CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “YATAK ARKADAŞLIĞI İNSANIN DOĞASINA AYKIRIDIR!”

Yatak arkadaşlığı” tabiri yani, bir çiftin sadece seks amacıyla bir araya gelmesi durumu, ilk olarak Amerikan dizisi “Sex and City” ile insanların hayatına girdi. Nathalie Portman’ın başrolünü oynadığı 2011 yapımı “Yatak Arkadaşı” (Sex Friend) filmiyle de, tam anlamıyla gündeme oturdu. Film, her türlü duygusal bağlanmadan uzak, yani kişilerin hiç bir şekilde birbirine sevgi ve bağlılık hissetmeden, yalnızca seks yapmak için bir araya geldikleri bir ilişki tarzını konu almaktadır. Ülkemizde de, bu tarz ilişkilerde artış olmasına dikkat çeken Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, toplumumuzun geleneksel örf ve adetlerine aykırı bu ilişki tarzını son derece zararlı bulduklarını açıkladı.

YATAK ARKADAŞLIĞI İNSANIN DOĞASINA AYKIRIDIR !

İnsanın doğasında var olan aşk ve sevginin kutsal olduğunun altını çizen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe;“İçinde duygunun olmadığı bir cinsellik, insanı mutlu edemez. Tek başına seks, yalnızca mekanik bir eylemdir. Bu tarz bir ilişkide, hep bir şeyler eksik kalacaktır. Aslında, burada da bireyin aradığı temel unsur sevmek ve sevilmek; güven ve şefkattir.” dedi ve şöyle devam etti: “2000’li yıllardan itibaren yaygınlaşan kitle iletişim araçları, cinselliğe olan ilgiyi artırdı. Bu durum, bazı toplum bireylerinin farklı arayışlara yönlenmesine neden oldu. “Seks arkadaşlığı” tabiri özellikle Avrupa ve ABD’de tabu olmaktan çıktıktan sonra ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Doyumsuzluk hissi yüksek olan ve haz beklentisi içine giren kişilerde, aşk arayışından çok seks arayışının ağır basmasıyla, aslında hep var olan, fakat çok fazla konuşulmadığı için bilinmeyen, ” seks arkadaşlığı” tabiri sonunda gündeme oturdu. Fakat, bu durum kişileri yalnızlığa ve mutsuzluğa itti. Seks arkadaşlığı ilişkisinde hiçbir kısıtlama olmadığı için geceyi beraber geçirme ya da ertesi gün telefon etme zorunluluğu da yoktur. Sahiplenme, kıskanma gibi duyguların tamamen yasak olduğu bu ilişki türünde, aşk ve seks birbirine karıştırılmamalıdır. Yorganın altında olanlar da sadece o iki kişiyi ilgilendirir. Ayrıca, bu iki kişi, kendi hayatından sorumlu olup, birbirinin hayatını bilmeleri gerekmemektedir. Ancak, her ne olursa olsun, duygunun dışlandığı yatak arkadaşlığı, insanın doğasına aykırıdır!

AŞKSIZ SEKS OLUR MU?

CİSED Genel Başkanı Psikiyatrist Doç. Dr. Cebrail KISA ; “Beklentilerin karşılıklı olması durumunda, sadece seks üzerine kurulu bir ilişkinin, uzun vadeli olması mümkün olabilir. Bu durum, özellikle orta yaş grubundaki, kariyerine önem veren bu nedenle de, düzenli bir ilişki için zaman ve enerji harcamak istemeyen, Amerikalı ve Avrupalı kadınlar arasında görülmekteydi” dedi. Dr. Kısa, Kanada’lı seksolog Sophie Brousseau’nın, bu konu üzerine yaptığı araştırmaları doğrulayarak, “Artık ülkemizde de, “Yatak Arkadaşı” tabiri; yalnız cinsel birleşme için bir araya gelen kişiler için kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarz ilişki yaşamak isteyen bireyler özellikle, evli ve aşk beklentisi olmayan, sır tutabilen, kıskançlık, kısıtlama gibi duygusal dürtülerini kontrol edebilen, aile ve sosyal çevrelerinin dışında olan kişileri seçmektedir. İlk bakışta böyle bir ilişki şekli cazip gelse de, sonu genellikle hüsranla bitmektedir. Zamanla kullanan-kullanılan bir ilişkiye dönüşecek olan yatak arkadaşı ilişki biçimi, kullanılan kişinin kendini değersiz hissetmesine ve bunun sonucunda da ağır bir depresyona girmesine neden olabilecektir.” dedi. Dr. Kısa ayrıca, “Bazı bireylerde, yatak arkadaşlığı kontrolden çıkarak, kişiyi seks bağımlısı haline getirebilir. Bu, terapi gerektiren bir cinsel işlev bozukluğudur. Bunun dışında, sürekli değişik insanlarla birlikte olmak cinsel yoldan bulaşan hastalıklara da davetiye çıkartmaktadır.” dedi.

