Kategori: Diyet

  • “Forma gir, formda kal” diyeti

    “Forma gir, formda kal” diyeti

    Genellikle bu diyeti uygulayanlar hafta içi rejime girip, hafta sonu serbest besleniyorlar. Haftada 2 kilo verdirmeyi amaçlayan bu rejimi ideal kiloya ininceye kadar uygulayabilirsiniz. Bu diyet, beslenme alışkanlıklarınızı düzenlemeyi ve daha sonra bunları bir yaşam tarzı haline dönüştürmenizi amaçlıyor. Asıl hedef noktası kilo kaybını kalıcı bir hale getirmek. 5 günlük ‘forma gir formda kal’ diyetini, zayıflamaya karar verdikten hemen sonra uygulayabilirsiniz. Bu rejimin bir diğer özelliği, esnek oluşu. Yani 3 ana öğünde yiyeceklerinizi 6 ara öğüne bölerek de alabilirsiniz.

    Hedef haftada 2 kilo!
    5 günlük “Forma Gir, Formda Kal” diyetini uygulayarak ve düzenli olarak egzersiz yaparak, her hafta 2 kilo verebilirsiniz.

    Bir ay boyunca bu rejimi uyguladıktan sonra, verdiğiniz kiloları geri almamak için şu tavsiyelere uymanızda yarar var:

    • Yağlı süt yerine az yağlı veya yağsız süt içmeyi tercih edin.
    • Alışveriş yaparken üzerinde az yağlı yazan yoğurtları tercih edin.
    • Salatalarınıza sos veya mayonez kullanmayın.
    • Kaşar ve tulum peyniri yerine az yağlı beyaz peyniri tercih edin.
    • Kızarmış yiyecekler yerine haşlanmış veya ızgara olanları tercih edin.
    • Kırmızı et yerine balık ve tavuk yiyin.
    • Zengin soslu ve kremalı yiyeceklerden uzak durun. Canınız çok istediğinde haftada bir kez olmak koşuluyla yiyebilirsiniz.
    • Haftada dört gün en az yarım saat egzersiz veya yürüyüş yapın

    ‘Forma gir formda kal’ diyeti

    Kahvaltı
    1. seçenek – 1 bardak süt, 1 bardak meyve suyu, 1 orta boy muz.

    2. seçenek – 1 tas sütlü cornflakes, 1 küçük dilim peynir,1 elma.

    3. seçenek – 1 katı pişmiş yumurta, 1 dilim reçelli tost ekmeği, 1 kase meyveli yoğurt

    4. seçenek – Yarım taze greyfurt, 1 çay kaşığı bal, 1 dilim tost ekmeği, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir.

    5. seçenek – 1 dilim kepek ekmeği, 1 çay kaşığı tereyağı, 1 çay kaşığı marmelat, 1 bardak elma suyu veya portakal suyu.

    6. seçenek – 1 bardak süt ve 3 çay kaşığı kakao ile hazırlanmış sıcak kakao, 2 diyet bisküvi ve iki çay kaşığı krem peynir.

    Öğle yemeği
    1. seçenek – 1 domates, 50 gr. Dardanel ton balığı, 1 çay kaşığı mayonez, 1 kaşık haşlanmış mısır, kıvırcık salata, 1 salatalık, 1 kaşık zeytinyağı ve limonla hazırlanmış salata. Ardından 1 orta boy muz.

    2. seçenek – 2 ince dilim ekmeği, 2 çay kaşığı tereyağı, 2 dilim peynirle hazırlanmış sandöviçin yanında 1 bardak portakal suyu ve elma.

    3. seçenek – 1 tas domates veya karışık sebze çorbası, üzerine krem peynir sürülmüş 1 dilim tost ekmeği, 1 dilim karpuz.

    4. seçenek – 1 katı pişmiş yumurta, 1 tabak yağsız yeşil salata, 50 gr. haşlanmış tavuk eti, 1 portakal.

    5. seçenek – 1 tas yoğurtlu çorba (3 kaşık haşlanmış lapa pirince, 3 kaşık yoğurt ve bir miktar sıcak su ilave ederek karıştırın, üzerine nane serpin.) 2 adet ızgara köfte, 1 tabak söğüş doğranmış salatalık ve domates.

    6. seçenek – Balık şnitzel (2 orta büyüklükte balık filetosunu galeta ununa batırarak hafif yağda kızartın), 1 tabak mevsim salata, 1 salkım üzüm.

    7. seçenek – 80 gr. tavuk eti, 30 gr kereviz, marul ve bir çorba kaşığı zeytin yağıyla hazırlanmış tavuk salatası, 1 dilim ekmek, 1 armut.

    8. seçenek – 1 tabak domatesli spagetti (30 gr spagetti makarnayı haşlayın, diğer tarafta bir çay tabağı dilinmiş kuru soğanı yağda kavurun ve domatesi üzerine doğrayarak sos haline getirin, makarnanın üzerine dökün),1 bardak ayran.

    9. seçenek – Izgarada kızartılmış 60 gr hamburger eti, 1 tabak söğüş doğranmış domates ve salatalık, 1 elma.

    10. seçenek – 1 tas domates çorbası, 1 tabak lahana salatası (50 gr turp, 140 gr kırmızı lahana, marul ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın), 1 dilim kepek ekmeği.

    Akşam yemeği
    1. seçenek – 1 tas mercimek çorbası, 100 gr haşlanmış tavuk, 1 tabak haşlanmış sebze, vanilyalı bir top dondurma.

    2. seçenek – 3 adet haşlanmış sosisin yanında 1 haşlanmış patates, yeşil soğan ve maydanozla hazırlanmış patates salatası,1 kase meyveli yoğurt.

    3. seçenek – 1 tas domates çorbası, 3 adet etli kabak dolması, 1 tabak meyve salatası.

    4. seçenek – 1 tabak yağsız makarna, 2 adet ızgara balık, 2 top meyveli dondurma.

    5. seçenek – 2 yumurta, 100 gr haşlanmış mantar, biraz peynir, maydanoz ve margarinle hazırlanmış mantarlı omlet, 1 bardak ayran, 1 elma.

    6. seçenek – 1 tas sebze çorbası, 3 köfte, 1 tabak havuç salatası, 1 şeftali.

    7. seçenek – 1 tabak menemen (2 küçük domates, 1 yumurta, 1 yeşil biber ve 1 tutam karabiber ile hazırlayın), 1 dilim kızarmış ekmek, 1 tas yoğurt.

    8. seçenek – 80 gr haşlanmış alabalık, yanında 1 tabak rendelenmiş havuç ve 1 orta boy haşlanmış patates.

    9. seçenek – 1 tabak ton balıklı makarna (1 tabak haşlanmış makarnanın üzerine 20 gr taze ton balığını, 1 domates ve bir avuç maydanozu doğrayın), 1 muz.

