Blog

  • Unilever, işini iki kat büyütürken çevreye olan etkisini yarı yarıya azaltacak Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı açıkladı

    Unilever, işini iki kat büyütürken çevreye olan etkisini yarı yarıya azaltacak Sürdürülebilir Yaşam Planı'nı açıkladı | 1OMO, Yumoş, Elidor, Dove, Lipton, Knorr, Sana, Magnum ve Algida gibi lider markaların üreticisi Unilever, büyüme hedeflerini gerçekleştirirken çevresel etkisini azaltmak üzere hazırladığı “Sürdürülebilir Yaşam Planı”nı kamuoyuna duyurdu.

    2020 yılına kadar gerçekleştirilmesi hedeflenen 50’den fazla sosyal, ekonomik ve çevresel taahhüt içeren plana göre Unilever; ürünlerinin çevrede bıraktığı ayak izini yarıya indirmeyi, tarımsal hammaddelerinin %100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan sağlamayı, bir milyar insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olmayı hedefliyor.
    Unilever’in tüm marka portföyünü ve ürünlerinin satışa sunulduğu 170’den fazla ülkeyi kapsayan “Sürdürülebilir Yaşam Planı”, sürdürülebilirlik konusunda yalnızca çevreyle sınırlı kalmayarak, sosyal ve ekonomik boyutlarda da iyileştirme sağlamayı hedefliyor.

    Unilever: “Tüketicilerimizi Bilinçli Tüketim Alışkanlıklarına Teşvik Edeceğiz”

    Unilever ürünlerinin yaşam döngüsünde kullanılan suyun yarısı ve sera gazı emisyonlarının üçte ikisinden fazlası, tüketici kullanımından kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu plan, şimdiye kadar görülmemiş boyutta iddialı hedefler sunuyor. Plan, Unilever’in ürünlerinin tüm yaşam döngüsü boyunca sorumluluk alması gerektiğini kabul ediyor ve bu büyük değer zincirini hammadde alımından Unilever ürünlerini kullanan tüketicilerin yemek pişirirken, temizlik yaparken veya çamaşır yıkarken ihtiyaç duydukları su ve enerjiye kadar uzanıyor.

    Bu planla Unilever Türkiye de belirlenen global hedefler doğrultusunda, Türkiye’deki insanların sağlık ve esenliklerini geliştirmeyi; şirketi büyütürken çevresel etkisini yarıya indirerek üretimden tüketime çevresel ayak izini küçültmeyi; sorumlu kaynak yönetimi ile tedarik zincirindeki insanların yaşamlarını iyileştirmeyi amaçlıyor.

    Karaca: “Küçük dokunuşlarla büyük farklar yaratacağız”…

    Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı kamuoyuna duyurmak amacıyla 27 Aralık 2010 tarihinde Türkiye’nin ilk sertifikalı yeşil ofisi Unilever Türkiye Merkez Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Unilever Türkiye CEO’su; Unilever Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa Başkan Yardımcısı İzzet Karaca, “Her açıdan sürdürülebilir bir şirket olmak istiyoruz. Bir yandan büyürken, diğer yandan da dünyanın doğal kaynaklarının korunmasını sağlayacak yeni iş yapış yolları geliştirmek gerekiyor. İşte Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı, ürünlerimizin çevrede bıraktığı ayak izlerini yarı yarıya azaltmayı, tarımsal hammaddelerimizin %100’ünü sürdürülebilir kaynaklardan sağlamayı, insanların sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olmayı içeriyor. Bu üç büyük hedefin altında yer alan sözler verdik. Bunların hepsini planladık ve zaman hedeflerini koyduk. Bu sözler, fabrikalarımızda yenilenebilir enerji kullanımından çorbalarımızdaki tuz içeriğini azaltmaya kadar tüm süreçleri içeriyor” diye konuştu.

    Daha iyi bir gelecek için tüketicilere açık davet!

    Tüketicilerini bu harekete ortak ederek ‘küçük dokunuşlarla büyük fark yaratmayı’ hedeflediklerini kaydeden İzzet Karaca :

    Unilever Türkiye olarak, ekonomik başarılarımızdan duyduğumuz gurur kadar dünyamızın geleceği adına ortak değer yaratmak konusunda kaydettiğimiz gelişmelerle de gururlanıyor ve her gün ülkemizin sürdürülebilir geleceği için durmadan çalışıyoruz” diyen Karaca, sözlerine şöyle devam etti:

    Unilever’in tek başına çevresel sorunlara yanıt olamayacağını; hedeflerimize ulaşmak içinse herkese büyük pay düştüğünü belirtmek isterim. İnancımız doğrultusunda başarıyı sağlamak için tüm paydaşlarımızla birlikte çalışacağız.

