Blog

  • Soda Diyeti

    Soda Diyeti

    Diyet dönemlerinin dostu soda, cildi güzelleştirici ve pürüzsüzleştirici etkisiyle de öne çıkıyor. Bu zamana kadar hazırlanmış zayıflatma diyetlerinin tamamı, sıvı olarak ilk sırada suyu, ardından ikinci olarak ise sodayı içeriyor. Soda Diyeti, sıvı ağırlıklı bir beslenme düzeni ve beraberinde hızlı bir kilo kaybı sağlıyor. Dengeli bir şekilde beslenerek kısa sürede kilo kaybetmek istiyorsanız, bu diyeti denemelisiniz. Uygulama süresi 4 gün olan Soda Diyeti, bu 4 günün bitiminde minimum 3, maksimum 4 kilo verdiriyor. Bu diyet, hem kadın hem de erkeklerin uygulayabilecekleri uniseks bir diyet olarak hazırlanmış

    Soda Diyeti Programı :
    Kahvaltı
    Tost (2 dilim diyet kepek ekmek ve 1 dilim light peynir ile hazırlanmış)
    1 şişe suni tatlandırıcılı diyet soda (Limon dilimleriyle birlikte)
    Öğleye doğru 1 kase çilek
    4 adet tuzlu diyet kraker

    Öğlen
    1 büyük kase sebze salatası (50 gr. yeşil fasulye, 50 gram havuç, 50 gr. kabak, 1 adet domatesin dilimleri çok az suyla haşlanarak hazırlanacak)
    80 gr hindi eti ızgara
    1 şişe suni tatlandırıcılı diyet soda (Limon dilimleriyle birlikte)

    Akşam üzeri
    1 adet şeftali

    Akşam
    1 büyük porsiyon fırında mantarlı ıspanak (300 gr ıspanak ve 3 – 4 mantarın dilimleri, 1 tatlı kaşığı zeytin yağı ve az tuz ile birlikte fırınlanacak)
    100 gr ızgara tavuk eti
    1 ufak kase spagetti (1 çay kaşığı zeytin yağı ve az tuz içerecek)
    1 şişe suni tatlandırıcılı diyet soda (Limon dilimleriyle birlikte)
    ½ kase vanilyalı dondurma

    Uykudan 1 – 2 saat önce
    1 şişe diyet soda

    Acıktıkça
    Su
    Diyet soda (Sade ya da suni tatlandırıcılı)
    Kahve ya da çay (şekersiz)

    Soda zayıflatır mı?

  • Cinsel ilişkiye girememe hastalığı (CİG) nedir?

    Cinsel ilişkiye girememe hastalığı (CİG) nedir?

    Cinsel ilişkiye girememe hastalığı (CİG) nedir?
    -Evlilikleri bitiren kasılma: Vajinismus
    -Sağdıçlık kurumunun içini boşalttık
    -İlk gece halka yanlış anlatılıyor
    -Sağdıçlık kurumunun yerine yeni ve modern kurumlar tahsis etmek zorundayız
    -Vajinismus tedavi kitabı: Vajinismus’un Üstesinden Gelmek

    Evliliklerin arttığı yaz aylarında, cinsel ilişkiye girememe hastalığı (CİG) hakkında Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği-CİSED bir basın açıklaması yaptı. Bilgi ve iletişim çağını yaşadığımız bu zamanda hala böyle bir hastalık var mı, demeyin. İlk gece başlayan ve çiftlerin hayatını bir kabusa çeviren CİG hastalığı oldukça yaygın görülen bir hastalık. İlk gece yaşayacaklarıyla ilgili abartılı korkuları ve beklentileri olan çiftler ile sağdıçlık kurumu arasındaki bağı anlatan basın açıklamasından çarpıcı başlıklar:

