Kategori: İlişkiler

  • Aşkta yaş farkı önemli mi?

    Aşkta yaş farkı önemli mi?

    Kadın-erkek ilişkilerinde yaş farkı son yıllarda en çok tartışılan konular arasında.

    Aşk, içine yasak ve kural koyulamayacak kadar büyük bir duygudur.

    Bütün doğru ve yanlışlar, bize öğretilen kurallar üzerinden aklımıza yerleşmiştir. Doğduğumuz andan itibaren, bize neyin iyi ve kötü olduğu; hangisinin doğru ve yanlış olduğu gösterilmiştir.

    Hiçbirimiz tam olarak özgür yetiştirilmedik. Hepimizin içinde sınırlar ve yasaklar var. Farklılık gösterse de, genel geçer kurallara karşı çıkarken zorlanırız.

    Kendinden büyük veya küçük birini sevmek, sıklıkla rastlanan bir durumdur. Çoğu insan toplumsal baskılar yüzünden ilişkisinin tadını çıkaramaz.

    Bu öğretilerden biri de, kadınların kendinden büyük erkeklerle birlikte olmasının daha iyi olduğudur. Ancak seçiminizi yaparken yine de belli bir sınırı korumanız gerekir. 8-10 yaşın ideal olduğu görüşü yaygındır. Bu tez, hem toplumun genelinde, hem sosyal öğretilerde onaylandığından, bizim için de geçerli hale gelir; ta ki yaş farkının yüksek olduğu bir aşka düşene kadar!

    Çocukluk ve gençlik yıllarında öğretmenlere aşık olunur. Bunun altında mutlaka psikolojik pek çok etken yatmaktadır. Bu süreci tamamladıktan sonra kendi yaşıtlarından hoşlanma bölümü gelir. Ancak bir gün, bir yerde, belki de sizden 20-30 yaş büyük bir adam görüp, ona tutulabilirsiniz.
    Yaşça büyük birine aşık olunabilir

    Neden yaşı çok büyük birine aşık olduğunuz konusu, psikolojinin ilgi alanında genişçe yer almaktadır. Beni ilgilendiren konu ise, “olursanız ne olur?” kısmı! Hiçbir şey olmaz! Öncelikle şunu anlamak gerekir, yaş farkı olan birine aşık olmak ile yaşıtınız birine aşık olmak arasında, duygu yoğunluğu açısından bir fark yoktur. Ancak toplumsal baskı sizi canınızdan bezdirebilir.

    Bu tarz ilişkilerde sıklıkla görülen durum, ayrılıktır. Bu ilişkinin yürümemesi için en az diğer ilişkiler kadar çok neden sayılabilir ama en baskın olan iki seçeneği masaya yatıralım. Birincisi, erkek etraftan gördüğü sözlü ve sessiz baskının altında ezilir. Aynı şey kadın için de geçerlidir. İkincisi, kadının yaşı ilerledikçe, erkek ona yetemediğini düşünür ve bazen gerçekten isteklerini karşılamakta zorluk çekebilir.

    Kadınlar, erkeklerden daha erken olgunlaştıkları için, genellikle yaşıtlarında olgunluk bulamazlar. Oysa büyük yaşta bir erkek, bir kadının isteklerini daha iyi bilir ve daha tecrübelidir. Bu yüzden kadınlar kendinden büyük erkekleri sevmekte zorlanmazlar.

    İster yaşı sizden büyük olsun, ister küçük; bütün ilişkiler aşağı yukarı aynı sorunlarla karşılaşırlar. Önemli olan ruhunuzun ve aklınızın olgunluğunun, birbirine denk düşmesidir.

    Büyük konuşma başına gelir!

    Sorunun özü yaş farkı değil; yaşam, kimlik, alışkanlık ve bakış açısı farkıdır. Sevmeyi bilmeyen biri, hangi yaşta olursa olsun mutluluğu bulamaz. Kalbine aşkı öğretmiş iki insanın ilişkisi ise, tadından yenmez. Aşka yaşla, dille, dinle veya her neyse onunla sınır koymaya çalışıldığında, hep geri tepmiştir. O yüzden bizim de toplum olarak birbirini seven insanlara, yaşına, tipine, dış güzelliğine bakarak hüküm vermemiz yanlıştır. Ayrıca şu söz hep insanın aklında kalmalıdır: “Büyük konuşma, başına gelir!”

    Candan Ünal

  • Mutlu ve mutsuz evliliğin sebepleri

    Mutlu ve mutsuz evliliğin sebepleri

    Hepimiz mutlu olmak için evleniriz. Düğün arabamızın arkasında “Evleniyoruz, Mutluyuz” yazar. Daha da ötesi evlenirken hep böyle mutlu kalacağımıza inanarak evleniriz. Bu sonu belli hikayenin başı da bellidir. Herkes mutlu olcağına inanarak evlenir ve sonunda herkes….Keşke mutlu kalmanın bir yolu olsa, ya da bir bilen varsa bize söylese. Amerikalı ünlü bir çift terapisti olan John Gotman bildiğini söylüyor.

    Bakalım mutsuz evliliğin sebepleri ve mutlu evliliğin sırları nelermiş. Gotman öncelikle mutsuz evliliğin, hatta boşanmaya doğru gitmenin işaretlerini anlamanın önemli olduğunu düşünüyor. Neyi yapmamamız gerektiğini bilmenin önemine inanıyor.

    Mutsuz Evliliğin Altı Sebebi – Gotman’a göre tartışmanın varlığı değil, tartışmanın niteliği boşanmaları belirlemede önemlidir.
    Bu nedenle tartışmalar sırasında dikkat edilmesi gereken 6 işaret vardır.

    A)- Birinci işaret tartışmalara sert ifadelerle başlanmasıdır. Mesela 15 dakikalık bir tartışmanın ilk üç dakikasını dinlediğinizde sonunun nasıl biteceğini %96 doğruluk oranıyla bilebiliriz.
    B)- İkinci işaret tartışmanın içinde “Mahşerin Dört Atlısı”nın ne kadar fazla olduğudur.