    Daha fazla bilgi ve “Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı” için:
    www.unilever.com.tr

    www.sustainable-living.unilever.com

    Unilever hakkında
    Markalarıyla, dünyanın 170’den fazla ülkesinde her gün 2 milyar insanla bir araya gelen Unilever, 2009 yılındaki 39,8 milyar Euro cirosu ile dev dünya şirketleri arasındadır. Ar&Ge faaliyetlerine her yıl ayırdığı ortalama 1 milyar Euro ile tüketicilerine en iyi ve en kaliteli ürünleri sunmakta, bilimsel çalışmalara öncülük ederek, piyasadaki rekabet ortamını da hareketlendirmektedir. Sosyal sorumluluk çalışmalarına her yıl ayırdığı 90 milyon Euro ile yarına yatırım yapmakta ve var olduğu toplumların sosyal gelişimlerine katkıda bulunmaktadır. Unilever, Türkiye’de OMO, Rinso, Yumoş, Domestos, Cif, CifSunlight, Elidor, Dove, Signal, Clear, Rexona, Lux, Lifebuoy, Axe, Sana, Lipton, Knorr, Calve, Becel, Algida, Ben&Jerry’s, Carte D’or, Cornetto, Magnum, Max, Vaseline ve Unilever Food Solutions markalarıyla hizmet vermektedir.

    Unilever Türkiye’nin Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin Gerçekleştirdiği Çalışmalardan Bazıları…

    Çevre Üzerindeki Etkileri Azaltmak

    • Unilever, Türkiye’ deki 7 üretim tesisinde gerçekleştirdiği ‘atıkları kaynağında önleme’, ‘arıtma’ ve ‘enerji tasarrufu’ yatırım ve uygulamalarıyla, 1995 yılından 2009 yılına kadar, üretilen ton başına karbondioksit salımında %60, su tüketiminde %59, katı atık miktarında %92 oranında azalmalar sağladı.

    • Unilever Türkiye bugün, toplam elektrik tüketiminin %35’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyor. Hedefimiz 2011 yılı sonuna kadar toplam elektrik tüketiminin %80’inden fazlasını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak.

    • 2009-2010 verilerine bakıldığında Unilever Türkiye, plastik ambalaj ağırlıklarının azaltılması çalışmalarının sonucunda, ambalajlarından 590 ton plastik azalttı. Alüminyum folyoların yerine metalize PET kullanarak, 270 ton civarında alüminyum tasarrufu sağladı. Kağıt, karton ve teneke ambalajlarında yaptığı azaltmalarla da sürdürülebilir yaşam planının sağlam ve emin adımlarını atmış olan şirketin 2011 için hedefi; koliler, torba ve film ambalajları üzerinde çalışarak kağıt ve plastik kullanımını daha da azaltarak, Unilever’in sürdürülebilirlik politikasina daha fazla katkıda bulunmak.

    • Su dengesinin sağlanması ile su kullanmayan bir fabrika yaratmak amacıyla, Algida ve Çorlu Gıda fabrikalarında başlatılan “Yeşil Proje” ile su kullanımında %55 oranında bir azalma bekleniyor. Bunun %15 ‘lik kısmı 2010 yılında gerçekleştirildi.

    • Unilever, OMO markası ile 2010 yılında sürdürülebilirlik konusuna öncülük etti. WWF Türkiye ile birlikte suyun doğru kullanımına yönelik farkındalık yaratmak üzere hayata geçirilen Sudaki Ayak İzim projesi, yeryüzünde en fazla tehlike altındaki doğal kaynak olan suyun önemine dikkat çekerken bireyleri harekete geçmeye teşvik etti. Toplumun tüm kesimlerinin sudaki ayak izlerini azaltmaya yönelik öneriler içeren www.sudakiayakizim.org websitesini 2009 yılsonu itibari ile 66.000 kişi ziyaret etti ve 27.500 kişi sudaki ayak izini hesapladı.

    • Unilever Türkiye’nin, 2009’un başında Tesco Kipa ve TOÇEV işbirliğiyle çocukları küresel ısınma konusunda bilinçlendirmek amacıyla hayata geçirdiği “Yarının İzleri” projesi bu yıl da tüm hızıyla devam ediyor. Projede Mithat Bereket’in çekimini gerçekleştirdiği belgesel filmi, Hakan Bilgin yönetiminde TOÇEV tiyatrosu interaktif tiyatro oyunu, Oyunlu Küresel Isınma Kitapçığı ve www.yarininizleri.org interaktif web sitesi ile çocukların geleceklerine sahip çıkmalarına zemin hazırlanıyor. Yarının İzleri projesi şu ana kadar Türkiye’nin 13 farklı bölgesinde yaklaşık 20.000 öğrenciye ulaştı.