    Cinsel ilişkiye girememe hastalığı (CİG) nedir?
    Cinsel ilişkiye girmede zorlanan çiftlerin her geçen gün arttığına dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Cinsel ilişkiye girememe hastalığı yani CİG yeni evli çiftlerde sık rastlanan sorunlardan biridir. Evliliğin ilk günlerinde cinsel birleşmeyi başaramama olarak tanımlanan CİG hastalığının temelinde genellikle abartılı ve yanlış beklentiler, başaramama korkusu (performans anksiyetesi), cinsel bilgisizlik, cinsel mitler, tecrübesizlik, yanlış örf ve adetler yatmaktadır. CİG erkeklerde görülürse adına bağlanma (penisin sertliğini sağlayamama ve ilişkiye girmeyi imkansız kılan ileri derecede erken boşalma), kadınlarda görülürse adına vajinismus (cinsel ilişkiye girmekten korkma), çiftin bilgisizliğine ve tecrübesizliğine bağlı ise ilk gece sendromu denir. Kapıda kanlı çarşaf bekleyen aile büyüklerinin yarattığı baskı çifti sınavdaki gibi başaramama kaygısına sokmaktadır.” dedi.

    Evlilikleri bitiren kasılma: Vajinismus
    Vajinismusun genellikle kadınların bilinçdışına yerleştirdikleri ilk gece korkusunun bir mahsulü olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Yeni evli çiftlerde en sık rastlanan sorunlardan biri, evliliğin ilk günlerinde cinsel birleşmeyi başaramamadır. Kadınlarda cinsel ilişkiye müsaade etmeyecek kadar yineleyici ve sürekli olarak vajina kaslarında ve tüm vücutta istem dışı kasılma ve cinsel ilişkiyi ret etmeyle giden vajinismus hastalığı; sadece kadın cinselliğini etkilemekle kalmayıp, evliliği de temelden sarsmaktadır. Yani ülkemizde her 10 kadından birinde görülen vajinismus; zamanla hayatın günlük koşuşturmaları arasında git gide daha az konuşulur, daha az paylaşılır bir hale geldiği için, hem kadını ve evlilik ilişkisini yıpratarak evlilikleri bitirir, hem de çiftin toplumdaki görevlerini aksatmalarına yol açarak toplum sağlığını da olumsuz etkiler.’ dedi.

    Sağdıçlık kurumunun içini boşalttık
    Ülkemizde sağdıçlık kurumunun yavaş yavaş ortadan katlığını söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Sağdıçlık kurumunun içini boşalttığımızdan beri; CİG hastalığından şikayetçi olan çiftlerin sayısında hızlı bir artış söz konusudur. Bu çiftler ön sevişmeyi çok iyi başarsalar bile, tam bir cinsel birleşme gerçekleştiremezler.’ dedi.