    10. seçenek – 1 tabak peynirli patates salatası (100 gr haşlanmış patates, 1 diş sarımsak, 10 gr dil peyniri, kıvırcık, maydanoz ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın) , 2 grisini, 1 portakal.

  • Çiğ badem ile kilo verme…

    Çiğ badem ile kilo verme…

    diyet yapan iki grup belirleyen araştırmacılar 10 hafta boyunca ilk gruba düşük kalorili diyet ve ara öğünde belli bir miktar badem verdi. Badem verilen grubun kilosunda yüzde 18’lik azalma görülürken, badem yemeyen diğer grubun kilosundaki düşüş yüzde 11 oldu. Ayrıca ilk grubun bel çevresinde görülen yüzde 14’lük azalma, diğer grupta yüzde 9’da kaldı.

    KANSERDEN KORUYOR 

    Bu verilerin ardından bademin diyet reçetelerine eklediğini anlatan Beslenme Uzmanı Dr. Ayça Kaya şu bilgileri verdi:

    “Uzun yıllardır yağlı tohumlar dediğimiz bir grup yiyecek olan ceviz, badem, fındık, çekirdek, fıstık gibi yiyeceklerin içerdikleri kaliteli yağ asitleri sayesinde kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu olduklarını biliyorduk. Ancak bu yiyecekler yağlı oldukları kalori değerleri de yüksek olduğu için kilo aldırır endişesi ile hastalarımıza pek önermiyorduk. Şimdi ise belli bir sayıda da olsa verebiliyoruz.”

    Bademde çinko, demir, kalsiyum, potasyum, E vitamini gibi mineraller ve vitaminler bulunuyor. Ayrıca içerdiği ‘amigdalin’ maddesi kanserden koruyor. Bununla birlikte Ko-enzim Q10 ve Omega-3 seviyesi çok yüksek olduğu için tavsiye ediliyor. Bu enzim ve yağ asidi kalp damar hastalıklarından koruyor ve yaşlanmayı geciktiriyor. Bademi düzenli tüketmek kötü kolesterol olan LDL’yi yüzde 6 ila yüzde 15 oranında da düşürüyor.

    Dr. Ayça Kaya, bademin kaliteli protein içermesi ve sağlıklı yağlardan zengin olması sayesinde tok tuttuğunu vurgulayarak bademin avantajlarını şöyle sıralıyor: “Lif oranı yüksek olduğu için bağırsak hareketlerini artırıyor. Kolaylıkla her yere taşınıp tüketilebiliyor.”

    Çiğ ve tuzsuz olanını tercih edin, bir defada 15 taneden çok yemeyin 

    – Çiğ,kavrulmamış ve tuzsuz olanını satın alın.

    – Mümkünse kabuklu ve kabuğu kolay kırılabilir olandan tercih edin.

    – Bir defada 15 taneden fazla yemeyin. İşyerinizde ve çantanızda 15’lik küçük paketler şeklinde de bulundurabilirsiniz.

    – Ara öğünlerde özellikle tercih edin. Az yağlı süt ve ayranla birlikte mükemmel bir ikili oluşturuyor.

    – Meyveleri bademle birlikte yediğinizde glisemik endeksi düşürmüş olursunuz bu da daha tok kalmanızı sağlar.

    – Yiyecek bir şey bulamadığınızda da 50 tane bademi bir öğün olarak da tüketebilirsiniz.

  • Kar diyeti

    Kar diyeti

    Diyetisyen Güneş Aksüs, havaların iyice soğuması ve kar yağışının başlaması ile birlikte iştahı açılanlara önerilerde bulundu.

    Sadece danışanlarımdan duyduğum cümle değil bu, ben de böyle soğuk havalarda sizlerle aynı hisleri yaşıyorum. Çok üşüyoruz, ısınmaya çalışıyoruz ve vücudumuz da bizden sürekli karbonhidrat istiyor. Nedense böyle havalarda hepimizin aklına salep, sıcak çikolata gibi yoğun içecekler… Mantı, makarna, börek gibi hamur işleri…

    Çayın yanında kurabiyeler, kekler geliyor. Ben diyet yapanlarla buluştuğum için canım çekiyor ve yemiyorum diyenler bu ara artıyor. Moda’da Tatlı Köşem’in sahibi yakın arkadaşım, çok güzel pastalar yapıyor. Bu dönemlerde onun yüzü gülüyor. Havalar çok soğuduğunda kek ve kurabiye satışlarının arttığını söylüyor. Öyle böyle bir fark değil, yetiştiremiyoruz diyor. Demek ki insanlar bu güzel manzara karşısında keyif yapmayı da seviyorlar. Bu keyif vücuttan gelen “Isınmak istiyorum, karbonhidrat yolla” sözleri ile buluşuyor. Kar İstanbul’da çok da uzun süre kalmadığı için özlüyoruz ve biraz da aslında karın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Dışarıda kar yağarken, evde pencerenin önüne oturup sıcak bir salep içelim desem kim hayır der ki… İşte diyetlerin bittiği anlardan bir tanesi.. Ama durun, size güzel bir kar diyeti hazırladım. Bu havalarda bu diyet ile kilo vermeye devam edebilirsiniz. Kilo almaya izin verirseniz, kar gittiğinde çok da “mutlu” olmayacaksınız. Mümkünse spora da bu dönemde özellikle gitmelisiniz. Evde yürüyüş bantında veya spor salonunda yürümeniz en iyisi.. Bu havada dışarıda çok ama çok yavaş ve dikkatli yürüyebilirsiniz, bu da pek spor yerine sayılmayabilir. Yemeklerde salata tüketimi bu dönemde azalıyor. Soğuk bir şey yemek kimsenin içinden gelmiyor. Bu sebeple lif tüketimi azalıyor ve biz daha çok acıkıyoruz. Bu sebeple ne yerseniz yiyin, yanında mutlaka sebze yemeği veya sebze salatası tüketin. Sıcak yiyebileceğiniz lif miktarını artırın.

    Kar diyeti
    (Miktarları yazmıyorum çünkü porsiyonlar kişiye göre değişir. Bu liste, çok tatlı yemek istediğiniz bu soğuk karlı günlerde nasıl beslenmeliyiz sorusuna cevap olarak hazırlandı. Bu şekilde beslenmek sizi hem tok tutar hem de karbonhidrat isteğini giderir ve kilo almanıza engel olur.)

    Kahvaltı
    1 haşlanmış yumurta
    1 dilim peynir
    Zeytin
    1 tatlı kaşığı tahin-pekmez
    Tam buğday ekmeği
    Maydanoz
    Biber

    Ara
    Kuru meyveler, kuru yemiş (ceviz veya badem)

    Öğle
    Kepekli lavaş arasında ızgara tavuk veya köfteler salçalı, baharatlı soslar kullanılabilir.
    İçine közlenmiş biber, domates, kabak vb… konabilir.