    • Sürdürülebilir bir gelecek yaklaşımı çerçevesinde, tasarım sürecinde enerji ve su verimliliği, çalışanların sağlık ve mutluluğu gibi konular üzerinde yoğunlaşılan Unilever Türkiye Merkez Ofisi, Türkiye’nin ilk “Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED)” sertifikalı ofisi unvanını taşıyor. Enerji ve su tüketimi açısından karşılaştırıldığında, Unilever Türkiye Yeşil Ofisi’ nde eski ofise oranla elektrik tüketiminin %31, su tüketiminin ise hemen hemen %50 oranında azaldığı görülmüştür. Yeni ofisin konumu ve çalışanların ihtiyaçlarını ( kuaför, banka, turizm acentası vb. ) binada sağlayabilmeleri nedeniyle ulaşım ihtiyacının azalması ve buna bağlı olarak toplam karbon emisyonlarının tahmini olarak %50’ den fazla azaltılabileceği görülmüştür

    • Unilever Türkiye tüm bunların yanında ayrıca, çevreye olan etkilerini azaltmak için, stratejik ortağı WWF tarafından tüm dünyada küresel iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmak amacı ile düzenlenen “Dünya Saati”ne Ümraniye Merkez Ofis ile Sarıgazi ofsilerimizin ışıklarını kapatarak destek vermek, ya da düzenlediği toplantı ve konferanslara katılan konuklarının seyahatlerinden ortaya çıkan karbon ayak izlerini silebilmek üzere TEMA vakfına ağaç karşılığı fon sağlamak gibi küçük ancak etkili adımlar atıyor.

    Sağlık ve Esenliği Geliştirmek

    • Unilever hem mevcut ürünleri hem de gelecek inovasyonları iyileştirmeyi sağlamak amacıyla hayata geçirdiği Beslenmeyi Geliştirme Programı kapsamında global olarak, 2015 yılı sonuna kadar ürünlerindeki tuz içeriğini, kişi başına günde 5 gr. tuz seviyesine düşürmeye söz verdi. Unilever Türkiye, şu ana kadar Knorr markalı ürünlerindeki tuz miktarını en az % 16 en fazla %50 oranında azalttı. Bu da tam olarak 1860 ton tuzu ürünlerinden çıkarttığı anlamına geliyor.

    • Unilever Türkiye trans yağ içermeyen margarinlerini 2008 yılından bu yana tüketicilerine sunuyor.

    • Toplumda margarin hakkında var olan önyargıları yok etmek ve topluma bilinçli tüketim alışkanlıkları kazandırmak için çalışmalarına Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) çatısı altında devam eden Unilever Türkiye, bu bağlamda, MÜMSAD ile birlikte tüketicilerini margarin hakkında yanlış bilinen konular ile ilgili aydınlatmak amacıyla “7 Gerçek” ve “Margarinin Karnesi Pekiyi” kampanyalarını hayata geçirdi. Ayrıca medikal çevrelere yönelik olarak toplantılar da düzenleyerek toplumun her kesimini aydınlatmaya çalışıyor.

    • Unilever Türkiye, Unilever çalışanlarının sağlık ve esenlik hakkında daha doğru bir anlayışa sahip olmalarına yardımcı olmak ve onları beslenme, yaşam tarzı ve fiziksel sağlıklarını iyileştirmeye teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen global canlılık programı “Lamplighter”ı Türkiye’de yürütüyor. Bu program, beslenme, hareket, dinlenme, sağlık ve genel olarak esenlik konularına odaklanıyor. Unilever Türkiye, Lamplighter programı ile çalışanlarının bu alanlarda tavsiyeler almaları ve yeni alışkanlıklar geliştirmeye yönelik fikir sahibi olmaları, ayrıca işyerindeki, evdeki ve ilişkilerindeki performanslarını destekleyecek strateji değişikliklerini uygulamalarında onlara destek olmayı amaçlıyor.

    • Unilever Türkiye çalışanları, 32. Avrasya maratonunda hep birlikte Darülaceze Spor Klubü’ nün maddi durumu yetersiz genç sporcuları için, onlarla birlikte daha iyi bir gelecek hedefi ile koştu ve yapılan bağışlarla bu başarılı genç sporculara ayakkabı, forma, tshirt gibi ihtiyaç duydukları spor malzemeleri aldı.