    1.Eleştiri
    2.Küçümseme
    3.Savunmaya Geçme
    4.Duvar Örme Eleştirme: Eleştirme şikayetten farklı bir durumdur. Şikayet, belli bir durumdan rahatsızlığı dile getirirken eleştiri daha genellenmiştir ve eşin kişiliği ile ilgili negatif sözler içerir. Örneğin; “Eve geldiğimde bana günümün nasıl geçtiğini sormadığında kendimi önemsenmemiş hissediyorum” demekle “Bir kere de eve geldiğinde bana nasılsın diye sorsan, çocuk bile nasılsın diye sormayı bilir, sende insanlık da ölmüş.” demek farklı etki yaratacaktır. Ama biz ikinci örnekteki gibi konuşmaları daha çok severiz, çünkü daha etkili olcağını düşünürüz değil mi? Halbuki bu tarz konuşmalar karşı tarafta savunma mekanizmalarını harekete geçireceği için genellikle işe yaramaz, boşuna konuşuruz. Sonra da rahatsızlığımı dile getiriyorum ama hiç anlamıyor diye yine karşımızdakini suçlarız. Küçümseme: Eleştirinin bir adım daha ileri gitmesidir, karşımızdaki kişiye ad takma, göz devirme, alay etme, iğneleme ve saldırganca espirirler yapmayı içerir. Bu dört atlı içinde en zararlı olanıdır. Çünkü tiksinmeyi içerir ve çözüm yerine daha çok çatışma getirir. Hatta yapılan bir araştırmada küçümsemeye maruz kalan eşlerin diğerlerine oranla daha çok nezle ve soğuk algınlığına yakalandığı görülmüştür. Savunmaya geçme: Küçümsemeye karşılık savunmaya geçmek doğal bir tepkidir, fakat yine de karşı tarafa “sorun bende değil, sende” mesajını verdiği için çözüm getiren bir yaklaşım değildir. Duvar Örme: İlk üç atlı devreye girdikten bir süre sonra eşlerden biri (genellikle erkekler) kendini geri çeker. Başka yöne bakar ama dinlediğine dair baş sallar, göz temasından kaçınır, gazateyi veya kumandayı eline alır. Kısaca sessiz kalır ve duyduklarını umursamıyormuş gibi davranır.

    C)- Üçüncü işaret Taşma’dır. Tıpkı sel baskını gibidir. Çünkü tartışma sırasında sürekli eleştirilen kişi kapana kısılmış gibi hissetmekten kendisini korumak için sıkça duvar örmeyi kullanmıştır, fakat artık örülen duvarlar biriken suları tutamaz ve taşma meydana gelir. Mutsuz evliliklerde bu üç prensip genellikle birarada görülürler.

    D)- Dördüncü işaret Beden Dili’dir. Taşma’nın yol açtığı fizyolojik değişimler bu gerilimin oldukça zor bir durum olduğunu göstermektedir. Kalp atışı dakikada 100-165 arasına çıkar, terleme olur, yoğun adrenalin salgılanır ve tansiyon yükselir. Taşma olunca bilgi işleme becerisi azalır, kısaca eşin ne dediğini anlamak güçleşir, savaş ya da kaç tepkisi oluşur. Problem çözme becerisi ortadan kalkar, kişinin tek yapabileceği ya savaşmak ya da kaçmak olacaktır.

    E)- Beşinci işaret başarısız onarma çabalarıdır. Gerilimi azaltmak ve taşmayı engellemek için eşlerden birisinin çabalamasıdır. Örneğin; “Bekle biraz sakinleşeyim” veya “Ara verelim” gibi sözler işe yarayabilir. Genellikle ilişkideki pozitif taraf ağır basıyorsa bu çabalar başarılı olabilir. Fakat eğer ilişkide olumsuz başlangıç, mahşerin dört atlısı ve taşma sıkça yaşanıyorsa genellikle bu çabalar fark edilmez ve başarısız olur.

    F)- Altıncı işaret kötü anıları fazla hatırlamak, yeniden kaleme almaktır. İyi anılar, ilişkinin başlangıcında yaşanan güzel ve yoğun duygular ise genellikle önemsizleştikleri için veya artık acı verdiği için unutulurlar.

    Mutlu Evliliğin Yedi Prensibi

    •Birinci prensip aşk haritalarınızı genişletmektir. Aşk haritası, eşinizle ilgili bildiğiniz bilgilerdir. Mutlu çiftlerin birbirleriyle ilgili bildikleri bilgiler geniştir. Çiftlerin birbirlerinin hayatındaki önemli olayları bilmeleri, birbirlerinin en büyük korkularını, hayallerini, umutlarını bilmeleri zor dönemlerde çiftlerin bağını güçlü kılarak bir arada kalmalarını kolaylaştırmaktadır.

    •İkincil prensip eşlerin birbirlerinden hoşlanmaları ve birbirlerine saygı duymalarıdır. Mutlu çiftler olumsuzluklara rağman birbirlerinin iyi ve güzel yönlerini görür ve hatırlarlar. Eğer iyi şeyler hatırlanmıyorsa evlilik tehlikededir. Taktir ve beğeninin olduğu ilişkilerde anlaşmazlıklar olsa da dört atlının olması güçleşir.

    •Eşlerin birbirleriyle bağlantıda kalmalarına yardımcı olan şey gün içindeki kısa sohbet anlarıdır. Soruya karşılık verme, espiriye gülme, yemek yerken bir iki cümle konuşma, zor bir gün geçirdiğini bildiğiniz eşinize kısa bir destekleyici mesaj atma vs. Bu küçük davranışlar adeta çiftlerin “duygusal banka hesabı”na para yatırmaya benzer. Zor zamanlarda bu banka hesabından para çekilir ve ilikiyi iflas etmekten kurtarır. Eğer banka hesabı boşsa, en küçük bir negatiflikte ilişki iflas etmeye mahkumdur. Duygusal banka hesabına yatırdığımız paralar bazen önemsiz görülebilir ve zaten olması gereken şeyler gibi görünebilir, fakat bu çabalar fark edilmelidir. Ne kadar çok dolu bir banka hesabınız varsa ilikiniz o kadar sağlam ve zorluklara dayanıklı olacaktır.

    •Eşinizin sizi etkilemesine izin vermek önemlidir. Bu eşinizin fikirlerine ve duygularına önem verdiğiniz ve alacağınız kararlarda söz sahibi olmasına izin verdiğiniz anlamına gelir. Bu sayede güç paylaşımı olur ve uzlaşma yetisi artar.

    •İlişkilerde çözülebilir problemlerle çözülemeyecek problemleri ayırt etmek de önemli bir beceridir. Çözülebilecek türden problemlerinizi konuşurken bir kaç şeye dikkat edilmesi tavsiye edilir: Yumuşak başlangıçlar yapın. Onarmayı ve onarılmaya izin vermeyi öğrenin. Kendinizi ve birbirinizi sakinleştirin. Uzlaşma becerilerinizi artırın. Birbirinizin hatalarına karşı toleranslı olun.