    Ara
    Meyve

    Akşamüzeri
    1 bardak süt (içine 1 çay kaşığı toz salep veya 1 çay kaşığı sıcak çikolata tozu.)

    Akşam
    1 kâse çorba (tarhana, mercimek)
    1 tabak kıymalı/etli sebze yemeği
    Yoğurt

    Gece
    1 bardak sıcak süt (içine sadece toz tarçın)

    Not: Salep ve sıcak çikolatanın light, şekersiz veya yağı azaltılmış olanı var mı baktım ama göremedim. Ben araştırmaya devam ederim, eğer üzerinde yağı azaltılmıştır veya şekersizdir yazanı görürseniz onu alın. Ama normal salep veya çikolata aldıysanız listede olduğu gibi tam bir paket kullanmak yerine, 2-3 bardağa bölün ve sadece aromasından faydalanarak mutlu olun.

    Ne içelim?

    Arada sıcak bir şeyler içmek size çok iyi gelecek. Çünkü bu havalarda daha az su içiyoruz. Aradaki içeceklerle sıvı tüketimini artırmak iştahımızı da kontrol etmemizi kolaylaştırır.

    Örnek: Sabah uyanınca, 1 bardak ılık su (limonlu olabilir), gün boyu aralarda su içmeyi unutmayın

    Aralarda şekersiz çay, ıhlamur
    Günde 2 yeşil çay
    1 çözülebilir veya filtre kahve
    1 sade Türk kahvesi

    Not: Şekersiz içemeyenler için tatlandırıcı (stevia veya sükraloz) tavsiye ederim.

    HTHayat

  • Düz bir karın hayal değil

    Düz bir karın hayal değil

    Her kadın, doğumdan sonra eski kilosuna ve vücut görünümüne kavuşmayı diler. Fakat ne yazık ki, özellikle hamilelik döneminde görülen karın sarkmaları, bu hayalin önünde bir engel olarak durur. Buna rağmen hamilelik öncesinde ve sonrasında alınacak birkaç önlemle düzgün bir karna sahip olmanız mümkün! Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Uz. Dr. Dilek Aytekin, karın sarkmalarına karşı alınabilecek önlemleri sizin için anlatıyor.

    Kilo Kontrolü sağlayın
    Hamile kalmadan önce ideal kilonuzda olmaya gayret edin. İdeal kilo tespitinizde Beden Kitle İndeksi’nden (BKİ) yararlanabilirsiniz. Normal bir BKİ’ye sahipseniz, hamilelikte 11,5–16 kg arasında kilo almanızı idealdir.

    Beslenmenize dikkat edin
    Hamile bir kadının, normal bir kadına göre günde fazladan 300 kaloriye ihtiyacı vardır. Bu da yaklaşık yüzde 15’lik bir artış, yani günlük 2300 kaloriye denk gelir. Fakat önemli olan, fazla miktarda yemek ve kilo almak değil, gerekli gıdaları dengeli ve yeterli miktarda almaktır.

    Egzersiz yapın
    Hamilelikte yaptığınız egzersizler, kontrollü kilo almayı sağlamasının yanı sıra, dolaşım sisteminizin daha iyi çalışmasına da katkıda bulunur. Düzenli egzersiz, doğum sonrasında da hızla toparlanmanızı sağlar ve aldığınız kiloları daha kolay vermenize yardımcı olur.

    Doğru Rejimi Uygulayın
    Doğum sonrasında, tıpkı hamileliğinizde olduğu gibi bebeğinizin ihtiyaçları ve vücudunuzun forma girmesi bir dengede tutulmalı, bu yönde beslenme rejimlerini uygulayabilirsiniz.

  • 2014 Yeni yılda yağlardan kurtulun…

    2014 Yeni yılda yağlardan kurtulun…

    2014 Yılbaşı yaklaşıyor, bu da demektir ki sosyal toplantılarda daha fazla boy göstereceksin! Yeni yıla en göz alıcı halinle girmek istiyorsan, vücudunu bu basit ve etkili yöntemlerle çalıştırmalısın…

    Vücudunu şoke et!

    Bazen vücudun egzersizler arasında molaya ihtiyacı vardır. Büyük değişimler de bu molalar esnasında olur. Senede birkaç kez gerçekten de ağır egzersiz planları uygulamayı denemelisin. Conneticutlı egzersiz uzmanı Tom HoIIand, kas gruplarını zorlayarak onları şaşırtacağını ve böylece daha çok gelişme sağlayacağını belirtiyor. Bu süre içinde belli kas gruplarını üç, dört gün arka arkaya, birkaç set halinde ara vermeden çalıştırmanı öneriyor.

    Yavaşla!

    Florida’daki Fitnetic Fitness işletmecisi, Fitness Uzmanı Maren Piefer, egzersizin temposunu ayarlayarak kasları şaşırtıp uyarabileceğini söylüyor: “Kaslar ne kadar uzun süre çalışırsa o kadar gelişir.” Mesela kol çalıştığın sırada ağırlığı kaldırırken ikiye, indirirken de dörde kadar say. Kasları gererek uzatırken daha fazla zaman harcayacaksın, böylece de zorlanıp daha verimli sonuç alabilirsin: Egzersiz esnasında ve sonrasında kalori yakımını hızlandıracaksın.

    Farkı böl!

    Bir egzersizi tam olarak tekrarladıktan sonra ikinci seferde, hareketi en zor yerinde yarım bırak. Piefer, ekstra tekrarlar yaptığında, kas gerginliğini aynı sürede arttırdığını söylüyor: “Bunu yaparken kas hücrelerine daha çok kan pompalanıyor, böylece kas gelişimi de hızlanıyor.”

    Bunu dene: Ellerine birer dambıl alarak iki yanına al. Dambılları omuzlarına yaklaştırırken üst kollarını kıpırdatma, sonra da yavaşça indir; orada dur ve dambılları tekrar omuzlarına yaklaştır. Başlangıca dön.

    Hızlan!

    Hız, sadece kardiyo egzersizlerinde geçerli bir faktör değildir. Piefer, hangi egzersizi yaparsan yap, hız katınca daha fazla kalori yakacağını belirtiyor: “Ayrıca güç de kattığı için daha atletik olursun.”

    Bunu dene: Piefer, kendi vücut ağırlığını kullanarak, hızlı bir tempoda hareket etmeni öneriyor. Böylece farklı kas gruplarını çalıştırarak daha fazla kas lifi yakacaksın. Mesela bir set ‘chest press’ hareketinden sonra 10-12 adet sınav çek ya da 12 adet dambıllı ‘alternate lunge’ sonunda 10-12 ‘body-weight squat’ yap.

    Haydi zıpla!

    Zıplayarak uygulanan pliometrik antrenmanlar, kalori yakmanı sağlayıp kasları yağlardan arındırıyor. San Francisco’daki Twisted Twilight Personal Training işletmecisi Jeremy Cheung, yerçekimine karşı çalışmanın vücudu zorladığını, zıplamanın farklı kas gruplarını hareket ettirdiği için egzersizi daha yoğun kıldığını söylüyor.

