Blog

  • BB Krem Nedir?

    BB Krem Nedir?

    BB krem, son zamanlarda kozmetik sektöründe bomba etkisi yarattı. BB kremler, ciltteki mucizevi etkileri sayesinde dünyada kısa zamanda çok fazla kullanıcıya ulaştı. Peki, nedir bu BB krem dedikleri? İşte BB kremler hakkında merak ettikleriniz…

    Siz hiç cildi bozuk bir Uzakdoğulu gördünüz mü? Hayır. İlk olarak, Almanya’da bir dermatolog tarafından merhem olarak üretilen ancak daha sonra Asya’da ve özellikle Kuzey Kore’de geliştirilen BB kremler, şu anda tüm dünyada fırtına gibi esiyor. Bu yüzden kozmetikçileri de çok kızdırıyor. Çünkü pazarda büyük pay sahibi oldular bile…

    Uzakdoğuluların yıllardır kullandığı ve pürüzsüz ciltlerini borçlu olduğu BB kremler, cildi renklendirirken tedavi edici özelliklerinin yanı sıra cildi besliyorlar. Üstelik gece çıkarmayı unutsanız bile, cilde zarar vermiyorlar.

    BB krem nedir?

    BB krem= Kırışıklık kapatıcı ve giderici + güneş koruyucu+ yaşlanmayı geciktirici + sivilce kapatıcı ve iyileştirici + leke giderici + doğal renklendirici + güçlü besleyici ve nemlendirici + cildi aydınlatıcı.

    Bu özelliklerin hepsini içinde barındıran BB kremlere, bu yüzden “All In One” kremler de deniyor. Yani, hepsi bir yerde.

    BB kremleri kalıcı özelliklerinden dolayı gün içinde tazelemeniz gerekmez. Akşam cildinizden çıkarmanız için de uğraşmanız gerekmez çünkü ciltte kaldığı sürece cildi besler ve güzelleştirir, yıpratmaz.

    BB kremin cilde etkileri

    – Cildi 24 saat nemlendiriyor.

    – Kremin içeriğinde bulunan mineral pigmentler cilde uygulandığı anda hızlı bir şekilde nüfuz ediyor ve cilt tonunu dengeliyor.

    – Cildinizdeki pürüz ve çizgileri gizliyor.

    – İçeriğinde bulunan C vitaminin ciltte yarattığı anti-oksidan etkisi ile cildinizi aydınlatarak canlılık kazandırıyor. Cildinize sağlıklı bir ışıltı veriyor.

    – 15 faktörlü koruma özelliği ile cildinizi güneşin zararlı ışınlarından koruyor.

    Garnier b.b. krem kullanan var mı?
    Bb krem kullananlar deneyimlerini paylaşabilr mi?

  • Mısır Mitolojisine göre Burcunuz

    Mısır Mitolojisine göre Burcunuz

    1) THOT (29 Ağustos-27 Eylül)

    Zeka ve edebiyat tanrısı, Osiris’in danışmanı ve Horus’un koruyucusu. İnsan veya maymun olarak resmedilir, başının üzerinde bir ay resmi vardır. Kelimelerin ve matematiğin tanrısı olarak kabul edilir, ayrıca tüm yazarları koruduğuna inanılır, hiyeroglif ustasıdır ve ayrıca büyücüler üzerinde büyük bir etkiye sahiptir, gökbilimcileri, savaşçıları ve matematikçileri korur.

    Karakter

    Meraklı ve girişimci bir yapınız var, mükemmel bir organizasyon yeteneğine sahipsiniz, esrarengiz olaylara çok ilgi duyuyorsunuz, bir savaşçı ruhuna sahipsiniz ve bu ruh sizi sınırlarınızı aşmaya itiyor, hayatın size neşe ve mutluluk veren temel öğeleri sizin için önemlidir, hem cömert, hem de dürüstsünüz. Doğal bir otoriteye sahipsiniz, parmağınızı oynatmadan insanları kolayca yanınıza çekebiliyorsunuz, sizi destekliyorlar, sözünüze sadıksınız, benzersiz niteliklerinizi duygusal hayatınıza ve ailenize de yansıtıyorsunuz, doğuştan bir öğretmen veya araştırmacısınız, sizinle her şey mümkündür bilinmeyen bir konuda öğretmen veya değişik bir konuda araştırmacı olabilirsiniz. Kusurunuz sabırsızlıktır.

    Gazeteci, aktör, öğretmen ve avukatlar bu burçtan çıkar.

    2) HORUS (28 Eylül- 27 Ekim)

    Yıldızların ve aşkın, parlayan güneşin tanrısıdır, firavunların koruyucusudur, en eski Mısır tanrılarından biridir, güneş tacı giyen şahin başlı bir erkek olarak resmedilir. Keskin gözlerinin karanlıkta bile görebildiği söylenir.

    Karakter

    Çok nazik ve cömert bir karakteriniz var ve bu yüzden çok sevilirsiniz, hayatta başarmak istediğiniz şeyler konusunda çok net görüşlere sahipsinizdir, savaşçı bir ruhunuz vardır, gözünüzü kırpmadan en büyük projelere atılırsınız, risk almayı seversiniz, uzun vadeli sorumlulukları üstlenirsiniz, verdiğiniz tüm sözleri yerine getirmeye yetecek kendine güveniniz vardır, sözlerinizi tutarsınız. Kontrolün hep sizde olmasını istersiniz, ama bazen sabrınız taşınca bu özelliğiniz yüzünden sevilmeyebilirsiniz, siyaset, felsefe ve sosyal konular size göredir, diplomatça davranmayı iyi bilirsiniz, adalet duygunuz gelişmiştir, öksüz birinin haklarını sonuna kadar savunursunuz, ilk görüşte aşık olabilirsiniz, yaşınız ilerledikçe olunlaşırsınız. Cesursunuz.

    Politikacı ve medya mensupları bu burçtan çıkar. Zayıf yananız inatçılığınızdır.

    3) WADJET (28 Ekim – 26 Kasım)

    Kobra tanrıçasıdır ve bilgelik sembolüdür, bu burçta doğanlar mantıklı, temkinli, hırslı, vicdanlıdırlar. Aile bağlarına çok önem verirler Kusurları kötümser olmaları ve biraz kendini beğenmiş olmalarıdır mimar, mühendis, müteahhit ve editör olmaya yatkındırlar.

    Karakter:

    Öğrenmeye çok tutkulusunuz, kitaplar sizin için en büyük hazinenizdir, evinizde en çok kütüphaneye önem verirsiniz, kendinize güveniniz vardır ama bazen karamsarlığa kapıldığınız olur, dost bildiklerinizin arkanızdan iş çevirmeleri en kızdığınız ve katlanamadığınız şeydir, öyle bir şeyle karşılaştığınızda, asla affetmez ve hesap sorarsınız. Bazen müsrif olursunuz, ayrıntılara önem verirsiniz, gözünüzden hiçbir şey kaçmaz, komşuluk ilişkileri sizin için önem taşır, ‘ev alma, komşu al’ diyenlerdensiniz.

