğa yol açan virüs için herhangi bir ilaç ve kesin bir tedavi yöntemi olmadığını söylemeliyim. Yani virüs vücuda bir kere girerse hep vücutta kalır ve aktif olmak için uygun ortamı bekler.

Bu nedenle dünya genelinde 60 yaşına gelmiş yetişkinlerin %80-%90’ının bu virüsle yaşadığı tahmin edilmektedir. Ancak virüsü taşıyanların sadece yarısında uçuk görülür.

Virüsten kurtulmak için –henüz- herhangi bir ilaç olmasa da alacağınız tedbirlerle uçuğun çıkmasını veya daha fazla yayılmasını önleyebilir ve daha kısa sürede, çok fazla sıkıntı yaratmadan iyileşmesini sağlayabilirsiniz.

Uçuğa müdahale etmezseniz iyileşmesi (yayılmazsa tabii) 2 haftayı bulabilir. Ancak evde uygulayabileceğiniz basit yöntemlerle bu süreyi 4-5 güne kadar düşürebilirsiniz.

Vanilya Ekstresi: Saf vanilya ekstresi uçuk çıktıktan sonra iyileşme süresini kısaltan etkili bir doğal üründür. Bir parça pamuğu (kulak temizleme çubuğunun kullanımı daha kolaydır) saf vanilya ekstresine daldırdıktan sonra uçuğun üzerinde, fazla bastırmadan 1 dakika kadar gezdirin.

Uçuğun çevresine de bir miktar sürebilirsiniz. Vanilyayı sürdükten sonra yıkamayın ve gün içinde 3-4 kez bu uygulamayı tekrarlayın.

Meyan Kökü: İçerdiği glycyrrhizinic asit nedeniyle Japonya’da hepatit C tedavisinde kullanılan meyan kökü uçuğu geçirmede de oldukça etkilidir. Glycyrrhizinic asit hem uçuğa neden olan virüsün daha geniş bir alana yayılmasını önler hem de mevcut uçuğun kısa sürede iyileşmesine yardımcı olur.

1 yemek kaşığı meyan kökü tozu ile evde kendi uçuk merheminizi hazırlayabilirsiniz. Meyan kökü tozunu her seferinde çeyrek çay kaşığı iyi su ekleyerek yoğun bir merhem kıvamına gelinceye kadar iyice karıştırın. 1 yemek kaşığı meyan kökünün istenilen kıvama gelmesi için 1-1.5 çay kaşığı su yeterli olacaktır.

Sonra bu karışımı uçuk üzerinde ve çevresinde ince bir tabaka oluşturacak şekilde sürün. İhtiyaca göre günde 1-2 kere tazeleyebilirsiniz. Alternatif olarak meyan kökü tozunu vazelin ile karıştırarak kullanabilirsiniz.

Nane Yağı: Nane yağını uçuğun üzerinde ve çevresinde mevcut virüsleri temizlemek için kullanabilirsiniz. Nane yağını uçuk tam oluşmadan ama siz çıkacağını hissettiğiniz anda kullanırsanız uçuk büyümeden iyileşmesini sağlayabilirsiniz. Kulak temizleme çubuğunu 1-2 damla nane yağı damlatın, uçuğun üzerine ve çevresine sürün.

Bu uygulamayı günde 2-3 kez tekrarlayın. Nane yağı güçlü bir yağdır ve hassas bir cildiniz varsa tahriş edebilir. Bunu önlemek için kulak temizleme çubuğunu önce suya batırın daha sonra nane yağı damlatın. Böylece yağı biraz inceltmiş ve tahriş edici etkisini azaltmış olursunuz.

Güvercin Ağacı Suyu: Yaprakları ve kabuğu sivilce, akne, böcek ısırıkları ve çeşitli yaraların tedavisinde kullanılan güvercin ağacı Amerika kıtasına özgü bir ağaç fakat aktarlarda (büyük olanlarında) güvercin ağacı suyu bulabilirsiniz.

Güvercin ağacı yeterince yağ üreten bir ağaç olmadığı için esansiyel yağ olarak bulamazsınız. Bir parça pamuğa 2-3 damla güvercin ağacı suyu damlattıktan sonra uçuğun üzerine sürün ve durulamadan kurumasını bekleyin. Günde 2-3 kez tekrar edin.