    •Kilitlenmelerin üstesinden gelin. Bazı sorunlar vardır hiç çözülemeyecekmiş gibi gelir. Örneğin, siz çocuk istiyorsunuzdur, eşiniz istemiyordur, siz çocuklarınıza ibadet etmeyi öğretmek istiyorsunuzdur, eşiniz ise ateisttir, siz evde oturmayı çok seviyorsunuzdur, eşiniz ise her gece dışarı çıkmak istiyordur, vs. gibi. Umutsuz gibi görünen bu gibi çatışmalarda yapmanız gereken bu sorunu çözmeye çalışmak değil, eşinizle bu konuda konuşabilir hale gelmektir. Bu problemle ilgili konuşurken birbirinizi kırmadan konuşmayı ve bu problemle yaşamayı öğrenebilirsiniz. Konu çocuğunuza hangi dini görüşleri öğreteceğiniz de olsa, peçeteleri nasıl katlayacağınız gibi küçük bir mesele de olsa, eğer eşiniz sizin hayallerinize saygı göstermiyorsa ve onları dikkate almıyorsa kilitlenme yaşamanız muhtemeldir. Çünkü hayellerimiz hayatımıza anlam ve amaç katar, kimliğimizin bir parçası haline gelirler.

    •Eğer ilişkiniz bu altı prensibe uygunsa zaten mutlu olma ihtimaliniz oldukça yüksektir. Yine de daha neye ihtiyaç var derseniz, ortak anlam ve değerler yaratmak diyebiliriz. Bu aslında her ailenin kendi kültürünü yaratmasıyla ilgili bir şeydir. Her ailenin çeşitli ritüelleri, gelenekleri vs. vardır. Mesela doğumgünlerini kutlamak, bebeğin doğumundan sonra mevlüt okutmak, pazar akşamları dışarda yemek yemek vs. Kültür yaratmak için çiftlerin aynı fikirde olmasına gerek yoktur, birbirlerinin hayallerine saygı duymayı öğrenen çiftler bunu ortak kültür yaratmanın bir yolunu bulurlar. Bu kültür iki tarafın da hayallerini barındırır ve zamanla şartlara göre değişebilecek kadar da esnektir. Böylece hayalleriniz farklı olsa da evliliğiniz yürüyebilir ve kilitlenme yaşama olsılığınız çok azalır.

    Hayat hakkındaki temel konulardaki düşünceleriniz ne kadar birbirine yakın olursa hayat o kadar daha zengin ve kolay olacaktır. Bunun olması için her ne kadar kendinizi zorlayamasanız da, herkesin kendi duygu ve düşüncelerini dürüstçe ve rahatça paylaşabileceği bir ortam yaratarak bu anlamların birbirine kaynaştığı bir evlilik yaratma ihtimalinizi artırabilirsiniz. Bu da arkadaşlığınızı güçlendirir ve çatışmalarla daha kolay başa çıkmanıza yardımcı olur. Gotman çalışmalarına katılan çiftlerle ilerki zamanlarda tekrar bağlantı kurduğunda iyileşme göstermeye devam eden çiftlerin haftada beş ekstra saat ile bu farkı yarattıklarını görmüş.

    Siz de bu sırdan yararlanmak istiyorsanız haftada beş saatinizi şunlara ayırın:
    •Sabah ayrılma (Eşinizin o gün ne yapacağını bilin.) Günde 2×5=10 dk.
    •Akşam gününüzün nasıl geçtiği ile ilgili sohbet edin.. Günde 20×5 =1 saat 40 dk.
    •Beğeni ve taktir cümlelerini kullanın. (5×7 =35 dk.)
    •Yakınlık kurun. (Mesela uykuya dalmadan önce eşinizi öpün.) (5×7 =35 dk.)
    •Haftalık buluşma gerçekleştirin, birlikte bir faaliyet yapın. (Aşk haritanızı genişletin.) Haftada bir kez 2 saat.

    Uzm. Psk. Bilge ÇAPOĞLU

  • İlk Gece İçin 8 Öneri

    İlk Gece İçin 8 Öneri

    Size bildireceğimiz ilk gece için 8 öneriye uyarak bu gecenizi daha rahat atlatacak, toplum tarafından özellikle genç kızlara anlatılan korkutucu hikayelerden kaynaklanan ruh halinizden sıyrılacaksınız

    İlk gecenin detayları hakkında konuşmak genelde dünyada tüm toplumlarca yadırganır, ayıp karşılanır.
    Bu özel gece ilk defa eşinizle başbaşa yaşayacağınız anlardan çok daha özel şeyler ifade eder… yeni bir hayat, beraber çıkılan bir yolculuk, ve ebediyete uzanan bir bağ…

    Bu kadar özel olan bir geceye iyi hazırlanıp, yeni hayatınıza en güzel şekilde başlamanız için size bildireceğimiz ilk gece için 8 öneriye uyarak bu gecenizi daha rahat atlatacak, toplum tarafından özellikle genç kızlara anlatılan korkutucu hikayelerden kaynaklanan ruh halinizden sıyrılacaksınız…

    İlk Gece İçin 8 Öneri

    Masaj Yaptırın
    İlk gece bedeninizin rahat, dinlenmiş ve kaslarınızın gevşemiş olması çok önemlidir.
    Size önerimiz özel gecenizden önce gidin masajla kendinizi şımartın ve aromatik kokularla yapılan bu masajın tadını çıkarın.

    İlk Gece İçin 8 Öneri
    İlk Gece İçin 8 Öneri

    Ağda Yaptırın
    Temiz bir görüntü, güzel kokan bir beden ilk gece için olmazsa olmazlardandır.
    Vücudunuzdaki istenmeyen tüylerden kurtulun, pırıl pırıl bir tenle eşinize kendinizi sunun.

    Eşinizle Konuşun!
    İki kişinin konuşarak anlaşması, istediklerini, taleplerini açık yüreklilikle söylemesi gecenizde süpriz yaşamanızı önleyecek, sorunsuz bir şekilde o günü atlatmanızı sağlayacaktır.
    Konuşmadığımız sürece karşımızdaki kişi bizim arzularımızı, nelerden hoşlandığımızı, nelerden iğreti olduğumuzu bilemez, bu nedenle hiç çekinmeden ayrıntılar hakkında konuşun.
    Özellikle korunma yöntemlerini sakın es geçmeyin.

    İlk Gece İçin 8 Öneri
    İlk Gece İçin 8 Öneri

    Hafif Şeyler Yiyin
    İlk gecenizde ağır yemekler yemekten kaçının, bu yemekler midede hazımsızlığa, şişkinliğe ve istenmeyen durumlara yol açabilir.
    En güzeli düğün yemeğinizi fazla kaçırmadan, az ve küçük bir porsiyonla geçiştirin.
    Çok yemek üzerine rehavet çöktürüp, hareket alanınızı kısıtlar.

