Aldatma evliliği sona erdirir, sadece cinselliktir, nadir görülür… Bu 10 aldatma mitini çözümlüyoruz. Aldatılanların yolunu aydınlatın!

Aldatma, ilişkilerin en zorlu sınavlarından biridir. Toplumda dolaşan bir dizi yanlış inanç, bu konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. İşte bu yazıda, en bilinen 10 aldatma miti üzerine odaklanacağız. Gerçeklerle yanılsamaları ayırarak, bu konudaki doğru perspektifi bulmanıza yardımcı olacağız. Aldatma ile ilgili bu mitlerin sıklıkla karşımıza çıkmasına rağmen, her durumun kendine özgü olduğunu unutmamak önemlidir. Bu mitler, ilişkileri anlamak ve onarmak için yol gösterici olabilir, ancak her zaman bireysel bir bakış açısına ihtiyaç vardır.

Aldatılmak, duygusal bir travma yaşatır ve bu süreçte birçok farklı duygu yaşanabilir. Öfke, yas süreci, üzüntü, sıkıntı, uykusuzluk, onur ve gururun yaralanması, tedirginlik, özgüvenin sarsılması ve depresyon gibi duygular ortaya çıkabilir. Bu dönemde, bir evlilik veya çift terapistine başvurmak oldukça önemlidir. Çünkü kurulu bir düzenin yıkılması zordur ve aldatılan kişinin sadece karşı taraftan değil, kendi içinden kaynaklanan sorunları da çözmek için adım atması gereklidir.

Aldatılanda öfke, yas süreci, üzüntü, sıkıntı, uykusuzluk, onur ve gurur yaralanması, tedirginlik, özgüven sarsılması ve depresyon dönemi başlayabilir. Bu dönemde bir evlilik veya çift terapistine başvurulması gerekir. Çünkü kurulu bir düzeni yıkmak zordur ve aldatılan kişinin partneriyle bir araya gelerek sadece karşı taraftan değil kendisinden kaynaklanan sorunları çözmek için de adım atması uygun olur. Eşin sadakatsizliğinde evliliği hemen bitirmek yerine, “Eşim beni sevmediği için mi yoksa insani bir zaaftan dolayı mı aldattı?” sorusuna bir evlilik terapistinin nezaretinde yanıt aramak ve kar zarar analizi yapmak doğru bir yol olacaktır. Çünkü sevgiyi, güveni ve saygıyı artırıcı çözümler bulmak o kadar da zor değildir. Evlilik terapisi sürecini yaşayan çiftler evliliklerini yeniden yapılandırabilir ve tekrar mutlu olabilirler.

Borderline ve narsisistik kişilik özelliklerine sahip bireylerin aldatma olasılığı oldukça yüksektir. Bu durum, yakınlaşma ve ayrışma konusundaki problemleri olan bu kişilerin, aldatarak ilişkilerinde duygusal mesafe yaratma eğiliminde olmalarından kaynaklanır. Bu, adeta ilişkide denge sağlama çabasıdır. Aldatma, bir bakıma yakınlaşma korkusunu, yutulma, boğulma veya terk edilme korkularını kontrol altına alma çabasıdır. Bu bağlamda, partnerleriyle aralarındaki mesafeyi ayarlamak amacıyla aldatma yoluna başvurduklarını söyleyebiliriz.

En Bilinen 10 Aldatma Miti

İşte aldatmaya dair en yaygın 10 aldatma miti:

  1. Aldatma evliliği yıkar.

Aldatılan kişi ilişkisini veya evliliğini bitirebilir, ancak her aldatma boşanmayla sonuçlanmaz. Aldatma sonrasında yaşanan sorunlar çözülebilir ve evlilik daha sağlıklı bir şekilde ilerleyebilir. Bağlılık duygusu artabilir ve sorunlar üzerine konuşarak ortak bir çözüm yolu bulunabilir.

  1. Aldatma sadece fiziksel değildir.

Aldatma sadece cinsel değil, duygusal veya zihinsel olarak da olabilir. Bu, cinsel ilişki dışında duygusal bir yakınlık yaşamak veya zihinsel olarak başka biriyle ilgilenmek anlamına gelebilir. Duygusal, cinsel veya zihinsel aldatma, ilişkide problemlere yol açabilir.

  1. Aldatma nadir bir durum değildir.

Aldatma, tarihsel olarak yaygın olan ve toplumun her kesiminde görülen bir durumdur. Son yıllarda toplumsal değişimler ve internet kullanımının artmasıyla daha yaygın hale gelmiştir.

  1. Aldatma bir hastalık değildir.

Aldatma, insan doğasının bir parçasıdır ve var olmaya devam edecektir. Farklı faktörler, psikolojik süreçler veya merak gibi sebeplerle gerçekleşebilir.

  1. Aldatmayı başlatan her zaman erkek değildir.

Aldatma sürecinde sadece erkekler suçlu değildir. Aldatılan kişinin de bir partneri vardır ve bu durumu onaylamıştır. Aldatma sürecinde suçlu olan sadece erkek değildir.

  1. Kadınlar da aldatabilir, erkekler de.

Aldatma sadece erkeklere özgü bir davranış değildir. Kadınlar da partnerlerini aldatabilir. Aldatma nedenleri cinsiyetten bağımsızdır.

  1. Evdeki cinsel yaşamın olmaması aldatmanın bir işareti değildir.

Evdeki cinsel yaşamın olmaması sadece aldatmayla ilişkilendirilmemelidir. Bu, çiftler arasında yaşanan diğer sorunlardan kaynaklanabilir.

  1. Aldatma, kötü bir evlilik ya da kötü bir eşle sınırlı değildir.

Aldatma, iyi giden ilişkilerde de görülebilir. Psikolojik, sosyolojik ve toplumsal faktörler aldatma sürecini etkileyebilir.

  1. Evlilik dışı ilişki konusunda çiftler uzlaşabilir.

Uzlaşma, kültüre, topluma ve çiftin dinamiklerine göre değişebilir. Bu süreci değerlendiren faktörler farklılık gösterebilir.

  1. AIDS aldatma sıklığını düşürmez.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyarsız olan kişiler, genellikle partneri dışındaki kişilerle ilişkilerine devam ederler. Bu, cinsel eğitim eksikliğiyle ilişkilidir. Sağlıklı cinsel ilişkiler, partnerin hakları ve sağlığı göz önünde bulundurularak yaşanmalıdır.

Aldatılan biri ne yapmalı?

Aldatılan kişi, durumu kabullenerek duygusal süreçlerle başa çıkmaya çalışabilir. Psikolog Serap Güngör’e göre, aldatılan kişi bu süreçte çeşitli duygular yaşayabilir, ancak bu dönemde kendini kaybetmemek ve kendine olan saygısını korumak önemlidir. Ayrıca, bu sürecin çiftler arasında iletişimi güçlendirebileceği unutulmamalıdır.