Yatırım yapmak ? Para harcamak ?

Yasadiginiz hayat guzel aslinda ama dunyanin binbir turlu hali var. Kuzenim kamuda maasi cok iyi bir konumdaydi tabii devlette olunca o da dunyaya bi dsha mi gelecegim modundaydi hep. Sonra bi ihrac olayi yasadi bir sene tabii maas yok ev yok ozelde aldigiyla cok zorluk yasadi. Neyse aklandi sukur gorevi iade oldu ev almis borc hemen tabi. Yani iste hic bir seye guven olmuyor biraz da birikim yapip eve yatirim gerekebiliyor tabii.
 
Tamamlayıcı sağlık sigortası, araştıracağım. Çünkü gerçekten sağlık konusunda biraz talihsizim 5 yılda küçüklü büyüklü 3 ameliyat geçirmek durumunda kaldım, bu tarz şeyler çok önemli. Teşekkür ediyorum .
Geçmiş olsun, geçmişte kronik hastalıklarınız ve ameliyatlarınız varsa bunlar kapsam dışı kalıyor, bunlara bağlı olarak priminiz de yüksek çıkabilir emin değilim. Kendinize kasko yaptırıyorsunuz yani bir nevi.
 
Merhaba, ben de kendi tecrübelerimden örnekler vereyim belki faydası dokunur, zira insan sadece kendi tecrübelerinden değil başkasının yaşadıklarından da ders almalı..
32 yaşında devlet memuruyum. Ben de sizin atandığım günden beri gönlümce yiyip içip gezdim, kitaplara ve kıyafetlere çok harcadım, halen harcıyorum bunun yanında ihtiyacı olanlara yetişmeye çalışıyorum, hayvanları doyuruyorum vs.. kısacası hayat bana çok güzel. Ailemin de hali vakti yerinde sağolsunlar 26 yaşımda bana aldıkları 0 km arabamla halen özgürce ve konforlu bir şekilde gezebiliyorum. MADDE1: Araba bir kadın için lüks değil, ihtiyaç. Ev almayı düşünmedim çünkü ben de ufak bir kira ödeyerek ilçenin en güzel evlerinde oturabiliyorum. Şimdilik(!)
Geçen sene evlendim, evlendiğim şahıs ailelerimizden yardım almayalım her şeyi kendimiz yapalım dedi,peki tamam ama benim kendime çeyiz, yatak odası vs.. alabilecek bir birikimim yoktu. Haydi kredi borcuyla tanıştık ve gönlümüze göre bir ev döşedik, düğün yaptık.MADDE 2: Her şey tastamam ve en iyisi olmak zorunda değil,en azından yeni bir hayata bir dünya borçla başlamamak gerek!
Derken boşanmaya karar verdim, çünkü maddi manevi eziyet gördüğüm bir çarkın içindeydim. O zaman avukatımın ücreti 6bin liraydı ve benim şak diye çıkarıp verecek bir 6 binim yoktu. Sağolsun annem avukatımın parasını ödedi ve bir çırpıda boşandım. MADDE 3: Kenarda her türlü durum için miktar paran mutlaka bulunmalı.Hayat karşımıza ne çıkarır bilemiyoruz.
Şimdi ise bütün borçlarımı kapattım, artırabildiğim altınlarımı anneme verdim ki onların bana yaptıklarının yanında hiç kalır. Maaşımı yine gönlümce harcıyorum, yalnız artık kenarda her ay artırmaya çalıştığım bir miktar param, dolarım ve altınım var. Gencim, hayata bi daha mı gelcem, varken yiyip içeyim ... mantığı bizim ülkemizin şartlarıyla uyuşmuyor ne yazık ki. Bir kadın elbette özellikle bekarken hayatını yaşamalı ama bunun bir dengesi olmalı. Ev almaya gelince ister bekar ister evli ol, insanın kendine ait bir evi olmalı. 10 yıl borç mu ödenir diye düşünmemek gerek çünkü 10 yıldır kira ödeyerek sisteme çalışıyorum. Evimi almış olsaydım borcu bitmişti ve tayin olurken satıp paramı cebime koyup yeni yerimde yeni düzenimi kurardım. Çok uzun oldu ama anlatmak istedim.
 