    İlk gece halka yanlış anlatılıyor
    Kızlık zarının ve ilk gecenin, halka yanlış anlatılan ve insanları yanlış beklentilere itilen bir konu haline getirildiğini vurgulayan CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “CİSED olarak yaptığımız çalışmalarda kızlık zarının, yırtılmayacağına, delinmeyeceğine, patlamayacağına, kanamayacağına, açılırken ağrı yapmayacağına veya acımayacağına dair bir beklenti oluşturduğumuzda bunun gerçekleştiğine tanık olduk. Toplum olarak bizler kızlık zarının kanayacağına inandığımız ve kendimizi kan görmeye şartlandırıldığımız için bu gerçekleşiyor. Gerçekte ilk gece normal bir kızlık zarı, normal şartlar altında delinmez, patlamaz, yırtılmaz, ilişkide ağrı ve acı yapmaz. Sadece hafif bir açılma olur, buda çift tarafından hissedilmez.” diye konuştu. Dr. Keçe, özellikle genç kızların kabusu haline gelen ilk gecede çiftlerin ve ailelerinin kızlık zarının kanamasını beklemesinin gelin ve damat üzerinde korkunç bir baskı meydana getirdiğinin altını çizdi. Bu gerginliğe birde düğün öncesi ve sonrası gerilimlerinde eklenmesiyle çiftin gerdek odasına oldukça gergin bir halde girdiğini anlatan Dr. Keçe, bu psikolojik baskı ortamı içerisinde ideal cinsel ilişki şartlarının oluşmadığını ve bunun sonucunda da geline büyük acılar yaşatan kanamaların ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; şöyle devam etti: “Evlenmeden önce gelin ve damadın gerginlikleri yavaş yavaş artmaya başlar. Senin annem şunu istedi, benim babam şöyle dedi, takılar, hangi evde oturulacağı gibi tartışmalar gelin ve damadı gerginleştirir. Bu gerginlik düğün gününe sirayet eder. Düğün günü herkes normal giyinmişken gelin ve damat farklı kıyafetler içindedir. Herkesin gözü gelin ve damadın üzerindedir. Normal hayatta bile her zaman yaptığımız işi yaparken bütün insanlar bize baksa tedirgin oluruz. Düğünlerde, kavga gibi olay çıkarmak bizim millet olarak en kötü alışkanlıklarımızdandır. Bu gerginlikler arasında gelin ve damat gerdeğe girer. Bu kez yatak odasına girdikleri andan itibaren farklı bir gerilim başlar. Kapıda kan görme beklentisiyle nöbet tutanlar vardır. Kız tarafı kızının sağlam olup olmadığını kontrol etmek için bekler, çünkü bu namus meselesi olarak algılanır. Erkek tarafı da oğlunun bu işi yapıp yapmadığını görmek için kapıda bekler, yanlış bir şekilde kan damadın erkekliğin ispatıdır. Dışarıdaki bu gerginlik içeriye yansır. İçeride ise cinsel bilgi almamış, sağdıçlık kurumun ortadan kaldırıldığı bir ülkede ne yapacağını bilemeyen çift iyice gerilmiştir. Erkek hep şunu düşünür, ‘ya sertleşmezse’, ‘ya ben vajina içine girmeden inerse’ diye. Bu erkeklerin en büyük ve dayanılmaz korkularından biridir. Erkeğin bütün düşünceleri penisindedir. O an karısının duygularını veya endişelerini anlayacak durumda değildir. Çünkü dışarıda bekleyenlere karşı kendini ispat etmek zorunda hisseder. Bu nedenle erkek, karısı tam olarak hazırlanmadan, onun duygularını okşamadan, uzun bir ön sevişme yapmadan direkt ilişkiye girer. Bu arada erkeğin kafasında, ‘biraz sonra sevdiğim kadının canı yanacak, kan gelecek’ düşüncesi de vardır. Hiç bir erkek sevdiği kadına bunu yaparken rahat olamaz. Kadın ise biraz sonra bir şeyler yaşayacak ve bunun sonucunda bir tarafı yırtılacak, delinecek, kanayacak, canı yanacak diye korkar. Çok ilginçtir gelin bir taraftan da ‘ya kanamazsa’ diye endişelenir. Çünkü kan olmadığı zaman da en iyi ihtimalle doktora götürülecek, aşağılanacak, dövülecek, belki töre gereği öldürülecektir. Kadının durumuna bakar mısınız? Kanasa bir dert, kanamasa ayrı bir dert. Bu şartlarda kadının, kendini rahat bırakmasını, haz almasını, yeterince ıslanmasını bekleyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Kadın kendini ne kadar kasarsa, ne kadar çok kuruluğu olursa, erkek ne kadar çok acele ederse, kanama, ağrı ve acı o kadar artar. Ve sanki bu kadermiş gibi algılandığında da toplumsal bir beklenti haline gelir. Bu yanlış beklentilerden çifti koruyacak bilgiler sağdıçlar tarafından eskiden verilirdi, şimdi bilgisizce ilk gece yaşanmaktadır, bu da cinsel sorunlara yol açmaktadır.’ dedi.

    Sağdıçlık kurumunun yerine yeni ve modern kurumlar tahsis etmek zorundayız
    İlk gece rahat ve huzurlu olan, yeterli ön sevişme yapan, kasılma ve gerginlik yaşamadan birlikte olan çiftlerin de nadir olarak var olduğunun altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bazı çiftler ilk gece rahat oluyorlar, kanama ve ağrı gibi sorunlar yaşamıyorlar. Ancak bu kez de, erkeğin kafasında ‘acaba bu kız daha önce başka biriyle ilişkiye mi girdi?’ diye bir korku meydana geliyor ve eşini doktora götürüyor. Çünkü normalde olması gereken bu duruma alışık olmayan veya beklemeyen çiftin kafası karışabiliyor. İşte bütün bu meseleler sağdıçlık kurumunun önemini bizlere göstermektedir. Sağdıçlık kurumunun yerine yeni ve modern kurumları tahsis etmek zorundayız. Bu amaçla Ergenlik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Eğitimi, Evlilik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Eğitimi ve Anne Baba ve Eş Eğitimi verecek kurumlara acilen ülke olarak ihtiyaç duymaktayız.” ifadesini kullandı.