İYİLEŞMEYEN AŞK ACISI KİŞİLERİ YATAK ARKADAŞLIĞINA ZORLUYOR

CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap GÜNGÖR; “Yatak arkadaşlığını seçen kadın ya da erkek, geçmişinde genellikle iyileşmemiş bir aşk acısı yaşamış kişilerdir. Bu kişiler, tekrar acı çekmemek için yeni bir duygusal ilişkiye girmek istemez.” dedi ve Psk. Güngör şöyle devam etti, “Canının istediğiyle özgürce birlikte olmak, sorumluluktan uzak rahat bir cinsellik yaşamak, bu tip aşk yarası olan bireyler açısından bir onarım ilişkisi ve depresyonla baş etme şekli olarak görülmektedir. Fakat, bu tarz bir savunma mekanizması çözüm olmamakla birlikte, kişinin kendine olan özgüven ve saygısını kaybetmesine ve hatta daha ciddi ruhsal sorunlara da yol açabilmektedir.” Kişilerin aşk acısını genellikle tek başına aşmaya çalıştıklarını ancak, bazı kişilerin geçmişten gelen olumsuz çocukluk yaşantılarından dolayı bu süreci aşamayıp, yatak arkadaşı gibi yanlış yollara saptıklarının altını çizen Psk. Güngör; “Yoğun üzüntü, terk ve kayıp gibi duygular için gerektiğinde terapi yardımı almak yararlı olacaktır.” dedi.

YA SONRA…

Zamanla “Başlarda, haftada bir kez, yalnızca cinsel ilişki için buluşuyorduk. Zamanla ona âşık olduğumu hissettim ama o, benim yalnızca bedenimle ilgileniyordu. Kendimi kullanılmış bir paçavra gibi hissetmeye ve kendimden nefret etmeye başladım.” şeklinde cümlelerin kurulduğu yatak arkadaşlığının olumsuz sonuçlarına dikkati çekenCİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal ÖZCAN; “İster istemez işin içine duygu karışma ihtimali nedeniyle, her iki tarafında, başlangıçta koyulan kurallara uyması pek de olanaklı olmayabilir. Bu durum, zamanla ilişkiyi içinden çıkılmaz bir sorun yumağına dönüştürebilir. Bu sorunlar, taraflardan birinin diğerine âşık olması ya da karşısındaki bireyden daha fazlasını istemesi gibi bir durumla sonuçlanacağı gibi ilişkinin tek taraflı sonlandırılması durumunda kişinin kendini kullanılmış ve terk edilmiş hissetmesi şeklinde de örneklendirilebilir. Bu nedenle, duygusal tatminsizlik yaşama, kendini kullanılmış hissetme, toplum tarafından hoş karşılanmama kaygısı ve zamanla yatak arkadaşına aşık olma riski üzerinde durulması gereken önemli sorunlardır.” dedi. Genellikle var olan bir arkadaşlığa sonradan cinsellik eklendiğinde, bu ilişkinin sonlandırılması halinde, eskiden kalma arkadaşlığında sonlandırılmış olacağının altını çizen Psk. Özcan; “Kişiler dostluk ve arkadaşlık ile cinsel dürtüler arasında bir seçim yapmalıdır.” dedi.