Boşandım ama arkamdan konuşmaları bitmiyor!

mavimii

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
13 Mart 2024
10
6
30
Merhabalar

Çok çaresiz ve kendimi çok öfkeli hissediyorum. Biraz uzun olacak çünkü nerden başlamam ve hangi noktayı anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Olabildiğince kendimi ifade etmeye çalışacağım.

Ben geçen yaz boşandım. Fakat eşim ve ailesi sürekli arkamdan konuşmaya ve benim mahremimde olan biten ne varsa ortalığa dökmeye and içmiş gibi sürekli hakkımda konuşuyorlar. Eşimle aile içersinde çok fazla sıkıntı yaşadık çok kavga ettik. Çok severek evlendim sevdiğim için zaten gözüm başka hiçbir şey görmedi. Çok anlayışsız ve bencil bi adamdı. Beni sürekli yönlendirmeye ve kısıtlamaya çalışıyordu birçok konuda da bunu başardı zaten maalesefki. Nişanlıyken başladı çalışmanı istemiyorum demeye. Çokta iyi bir işim yok aslında satış danışmanı olarak çalışıyorum bi firmada tüm günüm ayakta geçiyor. Akşamları da geç çıkıyorum. Tabi o benim hayatım kendi etrafında dönsün istiyordu. Tabi işten ayrılmadım ben çalışmaya devam ettim iyikide etmişim yoksa boşandıktan sonra bide iş arama derdine düşüp evde kafayı yiyebilirdim. Aslında evlendikten sonra çok zorlandım. Çünkü çok yoruluyordum. İşten geç çıkıyorum eve gelip yemek yapmaya çalışıyorum duş al yemek ye derken zaten gece yarısı oluyordu. Haftada bir yada iki gün erken çıkabiliyordum sadece oda bir saat erken çıkmak için haftada bir gün ful çalışıyordum sabah 9 akşam 9 olarak. Kendisi 4 buçukta işten çıkıyordu ama asla hiçbirşeye el sürmeden beni bekliyordu. Hafta sonu evde gitmeden kahvaltı hazırlıyorum bulaşıkları dahi makineye yerleştirmiyor tezgahın üstüne koyup beni bekliyor. Haftada bir gün iznim var oda çamaşır yıka as ütüle evle ilgilen alışveriş yap derken geçiyor inanın kendime ayıracak hiç vaktim kalmıyor asla kendimi dinlendirecek deşarj olabileceğim bir alanım olmuyordu. Buda benim çok daha tahammülsüz ve öfkeli bi yapıya dönüşmeme sebep oldu. Belkide ben evliliğe adapte olamadığım için zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığım için bu kadar bunaldım ama eşim olcak adamın bana karşı asla en ufak merhameti yokmuş. Belli bir zaman sonra evle işi yürütmekte zorlandığımı ve kendimi bu noktada görünce işten ayrılmayı düşündüm aslında ama eşime güvenmediğim için asla buna cesaret edemedim. Yani benim bu kadar yorulduğumu ve yıprandığımı gördüğü halde bana acımıyorken işten çıksam bahanesi olcak evdeki eksik kusur olan her şey. Onlarda yapılır belki bi şekilde ama beni asıl huzursuz eden şey eşimin sürekli evdesin anneme babama abime git diye tutturması (çok fazla aileci) bu yüzünden kavga edeceğimiz korkusu. İşe katlanırım yeterki bu kavgalarımız olmasın diye düşündüm ve herseye rağmen çalışmaya devam ettim. Tabi yine bu süre zarfında ben iyice öfke patlamaları yaşamaya başladım. Dinlenemiyorum üzerimde çok fazla sorumluluk var adapte olamıyorum ve asıl yıpratan nokta da eşim tarafından anlaşılmıyorum. Birçok nedenden kavga ettik. Bunu burda yazarken bile utanıyorum ama kavgalarımız şiddete kadar gitti. O bana şiddet uyguladı. Ben karşılık verdim. Evden çıktığında öfkeyle arkasından bardak fırlattım tabi ona değil duvara fırlattım. Çok fazla yaşadığımız sinir krizlerimiz. Ve biz bütün bunları yaşarken benim konuşup dertleşebileceğim kimsem