    Sürdürülebilir Kaynak Kullanımı

    • Unilever, dünya çapındaki tüm çay tedariğini sürdürülebilir kaynaklardan sağlamak hedefiyle tüm tedarikçilerini Rainforest Alliance sertifikasyonuna tabi tutuyor, bu yolla çay bitkisinin nesiller boyu verimli bir bitki olması için çalışıyor. Lipton olarak, 2018 yılı itibariyle Türkiye’deki çay fabrikalarımızda üretilen tüm çayların Rainforest Alliance tarafından sertifikalandırılmış olmasını hedefliyoruz.
    • 2015’in sonuna kadar, kağıt ambalajlarının %75’ini sürdürülebilir ormanlardan veya geri dönüştürülmüş malzemelerden satın almayı hedefleyen Unilever Türkiye, 2011’den itibaren, dağıtım paletlerini satın almak yerine, Chep firmasından kiralamaya başlayacak. Böylece tüm paletlerinde sertifikalı sürdürülebilir ormanlardan elde edilen ağaç malzemeler kullanılmış olacak.
    • Tedarik zincirinde “Sorumlu Kaynak Sağlama”konusunda tedarikçileri bilgilendirmeye yönelik ilk adım Unilever Yeşil ofisimizde atıldı. Avrupa marka derneği Program for Responsible Sourcing/ Sorumlu Kaynak Kullanımı Programı – AIM Progress tarafından düzenlenen, sorumluluk sahibi kaynak kullanımı uygulamaları ve sürdürülebilir üretim sistemleri üzerine odaklanan toplantı, Türkiye’ de ilk kez Unilever Türkiye Yeşil ofisinde Coca-Cola Company, PepsiCo, Mars, Cadbury, Nestle ve Kraft Foods’ un katılımıyla gerçekleştirildi. Hızlı tüketim ürünleri sektörünün önde gelen 21 şirketinden oluşan lider FMCG forumu olan AIM-Progress in Türkiye’ deki temsilcileri 3 Kasım 2009’ da Unilever Yeşil Ofis de bir araya geldi. Seminere aynı zamanda 55 den fazla tedarikçinin 130 un üzerinde temsilcisi katıldı.

    Unilever
    • Dünyanın 170 ülkesinde, her gün 2 milyar kişinin gıda, ev ve kişisel bakım ihtiyaçlarına cevap veriyor.
    • Son 12 aylık ciromuz 43.1 milyar Euro
    • 2010’ da %6 sı tonaj olmak üzere %11 büyüme sağladık.
    • 163.000 çalışan
    • 264 fabrika
    • Dünyanın En Sürdürülebilir 100 Şirketi listesinde 7.’yiz.

    Unilever Türkiye
    • 4500’den fazla çalışan
    • 7 fabrika
    • 2.9 milyar TL ciro
    • 131 milyon $ ihracat ile global Unilever içinde çok önemli bir yere sahiptir.
    ***2009 verileridir.

  • Garanti.com.tr’den yeni yılda fizik kurallarını değiştirecek yarışma

    Garanti.com.tr'den yeni yılda fizik kurallarını değiştirecek yarışma | 3 Garanti.com.tr’nin fizik kurallarına meydan okuyan yeni yıl yarışması başladı. Garanti Bankası, garanti.com.tr’deki İnternet Şubesi’nde ve Garanti Bankası’nın facebook ve twitter hesaplarında yer alan 5 kelimelik gizli cümleyi doğru tahmin eden 3 kişiyi, birer arkadaşıyla birlikte, 14 Mayıs 2011’de San Francisco’da (ABD) gerçekleştirilecek Zero G Yerçekimsizlik Tecrübesi’ne götürüyor. Kazananlar, ücretsiz gidiş-dönüş bileti ve konaklama fırsatına da kavuşuyor.

    21 Aralık – 10 Ocak arasında devrede olan yarışmaya katılmak isteyenlerin, aralarında birer boşluk bırakarak, sırasıyla “TAHMIN”, “müşteri numarası” ve “tahmin edilen cümleyi” 3340’a SMS olarak göndermeleri gerekiyor. Garanti müşterisi olmayanlar ise müşteri numarası yerine vatandaşlık numaralarını yazarak yarışmaya katılabilir.

  • Total Eye Care

    Total Eye Care | 5Dermalogica’dan göz çevresindeki sorunlara “doğal” çözüm
    Total Eye Care

    Dermalogica’nın göz çevresindeki sorunlara yönelik özel ürünü “Total Eye Care” tamamen doğal içeriğiyle mor halkaların görünmesini engellerken, şişliklerin ve kırışıklıkların azalmasına yardımcı oluyor. SPF15 güneş filtresi içeren ürün, hassas göz çevresini güneşin zararlı etkilerine karşı koruyor.

    Yıllarla birlikte, çevresel etkenler de cildi olumsuz olarak etkilemeye başlıyor. Yılların olumsuz izlerine ilk olarak hassas göz çevresinde rastlanıyor. Bir sabah kalkıp aynaya baktığımızda ilk çizgiyi görmek birçoğumuzun en büyük korkusu… Konu göz çevresi olunca mesele sadece çizgilerle de bitmiyor. Yorgun bir günün sonunda, uykusuz geçen bir gecenin sabahında ya da stresli olduğunuzda göz çevresindeki torbalanmalar ya da morluklar çok daha moral bozucu olabiliyor.

    Dermalogica’nın ödüllü ürünü Total Eye Care, göz çevresindeki tüm bu sorunlarla baş edecek kadar iddialı! Total Eye Care, formülündeki nazik meyve asitleri ve bitkisel özler sayesinde göz çevresindeki kırışıklıkları ve şiş bölgeleri kontrol altına alıyor. SPF15 güneş filtresiyle cilt yaşlanmasının en büyük nedeni olan güneş ışınlarını bloke eden Total Eye Care, aynı zamanda içeriğindeki demiroksit ve mika pigmentlerinin oluşturduğu doğal renkli yapısıyla göz çevresindeki siyah halkaları gizleyor.

