Uzakdoğu ülkelerindeki bahçe düzeni anlayışı ile batı ülkelerinde, özellikle Fransa ve İtalya ile anlayış tamamen zıt özelliktedir.Uzakdoğudaki bahçeler, genellikle doğa parçasının küçük bir örneğini temsil eder.Çin düşüncesine göre bahçe, bitki materyali, kaya ve sudan oluşan bir kompozisyondur.Buda ve Konfiçyus’a göre; evrenin en güzel süslerini dağlar,kayalar, göl ve nehirler oluşturur.
Çinliler saraylar bahçelerinde denizi veya okyanusu canlandıran 10 km çapında yapay informal göller inşa ederek kenarlarını iri kaya parçaları ile süslemişlerdir.
Çin bahçelerinin en büyük özelliklerinden birisi ise ; ölçülerin büyük tutulmasına karşın gizliliğe ve içe dönük yaşama önem verilmiştir.
Bahçede gezen bir kişinin, değişen manzaralar dizisi ile birlikte kayalıklar, tepeler, akarsular arasında sürprizli görüntülerle karşılaşması olanağı vardı.
Unutulmaması gereken bir husus ise değişik renklerde kiremit çatılarıyla dekoratif dinlenme ünitelerinin olmasıdır.
Çin bahçelerinde zemin kaplaması olarak çim bitkilerinden çok taş, mozaik, kum gibi cansız malzemeler kullanılırdı.Bu malzemelere ise sonbaharda renk etkisi meydana getirebilen(japon akçaağacı gibi) ve kaligrafik özelliklere sahip Salix(Sögüt), Betula(Huş) vb. kullanılırdı.Çiçek partnerlerini az yer verilirdi.Renk etkisi su, gökyüzü ve ağaç yapraklarının renklenmesiyle elde edilirdi.
Bahçelerde kullanılan taş ve kayaların sembolik anlamları vardı.Bunlar doğaya ait heykel elemanları olarak görev alırlardı.Günümüzde kaya bahçeleri adıyla oluşturulan yapılar bize çin peyzaj kültüründen miras kalmıştır.