yoktu. Bütün bunları kendi içimde yaşadım. Ben bu olanları hiçbir zaman aileye anlatmayı doğru bulmadım bu düşüncemde de çok haklı olduğumu çok net gördüm. Bir gün yine biz kavga ederken annem bize gelmişti. Biz evde değildik annem kapıda arabayla geldik iniyoruz eşim gitti hemen anneme anlattı ettiğimiz kavgayı. Annemde onun haksız olduğu noktayı söyleyince eşin rahatsız oluyorsa buna dikkat et yapma dedi sadece anneme düşman kesildi. Ben annen seni uyarsın sana akıl versin diye anlatıyorum o beni suçluyor diye kin beslemeye başladı. Ki benim zaten anlatmasını istemediğimi çok iyi biliyordu kendi ailenede benim ailemede ettiğimiz kavgaları anlatma dedim. Bir gün kavga ediyoruz anneme anlatıyor bir gün arıyor abime anlatıyor ve hep kendini haklı çıkarıyor. Abim bile sürekli onu haklı görüyor çünkü ben onun en ufak hatasını ağzımı açıp asla anlatmıyorum. Son raddeye gelince konuştum sadece abim dedi ki bak ben bunların hiçbirini bilmiyorum o yüzden anlattığı herşeyde ben onu haklı görüyordum dedi. Sadece ailemde de değil başkalarına da mahremimiz dediğim noktalara kadar anlatmak zorunda değil. Kendimce hak vermeye çalıştım fikir almak istiyor çözüm üretmeye çalışıyor. Anlatma konuşma ihtiyacı hissediyor anlıyorum. Ama bi başkasına da gidip yataklarımızı ayırdık şeklinde konuşması çok yanlış geldi bana ve ona da çok fazla tepki gösterdim. Sürekli insanlara kendi çerçevesinden anlatması evlilik içersinde bunları zaten çok fazla yaşadık bitti artık ve bu konuşmalar üstüne koyarak devam ediyor. Bizim evde dört duvar arasında yaşadığımız her sıkıntıyı gidip annesine anlatmış. Yani bizim o dört duvar arasında yaşamamızın bi anlamı yokmuş sokakta açıkta uluorta yaşasakta aynı şeymiş aslında. Benim o bardak fırlatma olayımı sinir krizlerimi hatta işten erken çıktığım günler bile gelipte evi temizlemediğimi söylüyorlarmış sağda solda. Nankör insanlar. Beni şaşırtan aslında ne biliyor musunuz. Evet bitti. Allah’ıma şükürler olsun ki bitti. Ama ben edebimizle bişeyleri bitirdiğimizi zannediyordum. Boşanma dilekçesini verdiğimizde dönüp bana dedi ki sen benim bir gün bile başımı öne eğdirmedin Allah razı olsun senden dedi. Duruşmadan çıktığımız günde bi sıkıntın olursa arayabilirsin beni dedi. Çok merak ediyorum bu kadar efendi şekilde boşanabiliyorsunda sonra ne oldu da bütün mahremini annenin ağzına verip sağa sola yaydırıyorsun. O gün başını öne eğdirmeyen kadın bugün evine bakmayan kocasına şiddet uygulayan bi kadına dönüyor. Ya onlar da onların ağzından çıkanda hiçbişey umrumda değil ama annemin kulağına geliyor ve o çok üzülüyor her ne kadar bana belli etmemeye çalışsa da bunları duydukça kadın mahvoluyor. Ya benim bu dünyada sadece bi tanecik annem var ne istiyorlar bunlar bizden. Çok mu zor bişey çenelerini kapatıp hayatlarına bakmak. Çok öfkeleniyorum arayıp konuşmak istiyorum kapayın çenenizi yeter demek istiyorum ama bi yandan da asla muhattap olmak istemiyorum. Çünkü ben ararsam bunu çok farklı yere çekerler hatta barışmak için aradı bile der bunlar sağda solda. Hatta boşancağımız zaman bile annesi çok korktuk boşanmayacak diye anlatıyormuş hala sağa sola. Çok yoruldum çok yıprandım. Ama ben asıl annem için üzülüyorum onu üzdüğüm için. Sanki ona layık bi evlat olamamışım gibi kendimi yiyip bitiriyorum. İnanın ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
 