    Vajinismus tedavi kitabı: “Vajinismus’un Üstesinden Gelmek”
    Vajinismus’un Üstesinden Gelmek adlı kitabının alanında ilk ve mutlaka okunması gereken bir başyapıt olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkan Yrd. Psk. Gülüm Bacanak; ‘Vajinismus’un Üstesinden Gelmek; başta vajinismus sorununu yaşayan çiftler, vajinismus olmaktan endişe duyan genç kızlar, çocuklarının vajinismus olmaması için neler yapılması gerektiğini öğrenmek isteyen ebeveynler olmak üzere; cinsel terapistlere, cinsel danışmanlara, medya mensuplarına ve konuyla ilgilenen herkese sesleniyor. Vajinismus’un Üstesinden Gelmek; hastalar için oku ve iyileş; cinsel terapistler, hekimler, psikologlar ve psikolojik danışmanlar için oku ve iyi et; anne ve babalar için oku ve çocuğunu vajinismustan koru; genç kızlarımız için oku ve vajinismus olma; medya mensupları içinse oku ve vajinismus hakkında doğru bilgilendir mantığı hazırlanmış bir başvuru kaynağıdır. Cinsel Terapide Dr. Keçe Modeli’ne göre tedavi yaklaşımlarını anlatan Vajinismus’un Üstesinden Gelmek; vajinismus sorunu yaşayan kadınların eşleriyle birlikte sorunun üstesinden nasıl gelebileceklerine odaklanmış bir rehber kitaptır, büyük bir bilgelikle ve empatiyle yazılmış bir başucu eseridir, herkesin anlayabileceği bir üslupta yazılmış bir cinsel tedavi kitabıdır. Özellikle normal yapıdaki kızlık zarı ideal şartlar altında ilk cinsel ilişki deneyiminde ve sonrasında; kanamaz, yırtılmaz, delinmez, patlamaz, ağrı ve acı yapmaz iddiasının işe yararlılığını kanıtlayan tavsiyeler ve vaka örnekleriyle doludur.’ dedi.

  • Kepekten kurtulma yöntemleri

    Kepekten kurtulma yöntemleri

    Saçlarınızın temizliği kepeklenme sorunu ortadan kaldırmak için yapılacak ilk ve en etkili yöntemdir. Bu sebeple saçlarınızı düzenli olarak, saç tipinize uygun bir kepek önleyici şampuanla yıkayın.

    Gün ışığı saç derinizde dâhil olmak üzere, vücudunuzun ihtiyacı olan vitaminleri kazanması açısından son derece önemlidir. Bu sebeple her gün ışığında bir süre vakit geçirerek, saç derinizin gün ışığından faydalanması sağlayın ve böylece kepek sorununuzu yok etmek için etkin bir çözüm elde edin.

    Çoğu kadın saçlarını şekillendirmek için, jöle, saç spreyi, saç köpüğü gibi ürünler kullanır. Bunlar saçları şekillendirmenin yanı sıra kepek oluşumuna sebep olan en büyük etkenlerdir. Bu sebeple bir süre saçların kepeklenmesine sebep olan bu ürünlerden uzak durun…

    Evinizde hazırlayabileceğiniz bazı saç bakım ürünleri, kepeklenmeyi yok etmeye yarayacaktır. Örneğin bir kâsenin içine bir miktar badem yağı, bir limonun suyu, bir yumurta, 2 yemek kaşığı yoğurt koyup karıştırın ve bu karışımla saç diplerinize masaj yapın. Yarım saat bekledikten sonra iyice durulayıp, ardından kepek önleyici şampuanlarla yıkayın…

    3 su bardağı kaynamış suyun içine 5 poşet ısırgan otu çay poşetini koyun ve demleyin. Isırgan otlu su ılıdığı zaman, saçlarınızı kepek önleyici şampuanla yıkayıp, bu su ile durulayın…

    2 su bardağı suyun içine 2 yemek kaşığı elma sirkesi dökün ve karıştırıp bu karışım ile saç diplerinize masaj yapın ve havlu ile sarıp yarım saat bekleyin. Sirkeli su saçlardaki kepekleri yok etmek için oldukça faydalıdır.

