Validebağ Korusu'na otopark inşaatına tepki

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.425
248
Üsküdar Validebağ Korusu'nda yapılması planlanan otopark inşaatına ve korunun imara açılmasına tepki gösteren Validebağ gönüllüleri, düzenledikleri forum sonrasında otopark şantiyesini çevreleyen bariyerleri yıktı.


İSTANBUL - Validebağ gönüllüleri ve İstanbul'daki çeşitli kent hareketlerine mensup çevreciler, Validabağ'ın geleceği ile ilgili geniş katılımlı forum düzenledi.

Foruma CHP İstanbul Milletvekilleri Melda Onur ve Mahmut Tanal da destek verdi.

Koru içerisinde yer alan Validebağ Öğretmen Huzurevi sakinleri de forumu balkonlarından izledi.
Validebağ Gönüllüleri Derneği Başkanı Arif Belgin, koruda devam eden yapılaşma sürecinin kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü iddia ederek, "Bütün bu süreç kapalı kapılar ardında yürütüldü. Şimdiye kadar yapılanlar hep kapalı, bilgilendirme olmaksızın gizlice yapıldı. Herhangi bir şey yapacaksanız önce bizim fikrimizi alın. Burada betonlaşma ya da başka bir şey istemiyoruz" diye konuştu.

SİVİL POLİSLERE PROTESTO
Farklı mahalle örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcilerinin söz alarak konuştuğu forum sırasında, dinleyiciler arasında çekim yapan sivil polislerin olması tepki topladı. Grup üyeleri polisleri alkışlar ve sloganlarla protesto etti. Bunun üzerine polisler alandan ayrılmak zorunda kaldı.
"BARİYERLERİ BİZE VIZ GELİR"
Foruma Validebağ Gönüllüsü yeleği giyerek destek veren CHP milletvekili Mahmut Tanal, "Halka karşı yapılan her eylemde kalkan olmaya hazırız. Halka rağmen, halkın aleyhine herhangi bir işlemi belediyenin yapmaması lazım. Onların bariyerleri, biber gazları bize vız gelir" dedi.
SANTİYE ALANINDAKİ BARİYERLERİ YIKTILAR

Forumun ardından kalabalık, öğretmenevi binasının yanında bulunan otopark inşaatına giderek, şantiye alanını çevreleyen bariyerleri yıktı.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25532556/

 
Rantın yeni adresi: Validebağ Korusu

Çocukluğumda oturduğumuz binanın önünde kocaman bir kavak ağacı vardı. O ağacın orada ne işi olduğunu düşünmüştüm, bir ağaç ne işe yarardı? Sonra sokağımızdaki tek ağacı kestiler. Rüzgarda aheste aheste salınan heybetli ağacımızdan geriye ufacık bir parça kalmış, insanların kaldırım yerine oturmak için kullandıkları bir tabureye dönüşmüştü. Ben de boş kaldığı zamanlarda ağaçlığına son verilmiş o tabureye oturup insanları seyrederdim. Bir gün kuş cıvıltılarının eksik olmadığı sokağımızda artık hiç kuş cıvıltısı duymadığımı fark ettim. Anneme "Kuşlar nerde?" diye sormuştum. Annem "Ağaç olmayan yerde kuş olur mu kızım? diye cevap vermişti. Kuşları seviyordum ve çok sevdiğim kuşlar, evsiz kaldıkları için bizi terk etmişlerdi. Benim için kuş cıvıltılarının olmadığı bir çocukluk o kadar da güzel değildi. Üstelik sokağımız, giden ağaçla birlikte betona kesmişti. Varlığını sorgularken yokluğunun bu kadar kötü olacağı hiç aklıma gelmemişti. Ağaçsız bir sokak diğer bütün sokaklar gibiydi, hiçbir yerden farkı yoktu, koca ağaçtan geriye kalan koca bir boşluktu. Ağaçlara olan düşkünlüğüm o günlere uzanır. Ne zaman bir kuş cıvıltısı duysam ağaçları hatırlarım ne zaman bir ağaç görsem kuşların varlığına sevinirim.

"Kelime olarak "Bahçe, bitki, sık ağaçlarla örtülü" anlamına gelen Cennet, terim olarak "Çeşitli nimetlerle bezenmiş, insanların içinde ebedi olarak kalacakları ahiret yurdu olarak geçer." diye tanımlamış Yusuf Kavaklı cenneti. Dinler, iyilikten ve doğruluktan ayrılmayan inanç sahibi kimselere öldükten sonra mükafat olarak cenneti işaret eder. Tasvirlerinde ise ağaca ve yeşile bol miktarda vurgu yapılır.