    Tavsiye edilen perakende fiyatı: 160,00 TL 15 ml

  • Yaprak Dökümü dizisinin takipçileri büyük finalde mutlu son görmek istiyor

    Sinemalar.com’un yaptığı anket, izleyicilerin “Yaprak Dökümü” dizisinde nasıl bir son görmek istediklerini ortaya çıkardı
    “Yaprak Dökümü” dizisinin takipçileri büyük finalde mutlu son görmek istiyor

    “Yaprak Dökümü” nasıl bitsin? Ferhunde ve Şevket barışsın mı? Necla babaevine geri dönsün ve Leyla ile arasını düzeltsin mi? Sedef ve Şevket’in sonu ne olsun? Uzun soluklu dizinin takipçileri nasıl bir son görmek istediklerinin cevabını Sinemalar.com sitesinin anketinde verdi.

    Katılanların %58’i bahtsız Tekin ailesinin artık mutlu sonu hak ettiğini söylüyor. Anketteki “Ferhunde ve Şevket barışsın mı?” sorusunun cevabı ise %73 ile “Hayır, Ferhunde dizinin sonunda Necla’nın kocası Ali ile mutlu olacak.” şeklinde. Dizi fanatiklerinin %67’si Tekin ailesinin düşman kardeşleri Necla ile Leyla’nın arasının düzelmesini istiyor. %71’i ise “Şevket Sedef’i hak etmiyor. Beraber olmasınlar.” diye düşünüyor.

    27.12.2010, İstanbul

    Sinemalar.com’un yaptığı anket takipçilerinin “Yaprak Dökümü” dizisinde nasıl bir final beklediklerini ortaya koydu. Üyelerine “Yaprak Dökümü nasıl bitsin?” diye soran Sinemalar.com, böylece dizi fanatiklerinin senaryonun nasıl sonlandırılmasını istedikleri hakkında görüşlerini bildirmelerine olanak tanıdı. Ankete katılan “2.360 Sinemalar.com üyesinin %42’i senaristlerin kitaba bağlı kalması gerektiğini düşünüyor ve dizide mutsuz son görmek istiyor. %58 ise bahtsız Tekin ailesinin artık mutlu sonu hak ettiğini söylüyor.

    Ankete katılanların “Ferhunde ve Şevket barışsın mı?” sorusuna cevabı ise %73 ile “Hayır, Ferhunde dizinin sonunda Necla’nın kocası Ali ile mutlu olacak.“ şeklinde oldu. %27 ise aynı soruya “Evet, onlar birbirleri için yaratılmışlar.” diye cevap verdi.

    Anketteki bir başka soru da Tekin ailesinin düşman kardeşleri Necla ile Leyla hakkında. “Necla babaevine geri dönsün ve Leyla ile arasını düzeltsin mi?” sorusuna ankete katılanların %33’ü “Hayır, kardeş de olsa affedilmeyecek şeyler var.” şeklinde cevap verdi. %67 ise “Evet, kardeşten iyi dost olmaz; bunu anlamaları gerek.” diye düşünüyor.

    Anketteki son soru ise, Tekin ailesinin gençliği hapislerde çürüyen oğlu Şevket ile komşu kızı Sedef’in ilişkisi hakkında. “Sedef ve Şevket’in sonu ne olsun?” sorusuna “Sedef sevgilisinden ayrılıp Şevket ile beraber olsun.” şeklinde cevap verenlerin oranı %29 iken, ankete katılanların %71’i ise “Şevket Sedef’i hak etmiyor. Sedef Şevket’le beraber olmasın.” diye düşünüyor.

    Sinemalar.com internet adresi üzerinden ulaşılan ankete aynı zamanda sitenin Facebook sayfası üzerinden de ulaşılabiliyor. Sinemalar.com’un Facebook sayfasını “beğenenler” ankete katılmanın yanı sıra Yaprak Dökümü’nün finali hakkında yorumlarını da internet üzerinden paylaşma imkanı buldu.

  • Nasıl zayıflayacağınızı genlerinize sorun

    Amerika’dan sonra Türkiye’ye de uygulanmaya başlanan “Weight Management Genetic Test” isimli uygulama, kilo vermek isteyen kişinin genetik şifresini çözerek 2,5 kat daha hızlı ve kolay kilo verilmesini sağlıyor.
    Nasıl zayıflayacağınızı genlerinize sorun | 7Amerika’dan sonra Türkiye’ye de uygulanmaya başlanan “Weight Management Genetic Test”, diyet anlayışına yeni bir boyut kazandırıyor. Kilo vermek isteyen kişinin genetik şifresini çözerek 2,5 kat daha hızlı ve kolay kilo verilmesini sağlayan test, günlük olarak alınması gereken karbonhidrat, yağ ve protein miktarını tamamen kişiye özel olarak gösterebiliyor.