Hiç bulaşma çünkü belli karşı tarafın karakteri. Hani arayıpta derdinizi anlatsanız haklısın özür dileriz diyecek tipler değiller. Arayıp yüz göz olacaksın onlarla . Daha çok moralin bozulacak. Muhtemelen bir süre sonra onlarda bıkacak konuşmaktan 🤷‍♀️ eşinin hakkını helal et demesi tamamen rol icabı. Allah tez zamanda tamamen kurtarsın
 
Arayıp konuşmanızın birşeye çözüm olacağını sanmıyorum aksine daha fazla dedikodu malzemesi vereceksiniz ellerine .. bir süre bu şekilde konuşmalarını duymaya tahammül edeceksiniz ve her duyduğunuzda da evet demek ki boşanmakla çok doğru bir karar almışım diye kendi haklılığınızı bir kez daha anlamış olacaksınız ..
 
Merhabalar

Çok çaresiz ve kendimi çok öfkeli hissediyorum. Biraz uzun olacak çünkü nerden başlamam ve hangi noktayı anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Olabildiğince kendimi ifade etmeye çalışacağım.

Ben geçen yaz boşandım. Fakat eşim ve ailesi sürekli arkamdan konuşmaya ve benim mahremimde olan biten ne varsa ortalığa dökmeye and içmiş gibi sürekli hakkımda konuşuyorlar. Eşimle aile içersinde çok fazla sıkıntı yaşadık çok kavga ettik. Çok severek evlendim sevdiğim için zaten gözüm başka hiçbir şey görmedi. Çok anlayışsız ve bencil bi adamdı. Beni sürekli yönlendirmeye ve kısıtlamaya çalışıyordu birçok konuda da bunu başardı zaten maalesefki. Nişanlıyken başladı çalışmanı istemiyorum demeye. Çokta iyi bir işim yok aslında satış danışmanı olarak çalışıyorum bi firmada tüm günüm ayakta geçiyor. Akşamları da geç çıkıyorum. Tabi o benim hayatım kendi etrafında dönsün istiyordu. Tabi işten ayrılmadım ben çalışmaya devam ettim iyikide etmişim yoksa boşandıktan sonra bide iş arama derdine düşüp evde kafayı yiyebilirdim. Aslında evlendikten sonra çok zorlandım. Çünkü çok yoruluyordum. İşten geç çıkıyorum eve gelip yemek yapmaya çalışıyorum duş al yemek ye derken zaten gece yarısı oluyordu. Haftada bir yada iki gün erken çıkabiliyordum sadece oda bir saat erken çıkmak için haftada bir gün ful çalışıyordum sabah 9 akşam 9 olarak. Kendisi 4 buçukta işten çıkıyordu ama asla hiçbirşeye el sürmeden beni bekliyordu. Hafta sonu evde gitmeden kahvaltı hazırlıyorum bulaşıkları dahi makineye yerleştirmiyor tezgahın üstüne koyup beni bekliyor. Haftada bir gün iznim var oda çamaşır yıka as ütüle evle ilgilen alışveriş yap derken geçiyor inanın kendime ayıracak hiç vaktim kalmıyor asla kendimi dinlendirecek deşarj olabileceğim bir alanım olmuyordu. Buda benim çok daha tahammülsüz ve öfkeli bi yapıya dönüşmeme sebep oldu. Belkide ben evliliğe adapte olamadığım için zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığım için bu kadar bunaldım ama eşim olcak adamın bana karşı asla en ufak merhameti yokmuş. Belli bir zaman sonra evle işi yürütmekte zorlandığımı ve kendimi bu noktada görünce işten ayrılmayı düşündüm aslında ama eşime güvenmediğim için asla buna cesaret edemedim. Yani benim bu kadar yorulduğumu ve yıprandığımı gördüğü halde bana acımıyorken işten çıksam bahanesi olcak evdeki eksik kusur olan her şey. Onlarda yapılır belki bi şekilde ama beni asıl huzursuz eden şey eşimin sürekli evdesin anneme babama abime git diye tutturması (çok fazla aileci) bu yüzünden kavga edeceğimiz korkusu. İşe katlanırım yeterki bu kavgalarımız olmasın diye düşündüm ve herseye rağmen çalışmaya devam ettim. Tabi yine bu süre zarfında ben iyice öfke patlamaları yaşamaya başladım. Dinlenemiyorum üzerimde çok fazla sorumluluk var adapte olamıyorum ve asıl yıpratan nokta da eşim tarafından anlaşılmıyorum. Birçok nedenden kavga ettik. Bunu burda yazarken bile utanıyorum ama kavgalarımız