Yazacaklarımı lütfen dikkatle oku çünkü yolunu biliyorum, bana güven. Uzun olacağı için şimdiden özür dilerim.
Senin önce kendini ikna etmeye ihtiyacın var. Muhtemelen yetersiz, belki suçlu, seni istemiyor oluşundan sorumlu hissediyorsun. Bu bir kısır döngü gibi doğru mu? Tüm hissettiğin sorumluluk duygusuyla tekrar üzerine gidiyorsun ama daha çok istemediğini anladıkça daha çok suçlu hissediyorsun ve bu tekrar üzerine gitme ihtiyacı doğuruyor.
Gerçekten inanıyorum ve yazdıklarından anlıyorum ki "Muhtaç" lık hissi burada herkesten çok senin istemediğin bir şey. Sana söylenen çoğu şeyi muhtemelen kafanda zaten defalarca düşündün. Muhtemelen defalarca denedin de. O yüzden yazılanlar yardımcı olmuyor. Çünkü sen hareket edemiyorsun. Davranamıyorsun. Zaten beklediğin şey hareket etmene yardım edecek kadar kuvvetli bir itici güç. Bunu dışarıdan sana kimse veremicek. Gerçekleri konuşalım. Ama bizim söylediklerimizi doğru kullanırsan kendin o gücü bulucaksın. Senin şu anda bulunduğun benzer bir durumdan seneler önce çıkmayı başardım. Çıkmak için yeterli güce beni ulaştıran öncelikle arkadaşımın benimle yaptığı uzun konuşmalar oldu. Bana içinde bulundıuğum durumdan çıkmak için hiçbir sebep yeterli görünmüyordu daha büyük bir sebebe ihtiyacım vardı. Öyle bir şey olmalıydı ki ondan uzaklaşmalıydım. Bu kadar çaresiz ve kötü bir durumdu. Ama arkadaşım saatlerce konuşarak bana yeterli gelmeyen o nedenleri hatırlattı. Bak bu da var, şu da olmuştu... diye. En sonunda geçirdiğim sessiz bir saatten sonra sesli bir şekilde söylediğim ilk kelime "bitti" demek oldu. Ve o kelimeyi söyledikten sonra uyuduğum uykunun huzurunu tarif edemem. Tüm yapmam gerekenin bir karar vermek ve onu uygulamak olduğunu anladım. Uyguladım. Ve işe yaradı. O kararı almak ve uygulamak o kadar güçlü hissettirdi ki istikrarlı bir şekilde ilerlemem için yeterliydi.
Karar alma gücü inanın yemek yemesi su içmesi kadar gerekli. Çünkü hayatını şekillendirdiğini hissettirir. Başka insanların verdiği kararlarla, sana olan yaklaşımlarıyla hayatının yönlendirildiğini izlemek zorunda kalmazsın.
Karar verebilmen için ikna etmen gerek kendini. Lütfen dediklerimi uygulamaya çalış:
*Ondan uzaklaşman için sana yeterli gelmeyen tüm nedenleri tekrar düşün. Baştan sona.
*Çok sevilmenin ve değer görmenin ne demek olduğunu sana yaşatan insanın tam aksini de yaşatabileceğini kabullen. Kabullenmen onu veya kendini suçlamanı gerektirmez. En basit haliyle hayatta bunların olabileceğini kabul et.
*Seni artık önemsiz görmesinin eminim kafanda bir çok sebebi var ve çoğu senin yüzünden olduğunu düşünüyorsun. Lütfen hayalinde kendini yanına bir arkadaşın olarak oturt. Ellerinden tut ve gerçekten tüm bunlar bir arkadaşının başına gelse ona neler söyleyeceğini ne tavsiyeler vereceğini düşünerek kendine de onları söyle.
*Ne konuda suçlu olduğunu düşünüyorsan şunu hep getir aklına:
---Sen iyi bir insansın. Biri seni incitmedikçe, senin yoluna engeller koyup seni hırpalamadıkça kimseye kasıtlı olarak zarar verecek, kimseyi incitecek değilsin. Eğer zamanında bunları yaptığını düşünüyorsan şunu da düşün, o zaman yaparken haklıydın. Öyle hissettin, öyle düşündün, elinden gelen oydu ve yaptın. Unutma, bunları varsayarak söylüyorum eğer sebeplerinden biri zamanında söylediklerinin ve yaptıklarının pişmanlığı ise bu tuzağa düşme diye söylüyorum.
*Sakın bir daha öyle sevilmeyeceğin konusunda düşünme. Düşünürsen inanırsın. İnanırsan gerçekmiş gibi yaşarsın. Uzaklaş bu düşünceden. Senin gibi hassas ve özverili insanlar bu duygulara kolaylıkla kapılabilir.
Ve son olarak... Biliyorum, sana söyleyeceği olumlu bir kaç cümle, senin iyi, güzel kalpli biri olduğunu anlatacağı kelimeler şu anda yazdıklarımdan ve tüm çabalarının yapmaya çalıştıklarından çok daha fazlası olacak ve tam bir ilaç gibi gelecek. İçinde bunu hissettiğini anlayabiliyorum. İşte bu noktada söylediğim şey şu; "Dur. Senin güzel kalpli biri olduğunu o zaten biliyor. Söylememesi inkar etmesi ve asıl önemli olan farkında bile olmaması önemli değil. Ama aslında önemli olan ne biliyor musun? Sen biliyorsun. Onun sana karşı olan soğukluğu ve önemsizleştiren davranışları nerdeyse seni bile değersiz olduğuna ikna etmişken sen şu gerçeğe sımsıkı tutunacaksın. Gerçekten öyle biri değilsin, hiç olmadın. Daha güzeli ne var biliyor musun? Öyle biri olmuş olsan bile, kötü bir insan olmuş olsan ve bunun için sevilmiyor olsan bile bu senden kaynaklı değil insanların sevememe kabiliyetinden kaynaklıdır. Çünkü sana söz veriyorum ki benim, senin ve daha bir çok insanın dünyasında kötü insanların bile içindeki iyiliği ortaya çıkarmak içgüdüsyle onları seven tonlarca insan var... Baksana, sen de onlardan birisin. Sana karşı kırıcı ve hatta zalimce davranışlarına rağmen onu sevebilme kabiliyetin var. Kendindeki güzel yanına tutun, sev çok sev. Başta kendini. Onu da sevebilirsin buna engel olamayabilirsin ama lütfen usulca sev, uzaktan sev. Bırak zaman sevginin nereye gideceğine karar versin."
Kusura bakma çok uzun oldu. Ama sen dahil bu başlığı okuyup bir çare arayan kim varsa inşallah bir yerinden faydalanır. Ben sana inanıyorum çünkü olabileceğini gördüm.