Acaba gerçekten depresyonda mısınız?

Acaba gerçekten depresyonda mısınız?

Depresyon…şarkılara konu olur bazen;depresyondayım unutuldum,aldatıldım deriz…bazı günler hatta haftalar boyunca evimizden çıkmak istemeyiz.e haliyle nedenini merak eden çevremize açıklama yapmaya üşenir;”bu aralar depresyondayım yaa” der geçeriz…veya okul/iş yaşamımız yolunda gitmiyordur; o gün ofise girmek yerine hemen depresyona giriveririz kendimizce…Peki nedir bu herkesin kolayca girebildiği bir türlü dolmayan yer?Gerçekten depresyonda mıyız yoksa herkeste olabilecek ufacık bir üzüntüyü dağ yapan felaket tellalı yapan bir düşünce yapımız mı var..? Birlikte inceleyelim…

Bir ‘beyin bozukluğu’ türüdür depresyon. Beynin ön alanlarında, alın ve şakak bölgelerinde ortaya çıkan bir hastalıktır.Yani aslında,sıkışık trafikte sadece 20 dakika eve geç varacağımız için ‘’offf depresyona gireceğim şimdi!” diyebileceğimiz kadar basite alınmaması gereken bir konudur.Hem vücudu hem duygu durumu (mood dediğimiz olay) hem de sağlıklı düşünme yapısını etkiler.Bazen hepimiz çok üzülürüz,çok sevdiğimiz bir yakınımızı kaybederiz,ciddi bir kazanın şokunu üstümüzden uzun süre atamayız,iş başvurumuz kabul olmayınca dibe çöktüğümüzü hissederiz belki de.Ancak depresyon, kesinlikle “geçici üzüntü” ile aynı şey değildir…

Depresyon diyebilmemiz için aşağıda ki belirtilerin her gün ya da son iki haftadır devam etmesi gerekir.

Önceden yapılan işlerden ve aktivitelerden zevk almamak,

Gençlerde duygu değişiklikleri görülmesi, çabuk sinirlenmek,

Her gün sürekli kendini üzgün hissetmek, çökkünlük hali,

Uyku problemleri (çok uyuma, uyku arasında sık sık uyanma, uykusuzluk çekme,az uyuma)

Bir işe motive olamamak, dikkatin çabuk dağılması, huzursuzluk

Kendini işe yaramaz, değeri olmayan biri olarak görmek, ölmeyi düşünmek,

Vücudun işlevlerinin azalması, cinsel isteksizlik, yorgunluk hisleri,

Geçmişi ve geleceği düşündüğünde karamsar olmak, yaptıklarından kendini sorumlu tutmak,

İntihar etmeyi düşünmek ve planlamak,

Kişide bu belirtilerin hepsinin görülmesi şart değildir,bir kısmının görülmesi de yeterli olabilmektedir.Ancak en az 2 haftadır devam ediyor olması belki de artarak) tanı konunulmasında önemlidir.

Depresyon çeşitlerine bakacak olursak ;

1-Organik-Fiziksel Nedenli Depresyon Çeşitleri:

-Kansızlık

-Vitamin Eksikliği

-Tiroid hormonu eksiklikleri

-Enfeksiyon hastalıkları

-Kronik romatizmal hastalıklar

-Kronik kalp ve damar hastalıkları

-Beyin kanamaları sonrası kısmi ya da kalıcı felç durumları

-MS(Multipl Skleroz)

-Beyin Tümörleri

-Yüksek tansiyon

-Kronik Sinüzit

-Kan şekeri dengesizlikleri

-Tedavi amaçlı devamlı kullanılan bazı ilaçlar(tansiyon ilaçlarının bazıları, bazı antibiotikler, özellikle kartizollu ilaçlar.

-Kronik ağrılar(baş ve diğer ağrılar)

-Kalp operasyonları sonrası

-Kronik Böbrek Hastaları

-Kadınlarda Hormonal dengesizlikler

-Epilepsi(sara)

2-Psikiyatrik Nedenli Depresyon Çeşitleri

-Panik Bozukluk-Panik Atak

-Obsesif Kompulsif Bozukluk(saplantı-takıntılar)

-Sosyal Fobi

-Kişilik Bozuklukları

-Genelleşmiş Anksiyete Bozukluğu

-Alkol ve madde kullanım Bozuklukları

-Psikotik hastalıklar(Şizofreni gibi)

-Travma Sonrası Stres Bozukluğu

3-Esas Depresyon(pür depresyon) bir duygudurum bozukluğudur.