    Bunu dene:
     Egzersizden hemen sonra pliometrik antrenmana geç, kas gruplarını ve kas liflerine biriken yağları son damlasına kadar çıkarmayı başaracaksın. Eğer bunu egzersizden evvel yaparsan zıplamak için daha az enerjin olacak. Mesela birkaç set ‘squat’ egzersizinden sonra 10 adet ‘squat jump’ yap: Squat pozisyonunda başla, zıplayarak kollarını yukarı kaldır. Dizlerini hafifçe kırarak yere in, kollar da arkada kalsın.

    Kardiyo egzersizi de yap!

    Ağırlık ve kardiyo egzersizlerini kombinleyerek kalbinin hızlı atmasını sağla. Holland, ağırlık egzersizleri arasında kardiyo yaparak daha fazla yağ yakacağını kaydediyor.

    Bunu dene: Ağırlık kaldırdıktan sonra dinlenmek yerine 30 saniyelik yoğun kardiyo yap, ip atlamak ya da ‘high-knee lift’ gibi: “Yerinde koşmak gibi daha hafif bir kardiyo egzersizi yapmak istiyorsan, en az bir dakika devam etmelisin.”

  • Kış sezonu aslında diyet sezonudur…

    Kış sezonu aslında diyet sezonudur…

    İstenilen ölçülere sahip olmak için de ideal bir mevsim olduğunu ifade ederek, “Kış sezonu aslında diyet sezonudur” dedi.

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Merve Kalelioğlu, kış mevsiminin insanların kendine vakit ayırmak için oldukça uygun bir zamanken, istenilen ölçülere sahip olmak için de ideal bir mevsim olduğunu ifade ederek, “Kış sezonu aslında diyet sezonudur” dedi. Beslenme tarzının, gelecekteki sağlık ve hastalıklardan korunma ile günlük yaşantıyı etkilediğini ifade eden Medical Park Tokat Özel Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Merve Kalelioğlu, her gün farklı aromalar, yeni lezzetler ile karşımıza çıkan gıda sektörünün kimi zaman sağlıklı yiyecekleri önümüze sunarken kimi zamanda sağlığı çok da önemsenmeyebildiğini söyledi.

    Halk arasında genelde “iyi ve kötü besinler” diye bir görüş olduğunu ifade eden Kalelioğlu, “Aslında iyi veya kötü olması değildir olay, kime göre iyi, kime göre kötü? Yeni başlangıçlar yapmak, zayıflamak, sağlıklı olmak, kilo almak hiçbiri için geç kalınmaz, ne zaman isterseniz o zaman yeni başlangıçlar yapılabilirsiniz. Hedefleriniz olmalı asla vazgeçmemeli ve vazgeçilse de tekrar başlanmalı. Kış mevsimi, kendinize vakit ayırmak için oldukça uygun bir zamanken, istediğiniz ölçülere sahip olmak için de idealidir. Kış sezonu aslında diyet sezonudur, yeni yıla yaklaştığımız günlerde sizlerde sağlığınız için formunuz için bir diyetisyene danışınız” diye konuştu.

    Medical Park Tokat Özel Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Merve Kalelioğlu, önemli olanın geç kalmadan tedavi sürecinin başlaması olduğunun altını çizerek, “En son ne zaman kendiniz için bir şey yaptınız? Uzun zamandır hissettiğiniz ağrılarınız için, halsizliğiniz için ne zaman bir uzmana danıştınız? Peki, ağırlığınıza bakmak için son tartıldığınız günü hatırlıyor musunuz? Araçlarınızı düşünün, belirli aralıklarla periyodik bakıma götürür, yağ kontrollerini, lastik kontrolleri vs bakımlarını yaptırırsınız. Evinizde kullandığınız elektronik cihazları sık sık kontrol ettirirsiniz ki bozulursa geri dönüşü olmayan arızalar vermesin diye. Peki kendiniz için ne yaparsınız? Hiç acaba vücut yağ oranım ne kadar, BKI’iniz (beden kütle indeks) hangi aralıkta, ’acaba ağırlığım boyuma göre normal mi, yoksa 1-2 kg mı fazlam var ya da obez miyim’ diye düşündünüz mü? Bizler genellikle sağlık ile ilgili sıkıntılar ortaya çıkana kadar dikkatsizce yaşamaya devam eder, sonra sıkıntılar başladığı zaman da çözüm bulmak için aranır dururuz. Aslında yapılacak iş çok basit sağlıklı beslenmek, ideal kiloda olmak” şeklinde konuştu.

  • 2014 Yılını fit olarak geçirmek için…

    2014 Yılını fit olarak geçirmek için…

    “Yeni yıl hedeflerinizin arasında “fit olmak” mutlaka olmalı” diyen Diyetisyen&Yaşam Koçu Gizem Şeber, 2014 için altın beslenme kurallarını sıraladı.

    • İşe mutfağınızdan başlayın. Mutfak sağlıklı beslenmenin başladığı yerdir. Alışverişinizden, pişirme araçlarınıza kadar sağlıklı olanları tercih etmeye başlayın. Örneğin bu sene kızartma tencerenizi çöpe atın ve kendinize bir buharda pişirme cihazı alın. Yine dumansız gril ve ızgara mutfağınızın bir parçası olmalı. Alışverişe tok çıkmak, abur cubur satın almanızı önler. Yeni yılın ilk alışkanlığı bu olsun.

    • Daha fazla balık tüketin. Balık sevsek bile ihmal ettiğimiz besinlerden biri. Ya evde pişirmekten kaçıyoruz, ya düzenli tüketmemek için başka bahaneler yaratıyoruz. Fakat omega-3 yağ asitlerinin düzenli alınmasının vücut ağırlığını koruma da ve zayıflama da etkili olduğu biliniyor. Haftada 2-3 kez ızgara balık tüketmek zayıflamanıza ve fit olmanıza yardımcı. Yalnız deniz kirliliğinden ötürü ağır metal alma riskini engellemek adına balıkların siyah etli kısımlarının tüketilmemesi ve yüzey balıklarının tercih edilmesi önemli ve gerekli.

    • Kahvaltınızda en az 10 gram protein alın. Proteinin metabolizma hızlandırdığı bir gerçek. Aynı zamanda kas yapımı, vücudun onarılması için de son derece önemli. Kahvaltı da protein ihtiyacınızın bir kısmını düzenli almak, gün içerisinde kendinizi daha enerjik hissetmenize yardımcı olacak. Bu nedenle kahvaltınızda peynir, yumurta, yoğurt, süt gibi kaliteli protein kaynaklarından en az biri yer almalı.

    • Pratik pişen sağlıklı yemek tarifleri öğrenin. Yemek pişirmek ve yemek için fazla vaktinizin olmadığı veya eve geç döneceğiniz günler için pratik pişirebileceğiniz birkaç sağlıklı yemek tarifi öğrenin. Bu eve sipariş yüksek kalorili fast-foodlara karşı en büyük önlem olacaktır.