şiddete kadar gitti. O bana şiddet uyguladı. Ben karşılık verdim. Evden çıktığında öfkeyle arkasından bardak fırlattım tabi ona değil duvara fırlattım. Çok fazla yaşadığımız sinir krizlerimiz. Ve biz bütün bunları yaşarken benim konuşup dertleşebileceğim kimsem yoktu. Bütün bunları kendi içimde yaşadım. Ben bu olanları hiçbir zaman aileye anlatmayı doğru bulmadım bu düşüncemde de çok haklı olduğumu çok net gördüm. Bir gün yine biz kavga ederken annem bize gelmişti. Biz evde değildik annem kapıda arabayla geldik iniyoruz eşim gitti hemen anneme anlattı ettiğimiz kavgayı. Annemde onun haksız olduğu noktayı söyleyince eşin rahatsız oluyorsa buna dikkat et yapma dedi sadece anneme düşman kesildi. Ben annen seni uyarsın sana akıl versin diye anlatıyorum o beni suçluyor diye kin beslemeye başladı. Ki benim zaten anlatmasını istemediğimi çok iyi biliyordu kendi ailenede benim ailemede ettiğimiz kavgaları anlatma dedim. Bir gün kavga ediyoruz anneme anlatıyor bir gün arıyor abime anlatıyor ve hep kendini haklı çıkarıyor. Abim bile sürekli onu haklı görüyor çünkü ben onun en ufak hatasını ağzımı açıp asla anlatmıyorum. Son raddeye gelince konuştum sadece abim dedi ki bak ben bunların hiçbirini bilmiyorum o yüzden anlattığı herşeyde ben onu haklı görüyordum dedi. Sadece ailemde de değil başkalarına da mahremimiz dediğim noktalara kadar anlatmak zorunda değil. Kendimce hak vermeye çalıştım fikir almak istiyor çözüm üretmeye çalışıyor. Anlatma konuşma ihtiyacı hissediyor anlıyorum. Ama bi başkasına da gidip yataklarımızı ayırdık şeklinde konuşması çok yanlış geldi bana ve ona da çok fazla tepki gösterdim. Sürekli insanlara kendi çerçevesinden anlatması evlilik içersinde bunları zaten çok fazla yaşadık bitti artık ve bu konuşmalar üstüne koyarak devam ediyor. Bizim evde dört duvar arasında yaşadığımız her sıkıntıyı gidip annesine anlatmış. Yani bizim o dört duvar arasında yaşamamızın bi anlamı yokmuş sokakta açıkta uluorta yaşasakta aynı şeymiş aslında. Benim o bardak fırlatma olayımı sinir krizlerimi hatta işten erken çıktığım günler bile gelipte evi temizlemediğimi söylüyorlarmış sağda solda. Nankör insanlar. Beni şaşırtan aslında ne biliyor musunuz. Evet bitti. Allah’ıma şükürler olsun ki bitti. Ama ben edebimizle bişeyleri bitirdiğimizi zannediyordum. Boşanma dilekçesini verdiğimizde dönüp bana dedi ki sen benim bir gün bile başımı öne eğdirmedin Allah razı olsun senden dedi. Duruşmadan çıktığımız günde bi sıkıntın olursa arayabilirsin beni dedi. Çok merak ediyorum bu kadar efendi şekilde boşanabiliyorsunda sonra ne oldu da bütün mahremini annenin ağzına verip sağa sola yaydırıyorsun. O gün başını öne eğdirmeyen kadın bugün evine bakmayan kocasına şiddet uygulayan bi kadına dönüyor. Ya onlar da onların ağzından çıkanda hiçbişey umrumda değil ama annemin kulağına geliyor ve o çok üzülüyor her ne kadar bana belli etmemeye çalışsa da bunları duydukça kadın mahvoluyor. Ya benim bu dünyada sadece bi tanecik annem var ne istiyorlar bunlar bizden. Çok mu zor bişey çenelerini kapatıp hayatlarına bakmak. Çok öfkeleniyorum arayıp konuşmak istiyorum kapayın çenenizi yeter demek istiyorum ama bi yandan da asla muhattap olmak istemiyorum. Çünkü ben ararsam bunu çok farklı yere çekerler hatta barışmak için aradı bile der bunlar sağda solda. Hatta boşancağımız zaman bile annesi çok korktuk boşanmayacak diye anlatıyormuş hala sağa sola. Çok yoruldum çok yıprandım. Ama ben asıl annem için üzülüyorum onu üzdüğüm için. Sanki ona layık bi evlat olamamışım gibi kendimi yiyip bitiriyorum. İnanın ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