    Bir kabın içine bir miktar menekşe yağı dökün ve içine bir yumurtayı kırıp iyice karıştırın. Bu saç bakım maskesini saç diplerinize, parmak uçlarınızla masaj yaparak sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın. Haftada 2 gün yapacağınız bu saç bakım maskesi ile bir haftada kepek sorununuzun yok olduğunu görebilirsiniz…

    Kepeğe son veren bitkisel yöntemler

  • Gülüş estetiği

    Gülüş estetiği

    Gülmek her insanın gündelik hayatının bir parçasıdır. Dikkat çekici bir diş yapısı ve estetik gülüşün, hayatın her alanında önem kazanmaya başlaması, başarıyı olumlu yönde etkileyen bir faktördür. Özellikle iş görüşmelerinde ve yeni tanışılan kişiler üzerinde olumlu etki yaratan samimi bir tebessüm, kişiye sosyal ilişkilerinde de pozitif değer katan bir iksirdir adeta! Her an kolayca yapılması mümkün olan bu eylemin iş yaşamında düzgün ve dikkat çekici olmasının, kılık kıyafet kadar önemli olduğu gerçekliğini de unutmamak gerekiyor. Gülüş estetiği ve ideal bir diş yapısının meslek hayatında çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Diş Hekimi Arzu Yalnız “Mesleğe Göre Gülüş Estetiği” ne dikkat çekiyor.

    Mesleğe göre gülüş estetiği tasarlayan Dt. Arzu Yalnız, gülüş tasarımının kişilerin toplumdaki statülerini belirlemede öncelikli etmen olduğunu söylüyor. Son yapılan araştırmalara göre yeni tanışılan kişilerin ilk önce gülüşleriyle ön plana çıktığına ve gülüş estetiğinin önemine de dikkat çekiyor. Gülüş estetiğini “Sanatın Bilimle Buluştuğu Nokta” olarak ifade eden Dt. Arzu Yalnız, gülüşün insan ilişkilerinde de önemli bir yeri olduğunu belirtiyor. Özgüven ve diş yapısı arasındaki ilişki, gün geçtikçe daha çok önem kazandığını, özellikle meslek sahibi kişilerin bu yöntemleri daha çok tercih ettiğini söylüyor.

    Dt. Arzu Yalnız gülüş estetiği örneklerini mesleklere göre şöyle sıralıyor:

    Çekici Gülüş

    Bu teknikte ön dişler diğer dişlere göre fark edilebilir derecede daha uzundur. Aslında dişlerin doğal görünümü de bu şekildedir ama zamanla bu dişler kısalıp aşınarak kişiye yaşlı bir ifade katabiliyor. Bu dezavantajlı durumu gülüş estetiği uygulamaları ile avantaja dönüştürmek mümkündür. Mankenlik, fotomodellik, modacı, şarkıcılık, gibi mesleklere sahip kişiler üzerinde uyguladığımız bu teknik sayesinde kişiye daha dinamik ve çekici bir gülümseme kazandırıyoruz.

    İkna Edici Gülüş

    Yuvarlak hatlı ve bombeli bir diş yapısı olan bu tarz, diğerlerine oranla daha beyaz bir renklendirme ile kişiye ideal bir görünüm kazandırır. Satış temsilcisi, avukat, pazarlamacı, psikolog gibi mesleklere sahip kişilerde daha çok bu tekniği uyguluyoruz.

    Entelektüel Gülüş

    Bu teknikle oluşturduğumuz gülüş estetiğinde, dişleri yatay çizgi üzerine sıralanmış bir görünüme kavuşturuyoruz. Çünkü bu gülümseme kişiye bilgili ve olgun bir gülüş ifadesi veriyor. Bu gülümsemede alt dudak ve dişlerin daha çok vurgulanacağı bir görünüm sağlanmaya çalışılmaktadır. Daha çok akademisyen, öğretmen, gazetecilik, devlet sanatçıları, yazarlık, psikolog, tarihçi gibi mesleklere mensup kişiler bu gülüş tekniğini tercih ediyor.