    İlk Gece İçin 8 Öneri
    İlk Gece İçin 8 Öneri

    Hoşgörülü Olun
    Karşılıklı iki bedenin birbirine alışması zaman alır, ilk geceyi ölçü olarak görmeyin!
    Özellikle erkeklerde olabilecek olan erken gelme sorununu hoş görün, bu iş, evlilik hayatında zamanla kazanılan tecrübelerle gelişir.
    İlk safhada mükemmellik beklenmez.
    Günler geçtikçe tenleriniz birbirine uyum sağlayacaktır, sakın acele etmeyin, birbirinizi keşfetmeye yeni başladınız…

    ilk gece
    ilk gece

    Konforlu Bir Ortam Mühim
    Bu özel gecenizi en güzel şekilde geçirmek için bulunacağınız oda, odanın aydınlatması,
    ortamı hepsi mühim şeylerdir.
    Rahat koşullar, güzel bir yatak, geceyi keyifli geçirmenizi sağlar.

    Gülün!
    Karşılıklı şakalarla, neşeyle, güler yüzle birbirinize yaklaşın.
    Hiç bir erkek ve kadın nemrut, devamlı mutsuz, sorunlu bir kişilikten hoşlanmaz!
    Özellikle bu özel gecenizde bu gibi davranışlar daha büyük anlam ifade eder.

    ilk gece
    ilk gece

    Eşinize Övgüler Yağdırın!
    Kompliman her zaman işe yarar:) karşılıklı olarak birbirinizin görüntüsünü ne kadar beğendiğinizi dillendirin, gönül okşayıcı sözler söyleyin…
    İşte size geçmişte yaşanmış bir tecrübe, bir kadın, on senedir kocasıyla garip bir şekilde yaşıyor ancak ayda bir defa temasta bulunuyor ve bu temas esnasında da kadın tamamen soğuk davranıyormuş.
    Gerdek gecesi, kocası bu kadının kalbini kırmış. (Ne zayıfmışsın, hem de çirkinmişsin) demiş.
    Kadın bunu unutamamış.
    Bu örnekten yola çıkarak size önerimiz, karşılıklı olarak incitici sözlerden muhakkak kaçının, zaten beğenmediyseniz o erkekle veya kadınla neden evleneceksiniz ki!
    Tatlı sözler düğün gecenizi daha tatlı kılar…

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Neden evlenmedin?

    Neden evlenmedin?

    Kariyerin yüzünden mi? Çok mu seçicisin? Yasak aşk mı yaşıyorsun? Açıklayamayacağın sorunların mı var? Üzgün müsün?

    Evet, 30 yaşınıza gelmiş ve evlenmemişseniz, yukarıdaki sorulardan en az birini mutlaka siz de duymuşsunuzdur. Sorun şu ki, “neden evlenmedin?” sorusuna vereceğiniz üstünkörü ve basit bir cevap, soruyu soranı asla tatmin etmeyecektir. Aşağıdaki cevaplardan birini dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

    30 yaş ve üzeri bekar bayanlar sohbet topiği için tıklayın

    1. Birlikte yaşayabileceğim ve onsuz yapamayacağım birini bekliyorum.
    Sıradan, ama doğru! Bazıları bu insanla erkenden tanışır ve ‘toplum dırdırı’ndan kurtulur. Ancak herkesin hayat yolu farklıdır ve sorun da burada başlar. Bazı kadınlar, yaşları ne olursa olsun, yanlış insanla birlikte olmaktansa kimseyle birlikte olmamayı seçer.

    2. Bazı insanlar evliliği kendilerini şüphe ve pişmanlıktan uzak tutan gelecek sigortası olarak görüyor. Ben farklı düşünüyorum.
    Evlilik pişmanlığı ortadan kaldırmaz ve gerçekten sevmediğiniz bir erkeği “Hayatınızın Aşkı”na dönüştürmez. Evlilik uğruna birini seçerek “aşk”ın dışında kalmak, yanlış insanla ilişki yaşamaktan çok daha büyük pişmanlıkları beraberinde getirir.

    3. Bazı insanlar evliliğe çok değer verdikleri için evli değildir.
    Bazı insanlar evlilik fikrini istemez, sağlıklı ve güçlü bir evlilik ister. İnsanlar, evlenmek istemeyenlerin yerleşik düzen kurmak ve bağlanmak istemedikleri genellemesini yapar. Belki de, evlenmek istemeyenler, evliliği o kadar iyi anlamışlardır ki, kesinlikle doğru seçim yapmak istiyorlardır. İşlerin ciddiye bineceğini ve “iyi günde, kötü günde”nin ömür boyu sürmesi gerektiğini düşünüyorlardır.

    4. Biz kızlarımıza bağımlı olmayı öğrettik. Çünkü toplum inancına göre, kadınlar tek başlarına ayakta duramazlar ya da durmamaları gerekir. Pekala, bazı kızlara da farklı gerçekler öğretildi!
    Toplum kadının güvende olmasını ister. Sosyal olarak, bir erkeğin ne zaman evleneceğini seçmeye hakkı olduğu gerçeğini kabul ederiz. Ancak bedeli ne olursa olsun bir eş ile kendisini güvenceye alması gerektiğine inanılan kadına, isteklerini ya da ihtiyaçlarını göz önüne alması öğretilmez. Kız çocuklarımızın potansiyellerine inanarak onları iş bulmaları, sevecekleri bir kariyer yapmaları, hayatta bir amaç edinmeleri, güçlü yönlerini keşfetmeleri ve bu yönleri en verimli şekilde kullanmaları yönünde teşvik etmeliyiz. Aksini yapmaya devam edersek, elbette ki tek başlarına hayatta kalamazlar.

    Erkeklerin Aldatmasının 8 Nedeni için tıklayın!

    5. Evlenmek bir seçimdir ve her seçim, bir diğerinden vazgeçmektir.
    Tüm kararlarımız tamamen içimize sinmeyebilir. Yaptığı her şeyden %100 memnun olan birini örnek gösterebilir misiniz? Suçluluk ve güvensizlik hissi kendimizi, dolayısıyla birbirimizi ve kararlarımızı sorgulamamıza neden olur.

    HT Hayat

  • Sizinkisi Aşk mı Yoksa Şehvet mi?

    Sizinkisi Aşk mı Yoksa Şehvet mi?

    Sizinkisi Aşk mı Yoksa Şehvet mi? bunu anlamak için uzmanların bu konudaki tespitlerine bir bakalım!
    İlişkide aşk ve şehvet arasındaki farkı anlamak için bu iki kelimenin anlamını bilmelisiniz.
    Uzmanlara göre aşk, birbirlerini seven iki insan arasında paylaşılan bir duygudur. Tek taraflı değildir.
    Aşk tamamen güvene ve karşılıklı anlayışa dayanır. Aşk, sevgi kutsaldır. Şehvet ise iki karşı cinsi birbirine çeken doğanın oyunudur.
    Yalnız aşkla, saplantıyı karıştırmamalıdır. Günümüzde çoğu kişi saplantılarının ismini aşk koyup, kendini karşı tarafı sevdiğine inandırıyor.