-Majör Depresyon (ağır-büyük depresyon)

-Manik Depresif Bozukluk(Bipolar affektif bozukluk) ‘un depresyon fazı

-Distimik depresyon

-Hamilelik ve doğum sonrası dönem depresyonları

-menopoz sonrası depresyon

-Atipik depresyon

-Reaktif depresyon(dış bir nedene bağlı)

Depresyon,kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görülür. Menstrüel döngüde (âdette) değişimler, hamilelik, düşük yapma, doğum sonrası, erken menopoz gibi hormonal sebepler kadınlarda depresyonun daha fazla görülmesini neden olur.Ayrıca ‘annelik’ gibi ağır sorumlulukların olması da bir etkendir.

Erkeklerde ise daha az görülür ancak ihtihar oranı yüksektir.Erkekler genellikle depresyonu alkol,bazı uyuşturucu haplar ya da ‘fazla çalışma’ ile maskelemeye çalışırlar.Depresyon erkeklerde kendisini umutsuzluk ya da karamsarlıktan ziyade cesaret kırılması,huzursuzluk,sinirlilik şeklinde hissettirir.Ayrıca genellikle erkekler depresyon konusunda yardım almayı kadınlara oranla daha az isterler.

Yeni çalışmalar depresyonun kalp damar hastalıkları riskini artırdığını gösteriyor ve bu risk erkeklerde kadınlarda daha fazla bulunuyor.

Yaşlılıkta rastlanan depresyon daha çok hastaların birtakım fiziksel şikâyetlerle doktora gitmeleriyle ortaya çıkar.Çünkü yaşlı insanlar ne yazık ki duyguları konusunda konuşmayı pek istemezler. Özellikle gelişmiş ülkelerde erkeklerde intihar oranı 70’li yaşlardan sora artış gösterir ve 85 yaşından sonra en yüksek düzeyine ulaşır. Bunun sebebi yaşlıların daha sık intihar girişiminde bulunmaları değil, genel sağlık durumları zaten bozuk olduğu için, intihar girişiminden sağ kurtulamamalarıdır.

Her ne kadar onlara yakıştıramayıp ‘’küçücük çocukta depresyon mu olurmuş” desek de maalesef depresyon çocuklarda da görülebiliyor. Depresif çocuklar genellikle hastaymış gibi davranır, okula gitmeyi reddeder, anne babalarına sıkı sıkı sarılıp bırakmazlar, yakınlarının öleceğinden korkarlar. Yaşları biraz daha büyük olan çocuklar ise küserler, somurturlar, okulda huzursuzluk yaratırlar, sürekli şikâyet ederler, olumsuz tepkiler verirler ve anlaşılmadıklarını düşünürler. Çocukluk çağında bu tür davranışların aslında normal olarak kabul edildiği için uzmanlar bunun geçici bir dönem olduğu mu yoksa depresyon mu olduğu konusunda zorlanabilirler.

Yazımın başında söylediğim gibi ; geçici üzüntüleri depresyon zannedip kendimizi kendi ellerimizle karamsarlığa itmemeliyiz…İnsan beyni olumsuz düşünmeye daha yatkındır.Bu yüzden özellikle sağlıkla ilgili konularda kendi bildiklerimizden ziyade bir uzmana,doktora danışmaya son derece önem vermeliyiz…

Depresyon tedavi edilebilen ve tam olarak düzelebilen bir hastalıktır. Eğer belirtiler 2 haftadan daha uzun sürüyorsa mutlaka bir psikiyatriste gidilmelidir. Ülkemizde yaklaşık her 10 kişiden birinde depresyon görülmektedir.Günümüzde çok etkili depresyon tedavisinde çok etkili ilaçlar geliştirilmiştir ve ayrıca psikiyatristlerin tedavide birçok seçenekleri vardır.Hastanında ‘istemesiyle’ 2-3 aylık bir tedavi ile ciddi düzelmeler sağlanabilmektedir.

Her hastalıkta olduğu gibi depresyon tedavisinde de en büyük yardımcı kendimiziz…Ülkemizde ‘psikoloğa gitmek ‘ her ne kadar çok farklı algılansa da unutmayalım ki nasıl düzenli şekilde diş kontrolüne gidiyor veya kendimize check-up yaptırıyorsak bir psikiyatr/psikolog polikliniğine gitmek de aynı derecede önemlidir.Her şeyde erken teşhisin önemli olduğu kaçınılmaz bir gerçek…Bu yüzden lütfen kendinizi kötü hissettiğinizde,belirtileri farkettiğinizde hatta henüz belirtiler başlamadan önlem almanız gerektiğinde uzman kişilerden yardım almaktan çekinmeyin…

Sağlıklı günler dilerim…

Yazar : Psk. Dan. Nazmi KIRELLI