Görmeyecek, duymayacaksınız; size o taraftan laf taşıyan birileri varsa dinlemeyeceksiniz. Kim ne derse, ne anlatırsa anlatsın; siz kendinizi biliyorsunuz.
 
Hiç bulaşma çünkü belli karşı tarafın karakteri. Hani arayıpta derdinizi anlatsanız haklısın özür dileriz diyecek tipler değiller. Arayıp yüz göz olacaksın onlarla . Daha çok moralin bozulacak. Muhtemelen bir süre sonra onlarda bıkacak konuşmaktan 🤷‍♀️ eşinin hakkını helal et demesi tamamen rol icabı. Allah tez zamanda tamamen kurtarsın
Peki nasıl baş edicem annemi nasıl uzak tutacağım bunlardan bilmiyorum. Onun üzülmesi beni mahvediyor bide şekeri var üzülüp sıkıldığında şekeri yükseliyor.
 
Arayıp konuşmanızın birşeye çözüm olacağını sanmıyorum aksine daha fazla dedikodu malzemesi vereceksiniz ellerine .. bir süre bu şekilde konuşmalarını duymaya tahammül edeceksiniz ve her duyduğunuzda da evet demek ki boşanmakla çok doğru bir karar almışım diye kendi haklılığınızı bir kez daha anlamış olacaksınız ..
Kesinlikle onu çok iyi anladım çok çok şükrediyorum her geçen gün. Hatta kendime şaşırıyorum ben böyle bi aileye nasıl bu kadar değer vermişim diye
 
Kesinlikle onu çok iyi anladım çok çok şükrediyorum her geçen gün. Hatta kendime şaşırıyorum ben böyle bi aileye nasıl bu kadar değer vermişim diye
Evet boşandıktan sonra saygın bir duruş sergileselerdi belki kararınızı dahi sorgulamaya başlamıştınız şuan insanın tereddütleri oluyor ister istemez .. ama size öyle bir imkan tanımıyorlar bile demek ki ne güzel doğru ve tereddüt edilmeyen bir karar almış ve kendinizi kurtarmışsınız . Sevinin bence :KK66:
 
Çok geçmiş olsun yaşadıklarınız kolay değil… Lakin neden bu insanların dediklerine kendinizi üzecek kadar kulak asıyorsunuz… Kendinizi yıpratmanıza değer mi? Eğer içiniz rahatlayacak ise ex kayınvalideniz bir anlatıyor ise anneniz bin anlatsın. Hata var ise onlar daha da hatalı anlattıklarınızla bastırın bence onlar kudursun. Sizi çok iyi anlıyorum inanın benim eşim de aynı sizin eski eşiniz gibi eminim çok yıpranmışsınızdır evlilik sürecinde, ama ayrılık sürecinde de bunu başarmasına izin vermeyin çok önemli de değil lafı getir götür yapanların ağzının payını vermeli asıl
 
Arkanızdan hayır dua edecek, ne güzel ne tatlı kadındı diyecek insanlar olsa zaten şu an çok farklı durumda olurdunuz. Sap kalmış oğullarını bi yere yamayabilmek için mağduru oynamalar başlamış. Çünkü soruyo millet neden boşandın diye biliyonuz mu?
 
Ana oğul karakterleri bu demek ki, bütün özelini herkese anlatmak, eski eşin kendi ailesine sizin annenize abinize anlatıyormuş, eski kv de çevreye anlatıyor. Bir süre sonra susarlar takmayın, size laf taşıyanları tersleyin biz onların kusurlarını anlatırsak kimsenin yüzüne bakamazlar vs diyin.
 
Çok geçmiş olsun yaşadıklarınız kolay değil… Lakin neden bu insanların dediklerine kendinizi üzecek kadar kulak asıyorsunuz… Kendinizi yıpratmanıza değer mi? Eğer içiniz rahatlayacak ise ex kayınvalideniz bir anlatıyor ise anneniz bin anlatsın. Hata var ise onlar daha da hatalı anlattıklarınızla bastırın bence onlar kudursun. Sizi çok iyi anlıyorum inanın benim eşim de aynı sizin eski eşiniz gibi eminim çok yıpranmışsınızdır evlilik sürecinde, ama ayrılık sürecinde de bunu başarmasına izin vermeyin çok önemli de değil lafı getir götür yapanların ağzının payını vermeli asıl
İşte onların yaptığını biz yapamıyoruz ki ben buraya yazarken bile belli noktaları çekinerek yazdım. Hiç görmediğim tanımadığım insanlara içimi açarken dahi. Ama onlar utanmıyor sağa sola bunları anlatmaya. Annem söylemiş bizi ilgilendirmiyor onlar artık onlardan bize laf taşımayın diye ama birine desen diğeri geliyor kadıncağız yıpranıyor artık böyle böyle hangi birine laf yetiştirsin
 
Eskiler ne der kedi eremediği ete kötü dermiş boşverrrrr anneniz de kafaya takmasın kadın cinayetlerine evlatlarını kurban vermiş analar var boşverrrr Allah kalbinin güzelliğinde insanka karşılaştırsın yenisine sağlık
 
Merhabalar

Çok çaresiz ve kendimi çok öfkeli hissediyorum. Biraz uzun olacak çünkü nerden başlamam ve hangi noktayı anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Olabildiğince kendimi ifade etmeye çalışacağım.