    Doğayı çok seversiniz, şehirde yaşamaktan çok kırlarda olma özlemi taşırsınız. Hayvanları çok seversiniz, merhametlisiniz.

    4) SEKHMET (27 Kasım – 26 Aralık)

    Savaş tanrıçasıdır ve kelime anlamı ‘güç’ tür. Seller, kıtlıklar, salgın hastalıklar gibi insanların mutsuzlukları onun yüzünden olur ama aynı zamanda iyileştirici güçleri vardır ve doktorlarla, büyücülerin koruyucusudur, genellikle aslan başlı kadın veya dişi aslan olarak resmedilir.

    Karakter:

    Sert, tutkulu, hırslı ve gururlu bir karakteriniz var, bu yüzden her zaman dost kazanmazsınız, nadiren hata yaparsınız, başkaları sizi zor bir insan olarak görür, kontrollü birisinizdir, gururlu dış görünüşünüz altında hassas, dikkatli bir insan vardır, ihaneti asla affetmezsiniz, gözlem yeteneğiniz kuvvetlidir, sağlıklı kararlar verirsiniz bu özelliğinizle yasalarla ilgili meslekler size cazip gelir, baştan aşağı mükemmeliyetçi birisiniz, asla tatmin olmazsınız, biraz daha esnek olur, biraz daha yaratıcı olur ve kendinizi daha az eleştirirseniz, kendinizi bu kadar baskı altında hissetmekten kurtulursunuz, kendinizi biraz özgür bırakın ve derinlerdeki arzularınızın farkına varın.

    Ünlü sporcuların, şampiyonların burcudur, kusuru sabırsız ve kavgacı oluşunuzdur.

    5) SFENKS (27 Aralık -25 Ocak)

    Her yaratığın şekline girebilen ve hazinelerin koruyucusudur, aslan vücutlu olarak resmedilirler, bu burçta doğanlar kendilerini her koşula uydurabilirler, hırçındırlar, çok disiplinlidirler ve son derece hassastırlar, bazen kibirli olurlar, meslek olarak kendi işlerinde çalışmayı severler.

    Karakter:

    Çok nazik, kibar birisiniz, her zaman çevrenizdeki kişileri dinliyorsunuz, karakterleri iyi tahlil ediyor, kolay adapte oluyor ve iyi tavsiyelerde bulunuyorsunuz, karşılık beklemeden veren bir kişiliğiniz var, çok hoşgörülüsünüz ve her zaman başkalarına yardım ediyorsunuz, bu yüzden insanlar bazen sizi suistimal ediyorlar, onlar samimi, içten oldukları müddetçe, sorun yok ama ihanete uğradığınızı hissederseniz, intikamınızı almaktan çekinmiyorsunuz, gazabınızdan korkuluyor, büyük çaba gereken işlere girişmekten kaçınmıyorsunuz, bu enerjiniz başkalarına cazip geliyor.

    Tutkulu yapınızla sert kararlar alıyorsunuz, duygusal olarak ailenize büyük destek oluyorsunuz, çok iyi bir baba ve eşsiniz

    6) SHU (26 Ocak -24 Şubat)

    Güneş ışığı ve rüzgarın tanrısıdır, bu burçta doğanlar inanılmaz derece yaratıcı güce sahip insanlardır, yeteneklerini gösterebilirlerse başarıya ulaşmaları kaçınılmaz olur, prensip sahibi, mizah gücü yüksek insanlardır, kusurları tereddüt etmeleri ve bu yüzden büyük fırsatları kaçırmalarıdır, sosyal alanlarda çalışmayı severler, ayrıca ziraat, danışmanlık ve hayvanlara zulmü önlemek gibi konularda çalışmayı severler.

    Karakter

    Kendinizi hep öne atan, daima uyanık, başkalarına açık bir kişiliğiniz var, hayat dolu, enerjiksiniz, önyargılarınız yoktur, tutkulu içgüdülerinizin sizi yepyeni ve zengin tecrübeler yaşamanız için rehberlik eder, ihanete uğrasanız bile, nsanlığa sarsılmaz bir güveniniz vardır, çünkü çok olumlu düşünen ve iyimser bir insansınız. Sakin, kendine güvenli bir karakteriniz vardır ve cömertsiniz, bu yüzden insan kaynakları, konusunda meslek seçersiniz, aşık olunca bu derin bir aşk olur ve aşkınızı nasıl taze tutacağınızı bilir, sürprizler yaparsınız, kararlısınız, yıkılan köprüleri nasıl onaracağınızı iyi bilirsiniz, fakat bazen fazla idealist olursunuz ve yüksek standartlarınızı karşılayacak mükemmel kişiyi bulana dek beklersiniz.

    Çok iyi aile babası veya anne olursunuz, çocuklarınız sizin göz bebeğinizdir.

    7) İSİS (25 Şubat – 26 Mart)

    Osiris’in karısı ve ana tanrıçadır, doğum yapan kadınları, yolcuları ve devleti korur. Başında iki boğa boynuzunun üzerinde duran bir güneş figürü taşıyan bir kadın olarak resmedilir,

    Karakter

    Maddi konularda çok başarılı insanlardır, ayrıca evlerine bağlıdırlar, dışarıda eğlenmektense, evde ailesi, çocuklarıyla vakit geçirmeyi tercih ederler, bu burçta doğanlar çocukken utangaç, içine kapanık olurlar ama daha sonra açılırlar, okumayı severler, kendilerini yetiştirme yeteneğine sahiptirler, üniversite bitirmeseler bile son derece kültürlü, bilgili insanlar olarak herkesi kendilerine hayran bırakırlar, doğaya meraklıdırlar, dağcılık, bisiklet, yürüyüş sevdikleri uğraşılardandır.

    8) OSİRİS (27 Mart – 25 Nisan)

    Mısır ın en büyük tanrılarından biridir, üretkenlik ve büyümeyi temsil eder, aynı zamanda öbür dünyanın tanrısıdır, ölülerin tanrısıdır, sonsuz hayatın sembolüdür.

    Karakter

    Çok meraklı bir kişiliğiniz vardır, sıradan biri değilsiniz, hayata bağlı ve kendine güvenlisiniz, hayatınızın her anını yoğun yaşarsınız, başarısız olmaktan korkmazsınız, hayatınızda hiçbir şey durağan değildir, daima yeni maceralara yelken açarsınız, ama tüm bu iyimserliğinize rağmen, bazen hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, sözlüğünüzde ‘ilgisiz’ kelimesi bulunmaz, arkadaşlığınız sağlam olur, tutkulusunuz. Aile, akrabalık ilişkilerine çok önem verirsiniz, önemli günlerde mutlaka aile üyeleriyle bir araya gelmek istersiniz.