    Otoriter Gülüş

    Bu gülüş şekli daha çok yöneticilik yapan kişilerde olması gereken bir tarzdır. Bu tarz gülüşlerde keser dişlerin daha köşeli, köpek dişlerin ise daha sivri olduğu bir diş yapısı tercih edilmektedir. Bu teknikle kişilerin daha otoriter bir görünüme sahip olmasını sağlıyoruz. Bu gülüşü daha çok; CEO, Yönetim kurulu üyesi, akademisyen, öğretmen, hakimlik gibi meslek grubuna mensup kişiler üzerinde uyguluyoruz.

    Sportif Gülüş

    Bu gülümseme şekli kişiye samimi, sıcak ve ayrıştırıcı bir ifade kazandırıyor. Orta kesici dişler yan keserlere göre çok az daha uzun bir yapıdadır. Bu gülüş kişiye ne çok çocuksu, ne de çok ciddi bir ifade katar. Bu gülüş tekniğini daha çok; reklamcılık, spor eğitmenliği, halkla ilişkiler, turizm ve otelcilik, doktor, mühendis, hemşire, mimarlık, çocuk bakıcılığı, sinema ve televizyonculuk gibi meslek gruplarına mensup kişiler üzerinde uyguluyoruz.

  • 2012 Avize modelleri

    2012 Avize modelleri

    2012 Avize modelleri gerçekten çok özel tasarlanmış modern ve şık ürünler vardır. Tabiki avize modeli seçerken kafamıza göre seçmeyiz evimize göre seçeriz. Evimiz spor ise daha spor bir avize ama klasik bir eve sahipsek daha klasik bir avize seçmeliyiz. .

    Dışarıdan evimize baktıklarından evin güzel olup olmadığını ve alımlı gösteren tek şey avizedir aslında. O yüzden biz bayanlar cafcaflı ve dikkat çekici ürünleri severiz. Her kadının içinde vardir böyle bir yapı. Avizeler iki şekilde vardır teki tavana monta edilen avizeler tekide dekoratif amaçlı kullanılan avize modelleridir. 2012 Yeni Avize Modelleri eski tip avizelere nazaran daha şık daha dekoratif bir görüntü sağlar. Avizeler bir ev dekorasyonunda veya bir iş yerinin dekorunda olmazsa olmazlardan bir tanesidir. Avize seçerken dikkat edilmesi gerek bazı hususlar vardır. Hangi mekana avize seçiyorsanız oranın rengine dekoruna ve tarzına göre avize seçmelisiniz. Eğer büyük bir salon ve şık mobilyalarla döşenmiş ise büyük kristal taşlarla veya yapışan ledli avizeleri seçerseniz salonunuzu daha bir lüks hale getirebilirsiniz. Top avizeler ise daha çok oturma odaları yada genç odalarına daha çok yakışacaktır. 2011 – 2012 avize trendleri arasında ledli avizeler daha çok ön plana çıkar oldu. Avizelerinde bir çok çeşitleri ve modelleri vardır tüm avize modellerini sitemizde görebilirsiniz. Ayrıca bir konutun aydınlatması o kadar çok önemlidir ki evin dekorunu tamamlayıcı bir unsurdur. Avize seçiminde bir çok konuda duyarlı olmanız gerekmektedir.

  • Beşamel Soslu Köfte Tarifi

    Beşamel Soslu Köfte Tarifi

    Beşamel Soslu Köfte tarifi

    Beşamel Soslu Köfte Tarifimiz 4 kişilik olup 35 dakikada hazırlanmaktadır. Köfte yaparken kullanacağınız bayat ekmekleri et suyu ile ıslatırsanız köfte daha lezzetli olur.

    Malzemeler:

      • 350 gr kıyma
      • 1 adet orta boy soğan
      • 3-4 dilim bayat ekmek içi
      • 1 adet yumurta
      • 3-4 dal maydanoz
      • 1 tatlı kaşığı salça
      • Yarım su bardağı su
      • 1 tutam kimyon
      • 1 tutam kırmızı toz biber
      • 1 tutam karabiber
      • Yeterince tuz

    Beşamel sos için:

    • 2 su bardağı süt
    • 2 yemek kaşığı tereyağı
    • 2 yemek kaşığı un
    • Yeterince tuz
    • 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