Merhaba, ben de kendi tecrübelerimden örnekler vereyim belki faydası dokunur, zira insan sadece kendi tecrübelerinden değil başkasının yaşadıklarından da ders almalı..
32 yaşında devlet memuruyum. Ben de sizin atandığım günden beri gönlümce yiyip içip gezdim, kitaplara ve kıyafetlere çok harcadım, halen harcıyorum bunun yanında ihtiyacı olanlara yetişmeye çalışıyorum, hayvanları doyuruyorum vs.. kısacası hayat bana çok güzel. Ailemin de hali vakti yerinde sağolsunlar 26 yaşımda bana aldıkları 0 km arabamla halen özgürce ve konforlu bir şekilde gezebiliyorum. MADDE1: Araba bir kadın için lüks değil, ihtiyaç. Ev almayı düşünmedim çünkü ben de ufak bir kira ödeyerek ilçenin en güzel evlerinde oturabiliyorum. Şimdilik(!)
Geçen sene evlendim, evlendiğim şahıs ailelerimizden yardım almayalım her şeyi kendimiz yapalım dedi,peki tamam ama benim kendime çeyiz, yatak odası vs.. alabilecek bir birikimim yoktu. Haydi kredi borcuyla tanıştık ve gönlümüze göre bir ev döşedik, düğün yaptık.MADDE 2: Her şey tastamam ve en iyisi olmak zorunda değil,en azından yeni bir hayata bir dünya borçla başlamamak gerek!
Derken boşanmaya karar verdim, çünkü maddi manevi eziyet gördüğüm bir çarkın içindeydim. O zaman avukatımın ücreti 6bin liraydı ve benim şak diye çıkarıp verecek bir 6 binim yoktu. Sağolsun annem avukatımın parasını ödedi ve bir çırpıda boşandım. MADDE 3: Kenarda her türlü durum için miktar paran mutlaka bulunmalı.Hayat karşımıza ne çıkarır bilemiyoruz.
Şimdi ise bütün borçlarımı kapattım, artırabildiğim altınlarımı anneme verdim ki onların bana yaptıklarının yanında hiç kalır. Maaşımı yine gönlümce harcıyorum, yalnız artık kenarda her ay artırmaya çalıştığım bir miktar param, dolarım ve altınım var. Gencim, hayata bi daha mı gelcem, varken yiyip içeyim ... mantığı bizim ülkemizin şartlarıyla uyuşmuyor ne yazık ki. Bir kadın elbette özellikle bekarken hayatını yaşamalı ama bunun bir dengesi olmalı. Ev almaya gelince ister bekar ister evli ol, insanın kendine ait bir evi olmalı. 10 yıl borç mu ödenir diye düşünmemek gerek çünkü 10 yıldır kira ödeyerek sisteme çalışıyorum. Evimi almış olsaydım borcu bitmişti ve tayin olurken satıp paramı cebime koyup yeni yerimde yeni düzenimi kurardım. Çok uzun oldu ama anlatmak istedim.
hayatini bir cirpida nasil guzel özetlemişsin ;-)
 
ben de ikisi bir arada olsun diyenlerdenim,

insanin kendine ozellikle vucuduna yatirim yapmasi gerektigi fikrinde ben de sabitim,
ama eger ki su an ilk ise basladigim yila donsem, en azindan her ay bir kucuk altin koyardim kotu gun parasi olarak kenara. Ne beni zorlardi ne de isteklerime ket vururdu,
ama o para bugun bana baska maceralara atlamak icin cesaret verirdi.

Hani o para bana sunu alirdi degil de, 2 cocuklu bir insan olarak kenarda paramin olmasi evet bazi riskleri almami kolaylastiriyor.
 
Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.

Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.

Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.

Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Ortayı bulmak gerekli
Ne tamamen parayı harcayıp hiç birikim yapmamak iyi bir şey
Ne de kısa kısa bir çay parasını hesaplayan insanlar gibi olmalı
 
Evet yaptiklariniz cok hoş ama ben de birikim olmali diyenlerdenim :) paranizin hepsini tabi ki borca baglamayin ama ev alabilirsiniz. Suan kirada oturuyorsanız kiradan kurtulursunuz, ailenizle yaşıyorsanız aldığınız evi kiraya verebilirsiniz sizin de üstüne az bisey eklemenizle o ev kendi kendini öder gider.
 
Merhaba,
29 yaşında , 5 yıldır kamuda çalışan biriyim. Aslında şu zamana dek kesinlikle sorun etmediğim ama diğer insanların söylemlerinden hareketle artık bir acaba eşliğinde düşünmeye başladığım bir konu için karşınızdayım.