    Çocuklarınızı disiplinli bir şekilde büyütürsünüz.

    9) AMUN (26 Nisan- 25 Mayıs)

    Mısır inanışlarına göre Amun dünyayı yaratan tanrıydı, bu burçta doğanlar güçlü, zinde ve önderlik etmeyi seven kişilerdir, iradeleri de güçlüdür, cesur ve kendilerine güvenlidirler,

    Mükemmel lider olurlar, kusurları hoşgörüden yoksundurlar. Para konularındaki mesleklerde başarılı olurlar.

    Karakter

    Duygusal bir yapınız vardır bu yüzden bazen kendinize olan güveninizi kaybeder ve melankoli ile neşe arasında gidip gelmeye başlarsınız, hassas yapınızı hayal gücünüzün ,çok zengin olduğunu gösterir, başkaları sizi gizemli biri olarak görebilirler, sizi yatıştırmak için sabırlı olmaları gerekir, bazen kendinizi korumak amacıyla, kendinizi başkalarından izole eder, kendi kabuğunuza çekilirsiniz, sosyal konulara eğiliminiz vardır, adil, dürüst bir insansınız ve vicdanlısınız bu özellikleriniz sayesinde insanlar size hayranlık duyarlar korkularınıza rağmen aşk hayatınızın önemli bir parçasını teşkil eder ve aşkınız için dağları yerinden oynatabilirsiniz!

    Eşinizde ileri görüşlülük, otoriterlik ve nezaket ararsınız.

    10) HATHUR (26 Mayıs – 24 Haziran)

    Dünya ve gökyüzü tanrıçasıdır. Duygusalsınız, aşk sizin için çok önemlidir, çekici ve romantik bir insansınız.

    Karakter

    Çok meraklı bir kişiliğiniz vardır, sıradan biri değilsiniz, hayata bağlı ve kendine güvenlisiniz, hayatınızın her anını yoğun yaşarsınız, başarısız olmaktan korkmazsınız, hayatınızda hiçbir şey durağan değildir, daima yeni maceralara yelken açarsınız, ama tüm bu iyimserliğinize rağmen, bazen hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, sözlüğünüzde ‘ilgisiz’ kelimesi bulunmaz, arkadaşlığınız sağlam olur, tutkulusunuz. Bazen herkese güvenmenin kötü sonuçlarını görerek, üzülürsünüz, bazen insanlar sizin cömertliğinizi, fedakarlığınızı suistimal ederler, böyle durumlarda ihanete uğradığınızı hisseder ve asla unutmazsınız.

    İyiliği unutmadığınız gibi, kötülüğü de unutmazsınız. Çocuklarınız için her fedakarlığı yaparsınız.

    11) ANKA (25 Haziran – 24 Temmuz)

    Sihirli anka kuşuyla resmedilir, risk almayı severler, kusurları inatçı ve hayalci olmalarıdır.

    Karakter

    Çok karizmatik bir insansınız, insanları çabuk ikna eder, kendinize bağlarsınız, çok sevilirsinizi ve her zaman çevrenizde sizinle birlikte vakit geçirmekten hoşlanan dostlarınız olur, cesur ve açık görüşlüsünüz, aldığınız kararlar çok doğru olur ve bu yüzden herkes size hayranlık duyar, insanlara cesaret verir, kendine güven duymalarını sağlarsınız, diktatör olmadan doğuştan lider birisiniz, çok uzak görüşlüsünüz, fakat ilişkilerinizde kendinizden fazla vermezsiniz, ama bir kere eşinizi seçtikten sonra çok cömert olursunuz ve güçlü bağlar kurarsınız. Çocuklarınızın derslerine yardım eder, onları mümkün olduğunca iyi yetiştirmeye çalışırsınız.

    Aileye çok önem verirsiniz.

    12) ANUBİS (25 Temmuz – 28 Ağustos)

    Bu ölüm ve öteki dünyanın tanrısıdır, mumyalama törenlerinde rastlarız. Ölünün öbür dünyaya geçişini gözetler, ruhlarını yargılar ve onları korur ismi çakal anlamına gelir genellikle dik kulaklı bir çakal veya köpek biçiminde resmedilir

    Karakter

    Biraz çelişkiler içindesiniz, hem yalnızlığı seviyorsunuz, hem de başkaları olmadan yapamıyorsunuz, gizemli ve sırlarla dolusunuz, gölgeyi ışığa tercih ediyorsunuz, popüler olmaktansa, gizlenmeyi yeğliyorsunuz, olağanüstü hassassınız, ve çok sadık birisiniz hem kendinize hem de başkalarına karşı çok dürüstsünüz, idealist birisiniz ve bu yüzden hayatınızda büyük hayal kırıklıkları yaşayabilirsiniz ama bunlar uzun sürmeyecektir, ve sonunda mutlaka üstesinden geleceksiniz, ve çözümler bulup, kontrol altına almayı başaracaksınız, öğretmen, doktor, psikoloji, insan kaynakları konusuna çok yatkınsızın, çünkü bilinçaltı dünyasını derinden anlıyorsunuz.

    Yapınız bazen duygusal anlamda zayıf hissetmenize, karar verememenize yol açabiliyor, eski yaraların tamir olması zordur ve siz ruh eşinizi bulmak size zor geliyor, bu yüzden eş seçerken çok dikkatlisiniz, eşinizde karşılıklı saygı ve güven bekliyorsunuz.

  • Vajinismus hastalarının %85′i ilk geceden korkuyor

    Vajinismus hastalarının %85′i ilk geceden korkuyor

    Cinsel açıdan kendilerini yeterince tanımayan kadınların çok sık olduğu ülkemizde, evli olduğu halde yıllarca Cinsel ilişkiye giremeyen kadınlarımız da var. Cinsel ilişkiye girememe korkusu olarak tanımlanan, bir erteleme ve kaçınma hastalığı olan vajinismus ile ilgili Cinsel Sağlık Enstitüsü 4500 kişi üzerinde bir anket çalışması yaptı. İşte açıklamalarıyla Türkiye’de gündem yaratan Cinsel Sağlık Enstitüsü’nün Vajinismus Bilgi Anketi’nden çarpıcı başlıklar ve merak edilenler:

    Vajinismus hastalarının %85′i ilk geceden korkuyor
    Cinsel ilişkiye girememe şikayeti ile başvuran ve vajinismus tanısı ile Cinsel terapi sürecine alınan hastaların ortak davranış özelliklerinin saptanması ve zamanla kendilerini başka insanlarla karşılaştırırken olumsuz yönlerini görmeleri hipotezi ile hazırlanan Vajinismus Bilgi Anketi ile yaptıkları çalışma ile vajinismuslu kadınların ortak özelliklerini belirlediklerini söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Cinsel Sağlık Enstitüsü olarak 4500 kişi üzerinde yaptığımız anket çalışması ile, vajinismusu olan kadınların %55′nin cinsel konularda bilgi düzeylerinin düşük olduğunu, %85′nin ilk geceden çok korktuklarını, %40′nın görücü usulüyle evlendiklerini, %45′nin kendi bedenlerini beğenmediklerini, %40′nın ailesine bağlı olduğunu ve %40′nın da eşinin kendisini terk edeceğini düşündüğünü ortaya çıkarttık. Vajinismus hastalarının %45′inde cinsel isteksizlik, %25′inde orgazm olamama, %20′inde cinsel tiksinti bozukluğu, %20′inde sosyal fobi, %15′inde panik atak, %35′inde anksiyete, %20′inde depresyon ve %15′inde yükseklik korkusu olduğunu tespit ettik. Ankete katılanların %45′i 1’2 yıldır, %30′u ise 3’4 yıldır bu hastalığı yaşadıklarını ifade ettiler’ dedi.

    Vajinismus hastaları hocalara ve medyumlara başvuruyor
    Yaptıkları çalışmada vajinismus hastaları için cinselliğin ayıp, günah, yasak olarak değerlendirildiğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Ayrıca ankete katılanların %45′nin tedavi için hocalara ve medyumlara başvurması da çok çarpıcı bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Bu da hala nereye ve kime başvuracağını bilmeyen binlerce vajinismuslu hastamızın var olduğudur’ dedi.

    Kadınların korkulu rüyası
    Vajinismusun; henüz ülkemizde fazlaca bilinmeyen ama sık görülen ve sayısı her geçen gün artan, yatak odalarında her gece hayatlarının en büyük korkusunu yaşayan ve cinsellikleri bir kâbusa dönüşen kadınların hastalığı olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Çöp kutusuna bir arada atılmış çeşitli hastalıklardan oluşan vajinismus; tıpkı deprem gibidir, onu anlamalı ve felsefesine saygı duyulmalıdır. Kişinin kendisinin umutsuz olduğuna yürekten inanması durumu olan vajinismus; tıpkı aşk gibidir, tam olarak tanımlanamasa da çaresizlikle yaşanır. Vajinismusu olanlar iki yönden talihsizdir. Sadece fiziksel bir hastalığa sahip olmakla kalmayıp, bu konuda aşırı kaygı, saplantı ve kötümserlik içine de gömülmüşlerdir. Bu açıdan bakıldığında kadınların korkulu rüyasıdır’ dedi.

    Vajinismus nedir?
    Yurt dışındaki cinsel terapi ve seksoloji kitapları incelendiğinde; vajinanın girişindeki kasların istem dışı kasılarak cinsel birleşmenin acılı veya imkânsız olarak algılanmasına vajinismus denildiğinin altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ’13 yıllık hekimlik hayatımda gördüğüm yüzlerce vajinismus hastası bana bu tanımın çok doğru olmadığını gösterdi. Çünkü vajinismusta başta vajina etrafında olmak üzere tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku, tiksinme ve panik hali olur, hasta bacaklarını açılmalarını engelleyecek boyutlarda sıkıca kapatır ve elleriyle eşini iter. Kızlık zarlarının çok kalın ya da vajinalarının çok dar olduğunu düşünebilen bu kadınlar oluşan acı beklentisi sonucunda kendilerini savunma ve koruma çabaları içine girerler. İşte buna vajinismus denir. Doğru olan bu tanının konması için bozukluğun sürekli ya da yineleyici bir biçimde görülmesi gerekir’ dedi.

    Bir korku refleksi
    ‘Ya acırsa’ diye korkan kadınların cinsel ilişkinin gerçekleşmesine izin vermediğinin altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘İstemsiz bir şekilde yani kadının kontrolü dışındaki kasılmalar bilinçdışından köken alan vajinal bir refleks olduğu kadar, ilkel ve bedensel bir korku refleksidir. Bu refleks penisin veya başka bir cismin, tampon, doktor parmağı, hatta hastanın kendi parmağının bile vajinaya yaklaşması veya eşin cinsel ilişki için pozisyon alması sonucu tetiklenebilmektedir’ dedi.

    Kızlık zarı delinmez ve patlamaz
    Gerçekte cinsel ilişki sırasında vajinanın esnemesinin ve genişleyebilmesinin büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Vajina yani kadın cinsel organı, ilişki sırasında erkeğin penisinin büyüklüğü ya da küçüklüğüne göre kendini hazırlar. Cinsel birleşmenin durumuna bağlı olarak genelde dışa en yakın kısmı oldukça gevşeyebilir. Bu sağlıklı ve normal bir durumdur. Vajina esneyebilen, genişleyebilen ve uzayabilen bir organdır yani vajinismus, genital organların anormalliğinden dolayı değildir. Bazı kadınlar, vajinalarının penisin giremeyeceği kadar dar olduğunu hatta böyle bir deliğin olmadığını bile düşünürler. Vajina kasları kasıldığında ve vajina deliğinin içine hiçbir şeyi alamayacak bir görüntü verdiği durumlarda hasta için cinsel birleşme çok zor bir hal alır. Yani genital bölge tamamen normalken bu endişeler tamamıyla yanlıştır. Çünkü anatomik olarak normal olan bir kızlık zarı kanamaz, delinmez, patlamaz, yırtılmaz ve normal şartlar altında cinsel ilişki ağrı yapmaz, acı yapmaz. Sadece zarda açılma olur. Ağzımızın içini döşeyen epitel doku vajinanın içiyle aynıdır. Nasıl ki kuru bir ekmeği çiğnemeden, tükürüğümüzle ıslatmadan yutmaya çalıştığımızda boğazımız kanarsa, acırsa, vajinanın içine de kuru kuruya penis sokulmaya çalışılırsa, ağrı acı ve kanama olur. Yani kadın rahatsa, kendini kasmaz ise, sulanması tam olmuş ise ilk gecede yüzüncü gece de ağrı, acı ve kanama olmaz. Çünkü vajinanın görevi penisi içine almak ve neslin devamını sağlamaktır. Vajina bu görevini yaparken neden sorun yaşansın? Gözümüzde görme işlemi sırasında ağrı, acı veya kanama oluyor mu? Ama gözümüze toz girse ve biz ovuştursak ağrı, acı ve kanama olabilir. Bu normal dışı bir durumdur’ dedi.

    Erkek evliliğini bitirmeye zorlanabiliyor
    Ailelerin vajinismus durumunu bilmelerinin işi içinden çıkılmaz bir hale getirebileceğinin altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Ailelerin ilk geceye ait deliller istemeleri, ya da -hala çocuğunuz olmuyor mu?- şeklindeki soruları çiftin durumu zora sokar. Ailelerinden sürekli baskı ve aşağılanma görebilirler, genellikle kadın suçlanır ve erkek evliliğini bitirmeye zorlanabilir’ dedi.