    Sizinkisi Aşk mı Yoksa Şehvet mi?

    sehvet_mi_ask_mi_4

    Gözünüz Başkasını Görmüyorsa!
    Aşık insanın en belirgin özelliği gözünün diğer tüm insanlara kör olması, yalnızca sevdiğini arzulamasıdır, hem birini sevdiğini düşünüyor, hem de başkalarıyla da olmak istiyorsanız, sizinkisi aşk değil şehvettir, ve bu durum aşık olmadığınızın, geçici bir hevese kapıldığınızın en belirgin özelliğidir.
    Hele durum tek taraflıysa size diyebileceğimiz şey geçmiş olsundur.
    Yine de üzülmeyin bu saplantıdan kurtuluş yolunuz var! karşılıklı seveceğiniz birini bularak,  çıkmaz sokak diye düşündüğünüz bu durumdan kolayca kurtulabilirsiniz.

    Karakter Ne ki!
    İlişkiniz görüntü üzerine kuruluysa, birbirinizin karakterini es geçiyorsanız, bu saf şehvetin en büyük belirtisidir.
    Seven kişi için karşı tarafın huyları da önemlidir, salt görüntü olarak yaklaşmaz partnerine.

    Duygularınızdan Emin Değilseniz!
    O kişiye karşı hisleriniz dalgalıysa, bir an bile olsa başkasıyla da bir hayat ihtimalini düşünüyorsanız.
    Kararsızlıklar, gitgeller varsa bunlar da sevgi değil duyduğunuz hissin heves olduğunu ve kurtulunabilecek bir şey olduğunun göstergeleridir.

    Sohbet Yoksa
    Aranızda hiç bir şekilde bir konuşma, sohbet geçmiyorsa, paylaşımlarınız yalnız bedenselse siz onu sevmiyorsunuz arzuluyorsunuzdur.

    Gerçek Duygular
    İki kişi duygularını, gelecekle ilgili hayallerini paylaşmıyorsa, birbirlerinin gelecek planlarını önemsemiyorlarsa bu şehvettir aşk değildir!

    sehvet_mi_ask_mi_1Birlikte Keyifli Zaman
    Birlikte olmanız dışında onla vakit geçirmek hoşunuza gidiyorsa, onla olmak
    size huzur veriyorsa, onun yanında kendinizi güvende ve mutlu hissediyorsanız,
    sevinin çünkü bu kalbinizin ona meylettiğinin, onu sevdiğinizin göstergesidir.

    Zaman Duruyorsa…
    Birlikte geçirdiğiniz zamanlarda, saatler su gibi akıp geçiyorsa, onun yanında hayat duruyor ondan ayrılmak istemiyorsanız, bunlarda sevgi belirtisidir.

    sehvet_mi_ask_mi_2Mutluluğunu İstiyorsanız
    Birbirinizi içtenlikle dinliyor ve karşılıklı mutlu olmanızı istiyorsanız, bu belirtide sevdiğinizin belirtisidir, çünkü insan sevdiği kişiyi mutlu görmek ister.

    Karşılıklı Yardım
    Partneriniz sizin daha iyi biri olmanıza çalışıyor ve bu konuda sizi destekliyorsa bu sinyal şehvet değil aşkı gösterir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkeklerin Aldatmasının 8 Nedeni

    Erkeklerin Aldatmasının 8 Nedeni

    Kadınların korkulu rüyası, aldatılmak maalesef modern (!) çiftler arasında yaygın görülen bir durumdur.
    Peki, yaşları ya da konumları ne olursa olsun, erkeklerin vazgeçmediği bu yasak duygunun sebepleri neler?
    Uzmanlara göre, erkeklerin eşlerini ya da sevgililerini başka kadın veya kadınlarla aldatmasının pek çok sebebi var, işte kesinlikle tasvip etmediğimiz, dinen ve ahlaken uygun olmayan erkeklerin aldatmasının 8 nedeni.

    Erkeklerin Aldatmasının 8 Nedeni

    Evde Huzur Yoksa!
    Sürekli bir huzursuzluk, gerginlik evin genelinde hakimse, neşeli günleriniz hayal olduysa,
    sık kavga ediyorsanız, evde kendini güvende ve mutlu hissetmiyorsa, eşiniz muhtemelen
    huzuru başka kollarda arayacaktır.

    Aşık Olmuştur
    Karısıyla yalnızca çocuklar yüzünden beraberliğini sürdürüyordur, eşini sevmiyor fakat düzenini de bozmak istemiyordur, veya herhangi bir nedenden ilişki bitmiştir.
    Erkek kendini boşlukta hissediyor olabilir, böyle bir ruh halindeyken, çoğu erkek karşısına çıkan kadına maalesef hayır diyemiyor.
    Bu pozisyondaki erkek çok kolay bir kadına kapılıp, aşık olabiliyor.

    Ego Tatmini
    Aldatmak, yeni bir kadın, erkeklerin egolarını besliyor!
    Uzun vadeli ilişkiler erkeklerin sekse olan ilgisi azalabiliyor, dışarıdan bir kadın ona değer verip yakınlaştığında, hala bu hislerini kaybetmediklerini göstermek için bu teklife atlayabiliyorlar.
    Bu hala varım, hala erkekliğime güveniyorum anlamı taşıyor!

    Cinsel Hayatınız Bitmişse
    Çaba gösterip bu durumun düzelmesini talep etseniz de etmesinizde, şayet
    aranızdaki çekim bittiyse, seks hayatınız ölmüşse, bu evliliğinizde tehlike sinyallerinin çalmaya başladığını, kopuş sürecinin başladığını gösterir.
    Erkekler fizyolojik olarak cinselliğe ihtiyacı olan canlılardır.
    Şayet artık beraber olmuyorsanız, eşinizin yanında yeni bir kadın görmeye hazır olun.

    Heyecan İçin
    Hayatınız sıkıcı ve monotonsa, muhtemelen o da sıkılacaktır.
    Ve yeni arayışlar, yeni mutluluklar peşine düşecektir.
    Bu ortamda ortaya çıkan güzel bir kadın onun aklını başından alabilir, bu yeni heyecanın peşine düşebilir…

    Kötü Çevre
    Arkadaşları sağlam ayakkabı değilse, ayyaş, ve zampara kişilerse, eşinizin de onlardan etkilenip, sizi aldatması çok yüksek ihtimaldir.
    Arkadaşın çevrenin kişi üzerinde etkisi büyüktür, isin yanında duran is, misin yanında duran mis kokar.

    Affediyseniz!