Ben geçen yaz boşandım. Fakat eşim ve ailesi sürekli arkamdan konuşmaya ve benim mahremimde olan biten ne varsa ortalığa dökmeye and içmiş gibi sürekli hakkımda konuşuyorlar. Eşimle aile içersinde çok fazla sıkıntı yaşadık çok kavga ettik. Çok severek evlendim sevdiğim için zaten gözüm başka hiçbir şey görmedi. Çok anlayışsız ve bencil bi adamdı. Beni sürekli yönlendirmeye ve kısıtlamaya çalışıyordu birçok konuda da bunu başardı zaten maalesefki. Nişanlıyken başladı çalışmanı istemiyorum demeye. Çokta iyi bir işim yok aslında satış danışmanı olarak çalışıyorum bi firmada tüm günüm ayakta geçiyor. Akşamları da geç çıkıyorum. Tabi o benim hayatım kendi etrafında dönsün istiyordu. Tabi işten ayrılmadım ben çalışmaya devam ettim iyikide etmişim yoksa boşandıktan sonra bide iş arama derdine düşüp evde kafayı yiyebilirdim. Aslında evlendikten sonra çok zorlandım. Çünkü çok yoruluyordum. İşten geç çıkıyorum eve gelip yemek yapmaya çalışıyorum duş al yemek ye derken zaten gece yarısı oluyordu. Haftada bir yada iki gün erken çıkabiliyordum sadece oda bir saat erken çıkmak için haftada bir gün ful çalışıyordum sabah 9 akşam 9 olarak. Kendisi 4 buçukta işten çıkıyordu ama asla hiçbirşeye el sürmeden beni bekliyordu. Hafta sonu evde gitmeden kahvaltı hazırlıyorum bulaşıkları dahi makineye yerleştirmiyor tezgahın üstüne koyup beni bekliyor. Haftada bir gün iznim var oda çamaşır yıka as ütüle evle ilgilen alışveriş yap derken geçiyor inanın kendime ayıracak hiç vaktim kalmıyor asla kendimi dinlendirecek deşarj olabileceğim bir alanım olmuyordu. Buda benim çok daha tahammülsüz ve öfkeli bi yapıya dönüşmeme sebep oldu. Belkide ben evliliğe adapte olamadığım için zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığım için bu kadar bunaldım ama eşim olcak adamın bana karşı asla en ufak merhameti yokmuş. Belli bir zaman sonra evle işi yürütmekte zorlandığımı ve kendimi bu noktada görünce işten ayrılmayı düşündüm aslında ama eşime güvenmediğim için asla buna cesaret edemedim. Yani benim bu kadar yorulduğumu ve yıprandığımı gördüğü halde bana acımıyorken işten çıksam bahanesi olcak evdeki eksik kusur olan her şey. Onlarda yapılır belki bi şekilde ama beni asıl huzursuz eden şey eşimin sürekli evdesin anneme babama abime git diye tutturması (çok fazla aileci) bu yüzünden kavga edeceğimiz korkusu. İşe katlanırım yeterki bu kavgalarımız olmasın diye düşündüm ve herseye rağmen çalışmaya devam ettim. Tabi yine bu süre zarfında ben iyice öfke patlamaları yaşamaya başladım. Dinlenemiyorum üzerimde çok fazla sorumluluk var adapte olamıyorum ve asıl yıpratan nokta da eşim tarafından anlaşılmıyorum. Birçok nedenden kavga ettik. Bunu burda yazarken bile utanıyorum ama kavgalarımız şiddete kadar gitti. O bana şiddet uyguladı. Ben karşılık verdim. Evden çıktığında öfkeyle arkasından bardak fırlattım tabi ona değil duvara fırlattım. Çok fazla yaşadığımız sinir krizlerimiz. Ve biz bütün bunları yaşarken benim konuşup dertleşebileceğim kimsem yoktu. Bütün bunları kendi içimde yaşadım. Ben bu olanları hiçbir zaman aileye anlatmayı doğru bulmadım bu düşüncemde de çok haklı olduğumu çok net gördüm. Bir gün yine biz kavga ederken annem bize gelmişti. Biz evde değildik annem kapıda arabayla geldik iniyoruz eşim gitti hemen anneme anlattı ettiğimiz kavgayı. Annemde onun haksız olduğu noktayı söyleyince eşin rahatsız oluyorsa buna dikkat et yapma dedi