    Neden çoğunlukla psikolojik kaygılar
    Vajinismusun nedenleri arasında psikolojik kaygıların ağırlık kazandığının altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Kız çocuklarına öğretilen veya irademizin bilinçdışımıza kodladığı -cinsellik kötüdür-, -kızlık zarı çok değerli ve korunması gereken bir şeydir- düşünceleri bu problemin ortaya çıkmasında önemli bir yer tutar. Bazen neden cinsel bilgi eksikliği, basit bir utanma ve cinsel duygulardaki baskılanma olabilir. Bazen de altta yatan neden özellikle çocukluk dönemindeki travmatik bir yaşantıdır. Bu durumda geçmiş de yaşanmış taciz gibi travmatik olayların bilinçdışına itilen bugünkü izdüşümleri ve etkileri gibi daha karmaşık içsel çatışmalar, yanlış kalıplar ya da zorlamalar beden-zihin bütünlüğünü bozup vajinismusa neden olabilir. M. Ericsson’un dediği gibi defolu bir öğrenme ve kabullenme vardır.

    Sağdıçlık kurumunun yerine yeni kurumlar inşa edemedik
    Ülkemizde kadınlardaki cinsel problemlere adanmış basılı materyalleri ve bireyin kendi başına kullanabileceği yazılı materyalleri bulmanın oldukça zor olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Bu nedenle bu sahada yapılacak cinsel eğitim ve sosyal hareket serbestîsine hiç olmadığı kadar fazla ihtiyacımız vardır. Çünkü sağdıçlık kurumunun içini boşalttığımızdan beri; penis girişine katlanamama veya özel zorluklar yaşama anlamına gelen vajinismustan şikâyetçi olan kadınların sayısında hızlı bir artış söz konusudur. Bu nedenle Evlilik Öncesi Cinsel Danışman ve Rehberlik hizmetleri yasal düzenlemelerle zorunluluk haline getirilmelidir. Ayrıca yarınlarımızın geleceği gençlerimiz içinde anaokulundan başlayan bir Cinsel Eğitim ve Ergenlik Öncesi Cinsel Danışma ve Rehberlik hizmetleri de yasal olarak düzenlenmelidir. Son olarak Anne-Baba ve Eş Eğitimleri de ülkemizin yapı taşı olan ailelerimizin sağlıklı ve mutlu olması için mutlaka verilmelidir. Ülkemizde bu hizmetleri verecek kurumlar vardır’ dedi.

    Her 10 kadından biri vajinismus yaşıyor
    Vajinismusun görülme sıklığı ilgili rakamların büyük farklılık göstermesine rağmen, söylenenden daha sık ortaya çıkıyor olmasının muhtemel olduğunun altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; ‘Yurtdışı yayınlarda cinsel terapi kliniklerine başvuran kadınlardaki vajinismus oranlarının %12 ve %17 arasında değiştiği rapor edilmiştir. Kanada ve İrlanda’da yürütülen çalışmalarda daha yüksek oranlardan bahsedilmiştir. Rasgele örnekleme ve yapılandırılmış görüşme metotlarının kullanıldığı Cinsel Tıp Enstitüsü Vajinismus Bilgi Anketi, Türkiye’de her 10 kadından birinin vajinismus sorunu yaşamakta olduğunu göstermiştir. Bu durum vajinismusun ülkemizde cinsel terapi merkezlerine başvuran kadınlar arasında en sık rastlanan şikâyetlerden biri olduğunun bir kanıtıdır. Yani başvuranların %60′nı vajinismus oluşturmaktadır. Tanı kriterlerine ve kadınların jinekolojik muayene veya cinsel terapi alma istekliliğine bağlı olarak vajinismus görülme sıklığı değişebilir. Tedavi arayışı olmaksızın kısmi ya da durumsal vajinusmus yaşayan kadınların sayısı bilinmemektedir ve bu sayı kanaatimce klinik örneklere nazaran genel nüfusta daha yüksek olabilir. Çünkü vajinismusun yaygınlığı düzgün bir şekilde belgelenememektedir. Ölçümler, kullanılan tanımlamalara, örneklemedeki kişilerin yaşına, raporlama çeşitlerine göre oldukça değişkenlik gösterebilmektedir. Buna ek olarak, kadınların yardım isteme davranışını ortadan kaldıran, ayıp, yasak, günah, utanç verici ve durumun mahremiyetine ilişkin düşünceler de oldukça yaygındır. Türk kültüründeki cinsel değerler, cinselliğin anlamı, cinsel ilişkinin tanımı, cinsel işlev bozukluğunun algılanması gibi bazı özelliklerde bu yüksek görülme sıklığında rol oynar’ dedi.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim

  • Printmania 2012 Modelleri

    Printmania 2012 Modelleri

    Printmania
    Dolaplar hiç bu sene ki kadar renkli , bu sene ki kadar desenli olmamıştı. Üstelik desen giymekten korktuğumuz dönemler ve bildiğimiz tüm kurallar da rafa kalktı. Desenli kıyafetlerimizi düz olanlarla kombinlediğimiz dönemler artık çok geride. Desene bu sezon en çok yine desen yakışıyor. Sonbahar yağmurları kapımıza dayanmadan yazın bu keyifli günlerinde siz de desenlerle renklenin ve tarzını ortaya koymaktan çekinmeyin.

    Printmania

  • Evlilik Fobisi

    Evlilik Fobisi

    Evlilik korkusu nedir?
    Evlilik korkusu, kişinin çevresinde ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda yaşadığı psikolojik bir bağlanma korkusudur.

    Farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini bu zorlu kurumun içine sürüklemek istemezler. Evlilikte çoğul düşünerek bu doğrultuda kararlar alması gereken bireyin yaşadığı olumsuz duygu evlilik korkusunu oluşturur.

    Evlilik korkusunun nedenleri
    Evlilik korkusunun en büyük nedeni çevresel ve ailesel faktörlerdir. Kişinin ailesinde anne babanın mutsuz ve sürekli tartışıyor olması bu korkuyu doğurabilir. Ayrıca kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun artmasına sebep olabilir.

    Kişi çelişkiler yaşar, kendisinin de mutsuz bir birlikteliğinin olacağına inanır. Evlenmekten vazgeçer ve evlilik kurumuna olan ilgisi de zamanla yok olur.

    Ayrıca uzun süre yalnız yaşayan bir insan başka biriyle birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanabilir ve evlilikten kaçabilir. Fakat bu durum mutlu bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilir. Bunun nedeni ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir. Kısacası, mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep olabilir.