    Uluslararası yayın organlarında sıkça bahsedilen bu testin Türkiye’de uygulanmaya başlanmasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Estetik Koçu Dr. Alp Mamak, konuyla ilgili olarak “WM Genetik Testi, genlerde bulunan 5 farklı kombinasyon ile kişinin metabolizmasını tam olarak inceleme imkanı veriyor. Sonuçların yurt dışında analiz edilmesiye kişiyle özel rapor hazırlanıyor. Test sonuçları kişisel gen profilini ortaya koyduğu için öngördüğümüz bir diyette hangi oranlarda karbonhidrat, yağ ve protein alınması gerektiğini çok kolay bir şekilde netleştirebiliyoruz . Bu sayede de vücut ağırlığının ideal seviyede tutulabilmesi için kişiye özel programlar çıkartıyoruz.” diyor.

    “Weight Management Genetic Test”inin yapılması için yanak içinden DNA numunesi alınıyor. Bu numunenin tamamen acısız bir şekilde, basit bir pamuklu çubuk yardımıyla alınabilmesi küçük çocukların da bu testi rahatlıkla yaptırabilmesine olanak tanıyor. Böylelikle, çocukta fazla kilolu olma potansiyeli varsa daha çok küçük yaşta özel bir diyetle rahatlıkla önlem alınabiliyor.

  • Senin ki kaç santim ?

    Sizin Balık Kaç Santim?

    Küçük Balık Yoksa Büyük Balık da Yok!

    İstanbul, 11 Kasım 2010 – Greenpeace Akdeniz, bugün duyurduğu yavru balık projesi ile denizlerimizin geleceğini tehlikeye atan yavru balık avı ve satışının durdurulması için çağrıda bulundu. Greenpeace gönüllüleri, Beşiktaş Balık Pazarı’nda, balıkçılara ve tüketicilere dağıttıkları balık boyları cetvelleri ile, herkesi bu kampanyaya katılmaya davet etti. www.kacsantim.org adresini ziyaret ederek de kampanyaya destek verilebiliyor.

    Greenpeace Akdeniz, 2007’de de hazırladığı balık boyları cetveli ile tüketiciyi yasal boylar konusunda uyararak, avlanırken bunlara bile uyulmadığını anlatmıştı. Denizlerde balık stokları hızla tükenirken, bir kez bile yumurtlayamamış balıkların, yani yavru balıkların avlanması ve satılmasının acilen durdurulması için yaptığı çağrıyı yineliyor. Greenpeace’in, bu kez yayınladığı ve tüketiciye dağıttığı cetvelde ise, varolan bilimsel verilere dayanan en önemli ticari türlerin üreme boylarına yer veriliyor. Önerilen boylar, bilim insanlarının en önemli ticari türlerin üreme ve bilinen stok durumlarına bağlı olarak önerdiği minimum avlanma boylarından oluşuyor. Gelecekte de denizlerimizde balık olmasını istiyorsak, yasal avlanma boylarının bilimsel verilere dayanması şart.

    Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı “Yetişkin bir balık, her yumurtlamada binlerce yavru verir, oysa ona en az bir kez bu şansı vermeden avlarsak soyu tehlikeye girer. İşte bu nedenle, balık stoklarının aşırı ve kontrolsüz avlanma sonucu hızla azalması, endüstriyel balıkçılığın henüz yavru olan balıkları hedeflemelerine neden olmaktadır. Bu da tüm stokların yakın zamanda tükenmesine neden olacaktır, yani yavru balık avlanmaya ve satılmaya devam ederse yakın zamanda denizlerimizde balık kalmayacak. Biz bu projeyi balıkçılığın denetimsiz ve plansız olarak büyümesini ve artan yasadışı avlanmayı durdurmak için hayata geçirdik. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, yasal avlanma boylarını bilimsel verilere göre değiştirerek, yavru balık avını ve satışını denetlemesini ve bir an önce önemli türlerin yumurtlama ve gelişme alanlarının koruma altına alınmasını talep ediyoruz” dedi.

    Balığını ölçtün mü?

    Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yayınladığı suürünleri sirkülerinde pekçok ticari türün avlanma boyları gerçek üreme boylarına kıyasla son derece küçük kalmakta. Örneğin, Bakanlığın sirkülerinde lüferin avlanma boyu 14 cm verilmişken aslında bu balığın üreme boyu en az 20 ila 25 cm dir. Bazı türlerin bilinen stok durumları o kadar risk altında ki, üreme boyuna erişen bireylerin yumurtlaması çok önemli. Aynı şekilde kalkan için yasal avlanma boyu 40 cm, ancak bilimsel olarak üreme boyu 42-44 cm. Ancak stokları kötü durumda olduğu için Greenpeace min 45 cm öneriyor. Greenpeace, tüketicileri, www.kacsantim.org sitesinde de yer alan önerilen balık boyları sayesinde doğru balık tüketimi konusunda bilinçlendiriyor.