    • Baharatlara hayatınızda yer açın. Acı kırmızı pul biber, karabiber gibi baharatların metabolizmayı hızlandırmaya, tarçının kan şekerini dengelemeye yardımcı olduğu biliniyor. Mutfağınızda gözünüzün önünde duracak bir baharatlık, daha fit bir yıl geçirmenize yardımcı olacaktır.

    • Öğün atlamamayı alışkanlık haline getirin. Keyifle yenecek bir yemek için her zaman vaktiniz olmalı. Bu kendinize verdiğiniz değeri de hissetmenizi sağlayacak. Aynı zamanda düzenli beslenme; kan şekerinizin daha dengeli olmasını sağlayarak ani acıkmaları ve tatlı krizlerini önler.

    2014’ün 5 yaşam tarzı kuralı

    Sizi nelerin motive ettiğini bulun. Sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmek uzun soluklu bir yolculuk olabilir. Bu yolculukta mola vermemek için kendinizi motive etmenin yollarını bulun. Bazı kişiler iç bazı kişiler dış motivasyonludur. Dışardan etkiler mi sizi daha çok motive ediyor? O zaman arkadaşlarınızdan destek isteyin. Siz mi kendinizi daha iyi motive ediyorsunuz? Başarılı her hafta için kendinize bir ödül verin.

    Hedeflerinizi basamaklandırın. Toplam ne kadar kilo vermeniz gerektiğine takılmayın. Bu motivasyonunuzu bozabilir. Bunun yerine kendinize haftalık ve aylık hedefler belirleyin. Unutmayın, hiç bir hedefe tek basamakta ulaşılmaz.

    Kendiniz için yapın. Sağlıklı beslenmek kendinize verdiğiniz değerin de bir göstergesi aslında. Abur cubur yediğinizde kendinizi ağır ve hantal hissediyorsunuz, o zaman bunu kendinize yapmaktan vazgeçme vakti geldi.

    Yorulduğunuzda mola verin. Yol çok uzun ve ızdıraplı gelmeye başladı ise enerjinizi bir haftalığına başka bir yöne çekin. Bu yeniden motive olmanın bir yoludur.

    30 dakikayı vücudunuza çok görmeyin. Her gün Tv karşısında, sosyal medyada veya bunun gibi yerlerde boşa geçirdiğiniz zamanları artık kendinize ayırma vakti geldi. Günde 30 dakikanızı imkân varsa yürüyüşe yok ise esneme ve germe hareketlerine ayırın.

    2014’ÜN EN HİT BEŞ BESİNİ

    Ananas: Ananas, zengin lif ve C vitamini içeriği dışında içerdiği bromalin pigmenti ile düzenli tüketimde selülitlerinizi azaltmaya yardımcı olacak. Kabızlık ve ödem gibi problemler üzerinde de etkili. Meyve salatalarınıza ilave etmekle başlayabilirsiniz.

    Avokado: Yağ yerine geçen tek meyve olan avokado, birlikte tüketildiği besinlerin içerisinde bulunan vitamin ve minerallerin vücutta daha iyi kullanılmasına imkan tanıyor. Aynı zamanda kabızlık sorununun çarelerinden biri. Salatalara ilave edebilir, rendeleyip baharatlarla karıştırarak kahvaltılık olarak kullanabilirsiniz.

    Yumurta: Anne sütünden sonra en kıymetli besin. Beyazı %100 kaliteli protein, sarısında saç ve tırnak sağlığı üzerinde etkileri olan biyotin yer alıyor. Günde bir adet yumurta herkes için uygun. Kahvaltıda tüketemediyseniz eve geç döndüğünüz günlerde omlet veya menemen olarak tüketebilirsiniz.

    Yoğurt: Süt ve yoğurdun metabolizma hızlandırmaya yardımcı etkisi var. Bu etkisi içerdiği proteinlerden ve kalsiyum mineralinden ötürü. Günde 2 su bardağı süt veya yoğurt tüketmek, karın yağlarınızı azaltmaya yardımcı. Yemeğin yanında veya meyveli olarak tatlı yerine. Yoğurt her şekli ile sağlıklı ve tüketmesi kolay bir besin.

    Yulaf ezmesi: Yoğun lif kaynağı olmasının yanı sıra, en sağlıklı tahıllardan biri. Kan şekerini diğer tahıllara göre daha iyi dengelediğinden ötürü, diğer tahıllara göre zayıflama konusunda daha ön sırada. Bu sene mutfağınızda bir değişiklik yapıp, yulaf ezmesini sadece kahvaltılarda tüketmeyip, çorbalarınıza ve haşlayarak salatalarınıza ilave etmeye başlayabilirsiniz.

  • Çiğ mi, pişmiş beslenme mi?

    Çiğ mi, pişmiş beslenme mi?

    Çiğ beslenme, son dönemde sıkça gündeme geliyor. Bu beslenme türü özellikle sebzelerin besin değerlerinin kaybolmadan tüketilmesine olanak sağladığı için önem taşıyor. Ancak bazı kişilerde sindirim sistemi rahatsızlıklarına da yol açabiliyor. Bu kadar farklı etken varken, sağlığımız için beslenmemizin ne kadarını çiğ, ne kadarını pişmiş sebzelerle karşılamamız gerekiyor? Cevabı, Beslenme ve diyet Uzmanı Gizem Şeber’den öğrendik.

    Çiğ mi?
    Günlük beslenme düzeninde ortalama üç-beş porsiyon sebze tüketilmesi gerekiyor. Bunun yüzde 50-75’lik kısmının ise çiğ sebzelerden karşılanması öneriliyor. Çiğ tüketilen sebzelerin çözünmez lif içerikleri, pişen sebzelere oranla daha yüksek oluyor. Bu sayede başta kabızlık gibi birçok sindirim sistemi rahatsızlığına karşı koruyucu etki gösteriyor. Öte yandan sebzeler çiğ tüketildiğinde antioksidan içerikleri daha da artıyor. Böylece vücudu zararlı maddelerden arındıran ve yaşlanmayı geciktiren fitobesinlerden daha çok yararlanılıyor.

    Çiğ beslenme kişide bağırsak gazı oluşturarak, kimi zaman şişkinlik sorunlarına da yol açabiliyor. Bu nedenle özellikle karnabahar, brokoli, pırasa gibi sebzelerin çiğ tüketilmemesi önem taşıyor. Lif içeriği daha yüksek olduğu için diyabet ve kolesterol hastalarına çoğunlukla çiğ sebze tüketmesi öneriliyor. Soğan ve sarımsak gibi sebzeler pişirildiklerinde kükürtlü yapılarında kayıp oluştuğu için faydalarını kaybediyor. Bu nedenle gastrit, ülser, reflü gibi sindirim sistemi sorunları olmayan kişilerin sebzeleri çiğ tüketmesi gerekiyor. Patates ise kabuğa yakın kısımlarında oluşabilecek küflerin karsinojenik etki gösterebilmesi nedeniyle çiğ tüketilmemesi gereken sebzelerin içinde yer alıyor.