    Boşanma fikri evlilikten soğutuyor
    Ülkemizde ailevi ve çevresel baskılar nedeniyle boşanmanın zor olması da evliliği engelleyebiliyor. Evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanamayacağını düşünmesi ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stres de insanları evlilikten uzaklaştırırabilir.

    Daha iyi eş bulma düşüncesi de evliliği zorlaştıran nedenlerden biridir. Adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak bir süre sonra kişiyi kronik bekarlığa götürebilir.

    Evlenince ev işlerine katkı sağlamak, anne ve baba olmak, ileride çocuğa iyi bir yaşam sunmak ve özgürlüğün kısıtlanması (halı saha maçları, eğlence mekanları vs.) ihtimali de kişileri evlilikten uzaklaştırabilir. Bu kişiler evlilik sürecinde hayatlarının giderek monotonlaşacağını düşünerek evlilikten uzak durur.

    Evlilikten korkan insanlar daha çok bekar ve yalnız yaşayan insanlarla görüşmek ister. Fazla mükemmeliyetçi düşünürler ve evlilikle ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirler.

    Bu karakterdeki insanların evlenmesi riskli
    Narsist ve egoist kişilik bozukluğu olanlar evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabilir. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu onların evlilikleri eğer eşlerden biri fedakar değilse genellikle boşanma ile sonuçlanır. Aileler kişilik bozukluğu olan çocuklarını, evlenince normale döneceği düşüncesinden kurtularak evlilikten uzak tutmalıdır.

    Beynin accumbens bölgesindeki D1, D2, D3 reseptörlerinden D1’in yetersiz kaldığı ya da D2’nin aşırı etkin olduğu bireyler de evliliğe yatkın değildir. Bu kişilerde hastalık derecesinde çapkınlık söz konusudur. Maalesef D1 ve D2’nin çalışma fonksiyonlarını gösteren pratik bir test henüz mevcut değildir.

    Evlilik korkusunu yenmek için…
    Evlilik korkusunu yenmek için kişinin özgüveni kadar başkalarına da güvenmesi gerekir. Bu korkuyu yaşayanların, paylaşmayı öğrenmeleri ve önyargısız olmaları gerekir.

    Evlilik korkusu yaşayanlar doğru bir ilişkiden neler beklediklerini tam anlamıyla düşünmelidirler. Düzgün, düzenli ve disiplinli yaşamak, kişisel başarının anahtarlarından biridir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı ailelerden oluşur.

    Sağlıklı evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır.

    Evlilik korkusu

    Evlilik Hazırlığı

  • Cinsel Yaşam için evlerde ses yalıtımı

    Cinsel Yaşam için evlerde ses yalıtımı

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. A. CEM KEÇE: “SAĞLIKLI VE MUTLU BİR CİNSEL YAŞAM İÇİN EVLERDE SES YALITIMI VE EBEVEYN BANYOSU ŞART!”

    Yaz aylarında yeni bina yapımı ve eski evlerde tadilatlar artıyor. Şimdiye kadar pek gündeme gelmeyen ancak oldukça önemli bir konu olan evlerde ses yalıtımı, ebeveyn banyosu ve ev ergonomisi cinsel yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle konut yapımında cinsel yaşam dikkate alınmalı. Peki, seks yapmak için ev ortamı ve koşulları nasıl olmalı? İşte bu soruya yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi…

    EVLERİMİZ SEKS İÇİN UYGUN DEĞİL!

    Ülkemizdeki evlerin çoğunun çiftlerin sağlıklı bir cinsellik yaşamaları için uygun olmadığını söyleyen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Yeni bina yapımının ve tadilatların arttığı şu günlerde hem evinde tadilat yaptıracaklara hem de Türkiye Müteahhitler Birliği’nin ve inşaat sektörü çalışanlarının dikkatini odaların ses yalıtımına, ebeveyn banyosunu ve ev ergonomisine çekmek istiyoruz. Özellikle evde diğer aile büyükleriyle birlikte yaşayan çiftler ve çocuk sahibi olan çiftler odalardaki yalıtımın yetersiz olması sebebiyle cinsel yaşamlarında sıkıntı yaşayabiliyorlar. Sevişme sırasında çıkardıkları seslerin duyulacağı endişesiyle kendilerini kontrol etmek zorunda kalıyorlar ve cinsellikten keyif alamıyorlar. Hatta bu durum zamanla çift arasında tartışmalara ve cinsel sorunlara da yol açabiliyor. Bu nedenle Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yeni evlerde ses yalıtımına ve ebeveyn banyosu yapımına özen göstermesi, ülkemizin cinsel sağlığı ve toplumsal huzuru için çok önemli bir meseledir. Ayrıca yasa koyucuların ve diğer yasal mercilerinde İskân Kanunlarında ses yalıtımını ve ebeveyn banyosu yapımını zorunlu kılması gerekir.’’ dedi.

    SAĞLIKLI VE MUTLU BİR CİNSEL YAŞAM İÇİN EVLERDE SES YALITIMI VE EBEVEYN BANYOSU ŞART!

    Evlerde anne-babaya ait bir ebeveyn banyosunun bulunmasının önemine dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bizim toplumumuzda inançlarımız gereği cinsel ilişkiden sonra banyo yapılır, ancak ebeveyn banyosu olmadığında çiftler sıkıntı yaşayabiliyorlar ve eğer ev kalabalıksa banyo yapmamak için cinsel ilişkiye girmekten bile kaçınabiliyorlar. Özellikle anne-babalarıyla birlikte oturan yeni evli çiftlerde bu duruma sık rastlanıyor. Yeni gelin kayınvalide ve kayınpederden utandığı için eşiyle birlikte olmak istemiyor ve zamanla bu cinsel isteksizliğe dönüşebiliyor. Cinsel isteksizlikle veya sertleşme sorunlarıyla bize başvuran genç çiftlerin çoğunda sorun bundan kaynaklanabiliyor.” dedi.

    FİZİKSEL ÇEVRE İNSANLA UYUMLU OLMALI!

    Her yıl yaz aylarında çok sayıda ailenin evlerinde tadilat yaptığını ve inşaat sektörünün canlandığını belirten CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Evlerde yapılan fiziki değişikliklerde cinsel yaşamın da dikkate alınması gerekiyor. Ergonomi dediğimiz kavram bizim ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Ergonomiyi kısaca fiziksel çevrenin insanla uyumunun sağlanması olarak tanımlayabiliriz. Kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığı ve mutluluğu için ergonominin önemi büyüktür. Evin tasarımı kişilerin ihtiyaçlarına uyun olduğunda hem hayatları daha kolaylaşır hem de aile ve iş hayatındaki verimlilikleri artar. Ev ergonomisi cinsel mutluluğa da katkı sağlar.” dedi.

    ÇOCUKLARIN CİNSEL GELİŞİMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR!