Gördüğünüz fotoğrafı 2 yıl önce Validebağ Korusu'nda çekmiştim. İstanbul'un orta yerinde beton yığınlarının arasında bir avuç yeşil alan Validebağ. Cennet tasvirlerini aratmayacak kadar güzel. Anadolu yakasının 2. en büyük yeşil bölgesi. Ayrıca 1999 yılından beri I. derecede doğal SİT alanı olma özelliği taşıyor. Koru, sincaptan kirpiye kadar nice hayvana ev sahipliği yapıyor. Göçmen kuşların durağı, kedilerin ve çocukların oyun bahçesi, insanların huzurlu sığınağı. Aslında bu güzel koruyu çoğunuz Hababam Sınıfı'ndan tanıyorsunuz. Evet çekildiği dönemde, Öğretmen evi (Adile Sultan Kasrı) ve yakın çevresi, Hababam Sınıfı serisi için set olarak kullanılmış. Televizyonda severek izlediğiniz sınıf, keşke merdivenlerinde ben de koşsaydım dediğiniz bina, okulsuz kalan Hababam öğrencilerinin "okul her yerdir" sözünün peşine takılarak sıralarını taşıdığı ağaçların gölgesi, İnek Obasının kurulduğu yemyeşil alan Validebağ'da bulunuyor. Şu günlerde, yıllardır rant çarkının içine çekilmeye çalışılan ve mahalle sakinleri (Validebağ Gönüllüleri) sayesinde betonlaşması önlenen o bir avuç Validebağ, yine gözü dönmüş tüccarların menziline girdi. Yemyeşil anlatılan cennet vaatleri sayesinde iyi insan olmaya çalışanlar (vaat yoksa iyilik de yok çünkü) paranın yeşili doğanın yeşilinden daha tatlı gelmiş olacak ki park yapacağız bahanesiyle Validebağ Korusu'nu yok etmek için her yolu deniyorlar.

Yazılarımda din eksenli örnekler veriyorum son zamanlarda, çünkü artık insanları bilimle ikna etme sınırını çoktan aştık. Ağaç sağlıktır, doğal afetler için koruyucu kalkandır, oksijendir, huzurdur desem bu yazıyı okuyanların büyük bir bölümü için ne yazık ki hiçbir anlam ifade etmeyecek. Bu sebepten %50'nin anlayacağı dilden konuşuyorum. Madem ki müspet cümleler önemsenmiyor önemsenecek cümleler kurulur, tasa mı? (Kalan %50 mühim değil malum) Gerçi kutuplaşmanın dibine vurduğumuz şu günlerde erk sahibi partinin bir ferdi olmadığım için dini örnekler bile çoğunuzu ikna edemeyecek kadar zayıf kalacaktır ama olsun. Günün birinde; iliklere kadar işleyen parti fanatizmi hükmünü yitirdiğinde belki anlaşılacak yeşilin ve doğanın, aslında ne kadar güzel ne kadar gerekli olduğu. 12 Eylül'e evet diyenlerin "O dönem büyülenmiş gibiydik darbeye nasıl evet dedik aklım almıyor" itirafıyla günah çıkarmalarının aynısını bundan yıllar sonra tekrar yaşayacağız ne yazık ki, o günler gelene kadar korumak zorunda olduğumuz ağaçlar, ormanlar, parklar, bahçeler, çocuklar, kadınlar ve daha pek çok şey var. Bu nedenle yazmak da dahil her yolu denemek anlaşılabilecek her cümleyi kurmak gerek.



Cennet hayali kuranlar yeşili yok edebilecek kadar gaddar, zalim ve şuursuz olamazlar! Olay inanç din vs. değil ranttır paradır geriye kalan da koca bir sömürüdür. Bu sömürüye ortak olduğunuz için günün birinde kendinizden hesap soracaksınız, iki ağaç görebilmek için şehir değiştirmek zorunda kalacaksınız, çocuklarınızı yaşarken bilmem kaç katlı beton mezarlara gömeceksiniz. Bu suça ortak olmayın, çocuklarınıza nefes alacak yer bulamayacakları çorak bir ülkeyi miras bırakmayın. Ağaçlar için ölümü göze alanları anlamıyor hatta garip buluyor olabilirsiniz. Sevgi ile sevgisizlik arasında incecik bir çizgi var. Daha önce de yazmıştım; insan bir ağacı sevince duramıyor her şeyi sevmeye başlıyor. Dev bloklar üzerine kurulmuş AVM'lerden çıkın, betonlar arasına sıkışmış ruhlarınızı bedenlerinizi özgür bırakın, bir ağacı sevmeyi deneyin. Sonra kendinizi, insanları ve daha birçok şeyi koşulsuz şartsız sevmeye başladığınızı göreceksiniz. Duvarlar arasında çürüdüğünüzü fark edeceksiniz. Cennet size bir ağaç kadar yakın. Cenneti cehenneme çevirmek için elinden geleni yapanları bugün durdurmazsanız yarın koruyup kollayacak bir cennetiniz olmayacak ve hatta olası bir deprem sonrasında sığınabileceğiniz ufacık bir alan bile kalmayacak.



Validebağ Gönüllüleri yıllardır vermedikleri koru için daha güçlü daha kararlı şekilde mücadeleye devam ediyor. Bu mücadeleye ortak olmak isterseniz imza kampanyasına buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca sosyal medyada #KoruyuKoru #ValidebağKorusunuKoruyalım hashtag'lerinden ve web adresinden süreci takip edebilirsiniz.

Ağaçlar güzeldir, ağaçları koruyan insanlar da. Bir gün hem ağaçlar hem iyi insanlar kazanacak. O gün gelene kadar mücadeleye devam.
http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/rantin-yeni-adresi-validebag-korusu-70011
 
Back
X