    Pişmiş mi?
    Günlük sebze tüketiminin en az yüzde 25’inin pişmiş sebzelerden karşılanması gerekiyor. Bu da ortalama bir tabak sebze yemeğine denk geliyor. Sebzeleri pişirirken haşlama, ızgara, tencere yemeği, buharda pişirme gibi yöntemler tercih edilebiliyor. Fakat kızartma yapılırsa hem sebzeler yüksek miktarda yağ çekip, kalori değerleri yükseliyor hem de içerdikleri besin değerleri büyük oranda kayboluyor. Haşlama yöntemi ile pişirilen sebzelerde de bazı vitamin ve mineral kayıpları olabiliyor. Bu nedenle pişirme sırasında uzun süre haşlanmaması, mümkün olduğu kadar diri bırakılması gerekiyor. Eğer tencere yemeği yapılıyorsa sebzelerin çiğden konması ve kavrulmaması önem taşıyor. Öte yandan yemeklerin kısık ateşte pişirilmesi öneriliyor. Buharda pişirme yöntemi ise en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu yöntemde vitamin, mineral ve antioksidan kaybı en az seviyede görülüyor.

    Pişmiş sebzeler, çiğ sebzelere göre daha kolay sindiriliyor. Bu nedenle hazımsızlık, şişkinlik, gastrit ve ülser şikayeti olan kişilerin sebzeleri pişmiş tüketmesi tavsiye ediliyor. Domates, havuç gibi bazı sebzelerde bulunan ve özellikle prostat kanserine karşı koruyuculuk sağlayan likopenin yararları pişirildiğinde daha da artıyor. Mümkün olan en yüksek faydanın sağlanması için bu tür besinlerin sadece salatada değil, yemeklerde de kullanılması gerekiyor.

    Sonuç
    Birçok sebzenin besin değerlerinden mümkün olan en yüksek faydayı sağlamak için çiğ olarak tüketilmesi gerekiyor. Ancak brokoli, karnabahar gibi sebzeler çiğ yenildiğinde kişide şişkinlik ve bağırsak gazı görülebiliyor. Domates, havuç gibi sebzeler ise pişirildiğinde besin değerleri artıyor. Öte yandan günlük beslenme düzeninde alınacak üç-beş porsiyon sebzenin en az birinin pişmiş, diğerlerinin de çiğ olarak tüketilmesi öneriliyor. Bu şekilde çiğ ve pişmiş sebzelerin dengeli biçimde alınması sağlanıyor.

  • Mercimeğin diyetteki önemi

    Mercimeğin diyetteki önemi

    Türk mutfağının vazgeçilmez besin kaynağı olan baklagillerin birçok faydası mevcut. “Zayıflamak istiyorsanız yeşil mercimeği sofralarınızdan eksik etmemelisiniz” diyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, kilo verme sürecinde mucizevi etki gösteren bu besinin yararlarını tek tek anlattı.

    – İyi bir bitkisel protein kaynağıdır. Besinlerin ısı etkisi dediğimiz bir mekanizma ile metabolizma hızını hafif arttırır. Sindirime bağlı harcanan enerji artacağı için kilo verme sürecinde mucizevi etki gösterir.

    – İyi bir bitkisel karbonhidrat kaynağıdır. Yani vücuda kaliteli şeker verir. Özellikle zayıflarken beslenmede günlük alınan kalori azaltılır. Eğer kişi tek yönlü besleniyorsa yeterli şeker alamadığı için buna bağlı halsizlik, yorgunluk, bitkinlik yaşayabilir. Oysa salatalarına ekleyeceği 2 yemek kaşığı kadar haşlanmış yeşil mercimek vücuda yeterli şekeri verir ve diyete bağlı bu semptomların görülme durumunu azaltır.

    – İyi bir lif kaynağıdır. Lifler bitkilerin hücre duvarında olan bileşenlerdir. Beslenme ile mideye girdiklerinde şişerler ve hacim oluştururlar. Bu durumda da az yemeye bağlı acıkma hissi azalır yani daha tok kalarak diyete uyum süreci kolaylaşır.

    – Mercimek bağırsaklarda ilerlerken bağırsak hareketlerini arttırır. İyi bir metabolizma, iyi bir boşaltım sisteminden geçer. Boşaltım sisteminin iyileşmesi zayıflamayı kolaylaştırır.

    – Mercimek bir fitoöstrojendir. Yani vücutta kısmi östrojen etkisi gösteren ilaç gibi bir besindir. Özellikle menopoz semptomlarını hafifletir. Meme, rahim kanseri gibi hormon bağımlı kanserlerden korur. Ancak bu hastalıkların tanısını alan hastaların bu yiyecekten kaçınmasında fayda var, çünkü kısmi östrojen etkisi bu hastalıklara iyi gelmez.

    – Mercimek çok iyi bir demir kaynağıdır aynı zamanda. Özellikle yumurta veya kıyma ile birlikte pişirilmesi demir açısından daha da zenginleştirir. Yanında bol limonlu bir salata ile tüketilmesi demirin vücutta daha iyi kullanılmasını sağlar.

    – Potasyum oranı yüksektir. Bu özelliği tansiyonu düşürür ve dengeler. Kiloya bağlı tansiyonu olanlarda çok etkilidir. Hem zayıflatır hem tansiyonu düşürür.

    – Kolesterol içeriği sıfır olan bir protein olduğu için kolesterol yüksekliği olanlar güvenle kullanabilir.

    İç Hastalıkları Uzmanı
    Dr. Ayça Kaya

  • Acil durumlar için kurtarıcı program

    Acil durumlar için kurtarıcı program

    Tam diyete başlamıştınız ve kilolar birer birer gidiyordu ki araya tatil, seyahat ya da davetler girdi, yemeklerin ölçüsü biraz kaçtı. Paniğe kapılmayın; yılbaşına kadar formunuza kavuşmak için bugünden itibaren düzenli ve sağlıklı beslenmeye başlayın.

    Yaz tatili ardından bayram derken kaçamaklar özgür ruhumuza çok iyi geldi, peki ya bedenimize? İtiraf edelim, her şeyi biraz fazla kaçırdık ve tatil dönüşü tartıda gördüğümüz rakamı aşağıya çekmek için ne yapmamız gerektiği konusunda panik içindeyiz. Önümüz kış olduğu için biraz daha hassas davranıp kilo verirken bağışıklık sistemimizi de korumamız gerektiği bir gerçek… Özel Sculpture Polikliniği’nden Uzman Diyetisyen Burcu İnce tam da bayram dönüşü çaresizlik hissedenler ve hem sağlıklı hem etkili kilo vermek isteyenler için bir “kurtarıcı program” hazırladı.