    Anne-babalarının sevişirken çıkardığı sesleri duymanın çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğine dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Cinsel ilişki sırasında kişiler özgür olmalı ve diledikleri gibi kendilerini ifade edebilmelidir, ancak odaların yalıtımı yetersiz olduğunda anne-babaların çıkardığı sesler çocuklar tarafından duyulabilir. Bu nedenle aman çocuklar duymasın mantığı gelişiyor ve bu da cinsel sorunlara davetiye çıkartıyor. Özellikle küçük yaştaki çocuklar bu sesleri yanlış anlamlandırabilir ve babalarının annelerine kötü bir şey yaptığını düşünerek, babaya karşı öfke duyabilirler. Yine küçük yaşta bu tür sesleri duymak çocukta cinselliğe ilişkin vaktinden önce bir merak ve ilgi gelişmesine neden olabilir.” dedi.

    MAHREMİYETE İHTİYAÇ VAR!

    Sağlıklı bir cinsel yaşam için mahremiyetin önemli olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Mahremiyet insanın özelidir, bir ihtiyaçtır ve bir özgürlüktür. Mahremiyet olmadan sağlıklı ve mutlu bir cinsellik olmaz. Ebeveynler mahremiyet anlayışını ve utanma duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmalıdır. Çünkü mahremiyet duygusu geliştiren çocukların istismar riski azalırken, sağlıklı cinsel kimlik gelişimleri de hızlanır. Aynı zamanda mahremiyet duygusu çocuğu cinsel istismarlara karşı koruyan bir sigortadır.” dedi.

  • Muhallebili kadayıf tatlısı

    Muhallebili kadayıf tatlısı

    Muhallebili kadayıf tatlısı malzemeleri
    – 250 gr tel kadayıf
    – 50 gr tereyağı
    – 1 su bardağı ceviz içi
    – 3 yemek kaşığı toz şeker
    Muhallebi için
    – 1 litre süt
    – 1 su bardağı toz şeker
    – 2 parça damla sakızı
    – 1 paket vanilya
    – 3/4 su bardağı un
    – 1 paket toz krem şanti
    Üzeri için
    – Toz antep fıstığı

    Muhallebili kadayıf hazırlanışı

    – Hem pişirmesi kolay, hem de yemesi çok tatlı. Tel kadayıfları bir tepsiye yayıp kurumaları için birkaç saat bekletin.

    – Tereyağı, şeker ve kadayıfları tencereye alın. Orta ateşte sürekli karıştırarak rengi hafif koyulaşıncaya kadar kavurun. Cevizleri ekleyip 25 dakika daha kavurun.

    – Süt, şeker, un ve vanilyayı bir tencereye alın. Orta ateşte koyulaşıncaya kadar pişirin. Damla sakızlarını ekleyip eriyinceye kadar karıştırın. Ocaktan alarak soğumaya bırakın. Toz krem şantiyi ilave edin ve mikser ile 5 dakika çırpın.

    – Kadayıfın yarısını dikdörtgen bir kalıba bastırarak yayın. Üzerine muhallebinin tamamını dökün. En üste kalan kadayıfı yayıp buzdolabında bir gece bekletin. Dilimleyerek üzerine toz antep fıstığı serpip soğuk servis yapın.

    Muhallebili kadayıf tatlısı artık hazır, afiyet olsun.

  • Kadınlarda Kansızlık (Anemi)

    Kadınlarda Kansızlık (Anemi)

    Kansızlık, adet düzensizliğine, gebe kalmada riske, kalp damar hastalıklarında artışa, kadının yaşam süresinin kısalmasına, yorgunluk, tırnaklarda beyazlık, sağlıklı insanlarda alt göz kapağı aşağıya çekildiğindeki kırmızı görüntünün beyaza yakın olması, cilt renginin kara sarı durması, nefes almada sıkıntı çekilmesi ile belirti veriyor.

    Türkiye’de kadınların yarısından fazlası kansızlık (anemi) problemi yaşıyor. Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, kadınların yaşamları boyunca ciddi oranlarda kan kaybettiklerini belirterek, kansızlığın, adet düzensizliğine, gebe kalmada riske, kalp damar hastalıklarında artışa, kadının yaşam süresinin kısalmasına, iş ve yaşam performansında azalmaya neden olabileceğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda çok çalıştığını ifade eden Şatıroğlu, bakanlığın, geçtiğimiz 3 yıl boyunca ücretsiz demir hapı dağıttığını söyledi.

    ERKEN YAŞLANMA RİSKİ

    Şatıroğlu, kansızlık çeken kadınların dokularının yeterince beslenemediğini ve erken yaşlanma riski taşıdıklarını ifade ederek, “Kansızlık çabuk yorgunluk, tırnaklarda beyazlık, sağlıklı insanlarda alt göz kapağı aşağıya çekildiğindeki kırmızı görüntünün beyaza yakın olması, cilt renginin kara sarı durması, nefes almada sıkıntı çekilmesi ile belirti verir” diye konuştu.

    BEBEĞİ DE ETKİLİYOR

    Prof. Dr. Şatıroğlu, kansızlık sorunu yaşayan gebelerin, bebeğiyle paylaşacak kan miktarının da az olacağını belirterek, annedeki anemi nedeniyle bebeklerde de düşük doğum ağırlıklı doğma, gelişimleriyle ilgi sıkıntı ve sakat olma ihtimali bulunduğunu söyledi. Kansızlık problemi olan kadının, gebe kalma ihtimalinin azaldığına, istediği zaman çocuk sahibi olma şansının düştüğüne işaret eden Şatıroğlu, aneminin, gebe olan kadınlarda düşük ve erken doğum ihtimalini artırdığını kaydetti.

    ISPANAĞIN SUYUNU ATMAYIN

    Doğru beslenme yöntemi ile kan yapımının artacağını belirten Şatıroğlu, önerilerde bulundu: Ispanak yemeği yapılırken acı suyu çıksın diye haşlandıktan sonra sıkılıp, suyu atılmamalı. Böyle yapıldığında sebzenin suyunda kalan tüm demir kullanılamadan atılmış oluyor. Demirden zengin makarna da az suda haşlanmalı, soğuk sudan geçirilmeden haşlandığı su ile tüketilmeli.

    BEYAZ EKMEĞE DİKKAT

    Diyet programlarındaki gibi her şey haşlama ile yenmemeli. Beyaz ekmek çok tercih edilmemeli. Bunun yerine tam tahıllı köy ekmeği ya da yufka tüketilmeli. Çay ve kahve ya yemek yedikten 1-2 saat sonra tüketilmeli ya da yemekten önce içilmeli. Konsantre meyve suları yerine taze sıkılmış meyve suları içilmeli. Yemeklerin tadına bakılmadan tuz dökülmemeli. Keçiboynuzu, üzüm ya da dut pekmezinden, sabahları bir kahve fincanı dolusu içilmeli.