sadece anneme düşman kesildi. Ben annen seni uyarsın sana akıl versin diye anlatıyorum o beni suçluyor diye kin beslemeye başladı. Ki benim zaten anlatmasını istemediğimi çok iyi biliyordu kendi ailenede benim ailemede ettiğimiz kavgaları anlatma dedim. Bir gün kavga ediyoruz anneme anlatıyor bir gün arıyor abime anlatıyor ve hep kendini haklı çıkarıyor. Abim bile sürekli onu haklı görüyor çünkü ben onun en ufak hatasını ağzımı açıp asla anlatmıyorum. Son raddeye gelince konuştum sadece abim dedi ki bak ben bunların hiçbirini bilmiyorum o yüzden anlattığı herşeyde ben onu haklı görüyordum dedi. Sadece ailemde de değil başkalarına da mahremimiz dediğim noktalara kadar anlatmak zorunda değil. Kendimce hak vermeye çalıştım fikir almak istiyor çözüm üretmeye çalışıyor. Anlatma konuşma ihtiyacı hissediyor anlıyorum. Ama bi başkasına da gidip yataklarımızı ayırdık şeklinde konuşması çok yanlış geldi bana ve ona da çok fazla tepki gösterdim. Sürekli insanlara kendi çerçevesinden anlatması evlilik içersinde bunları zaten çok fazla yaşadık bitti artık ve bu konuşmalar üstüne koyarak devam ediyor. Bizim evde dört duvar arasında yaşadığımız her sıkıntıyı gidip annesine anlatmış. Yani bizim o dört duvar arasında yaşamamızın bi anlamı yokmuş sokakta açıkta uluorta yaşasakta aynı şeymiş aslında. Benim o bardak fırlatma olayımı sinir krizlerimi hatta işten erken çıktığım günler bile gelipte evi temizlemediğimi söylüyorlarmış sağda solda. Nankör insanlar. Beni şaşırtan aslında ne biliyor musunuz. Evet bitti. Allah’ıma şükürler olsun ki bitti. Ama ben edebimizle bişeyleri bitirdiğimizi zannediyordum. Boşanma dilekçesini verdiğimizde dönüp bana dedi ki sen benim bir gün bile başımı öne eğdirmedin Allah razı olsun senden dedi. Duruşmadan çıktığımız günde bi sıkıntın olursa arayabilirsin beni dedi. Çok merak ediyorum bu kadar efendi şekilde boşanabiliyorsunda sonra ne oldu da bütün mahremini annenin ağzına verip sağa sola yaydırıyorsun. O gün başını öne eğdirmeyen kadın bugün evine bakmayan kocasına şiddet uygulayan bi kadına dönüyor. Ya onlar da onların ağzından çıkanda hiçbişey umrumda değil ama annemin kulağına geliyor ve o çok üzülüyor her ne kadar bana belli etmemeye çalışsa da bunları duydukça kadın mahvoluyor. Ya benim bu dünyada sadece bi tanecik annem var ne istiyorlar bunlar bizden. Çok mu zor bişey çenelerini kapatıp hayatlarına bakmak. Çok öfkeleniyorum arayıp konuşmak istiyorum kapayın çenenizi yeter demek istiyorum ama bi yandan da asla muhattap olmak istemiyorum. Çünkü ben ararsam bunu çok farklı yere çekerler hatta barışmak için aradı bile der bunlar sağda solda. Hatta boşancağımız zaman bile annesi çok korktuk boşanmayacak diye anlatıyormuş hala sağa sola. Çok yoruldum çok yıprandım. Ama ben asıl annem için üzülüyorum onu üzdüğüm için. Sanki ona layık bi evlat olamamışım gibi kendimi yiyip bitiriyorum. İnanın ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
adam olmayan için konuşmak o kadar basit ki, ben neler gördüm neler duydum eski eşim sağda solda neler neler anlatmadı yatak odama varana kadar. bu basit erkekler malesef çenelerini tutmamakla beraber 1 e de bin katarak anlatırlar. siz duymamazlıktan gelin. atlatamamış hala ondan ayrıldığınızı ve hayatınıza bakmanızı. bak benim eşim 4 senedir ayrıyız boşandık hala beni sağda solda konuşur. benim umurumda bile değil siz de takılmayın istediği kadar konuşsun.
 