    Beşamel Soslu Köfte Tarifimiz

    • Soğanı soyup rendeleyin.
    • Ekmekleri suyla ıslatıp suyunu sıkın.
    • Maydanozları yıkayıp ince ince kıyın.
    • Geniş bir kabın içinde yumurtayı, kıymayı, ekmekleri, soğanı, tuz ve baharatları ekleyip iyice yoğurun.
    • Köfteden küçük parçalar alıp elinizde yuvarlayın ve yağladığınız fırın tepsisine dizin.
    • Salçayı suda eritip köftelerin üzerine dökün, ardından önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında pişirin.
    • Ayrı bir tavada tereyağını eritin, içine un ilave edip kavurmaya başlayın.
    • Un kavrulunca içine azar azar süt ekleyip karıştırın.
    • Tuzunu da ilave edip koyu bir kıvama gelene kadar pişirin.
    • Beşamel sosu köftelerin üzerine dökün.
    • Üstlerine rendelenmiş kaşar peyniri serpiştirip fırında kızarana kadar pişirin.
    • Sıcak olarak servis yapın.

    Beşamel Soslu Köfte Tarifi

  • En Gözde Gelinlikler

    En Gözde Gelinlikler

    2012 yılında evlenme hazırlığında olan gelin adaylarımız için 2012 gelinlik tasarımlardan en gözde parçaları…

    Gelinlikler

  • Burçlar ve Dekorasyon

    Burçlar ve Dekorasyon

    Evinizi burcunuza göre döşemek hiç aklınıza geldi mi?

    Herkesin dekorasyon zevki farklıdır ama burcunuz, tarzınız hakkında ipucu verir. Örneğin; Aslanlar egzotik aksesuvarlardan, Balıklar deniz altı temalarından vazgeçemez. Astrolog Ayda Ersan, 12 burcun dekorasyon zevkini anlattı..

    KOÇ: Canlı kırmızılar ve turuncular gibi renklerin oradan buradan parladığı sade desenlerden hoşlanırlar. İçine kıvrılabilecek sıcak bir koltuk ve yerde rahatlayabilecekleri en büyük boy yastıklar, tam Koçlara göre. En ideal yerleri ise şömine önüdür.

    Renkleri: Ölçülü şekilde kullanılmış koyu kırmızı ve kehribarlar.

    BOĞA: Lüks, geleneksel ve sade bir yer isterler. Taze çiçeklere para yatırırlar. En rahat koltuğa sahip olurlar. İpek çarşaflarına, yorganlarına ve pelüş kırlentlerine zemin teşkil etmesi için ahşap bir yatak başlığı edinirler.

    Renkleri: Toprak tonları, gülkurusu ve pembeler.

    İKİZLER: Modayı yakından takip ederler. Çift yönlü kullanılabilen objeler ararlar. Son teknoloji elektronik aygıtlarını sergileyebilecekleri bir eğlence köşesi, olmazsa olmazlarıdır. L şeklindeki kanapeler, sohbeti seven İkizler için icat edilmiştir.

    Renkleri: Açık sarı tonları, yeşiller ve maviler.

    YENGEÇ: Her zaman bir sürü rahat yere ihtiyaçları vardır. Duvarlardan birini, aile resimlerinden oluşan bir galeri yapmak için ayırırlar. Bir bulutu andıran koltuk da onları mutlu eder. Yatak odalarına; üzerine titreyecekleri bitkiler, rahatlatacağı bir sese sahip bir fıskiye ve deniz kokan mumlar koyarlar.

    Renkleri: Beyaz, inci ve sarı.

    ASLAN: Dramatik mobilyalar, egzotik aksesuvarlar ve şık aydınlatmalarla dolu çarpıcı ve zarif bir dizayn anlayışları vardır. En sevdikleri odaları mumlar, saten yastıklar ve aynalarla doldururlar. Duvarlarını, kendilerini yansıtan turuncu veya sarıya boyatırlar. Kendilerini seyredecekleri büyük ve yaldızlı bir ayna koymayı ihmal etmezler.

    Renkleri: Turuncular, sarılar, kırmızlar, morlar…

    BAŞAK: Her şeyin düzenli ve yerli yerinde olduğu bir yer arzulularlar. Eski parçalar, hafif ahşap ve cam objelerden de hoşlanırlar. Sandıkları çok severler. Tüm ciltli kitaplarını ve hobilerini organize edebilecekleri kitaplıklar seçerler.

    Renkleri: Açık mavi, krem, bej ve beyaz.