    Dökmecibaşı, “Denizlerimiz kirlilik, iklim değişikliği, yabancı türlerin artması, kıyısal yapılaşma, trol ve gırgır avcılığı gibi pekçok tehditle karşı karşıya. Tüm bu veriler, ilgili yaptırım ve yasaların acilen ciddi olarak uygulanmasının ve daha da genişletilerek önlemler alınmasının gerekliliğini kanıtlıyor. Aksi takdirde deniz kaynaklarının tükenmesi ile hem en değerli besin kaynaklarımızdan birini kaybedeceğiz, hem de yaşamı buna bağlı olan insanların, öncelikle balıkçıların geleceğini yokedeceğiz. Tarım Bakanlığı, acilen sürdürülebilir balıkçılık politikaları geliştirmeye ve uygulamaya başlamalı. Bunun için de tüketicileri yavru balık almamaya ve tüketmemeye çağırıyoruz” diye ekledi.

    Fotoğraflar: Caner Özkan’a aittir.

    Senin ki kaç santim ? | 9Senin ki kaç santim ? | 10Senin ki kaç santim ? | 11Senin ki kaç santim ? | 12Senin ki kaç santim ? | 13Senin ki kaç santim ? | 14

    Daha fazla bilgi için:

    www.kacsantim.org

    Öğrenciler, tezgahlarda yavru balık aradı…

    10 Aralık 2010, İstanbul- Greenpeace Akdeniz’in başlattığı yavru balık kampanyasına, her kesimden destek geliyor. Şu an 126.000’i geçen destekçilere, BJK Koleji’nin 4. ve 5. sınıf öğrencileri de katıldı. Bugün, Beşiktaş Balık Pazarı’nda, ellerinde balık cetvelleri olan minik öğrenciler, tezgahları denetledi ve yavru balık aradı.

    BJK Koleji’nden 30 kadar öğrenci, Beşiktaş’taki Balık Pazarı’nda bir yandan balıkları tanırken, bir yandan da tezgahlarda 5cm’lik yavru hamsi, 34 cmlik yavru kalkan ve 10 cmlik yavru barbunya buldular. Öğrenciler, “Denizlerimizin geleceğini tehlike atmayın. Bizim balık yeme hakkımızı elimizden almayın. Küçük balıklar avlandığı takdirde, büyümeden ve yumurta bırakmadan yok olacak. Yavru balık avı ve satışı durdurulsun” mesajları verdi.

    Greenpeace, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, denizlerine sahip çıkan kamuoyunu ve geleceklerini korumak isteyen balıkçıların, çocukların çağrısını acilen dinleyerek, balıkların yasal avlanma boylarını bilimsel gerçeklere göre yeniden düzenlemesini talep ediyor.

    Greenpeace Akdeniz, yavru balık projesi ile denizlerimizin geleceğini tehlikeye atan yavru balık avı ve satışının durdurulması için çağrıda bulunuyor. Greenpeace, tüketicileri, www.kacsantim.org sitesinde de yer alan ve bilim insanlarının balıkların üreme boylarına ve stok durumlarına göre önerdiği balık boyları cetveli sayesinde, doğru balık tüketimi konusunda bilinçlendiriyor.

  • Ben bu şöhreti sevmedim – Fulden Uras

    Ben bu şöhreti sevmedim - Fulden Uras | 2116 yaşındaydım ilk güzellik yarışmasına katıldığımda…

    Ardından gelen film teklifleri her gün boy boy gazetelerde fotoğraflarının çıkması, çocuk denecek yaşta insanin çok hoşuna gidiyor tabii.

    O güne kadar hayranlıkla izlediğin insanların arasında olmak; onlarla ayni havayı teneffüs edebilmek inanılmaz bir mutluluk. Peki ya sonrası ?

    Verdikleri kadar aldıklarını düşündüm bugün…

    Mesela çok üzgün ya da hastasınız ama dışarıya da çıkmanız gerekiyor; elbet birileriyle karşılaşıyorsunuz. Sizin moralsiz ya da mutsuz olma hakkiniz yok. Herkese gülmek, sahte bir maske takmak zorundasınız ki hayatta beceremediğim tek şey sahte olabilmekti. O yüzden hep çok soğuk görünüyorsun derler bana beni tanımayanlar, tanışana dek…

    Bilmezler ki onlarda olan dertlerden bizlerde de var…

    Sanatçı olunca ne bayramın ne yılbaşın ne sevgililer günün kalır. Mutlaka bir organizasyona katılmak zorundasındır, eğlendirmelisindir. Hiç isyan etmiyorum sadece bazen çok üzülüyorum. Normal insanların başına gelen bir olay bizim başımıza geldiğinde medyanın bunu sansasyona çevirmesi ne kadar acı… Oysa benim başıma gelen; her gün kimlerin başına belki de bin beter haliyle geliyordur.