    DOKTORA BAŞVURUN

    Kadınların, özellikle adet dönemlerindeki kanamalarının şiddetine ve süresine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Şatıroğlu, adet kanamalarının çokluğunun sağlıklı olmanın göstergesi olduğu yönündeki inanışların tamamen yanlış olduğunu söyledi. Şatıroğlu, 3-4 günden fazla devam eden şiddetli adet kanaması durumunda, kadın doğum uzmanına gidilmesi gerektiğini belirterek, “Bu kadının sağlığını tehdit eden bir durum. Bu durumda kadın, yediği içtiği her şeyi gereksiz yere dışarı atıyor demektir” dedi. Şatıroğlu, kandaki hemoglobin oranının ortalama 14 olması gerektiğini, hemoglobin değerinin 6’ya düştüğü zamanlarda ayaklarda ve yüzde ödem görülebileceğini, uyku bozuklukları ve yorgunluk şikayetleri ile karşılaşılabilineceğini de sözlerine ekledi.

  • Selülit Yakma Yöntemleri

    Selülit Yakma Yöntemleri

    Uzman Dr. Nihat Dik, kadınların özellikle yaz aylarında korkulu rüyası olan selülitten kurtulmanın, yaz ayına girmeden alınacak küçük önlemlerle mümkün olduğunu belirterek, selülitleri önlemek için 37 altın öneriyi şöyle sıraladı:

    1. Sabah kalkar kalkmaz ve akşam yatmadan önce ılık su içine limon sıkıp için.

    2. Televizyon karşısında ya da kitap okurken atıştırmayın.

    3. Azar azar ve sık sık yemeyi tercih edin, asla aç kalmayın. Dengeli ve düzenli beslenmeyin, tek tip gıda tüketiminden vazgeçin.

    4. Asla çok düşük kalorili ve şok diyetler uygulamayın.

    5. Kahvaltınızı kuvvetli akşam yemeğinizi çok hafif yemeyi tercih edin.

    6. Soya lesitini (PPC) içeren kremler kullanın.

    7. Bol su için. Öğünlerden 30 dakika önce 1-2 bardak su için. Yemek sırasında ise su içmeyin.

    8. Tuz tüketimini azaltın.

    9. Kese yapın, sıcak ve soğuk duş alın.

    10. Çay, kahve, kola, soda, meşrubat ve alkol tüketimini azaltın.

    11. Taze sıkılmış meyve suları ve bitki çaylarını tercih edin.

    12. Haftada 4- 5 gün 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş yapın.

    13. Yüksek topuklu ayakkabılar ve dar giysileri tercih etmeyin.

    14. Meyvenizi yemek aralarında yemeyi tercih edin.

    15. Porsiyonlarınızı azaltın.

    16. Yemekten hemen sonra dişlerinizi fırçalayın.

    17. Sakız çiğnemeyin, çok çabuk acıktırır.

    18. Kullanmak istediğiniz cihazların hangi tip selülit için olduğunu ve selüliti giderme yöntemini mutlaka öğrenin.

    19. Elma, armut ve bunun gibi meyveleri lifli oldukları için kabukları ile yiyin.

    20. Beyaz ekmek yerine, kepek ekmeği tercih edin.

    21. Süt, peynir, yoğurt gibi ürünlerin light olanını tercih edin.

    22. Doğal şeker yerine, tatlandırıcılar kullanın.

    23. Sofranızdan yeşil sebze ve meyveyi eksik etmeyin.

    24. Kırmızı et yerine beyaz eti tercih edin.

    25. Katı yağlar yerine, zeytinyağı kullanın.

    26. Kızartma yerine ızgara buğulama, haşlama ya da fırında pişirme gibi yöntemler uygulayın.

    27. Yağlı şekerli ve unlu pastane ve bakkaliye ürünlerinden kaçının.

    28. Kuruyemiş sakatat şarküteri ürünleri sos ve kremalardan uzak durun.

    29. Dolaşımı engellediği ve oksijen oranını azalttığı için sigara
    içmeyin.

    30. Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.

    31. İdeal kiloda olduğunuz günlerinizdeki bir resminizi buzdolabına
    yapıştırın.

    32. Akşam yemeğini çok geç saatlerde yemeyin.

    33. Selülitli bölgeye mutlaka masaj yapın.

    34. Çok hızlı yemeyin.

    35. Yediklerinizi mutlaka not edin.

    36. Haftada bir gün tartılın.

    37. Kendinizi çok sevin ve asla umutsuzluğa kapılmayın…

  • Yatak Başlıkları 2012 Modelleri

    Yatak Başlıkları 2012 Modelleri

    2012 yılının moda olan ilginç ve farklı yatak başlık modelelri her oda zevkine uygun olan modeller olmaktadır.

    Modern yatak başlık modelleri son dönemde çok fazla tercih edilen modeller arasında yer almaktadır. Yatak başlıkları her evde tercih edilen modeller olmaktadır. Yatak başlık modeli yatak odalarını tamamlayıcı unsurlara sahip olmaktadır kesinlikle. Günümüzde herşey değiştiği yada hatta gelişim gösterdiği gibi yatak başlık modelleride gelişimini göstererek modern tasarımları ile yeni sezona damgasnı vurmaktadır kesinlikle. Modern yatak başlık modellerini istediğiniz şekilde tercih edebilirsiniz genellikle oda durumunuza göre tercih etmelisniz. Spor bir odanız var ise daha spor modelleri tercih edebilirsiniz. Ama odanız çok klasik çizgiler taşıyor ise kesinlikle osmanlı motiflerini anımsatan yatak başlık modellerini tercih etmeliniz. İstediğiniz her renk ve model de yatak başlık tasarımlarına sahip olabilirsiniz. Modern yatak başlık modellerinde çok fazla seçenek bulunmaktadır. Aslında seçenek çok fazla olunca karar vermek de çok zorlaşmış olmaktadır. Durum da bu şekilde olunca yatak başlık modeli beğenecek olacak kişiler için çok zor durumlar başlamaktadır. Evinizde genellikle her odada yatak başlık modelleri kullanılmaktadır. Odanızda , çocuk odasında aynı zamanda misafir odalarında yanı yatak olan her detayda yatak başlık modelleri kullanılır. Ama tabii yatak odaları kadar özel hazırlıklar yapılmaz. Yatak odaları özel oldukları için çok özel ve modern tasarımlar her zaman tercih edilen modeller olmaktadır. İstediğiniz her modelde modern, sıradışı ve klasik bütün modellerden tercih edebilirsiniz. Sizler için paylaştığım yatak başlık modellerini inceleyip modern yatak başlık modelleri seçiminde daha kolay karar verebilirsiniz.

    Yatak Başlık Modelleri