    Acil durum programlarına  kısa süreli detokslarla başlanmasını önerdiğini belirten Dyt. Burcu İnce, “Bayram tatili gibi dönemlerde hızla alınan kiloların yanı sıra özellikle bu mevsimde ödem ve şişkinlik de olduğu için ödem giderici bir program takip etmek, bunun için de ödem atıcı yiyeceklere öncelik vermek gerekiyor” diyor.

    Ödemin hücreler arası sıvıda normalden fazla miktarda kan plazması toplanması anlamına geldiğini belirten Dyt. İnce, kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabileceği gibi bazı alerjik durumlarda da meydana geldiğini söylüyor. Doku arası bölmelerde veya vücut boşluklarında sıvı birikimine neden olan ödem şikayeti sık tekrarladığında mutlaka bir doktor kontrolünden geçmek gerekiyor. Ödemin farklı tipleri ve altında yatan hastalığa göre oluştuğu farklı yerler oluyor. Tedavisinde ise öncelik hastalığı meydana getiren etkenleri ortadan kaldırmak oluyor. Hastalıklara bağlı olmayan sebeplere dayalı ödem ise genelde sabah daha sık görülüyor. Özellikle mevsim geçişlerinde, sık ayakta kalındığında ve adet dönemlerinde ödem şikayetleri artıyor.

    Her hafta farklı mönü

    Uzman Diyetisyen Burcu İnce, diyet programlarına yaklaşımını şöyle anlatıyor: “Diyet yapan kişilerin sürekli aynı gıdaları tüketmek istemediklerini biliyoruz. Bu nedenle her hafta farklı mönüler vermeye dikkat ediyorum ve ‘ayrım diyetleri’ uyguluyorum. Yani kişinin beslenmesinden bir hafta mayayı çıkarıyorum, diğer hafta mayayı geri koyup süt grubunu çıkartıyorum. O sırada maya grubunu küçük küçük ilavelerle ekliyorum. Aynı şekilde bir hafta boyunca buğday grubunu yani glüteni de çıkarıyorum. Böylece vücudun verdiği tepkiyi görüyorum. Bu grupları çıkarmayı, vücutta şişkinlik yapan ve vücudun intolerans gösterdiği gıdalar oldukları için tercih ediyorum. Mayayı çıkarttığım dönem kişi kilo veriyorsa anlıyoruz ki bu gıda o kişiye şişkinlik yapıyor.” Kan gruplarına da dikkat ettiğini belirten Dyt. İnce, bunun sadece ana kan grubuna göre kolay bir ayrım olmadığını, kan gruplarının kökenlerine inerek yapıldığının altını çiziyor.

    Soğuk havaya yenilmeyin

    Kış aylarında artan soğuklar da vücutta olumsuz etkilere neden oluyor. Bazal metabolizmanın değiştiği kış aylarında vücut ısısı düşüyor ve normal ısı düzeyine ulaşılması için fazladan enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklimizde de değişiklikler oluyor. Bu aylarda genellikle yağlı ve şekerli besinlere eğilimin arttığını belirten Dyt. Burcu İnce, “Soğuk havalarda çok yemenin yanı sıra evden ya da çalışılan mekanlardan dışarı pek fazla çıkılmıyor, bu da hareketsizliğe neden oluyor, alınan kaloriler kullanılamıyor. Genellikle yaz aylarında dikkat edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında yerini ihmalkarlığa bırakıyor. Birçok insan, kalın giysiler içerisinde kilolarını daha rahat saklayabileceklerini düşünerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşıyor. Kış aylarında gecelerin uzun olması ve atıştırmalıkların sayısının artması da alınan gıdaların kiloya dönüşmesine neden olan bir diğer etken” diyor.

    Yemeğe çorba ile başlayın

    Dyt. Burcu İnce, kışın fazla kilo almamak için ilk olarak tok tutucu çorba ve lifli gıdaların tercih edilmesini öneriyor. Sürekli atıştırmanın önüne geçecek kepek, yulaf, çavdar, kuru fasulye, nohut, meyve ve sebze gibi lifli gıdalar da midede su çekip şiştiği için yeme isteğini azaltıyor.

    Üç ana değil, beş ara öğün

    Gün içinde üç ana öğün yerine beş ara öğünle beslenilmesini öneren Dyt. İnce, böyle beslenmenin hem daha uzun süre tok kalmayı sağlayacağını hem de midenin yorulmasını önleyeceğini söylüyor. Çok yorulmayan midenin kapasitesi düşüyor, bunun sonucunda metabolizma daha hızlı çalışarak, alınan gıdaların daha kolay sindirilmesi sağlanıyor.

    Antioksidan alımını artırın

    “Kış aylarında vücut direncini artırmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyve çeşitlerinden yararlanın” diyen Dyt. İnce, şöyle devam ediyor: “Savunma sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitaminleri gibi antioksidan yönünden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan kivi, portakal, mandalina, elma, greyfurt gibi meyvelerin tüketimini de artırın.”

    Balık balık balık…

    Kış aylarında mahrum kalınan güneş ışınları, vücudun D Vitamini gereksiniminin karşılanamamasına neden oluyor. Kemik ve diş sağlığı açısından önemli olan D Vitamini, sadece güneş ışınlarıyla deri tarafından üretiliyor ve besinlerde fazla bulunmuyor. Bunun için güneşli günlerden faydalanmak gerekiyor. D Vitamini’nin yanı sıra balık, beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (Omega-3), kalsiyum, fosfor, selenyum ve iyot mineralleri ile E vitamini için de iyi bir kaynak oluyor. Balığın haftada iki-üç kez tüketilmesi öneriliyor.

    Sofrada en fazla 20 dakika

    Beyin, yemeğe başlandıktan yaklaşık 20 dakika sonra tokluk merkezini uyarıyor. Bu yüzden gıdaları yavaş ve iyi çiğneyerek yemek yeme süresini uzatmak hem fazla gıda alımını engelliyor, hem de alınan gıdaların daha kolay sindirilmesini sağlıyor. Dyt. İnce, tabağındaki yemekle oynayanların genelde daha zayıf olduğunu da hatırlatıyor.

    Ödem atıcı besinler

    Maydanoz: A, C, K vitaminleri ve demirin yanı sıra potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum ve folik asit yönünden de zengin. İçeriğinde bulunan yüksek klorofil ile kan akışını artırarak daha fazla oksijenlenme sağlıyor. Toksinlerin vücuttan atılmasına, böbreklerin, karaciğerin ve idrar yollarının temizlenmesine yardım ediyor. Sindirim enzimlerini uyararak sindirimi kolaylaştırıyor, sıvı atımına yardımcı oluyor.

    Karahindiba: İdrar söktürücü olarak böbrek fonksiyonlarını destekliyor. Aynı zamanda potasyum emilimine yardım ediyor. Bu özelliği ile halsizlik şikayeti yaratmadan vücuttan fazla sıvı atımını sağlıyor.