    Daha önce bu durumla karşılaştığınız ve affettiğiniz erkeğin, heran tekrar aldatması size süpriz olmasın!
    Alışmış kudurmuştan beterdir diye çok bilindik bir atasözü vardır, bu sözler tecrübelerle söylenmiş sözlerdir, yabana atılmamalıdır.
    Aldatmaya karşı tepkinizi kesin koyun, ya ilişkiyi hemen bitirin veya bir daha olmayacağından emin olana kadar ilişkiyi askıya alın!

    Siz de Aldattıysanız
    Gerçekten aldatmışsanız veya eşiniz birşeylerden şüphelendiyse, kırgın, üzgün ve mutsuz hisseder, ve intikam için fırsat kollar, bu durumda karşısına kim çıkarsa bu bir barmaidde olabilir, eski kız arkadaşı da, her an sizi aldatma ihtimaline hazır olun!

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralı

    İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralı

    Mutlu bir evlilik karşılıklı sevgi ve saygıdan geçer.
    İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralında bildirilen önerilere uyarak siz de evinizde huzuru yakalayabilir, uzun ömürlü bir evlilik hayatı sürdürebilirsiniz. Bu kurallar basit ve bilindik olarak düşünülebilir,
    fakat şunu bilin ki mutluluk ayrıntılarda gizlidir!

    İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralı
    Yemek Hazır Olmalı
    Eşiniz geldiğinde yemeği önünde hazır olmalı. Açlık sinirleri gerer, ve eşinizin huysuzlanmasına neden olur.
    Size önerimiz akşamdan ertesi güne ne yemek yapacağınız hakkında karar verin.
    Bu ön hazırlık eşinizi sevdiğinizi ve bağlılığınızı da gösterir.
    Eşinizi güleryüzle karşıladıktan sonra ona yapabileceğiniz en güzel şey
    onu lezzetli yemeklerinizle karşılamaktır.

    Bakımlı Olun
    Eşiniz eve geldiğinizde hazır olmuş olun, makyajınızla saçınızla ona en iyi şekilde gözükmelisiniz.
    İllaki çok süslenmenize gerek yok, eşofmanlarla bile olsanız herzaman bakımlı
    ve şık olmaya özen gösterin.
    Hiç bir erkek kendini salmış, paspal bir kadından hoşlanmaz.
    Eşiniz zaten işte yorulmuştur, bir de kötü bir görüntüyle ona daha fazla sıkıntı vermemelidir.

    Evinizi Temiz Tutun
    Eşiniz eve gelmeden çevrenize bir göz atın, oyuncaklar yerli yerinde mi,
    yatağın örtüleri düzgün duruyor mu, ortada gazeteler var mı, tertip ve düzen bir kadın için
    muhakak olmazsa olmazlardan olmalıdır.
    Eviniz pisse temizleyin, temiz ve düzenli oda insanın içini açar, ruh dünyasına iyi gelir,
    kasvetli bir oda ise ev ortamını gerer.

    Çocukları Hazırlayın
    Eşiniz geldiğinde çocukların üstü başını, elini yüzünü temiz görmelidir.
    Çoğu karı koca, kadının çocuklarına yeterli bakmamasından dolayı kavga ederler.
    Size verdiğimiz ipuçları küçük gözüken, anlamı büyük önerilerdir.

    Gürültüsüz Ortam Önemli
    Çamaşır makinesinin, bulaşık makinesinin çalışması, gürültülü müzikler, bunları
    eşiniz geldiğinde çalıştırmayın, işinizi başka zaman yapın.
    Gürültüsüz ve sesiz bir ortam, ilgili bir kadın eşinize huzur verecektir.
    Eşinizi gördüğünüze mutlu olduğunu bildirin ve onu sıcak bir şekilde karşılayın.

    Şikayet Yok!
    Sorunlarınızı anlatarak, şikayetlerle onu karşılamayın!
    Bu eşinizi dışarı, ele iter!
    Eve geç geldiyse surat yapmayın! mümkün mertebe ona ılımlı yaklaşın.
    İşten yorgun gelmiş, onu rahatlatmak için sıcak bir masaj yapmanız ona iyi gelecektir.
    Önüne hazırladığınız güzel bir içeceği sunun.
    Onla konuşmanız her zaman saygılı ve güler yüzlü bir şekilde olsun.

    Dinleyin
    Anlatacağınız bir sürü şey birikmiş olabilir ama size önerimiz bırakın o anlatsın siz dinleyin!
    Anlattıkça rahatlıyacak, kendisini iyi hissedecektir.
    Gününün nasıl geçtiğini neler yaptığını sorun, onu sıkan konuları açmayın!

    Kanaatkar Olun
    Dışarda yemeğe gitmek, veya beğendiğiniz kıyafeti almak istiyor olabilirsiniz.
    Eşinizin bütçesini gözününde bulundurarak taleplerinizi bildirin.
    Yapamayacağı şeyleri istemek, evliliğinizi baltalamaktır.
    Kanaatkar bir kadın eşi bulunmaz bir nimettir.

    Huzurlu Ortam
    Tüm bu anlattıklarımızın özeti, eşiniz eve geldiğine pişman olmamalı, evi onun huzurlu sığınağı olmalıdır.
    Yuvayı dişi kuş yapar, siz ona güzel imkanlar sağlarsanız, hiç bir insan kendisine yapılan iyi muameleyi görmezden gelmez
    o da size kol kanat gerer.
    Kadınlar evinizdeki mutluluk sizden geçiyor, bildirdiğimiz önerilere uymak size yardımcı olacaktır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Aldatmanın 7 Belirtisi

    Aldatmanın 7 Belirtisi

    Aldatma günümüz modern çiftleri arasında maalesef yaygın bir sorun.
    İnternet, telefon, mailde aldatma olayını daha kolay ve gizli hale getirebiliyor.
    Bir erkeğin aldattığını anlamak çok zor değil aslında. Sadece bazı ipuçlarını değerlendirmek, erkeğin tavırlarını gözlemlemek yeterli!
    Aldatmanın 7 belirtisi ilişkinizde mevcutsa, tehlike çanları çalıyor demektir!

    Aldatmanın 7 Belirtisi

    Aldatmanın 7 Belirtisi
    Aldatmanın 7 Belirtisi

    Kilo vermeye, yeni giysiler almaya başladıysa
    Eşiniz durup dururken metroseksüel olmaya başladıysa, kilo vermeye, gençleşip güzelleşmeye çalışıyorsa aklınıza soru işareti gelmesi doğaldır sevgili kadınlar!
    Psikologlar, bir erkek dolabını yenilemeye başladıysa, saçını başını önemsemeye,
    giyinip süslenmeye başladıysa, kuvvetli muhtemel bunu bir kadın için yaptıklarını bildiriyor.
    Yeni takım elbise, ayakkabılar, güzel koku bunlar aldatıldığınıza veya eşinizin sizi aldatmaya niyetli olduğunu gösterebilir.