Şöyle ki ben hiçbir zaman şöyle ev alayım şöyle araba alayım şöyle bir yatırım yapayım derdinde olmadım. Öyle kalkıp cazır cazır para harcamadım ama istediğim şey ne ise bütçem de karşılıyor ise o şeyi edinmeye çalıştım. İlk atandığım yazdan itibaren gezip görmek istediğim ülkeler vardı, 20 kadarını gezdim, listem hala bir hayli kabarık. Spor yapmayı seviyordum ama okurken imkanım ve zamanım olmamıştı. Yüzme, tenis gibi kurslara katıldım, hala da devam ediyorum. Sonra her ay düzenli olarak kitap alışverişi yaparım. Çünkü kitap okumayı seviyorum ve her ay oluşturduğum listedeki kitapları kütüphanem için edinmeye çalışıyorum . Kırtasiye ürünlerini seviyorum, sinema , film , dizi,etkinlikler için oluşturduğum ayrı ayrı defterlerim araç gereçlerim var. Sonra cilt bakım ürünlerini seviyorum, çünkü eğer bakmaz isem bana ihanet eden bir cilt yapım var , ben de elimden geldiğince kendime bakmaya çalışıyorum. Değişik çay ve kahveleri denemeyi seviyor, bu sebepten değişik üyelikler ile bunu sürdürmeye çalışıyorum. Alanım dışında veya yabancı dil için seminer, kurs gibi etkinliklere katılmaya çalışıyorum.Meditasyon, yemek , kitap, mekan , spor , eğitim konu ne olur ise farklı şeyleri deneyimlenmekten hoşlanıyor, araştırıyor bütçemin bir kısmını bunlara harcıyor ve bundan oldukça mutlu oluyorum.

Şimdi bunları neden anlattım ? Ben tüm bu aktiviteler ile kendimce kaliteli zaman geçiren mutlu olan biriydim. Ama benimle aynı dönemde atanan diğer arkadaşlarım ve meslektaşlarımın araba sahibi olması ya da ev almaya çalışmasına da hak veriyordum. Herkesin kendine ait bir planı, düzeni var neticede. Misal ben de araba almak isterim ama küçük bir yerde yaşıyorum ve yokluğunu çekmiyorum. Ev konusu da benim için ileride düşüneceğim bir mevzu. Birikim yapıyorum ama bu tarz bir yatırım yapmıyor, paramı daha çok beni mutlu eden,bana keyif veren şeylere harcamak istiyorum. Ama diğer insanlar bunu böyle görmüyor sanırım. Etrafımda özellikle iş arkadaşlarımdan gelen sürekli bir bak bizim şuyumuz şuyumuz var ama senin ne evin ne araban var, işin zor iması geliyor. İşin tuhaf yanı da misal yaz için bir yerlere gideceğimi öğrendiklerinde de oooh hayat sana güzel diyorlar ki onlar mal varlıkları ile benden çok çok daha iyi gezebilirler.

Olay onların ne dediği de değil aslında sonuçta herkesin her zaman söyleyeceği bir şey vardır. Olay onların bana düşündürdüğü şey, biliyorsunuz hem ülke hem dünya olarak zor zamanlardan geçiyoruz acaba ben paramı doğru yönlendiremiyor, çok mu anı yaşıyorum ?
Maastan hobi icin bi bütce ayrılır heray.
Bide ben birikime maası alır almaz ayrılması taraftarıyım.
Kalanı birikime ayrınca olmuyor o is.
Evet kamuda issiz kalma durumunuz yok ama hayat neler getirir belli olmuyor maalesef.
Bi ek gelir kapısı,kira geliri gibi bisey olması lazım zor zamanlar icin.
 
Kamuda çalışarak saydiklarinizi yapabiliyorsanız yapmaya devam edin bence. Bana ilginç geldi yani saydiklarinizin maaşa yetmesi. O zaman bazı şeylerden feragat ederek birikim yapıp üstüne de istediğinize yakın hayat yasayabilirsiniz
 
Kamuda çalışarak saydiklarinizi yapabiliyorsanız yapmaya devam edin bence. Bana ilginç geldi yani saydiklarinizin maaşa yetmesi. O zaman bazı şeylerden feragat ederek birikim yapıp üstüne de istediğinize yakın hayat yasayabilirsiniz
Belki ust duzey bir memurdur?
Bana da kamuda calisanlarin tümüne ayni maasi aliyo muamelesi ilginc geliyor.
 
Belki ust duzey bir memurdur?
Bana da kamuda calisanlarin tümüne ayni maasi aliyo muamelesi ilginc geliyor.
Zaten 5-6 bin maaş alarak bunları yapabileceğine ihtimal dahi vermedim. Üst düzey memur olabilme ihtimalini düşündüm ama yaşı itibariyle yine de en üstte olacağını düşünmedim. Belki de ben abarttım her şeyin en iyisini aldığını düşündüm mesela cildine yatırım yapıyorum deyince bir göz altı kremi kaç lira iyisi vs diye. Hâlâ aynı şeyi diyorum maaşıyla bu kadar şey yapabiliyorsa bir kalemi çıkarsa birikim yapar. Demek ki iyi aldığını düşünmüşüm zaten
 
Back
X