Bazı deneysel şeyler

bir gun mutlaka

Atanacağım. (Mahmut deyin.)
Kayıtlı Üye
25 Şubat 2018
432
1.269
Bu başlığın altında daha çok sosyal bilimler alanında yapılmış bazı deneysel çalışmalardan bahsetmek; kendim için bir günlük oluştururken hani belki ilgilenen olursa diye okuyup öğrendiklerimi de burada paylaşmak istedim. Sizin de paylaşmak istediğiniz farklı denek-içi veya denekler-arası çalışmalar ya da yazdıklarıma eklemek istedikleriniz olursa çok mutlu olurum. İş olsun diye açılmış bir başlık anlayacağınız.

Tribünlere oynayarak kadınlarla ilgili bir deney ile başlayalım:

Deneyin çalışma alanı "kalıp yargılar" kavramı üzerine. Kalıp yargılar, bazen olumsuz gibi görünseler de çoğu durumda işlerimizi ve karar alma aşamamızı hızlandırdığı için istemeden de olsa başvurduğumuz günlük sosyal araçlar aslında. "Falan okuldan mezun ise zeki bir insandır" gibi bir yargı, nasıl karşımızdaki insanı kafamızda hemen bir yere oturtup kendisi ile ilgili beklenti geliştirmemize neden oluyorsa bu tip yargılara maruz kalan insanların da yargıyı geliştirenler kadar etki altında olduklarını açıklamaya çalışan bir deneyden bahsedeceğim.

Amerika kökenli Asyalılar'ın matematikte çok başarılı olduklarına ilişkin bir kalıp yargı var. Benzer ve hepimizin bildiği şekilde kadınların matematikte başarısız olduklarına dair de. Margaret Shin, Todd Pittinsky ve Nalini Ambady isimli akademisyenler Asya kökenli Amerikalı kadınları bir matematik testine tabi tutuyorlar. Fakat testten önce denekleri 2 gruba ayırıp ilk gruba kendilerine cinsiyetlerini hatırlatacak sorular yöneltiyorlar, "Karma yurtlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Kadın haklarına nasıl bakıyorsunuz?" gibi. İkinci gruba ise "Evde hangi dilleri konuşuyorsunuz, Amerika'ya nereden göçtünüz?" şeklinde kökenleri ile ilgili sorular yöneltiliyor. Denekler ilgili sorulara maruz kaldıktan sonra herkese aynı soruların yöneltildiği matematik testine girdiklerinde cinsiyetleri hatırlatılan 1. grup, 2. grup kadar başarılı olamıyor.

Deney birden bitti gibi oldu ama şimdilik bu kadar.
 
Bu gece seksli bir deneyden bahsetmek istiyorum. Aslında amaç, seksle ilgili beklentileri tespit etmek değil; insanların günlük hayatlarında o kadar da rasyonel kararlar alamadıklarını ortaya koymak. Acaba insanlar, durağan bir duygusal durumda iken farklı bir duygusal duruma girdiklerini hayal ederek ilgili durumda nasıl kararlar alacaklarını doğru tahmin edebiliyorlar mı? Rasyonel bir insanın kendisine ait her durumu doğru tahmin etmesini, kendini tam anlamıyla tanıyor olmasını bekleriz elbette ama deneyden elde edilen sonuçlar hiç de öyle söylemiyor.

Deney, 2001 yılında Berkeley Üniversitesi'nde okuyan 25 erkek öğrenci ile 2 aşamalı olarak gerçekleştirilmiş. Burada tahmine konu olan olağan dışı duygu "tutku". Her bir deneğe 10 dolar ödenerek deneklerden kendilerini tahrik olmuş şekilde hayal etmeleri ve ilgili duygu durumuna göre yapacakları tercihleri toplam 29 sorudan oluşan bir anketi cevaplandırarak belirtmeleri isteniyor. Anket soruları, kadın ayakkabılarını çekici bulup bulmayacaklarından 40-50-60 yaş gruplarındaki kadınlarla seks yapmak isteyip istemeyeceklerine (Her yaş grubu için ayrı soru açılmış), hayvanlarla temas etmeleri halinde uyarılıp uyarılmayacaklarını tahmin etmekten bir kadını kendileri ile yatmaya ikna etmek için ona ilan-ı aşk edip etmeyeceklerini belirtmelerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Deneyin 2. aşamasında aynı deneklerden mastürbasyon yaparlarken boşalmalarına en yakın anda aynı sorulara cevap vermeleri isteniyor. (Deneyin 2. aşamasında da her bir deneğe 10 dolarlık ödeme yapılıyor.) 2. aşama da tamamlandıktan sonra görülüyor ki deneklerin cinsel olarak uyarıldıkları durumu hayal ederek ilgili durumda alacakları kararları tahmin ettikleri cevaplarla gerçek bir uyarılma halinde verdikleri cevaplar arasında büyük farklılıklar var.

Yüzdelik olarak en büyük farklılık, "Sizinle seks yapma olasılığını artırmak için bir kadına gizlice ilaç içirir misiniz?" sorusuna verilen cevaplarda görülüyor. (%420 fark) Uyarılmamış haldeyken deneklerin yalnızca %5'i "Uyarılmış olsam evet gizlice ilaç içirirdim," derken gerçekten uyarılmış oldukları durumda ilgili soruya "evet" cevabını veren deneklerin oranı %26'ya yükseliyor. (Denek sayısı az belki ama kadınların kendilerini koruma konusunda hassasiyet geliştirebilmeleri için çok önemli bir veri bence bu.) 2. en büyük farklılık, "60 yaşında bir kadınla seks yapmayı düşünebilir misiniz?" sorusuna verilen cevaplarda görülüyor. Uyarılma durumunda bu soruya verilen "evet" cevabı %229 artmış. (Uyarılmamış haldeyken deneklerden %7'si ilgili soruya "evet" cevabını verirken uyarılmış durumda bu oran %23'e yükselmiş.)

Sonuç olarak insanların olağan hallerinde iken, farklı bir duygu durumuna (öfkeli, tutkulu, aç, aşırı uykusuz...) geçtiklerinde neler yapabilecekleri hakkında çok az fikir sahibi oldukları yani sınırlı rasyonel davranışlar içinde bulundukları görüşü desteklenmiş oluyor.

Şimdilik eyyorlamam bu kadar.
 
Konu çok güzel. Özellikle ikinci deney epey etkiledi beni. Büyük lokma ye büyük konuşma ve bu minvalde söylenmiş bütün sözleri içeriyor aslında.
 
X