    Az Seks
    Evliliğin %70’i hatta daha fazlası seks demektir, cinsellik bittiyse o ilişkiden hayır beklemeyin.
    İlişki uzmanları, eşinizi sizinle eskisi gibi beraber olmuyorsa, sizi arzulamıyorsa ihtiyaçlarını muhtemelen başkasından karşıladığını bildiriyor.
    Veya eşiniz yatak odanızda hiç yapmadığınız yeni fantaziler üretiyorsa, bu da başka kadına hazırlandığının göstergesi olabilir.

    Uzun Süre Ortada gözükmüyorsa
    İşten erken çıkıp, eve geç geliyorsa, bu çok sık olmaya başladıysa, kaygı duymaya başlayabilirsiniz!
    Evle artık ilgilenmemesi, dışarıda sürekli işlerini olduğunu bahane etmesi,
    ve en önemli şüphe veren belirti, o dışarıdayken telefonuna ulaşamamanız, bunlar
    maalesef hep kötüye işarettir.

    Açıklayamadığı kredi kartı borçları ve giderleri varsa
    Kredi kartı ekstrelerindeki beklenmedik harcamalar aldatıldığınızın bir belirtisi olabilir.
    Eşinizin ekstresinde satın alınmış hediyeler, otel harcamaları yoksa bile kredi çekip
    diğer kadına harcama yapma ihtimalini hiç bir zaman gözden kaçırmamalı.
    Eşinizde bu gibi anormal belirtiler varsa işin üzerine gidin, maalesef şüphelerinizde haklı olma ihtimaliniz yüksek.

    aldatma belirtileri
    aldatma belirtileri

    Telefonunuza veya Bilgisayarınıza dokunmanıza izin vermiyorsa
    Nete giriş şifrelerini değiştiriyor, bilgisayarın geçmiş ekranını siliyorsa, veya telefonunu
    ortada tutmuyorsa, ve bu değişiklikler aniden olduysa, eşinizin bir haltlar karıştırıyor olabilir dikkat!
    Özellikle internet aldatmalar için bulunmaz ortam, bu nedenle, size önerimiz, eşinizin nette başka kadınlarla oyun oynamasına bile tepkinizi gösterin sevgili kadınlar, bu masum gözüken yakınlaşmalar çoğu zaman aile faciasıyla sonuçlanabiliyor.

    aldatma belirtileri
    aldatma belirtileri

    Size karşı davranışları değiştiyse
    Bir zamanların romantik, sevgi dolu partneri gidip yerine sürekli sizin görünüşünüzü,
    yemeklerinizi elbiselerinizi eleştiren biri geldiyse, ilişki bitiş sinyalleri veriyordur!
    Ve o evde başka kadının gölgesi dolaşabiliyor olabilir!
    Bunlar sizle artık olmak istemediğinin belirtileridir.
    Tam tersi, eve çiçeklerle geliyor, size olmadık iltifatlar yapıyorsa da ortada şüpheli bir durum var demektir, muhtemelen bunları duyduğu vicdan azabından yapıyodur!

     

    Kadınsı İçgüdü
    Tüm bu olası ihtimallerden veya ortada hiç bir neden olmamasından daha güçlü
    bir belirti sizin içinizden gelen ses, yani kadınsı içgüdülerinizdir!
    Eşinizi herkesten iyi siz tanırsınız, aldatma gibi aşağılık bir işe kalkıştıysa bunu da en iyi sizin anlamanız gerek.
    Çoğu kadın aldatma belirtileri gördüğünde önce kocasına bunu konduramaz,
    hayatın gerçekleriyle yüzleşmeli, ve eşinizden bir karar vermesini talep etmelisiniz!

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Bir Erkeği Kendine Aşık Etmenin 11 Yolu

    Bir Erkeği Kendine Aşık Etmenin 11 Yolu

    Bir erkekten hoşlanıyor ve onunda sizden hoşlanıp aşık olmasını istiyorsanız, bir erkeği aşık etmenin 11 yolu size bunu başarmanızda yol gösterecektir.
    Her erkek, hatta insan farklı yaratılışta olduğundan birini etkileyen şey diğerini etkilemeyebilir.
    Fakat bir erkeği aşık etmenin 11 yolu yazımız tüm erkekler üzerinde olumlu etki gösteren öneriler içeriyor.

    Bir Erkeği Kendine Aşık Etmenin 11 Yolu

    İyimser Olun
    Erkekler pozitif ve hiç bir şeyi sorun etmeyen kızlarla olmaya karşı meyillidirler.
    Aslında yalnız erkekler değil hiç kimse yanında negatif düşünen karamsar depresif birini istemez.
    Her zaman bardağın iyi tarafını görün ve bunu karşı tarafa hissettirin.
    Pozitif kızlar her zaman çekicidir.

    Güleryüzlü Olun!
    Erkekler güler yüzlü, neşeli, onlara stres vermeyen, sıkıntısını alan kızları çekici bulur.
    Bu nedenle yüzünüzden tebessüm hiç eksik olmasın.
    Gergin ve sinirli yapıdaysanız maalesef şansınız düşük.

    Dinleyin, dinleyin, dinleyin
    Erkekler anlatmayı ve kendisinin dinlenilmesini sever.
    Anlattıklarını dinleyen kız, onların kalbinde kolay yer eder.
    Bir erkeği kendinize çekmek istiyorsanız, onu dinleyin.
    Kendiniz hakkında, güncel olaylar, haber hakkında konuşun, bu konumaların %80’inine o hakim olsun, bırakın o anlatsın.

    Erkeklerin Evlenmek İstediği 12 Kadın Tipi için tıklayın

    Güzel Görünün
    En iyi şekilde görünün.
    Bu çok giysi alın, çeşit çeşit giyinin, incecik olun ki sizi beğensin anlamına gelmiyor.
    Ona olabilecek en güzel şekilde görünün.
    Bunun için, biraz makyaj, biraz saç baş bakımı, tatlı bir gülüş, güzel kokulu bir parfüm
    ve kadınsı özelliklerinizi vurgulamanız kafi.

    Destekleyici olun
    Erkekler kendilerini destekleyen, olumlu yönde teşvik eden kadınlara ihtiyaç duyar.
    Hedeflerine ulaşabilecek yeteneğe sahip olduklarını hatırlatan, güç verici bir sese ihtiyaçları vardır.
    İşler yolunda gittiğinde bunu hayatlarına sihirli bir dokunuş olarak kabul edip minnettar bile olabilirler…
    Onun hayallerini desteklediğinizi, hedeflerine doğru giderken ayağına dolanmayacağınızı bilmesini sağlayın.