    TERAZİ: Bütün elementlerin birlikte aktığı geniş ve açık bir ortama ihtiyaçları vardır. Uzak doğudan esinlenerek rahat bir oturma grubu, loş ışık, saten ve mumlar alırlar. Duvara bir raf asarlarsa, bunu aynı malzemeden yapılmış bir masayla dengelerler.

    Renkleri: Pastel renkler, yeşil ve maviler.

    AKREP: Koyu renkli perdeler, kilitli sandıklar ve egzotik bitkiler, onlara en uygun aksesuvarlardır. Brokar ve kadife gibi şehvet uyandıran kumaşlar tam onlara göre. Antika bir kanepeyi, kaplatarak bir hazineye dönüştürebilirler.

    Renkleri: Canlı turuncu, kırmızı, bordo ve siyah.

    YAY: Renkleri ve aksesuarları karıştıracakları geniş bir alana ihtiyaçları vardır. En sevdikleri odalarda mumlar, dini semboller ve haritalar bulunur. Kocaman, yumuşak yastıklara para harcarlar. Seyahatlerinde aldıkları ıvır zıvırlarını koyacak bir dolap edinirler.

    Renkleri: Mor veya turkuaz gibi gökkuşağının her tonu.

    OĞLAK: Soy kütüklerini ve şahsi başarılarını evlerinde yansıtmak isterler. Yumuşak renklerde pahalı kumaşlar, eski mobilyalar ve bolca kırlentleri vardır. Kolçakları olan düzgün bir koltuk, sağlam meşe bir masanın yanı sıra leopar desenli bir halı gibi eğlenceli aksesuvarlar da tam onlara göredir.

    Renkleri: Siyah, gri, kahverengi, orman yeşili gibi koyu toprak tonları.

    KOVA: Asi kişiliklerini yansıtan ultra modern ve elektronik eşyalarla bezeli mekânlar tam onlara göredir. Soyut sanatı ve oyuncaklı parçaları severler. Tüm bu çılgın mobilya ve donanımın, bir uzay üssünü hatırlatan eflatun ve metalik tonlamalardaki duvarlarla çevrili olmasını isterler.

    Renkleri: Gümüş, metalik renkler, maviler ve kot rengi.

    BALIK: Hayal gücüne dayalı bir mekan isterler. Evlerini düşlere dayalı bir estetik anlayışıyla dekore ederler ve deniz temalı objeleri çok severler. Yatakları ise her zaman yumuşak, rahat ve dinlendirici olmalıdır.

    Renkleri: Su yeşili ve mavisi, beyaza kaçan solgun sarı.

  • Balın öksürüğe faydası kanıtlandı

    Balın öksürüğe faydası kanıtlandı

    Yapılan bir araştırmada yatmadan önce çocuklara bir çay kaşığı bal vermek, hem öksürüğün yarattığı şikayetleri azaltıyor hem de daha rahat uyumalarına yardımcı olabiliyor.

    Bir yaşından küçük bebeklere bal önerilmezken, boğaz enfeksiyonu ve öksürüğü olan 2 ile 5 yaş arasındaki bebeklerde yatmadan önce bir kaşık bal yedirilebileceği, bunun önemli ölçüde rahatlama sağladığı ortaya çıktı.

    Pediatrics Journal, dergisinde yayınlanan araştırmada yüksek antioksidan seviyesi olan balın öksürük şurupları için bir alternatif olabileceği belirtildi.

    300 boğaz enfeksiyonu yaşayan çocuk üzerinde yapılan araştırmada, çocukların üçte ikisine bir kaşık okaliptus balı ve birkaç farklı çeşit bal yedirildi. Bazılarında ise sadece plasebo kullanıldı.

    Ailelerden baldan önce ve sonrası karşılaştırılarak, çocuklarının uyku durumunu değerlendirmeleri istendi. Aileler hangi tür olursa olsun bal yediren çocuklarının uykusuna on üzerinden 9-10 puan verdi.

  • The Crazy Elbise Modelleri

    The Crazy Elbise Modelleri

    The Crazy, yaz sıcaklarının hissedildiği bugünlerde size şık olabilmenin püf noktalarını işaret ederken aynı zamanda sıcakları hissetmeyeceğiniz rahatlıkta bir koleksiyon sunuyor.

    The Crazy elbiseler