Mısır Unu Merhemi: Uçuğun kaşıntısını ve ağrısını mısır unuyla hazırlayacağınız merhemi kullanarak hafifletebilirsiniz. Merhemi hazırlamak için 1 yemek kaşığı mısır ununu 1 çay kaşığı su ile yoğun bir merhem kıvamına gelinceye kadar karıştırın ve yatağa girmeden önce uçuğun üzerine sürün. Sabah kalktığınızda durulayın ve uçuk geçinceye kadar bunu tekrar edin.

Ekinezya Çayı: Yorgunluk, stres, kötü beslenme gibi nedenlerden ötürü bağışıklık sisteminin zayıflaması uçuk için gereken ortamı yaratır. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen ekinezya çayı hem uçuğa iyi gelir hem de tekrar etmesini önler.

Ekinezya çayını hazır olarak satılan poşetlerle veya aktardan alacağınız kurutulmuş ekinezya ile hazırlayabilirsiniz. Ekinezya çayını 15 günden uzun süre kullanmayın çünkü devamlı ekinezya çayı içmek ters etki yaratarak bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir.

Aloe Vera: Cildi sakinleştirici etkisi bulunan ve kaşıntıyı alan aloe vera uçuğa iyi gelen bitkiler arasındadır. Saf aloe vera bulabilirseniz çok iyi ancak eczanelerde satılan aloe vera jelleri de işinizi görecektir.

Jeli uçuğun üzerine sürüp bekletin, durulamayın ve günde 2 kez tekrarlayın. Bazı uçuk önleyici ve uçuk giderici kremlerde etkin madde olarak aloe vera bitkisi kullanılmaktadır.

Uçuğa İyi Gelen Diğer Yöntemler
Süt: Uçuğu tam yağlı sütle silmek iyileşme süresini kısaltır ve ağrıyı hafifletir. Sütün bu özelliği antikor özelliğine sahip proteinler (immünoglobulin) bakımından zengin olmasından ileri gelmektedir.

Bir parça pamuğu süte batırdıktan sonra uçuğun üzerine koyun ve 4-5 dakika bekletin. Bunu günde 3-4 kere tekrar edin. Soğuk süt ağrının daha çabuk hafiflemesini sağlar.

Oksijenli Su: Çocukken açık bir yaranın üzerine oksijenli su sürüldüğünde yarattığı acıyı neredeyse hepimiz biliyoruz ancak çok etkili bir dezenfektan olan oksijenli su uçuğu temizler, yayılmasını önler ve kısa sürede iyileşmesine yardımcı olur. Uçuk tam olarak açık yara olmadığı için çok fazla yakmaz. Oksijenli suyu pamuğa damlattıktan sonra uçuğun üzerine koyun ve 5 dakika bekletin. Daha sonra suyla durulayabilirsiniz.

Buz: Bazen şiddetli ağrılara yol açan uçuğun ağrısını hafifletmek için buz kompresi yapabilirsiniz. Buzu direkt uçuğun üzerine koyup 2-3 dakika beklettikten sonra vazelin sürerek virüsün yayılmasını önleyebilirsiniz.

Ağrı uçuk çok kuruduğunda sanki cildiniz çatlıyormuş hissi olduğunda daha çok arttığı için bu gibi durumlarda bir miktar suyla nemlendirebilirsiniz. Kesinlikle dilinizle nemlendirmeye çalışmayın çünkü nasıl kurumuş dudakları dille nemlendirmek daha çok kurumasına neden oluyorsa aynı şey uçuk içinde geçerli.

Daha Fazla C Vitamini: Antioksidan vitaminlerden biri olan C vitamini bağışıklık sisteminde kritik önemi olan beyaz kan hücresi üretimini tetikler ve vücudun enfeksiyonla mücadelesine destek olur. Sık tekrar eden uçuk sorunu yaşıyorsanız beslenmenize C vitamini bakımından zengin kivi, portakal, mandalina gibi meyveleri ve yeşilbiber, ıspanak, brokoli, domates gibi sebzeleri eklemelisiniz.

E Vitamini: E vitamini harici olarak kullanıldığında uçuğun yol açtığı kaşıntıyı alır ve uçuk geçtikten sonra iz kalma riskini azaltır. Eczanelerde bulabileceğiniz E vitamini kapsülünü kırıp uçuk üzerine sürebilirsiniz.