    Taze üzüm: Ürik asit gibi atık ürünlerin dışarı atılmasına, karaciğer ve böbreklerin temizliğine destek oluyor.

    Kızılcık: Üre ve ürik asit gibi toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor. İdrarı sulandırarak idrarın pH değerini düzenlemede, böbrek fonksiyonlarını korumada fayda sağlıyor.

    Kuşkonmaz: Folik asit, A, C ve K vitaminleri bakımından zengin olan kuşkonmaz aynı zamanda iyi bir lif kaynağı… Kalın bağırsaktaki yararlı bakteri oluşumunu destekleyen bir tür karbonhidrat da içeren kuşkonmaz, böbrekleri uyararak vücutta bulunan atıkların uzaklaştırılmasında etkili oluyor, idrar söktürüyor.

    Isırgan otu: Toksinlerin dışarı atılmasını, böbreklerin düzenli çalışmasını sağlıyor.

    Kereviz: Protein, fosfor, demir, potasyum, A, C, E vitaminleri ve kalsiyum içeriyor. İdrar söktürücü, idrar yollarını ve kanı temizleme özelliği bulunuyor.

    Zencefil: Zencefil kökü böbrek detoksu için etkili oluyor.

    Domates: Karoten ve likopenden zengin bir besin. Domates tüketmek, prostat kanseri riskini azaltıyor.

    Greyfurt: Greyfurt suyu kalsiyum oksalatın neden olduğu böbrek taşı oluşumunu engelliyor.

    Yulaf: Bünyesinde silika adı verilen, idrar söktürücü doğal bir madde bulunuyor.

    Rezene: İdrar söktürücü, gaz giderici özellikler taşıyor.

    Ananas: Bromelin içerdiği için metabolizmayı hızlandırıyor ve böylece ödemin atılmasına yardımcı oluyor.

    Plato dönemleri sabır şart

    Sabit bir kiloya takılmanın bazen bir ay kadar sürebildiğini söyleyen Dyt. İnce, bu döneme plato dönem denildiğini söylüyor. Bu dönem aşıldığında ise vücudun eski kilo verme formuna döndüğünü söylüyor ve ekliyor: “Takılma döneminde motivasyon, bireyin diyete ve diyetisyene olan inancı çok önemli. Çoğu insan bu dönemde, ‘Az yiyorum yine de veremiyorum’ diyerek pes edebiliyor. Kesinlikle böyle bir şey yok; insanlar anormal bir sağlık problemleri yoksa istedikleri kiloya inebilir.” İnilecek kilonun sağlıklı limitler içinde tutulmasına dikkat ettiklerini ve bireyin kendini mutlu hissedeceği kiloyu hedeflediklerini belirten Dyt. İnce, “Haftada yarım-bir kilo arası vermeyi normal kabul ediyoruz, bu rakam bazı kişilerde iki kiloya kadar çıkabiliyor” diyor.

    Yasaklar ve şımarmalar

    Diyet boyunca tatlı grubunu, şerbetli tatlıları, cipsleri, kuruyemişleri ve gece yenilen meyveleri çıkarttığını ancak sonraki hafta ödül olarak kişinin olmazsa olmazını küçük porsiyonlar olarak ilave ettiğini, bu küçük şımartmalarla diyete adaptasyonun arttığını söylüyor.

    Yaptığı işi beslenme eğitimi olarak tanımlayan Dyt. İnce şunları söylüyor: “Amacımız bireyi zayıflatırken ona nasıl daha sağlıklı besleneceğini öğretmek… Bu da bireye özgü bir eğitim. Her vücudun kuralı birbirinden farklı olduğu için öğreneceği bilgiler de farklı oluyor. Bir kişi için çok sağlıklı olan bir gıda bir diğerine yaramayabiliyor ve vücudun tepki göstermesine neden oluyor.”

    Kurtarıcı diyet programı

    3 günlük detoks programı

    Aç karnına: Bir büyük bardak ılık su + 1 tatlı kaşığı organik elma sirkesi

    Sabah: Bir tam yumurta + 2 yemek kaşığı tuzsuz lor peyniri + domates, salatalık, nane, roka, maydanoz, dereotu, biber

    Öğle: Doyana kadar ödem atıcı çorba

    Ara: Bir bardak diyet kefir (çörek otu ve keten tohumu yağı eklenmiş)

    İlk iki akşam: İki adet enginar (bakla ve dereotu ile pişirilmiş)

    Son akşam: Somon ızgara + kuşkonmaz

    Not: İki litre su içine 10 tatlı kaşığı organik elma sirkesi ilave edin. Ve gün boyunca bu suyu tüketin. Günde 3 bardak beyaz çay tüketin.

    Günlük ivme programı

    Sabah:

    Bir tam yumurta + iki adet yumurta akı ile hazırlanmış omlet + yeşillik

    Öğle:

    200 g fırında kızartılmış balık veya tavuk ya da hindi (göğüs eti) + roka salatası

    Ara:

    240 ml diyet kefir ve 115 g böğürtlen veya yaban mersini (blender’dan geçirilmiş)

    Akşam:

    Süper salata

    Not: Her gün 30 dakika tempolu yürüyüş yapın. Günde iki litre su için.

    Egzersize ara vermek yok

    Hangisi ne kadar kalori yakıyor?

    Hızlı yürüme (30 dakika ve haftada 2-3 kez yapılırsa) 180 kcal

    Yüzme (30 dakika ve haftada 3-4 kez yapılırsa) 240 kcal

    Dans (30-45 dakika ve haftada 2-3 kez yapılırsa) 75-150 kcal

    Aerobik (30-45 dakika ve haftada 2-3 kez yapılırsa) 240-480 kcal

    Esneme (15 dakika ve haftada 3-5 kez yapılırsa) 140 kcal

    Tarifler

    Ödem atıcı çorba

    l 1 orta boy kereviz ve sapları

    l 1/2 demet maydanoz

    l 1 orta boy havuç

    l 3-4 adet kuşkonmaz

    l 1 orta boy kırmızı soğan

    l 4-5 adet sarımsak

    l 1 yemek kaşığı rezene

    l 1 tatlı kaşığı kimyon

    l Limon, pul biber, karabiber

    Tüm malzemeleri doğrayıp 3 bardak su ile pişirin, limon, pul biber, karabiber ile tatlandırarak için.

    Süper salata

    l Marul

    l Salatalık

    l Soğan

    l Domates

    l Buharda pişirilmiş brokoli, Brüksel lahanası, karnabahar

    l 50 g lor peyniri

    l 2 çorba kaşığı keten tohumu yağı

    l 60 ml balzamik sirke

    Tüm malzemeleri doğrayıp karıştırın, keten tohumu yağı ve sirke ekleyip yiyin.

    Formsanté Dergisi