    Tatlı bir kız olun!
    Bazen tüm kadınlar biraz sinsi olabiliyor.
    Kız arkadaşlarıylayken daha relaks olup, rahat hareket edip, argo da konuşabiliyor.
    Size şunu söyliyelim ki hiç bir erkek dedikodu yapan, erkeksi olan, sürekli başkalarını eleştiren bir kızdan hoşlanmaz, size önerimiz mümkün mertebe nazik ve tatlı bir kız olun.
    Nezaket, tatlı dil, her kapıyı açtığı gibi sevdiğinizin gönül kapısını da açacaktır.

    Fiziksel Temas Önemli
    Erkekler için fiziksel temas önemlidir, birine dokunmaları onla daha kolay samimi olmalarını ve onu arzulamalarını, sevmelerini sağlar.
    Şakalaşırken onun dizine dokunun, birşey anlatınca cevap vermeniz gerektiğinde söz sırasının size geldiğini göstermek için eline dokunun
    bu küçük dokunma oyunları sizi birbirinize bağlayacaktır.

    Güven Mühim
    Erkekler güvenebilecekleri kişileri severler.
    Erkek arkadaşınızla yaşadığınız her ayrıntıyı gidip kız arkadaşlarınızla paylaşmayın,
    bu erkek arkadaşınızın kulağına giderse size itimatı sarsılır ve saygısı azalır.
    Yalnız size ait olan özeliniz olsun.

    OLduğunuz Gibi Görün
    Size vereceğimiz en önemli tavsiyelerden biri, kendinizi olduğundan farklı göstermeye çalışmayın. Olduğunuz gibi görünün.
    Kendini farklı tanıtma çabası bir süre sonra sizi ve karşı tarafı yorar.
    Sevecek olan sizi olduğu gibi kabul etmeli!

    Ona Özel Olduğunu Hissettirin
    Eski bir söz vardır ama geçerliliğini halen korur; bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.
    Bir erkeği etkilemeye çalışıyor, size aşık olmasını istiyorsanız ona güzel yemekler
    yapıp ikram edin, hiç bir erkek güzel yemek yapan kadına hayır diyemiyecektir.
    Şayet yemek yapmayı bilmiyorsanız, ona hazır alacağınız şeylerden ikram etmekte onun gönlünü çalacaktır.

    Gözlerinin İçine Bakın
    Bir erkeği etkilemek istiyorsanız, onla göz kontağı kurun.
    Birbirinizin yüzünüze, dudaklarına, gözlerine bakmak aranızda şehvet, arzu uyanmasına neden olacaktır.
    Alacakaranlık filmini hatırlayın, Edward ve Bella filim boyunca sürekli yüzyüze geliyordu, ve aralarında yakınlık doğdu.
    Sizde bir erkekle yakınlaşmak istiyorsanız sık sık yüz temasında bulunun.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    Erkekler Ne İster? öğrenmek için tıklayın

  • Romantizmin Ömrü 937,5 Gün

    Romantizmin Ömrü 937,5 Gün

    Kadın ve erkek beyninin aşkı farklı yaşadığına işaret eden uzmanlar, romantizme de ömür biçti: 937,5 gün.

    Uzmanlar, aşk ve nefret duygularının beyin hareketliliği açısından çok benzediğini, muhakeme ve aklıselimin merkezi olan korteksin nefretten farklı olarak aşk esnasında devre dışı kaldığını kaydetti. Ayrıca kadın ve erkek beyninin aşkı farklı yaşadığına işaret eden uzmanlar, romantizme de ömür biçti: 937,5 gün.

    Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. M. Zülküf Önal, “Aşk da, nefret de yoğun hissedilen duygular. Bu duygular, beyin hareketliliği ve dışavurum açısından benzer özellikler gösteriyor. Aşk ve nefret arasındaki en büyük fark ise muhakeme ve aklıselimin merkezi olan beyin korteksinin büyük bir bölümünün aşk esnasında etkisiz hale gelmesi. Nefret eden kişinin korteksi çalışıyorken, aşık olan kişilerde kortekste ışık gözlenmiyor.” dedi.

    Önal, bu görüşlerine kaynak olarak, Prof. Dr. Semir Zeki liderliğinde İngiltere’de yürütülen ve Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme tekniğinden yararlanılarak gerçekleştirilen çalışmanın sonuçlarına işaret etti. Önal, şöyle konuştu:

    “AŞKTA BEYİN KENDİNİ KAPATIYOR, NEFRETTE İSE…”

    “Aşkta beyin kendini kapatıyor. Nefret durumunda beyin korteksinin sadece küçük bir bölümü devre dışı kalıyor, çünkü kişinin nefret ettiği kişiden öç alma, ona zarar verme gibi hamleleri hesaplayabilmesi için kortekse ‘şiddetle’ ihtiyacı var. Buna göre, nefret sinir ağı olarak belirlenen bölgeyi oluşturan beynin alt korteksindeki putamen ve insula adı verilen noktaların, tıpkı aşk sırasında olduğu gibi aktif hale geçtiği ortaya çıktı.”

    ROMANTİZM SÜRESİ 937,5 GÜN

    Önal, romantizmin süresinin de yapılan araştırmalarda 937,5 gün olarak saptandığını belirtti. Önal, “Söz konusu araştırmaya katılan çiftlerin yüzde 83’ü, evliliklerinin ilk aylarında el ele tutuştuğunu açıklarken, 937,5 gün sonra bu oran yüzde 38’e düşüyor. Evliliğin üçüncü yılında, çiftlerin yüzde 83’ü yıl dönümlerini kutlamak için çaba sarf etmemeye başlıyor. Araştırmaya göre, bu oranlar dışarıda sürpriz bir akşam yemeği ve televizyon kumandasının paylaşılması için de aynı” diye ifade etti.

    İLK GÖRÜŞTE AŞK VE TEK GECELİK İLİŞKİNİN NEDENLERİ

    Önal ayrıca, erkek beyninin nörolojik aşk devrelerinin kadınlarınkinden farklı olduğunu, bu durumun “ilk görüşte aşk” ve “tek gecelik ilişki”nin nedenlerini de açıkladığını şöyle anlattı:

    “Aşık kadınlarda beyin taramalarıyla yapılan çalışmalar, kadınların beyninde birçok alanın hareketlendiğini gösteriyor, özellikle içgüdülerle ilgili alanların, dikkat ve hafıza devrelerinin. Erkeklerdeyse görselliğin işlendiği alanlarda hareketlenme yaşanıyor. Görsel verilerin işlendiği bölgelerdeki hareketlilikteki bu artış, aynı zamanda erkeklerin neden kadınlardan daha kolay ‘ilk görüşte aşık’ olduklarının da açıklaması olabilir. Kadın ise tecrübelerine önem veriyor. Bu nedenle tek gecelik ilişkiyi daha çok erkek yaşıyor.”