Ayrıca E vitamini bakımından zengin bir beslenme programı uygulayarak hem uçuğun hızlı geçmesini hem de cildinizin daha sağlıklı olmasını sağlayabilirsiniz.

Uçuk Kremleri: Eczanelerde farklı markaların uçuk kremlerini bulabilirsiniz. Bu kremler genellikle antiviral özellikleri ile uçuğun iyileşme süresini kısaltırlar. Bazı uçuk kremleri ise uçuk çıkacak bölge kaşındığında uygulanmakta ve uçuğun çıkmasını veya büyümesini önlemektedir. Ancak her krem her kişide aynı etkiyi yaratmayabilir.

Yani arkadaşınızın önerdiği uçuk kremi sizde aynı etkiyi göstermeyebilir. Doğal yöntemlerden sonuç alamadıysanız bu uçuk kremlerinden sizin için en iyi olanını deneme yanılma yöntemiyle bulabilirsiniz.

Uçuğun Kısa Sürede Geçmesi ve Tekrar Etmemesi İçin Bunlara Dikkat Edin
Diş Fırçanızı Atın: Uçuk çıktıktan sonra kullandığınız diş fırçasını atın çünkü diş fırçası virüsün barınması ve yayılması için mükemmel bir ortam yaratır. Ayrıca uçuk geçtikten sonra yeni bir dış fırçası alarak diş fırçasından gelen virüs nedeniyle tekrar etmesini önleyebilirsiniz. Bu uygulama belki uçuğun geçmesine katkıda bulunmaz ama çıktığı noktadan başka noktalara yayılmasını önleyebilir.

Güneşten Koruyun: Güneş ve sıcaklıkla birlikte artan terleme uçuğun yayılmasına neden olabilir. Bunu önlemek için güneşe çıkmadan önce uçuğa 15 faktör ve üzeri korumalı güneş kremi sürün. Korumalı güneş kremleri 2-3 saat içinde etkisini kaybettiğinden güneşte kalacaksanız kremi tazeleyin.

Ellerinizi Uzak Tutun: Bu öneri “malumun ilanı” gibi gelebilir ancak gün içinde farkında olmadan belki onlarca kere elimizi uçuğun bulunduğu bölgeye götürüyoruz. Eminim kendinizi uçuğun kabuğunu parçalamaya çalışırken bulduğunuz durumlar olmuştur. Bu nedenle özellikle Tv seyrederken, kitap okurken veya dikkatinizi başka bir noktaya yoğunlaştırmışken elinizi yüzünüzden uzak tutmaya çalışın. Parmaklarınızı uçuğa değdirdikten sonra cildinizin herhangi bir yerine dokundurmak o bölgede de uçuk çıkmasına neden olabilir.

Peki Vücut Uçuk Virüsüne Bağışıklık Kazanır mı?

İnsan vücudu bir çok hastalığa karşı doğduğu andan itibaren bağışıklık kazanarak büyür. Bu da küçükken geçirilen hastalıkların aslında geleceğe yönelik bir öne hazırlık süreci olduğu ve ileride geçirilecek hastalıkların vücut tarafından önceden algılanıp ona göre bir savunma mekanizması geliştirmesi anlamına gelir.

Bağışıklık denilen şey aynı yaşadığımız bir olayı hafızaya almak gibi bir durumdur. Mesela eli ateşte yanan bir bebek bir daha nasıl ateşe yaklaşmıyor ateş gördüğünde hemen kendini savunma eğilimi gösteriyorsa bağışıklık sistemimizde aynı şekilde bir eğilim içindedir.

Bu da demek oluyor ki vücudumuz daha önce yaşadığı her hastalığı hafızaya kaydedip ilerde ona göre daha iyi savunma geliştirebiliyor. Buraya kadar hiç bir sıkıntı yok çok güzel fakat iş uçuk virüsüne geldiğinde farklılaşıyor.

Uçuk hastalığının virüsü maalesef kendisini yenileyebilen bir virüs çeşidi bu yüzden tıpkı grip gibi vücut kolay kolay bağışıklık geliştiremiyor.

ALINTIDIR...
 
X