    Örnek olmak zorunda değilim ki…

    Benimde bir ailem var; ben de onlarla yaşıyorum…

    Ben hala annemden korkuyorum; biliyor musunuz ?

    Bastan sona kadar akicilikla okudugum yaziyi en sevdigim yerde noktayi koyuyorum.

    Yazinin devamini okumak icin tiklayin

  • Armani’den kışktırtan hediyeler sizleri bekliyor

    Armani'den kışktırtan hediyeler sizleri bekliyor | 23 Armani parfümler 2010 yılbaşı için türkiye’nin en selektif kozmetik mağazalarının her birine özel hem bayanlara hem erkelere kışkırtıcı hediyeler veriyor.

    Boyner Mağazaları’na özel armanı hediyeleri

    Biri büyük boy parfüm olmak üzere armani parfüm grubundan 2 ürün alış verişinde erkekler için EA Diamonds Men 30ml veya bayanlar için Armani Code bayan 30ml hediye

    Sevil Parfümeri’ye özel armanı hediyeleri

    Biri büyük boy parfüm olmak üzere armani parfüm grubundan 2 ürün alış verişinde erkekler için Acqua Di Gio 30ml veya bayanlar için Idole D’armani 30ml hediye

    Tekin Acar Parfümeri’ye özel armanı hediyeleri

    Biri büyük boy parfüm olmak üzere armani parfüm grubundan 2 ürün alış verişinde erkekler için Armani Code 30ml veya bayanlar için EA Diamonds EDP 30ml hediye

    Ykm Mağazaları’na özel armanı hediyeleri

    Biri büyük boy parfüm olmak üzere armani parfüm grubundan 2 ürün alış verişinde erkekler için Emporio Armani Il 30ml veya bayanlar için Emporio Armani Elle 30ml hediye

    Sephora Parfümeri’ye özel armanı hediyeleri

    Biri büyük boy parfüm olmak üzere armani parfüm grubundan 2 ürün alış verişinde erkekler için Attitude Extreme 30ml veya bayanlar için Armani Mania bayan 30ml hediye

    Douglas Parfümeri’ye özel armanı hediyeleri

    Biri büyük boy parfüm olmak üzere armani parfüm grubundan 2 ürün alış verişinde erkekler için Diamonds Men Aftershave Lotion 75ml veya bayanlar için Diamonds Intense 30 ml hediye

    Armani'den kışktırtan hediyeler sizleri bekliyor | 24

  • Lancôme Prestij Set

    Yılın en özel seti yılın en beklenen anında

    Yılda sadece bir kez, sevdiklerinizi mutlu etmeniz amacıyla, Lancôme şıklığında çok özel bir set sizlerle buluşuyor. Bir büyük boy parfüm alımınıza tüm güzellik rutininizi çok avantajlı bir şekilde tamamlayabilmek artık Lancôme Prestij Set ile mümkün!

    Lancôme Prestij Set | 27

    TAM 4 ADET ORİJİNAL ÜRÜN

    BI-FACIL göz makyaj temizleyicisi
    Ombre Absolu 4’lü far paleti
    Color Fever Gloss
    Trésor In Love Bayan Parfüm 30 ml

    350 TL değerindeki set 1 büyük boy parfüm alımına sadece 89 TL!!!

  • Yılbaşı alışverişinde Asgold Coronet Tektaş Pırlanta’nın ışıltısı gözünüzü fiyatı aklınızı alacak!

    Özel günlerin en gözde markası Asgold Coronet’in 1 karat ışıltısı yayan pırlanta tektaşı, yılbaşında kaçırılmayacak fiyatıyla, hediyenin en ışıltılısı olacak. Birbirinden şık pırlanta tektaş efektli tasarımların markası Asgold Coronet Tektaş Pırlanta, efektine göre uygun fiyatıyla yeni yılda her kadını mutlu edecek.

    Asgold Coronet, benzeri büyüklükteki tektaş pırlantanın fiyatı 13 bin 900 TL iken eşsiz bir teknik ile bir araya gelen 7 taşın tektaş pırlanta görünümü sağladığı 1 karat efekti veren bu özel ürünü 1.390 TL’den sahip olma şansı sunuyor.

    Atasay mağazaları ve Asgold satış noktalarından ulaşabileceğiniz Asgold Coronet Tektaş Pırlanta’lar hem en sevdiğiniz kadının hayallerini gerçekleştiriyor hem de pırlantanın ışıltısından ödün vermeden tektaş görünümlü pırlanta yüzük sahibi olma kolaylığı sunuyor.

    Yılbaşı alışverişinde Asgold Coronet Tektaş Pırlanta'nın ışıltısı gözünüzü fiyatı aklınızı alacak! | 29