Siz hiçbir şey yapmamış olsanızda konuşacaklardı emin olun.kendinileri haklı cikarmak için konuşuyorlar.ayni benim eşimde öyle benim sinir krzilerimi evin her şeyini herkese anlatır.Ben de bu yüzden boşanmayı düşünüyorum.
 
Merhabalar

Çok çaresiz ve kendimi çok öfkeli hissediyorum. Biraz uzun olacak çünkü nerden başlamam ve hangi noktayı anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Olabildiğince kendimi ifade etmeye çalışacağım.

Ben geçen yaz boşandım. Fakat eşim ve ailesi sürekli arkamdan konuşmaya ve benim mahremimde olan biten ne varsa ortalığa dökmeye and içmiş gibi sürekli hakkımda konuşuyorlar. Eşimle aile içersinde çok fazla sıkıntı yaşadık çok kavga ettik. Çok severek evlendim sevdiğim için zaten gözüm başka hiçbir şey görmedi. Çok anlayışsız ve bencil bi adamdı. Beni sürekli yönlendirmeye ve kısıtlamaya çalışıyordu birçok konuda da bunu başardı zaten maalesefki. Nişanlıyken başladı çalışmanı istemiyorum demeye. Çokta iyi bir işim yok aslında satış danışmanı olarak çalışıyorum bi firmada tüm günüm ayakta geçiyor. Akşamları da geç çıkıyorum. Tabi o benim hayatım kendi etrafında dönsün istiyordu. Tabi işten ayrılmadım ben çalışmaya devam ettim iyikide etmişim yoksa boşandıktan sonra bide iş arama derdine düşüp evde kafayı yiyebilirdim. Aslında evlendikten sonra çok zorlandım. Çünkü çok yoruluyordum. İşten geç çıkıyorum eve gelip yemek yapmaya çalışıyorum duş al yemek ye derken zaten gece yarısı oluyordu. Haftada bir yada iki gün erken çıkabiliyordum sadece oda bir saat erken çıkmak için haftada bir gün ful çalışıyordum sabah 9 akşam 9 olarak. Kendisi 4 buçukta işten çıkıyordu ama asla hiçbirşeye el sürmeden beni bekliyordu. Hafta sonu evde gitmeden kahvaltı hazırlıyorum bulaşıkları dahi makineye yerleştirmiyor tezgahın üstüne koyup beni bekliyor. Haftada bir gün iznim var oda çamaşır yıka as ütüle evle ilgilen alışveriş yap derken geçiyor inanın kendime ayıracak hiç vaktim kalmıyor asla kendimi dinlendirecek deşarj olabileceğim bir alanım olmuyordu. Buda benim çok daha tahammülsüz ve öfkeli bi yapıya dönüşmeme sebep oldu. Belkide ben evliliğe adapte olamadığım için zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığım için bu kadar bunaldım ama eşim olcak adamın bana karşı asla en ufak merhameti yokmuş. Belli bir zaman sonra evle işi yürütmekte zorlandığımı ve kendimi bu noktada görünce işten ayrılmayı düşündüm aslında ama eşime güvenmediğim için asla buna cesaret edemedim. Yani benim bu kadar yorulduğumu ve yıprandığımı gördüğü halde bana acımıyorken işten çıksam bahanesi olcak evdeki eksik kusur olan her şey. Onlarda yapılır belki bi şekilde ama beni asıl huzursuz eden şey eşimin sürekli evdesin anneme babama abime git diye tutturması (çok fazla aileci) bu yüzünden kavga edeceğimiz korkusu. İşe katlanırım yeterki bu kavgalarımız olmasın diye düşündüm ve herseye rağmen çalışmaya devam ettim. Tabi yine bu süre zarfında ben iyice öfke patlamaları yaşamaya başladım. Dinlenemiyorum üzerimde çok fazla sorumluluk var adapte olamıyorum ve asıl yıpratan nokta da eşim tarafından anlaşılmıyorum. Birçok nedenden kavga ettik. Bunu burda yazarken bile utanıyorum ama kavgalarımız şiddete kadar gitti. O bana şiddet uyguladı. Ben karşılık verdim. Evden çıktığında öfkeyle arkasından bardak fırlattım tabi ona değil duvara fırlattım. Çok fazla yaşadığımız sinir krizlerimiz. Ve biz bütün bunları yaşarken benim konuşup dertleşebileceğim kimsem yoktu. Bütün bunları kendi içimde yaşadım. Ben bu olanları hiçbir zaman aileye anlatmayı doğru bulmadım bu düşüncemde de çok haklı olduğumu çok net gördüm. Bir gün yine biz kavga ederken annem bize gelmişti. Biz evde değildik annem kapıda arabayla geldik iniyoruz eşim gitti hemen anneme anlattı ettiğimiz kavgayı. Annemde onun haksız olduğu noktayı söyleyince eşin rahatsız oluyorsa buna dikkat et yapma dedi sadece anneme düşman kesildi. Ben annen seni uyarsın sana akıl versin diye anlatıyorum o beni suçluyor diye kin beslemeye başladı. Ki benim zaten anlatmasını istemediğimi çok iyi biliyordu kendi ailenede benim ailemede ettiğimiz kavgaları anlatma dedim. Bir gün kavga ediyoruz anneme anlatıyor bir gün arıyor abime anlatıyor ve hep kendini haklı çıkarıyor. Abim bile sürekli onu haklı görüyor çünkü ben onun en ufak hatasını ağzımı açıp asla anlatmıyorum. Son raddeye gelince konuştum sadece abim dedi ki bak ben bunların hiçbirini bilmiyorum o yüzden anlattığı herşeyde ben onu haklı görüyordum dedi. Sadece ailemde de değil başkalarına da mahremimiz dediğim noktalara kadar anlatmak zorunda değil. Kendimce hak vermeye çalıştım fikir almak istiyor çözüm üretmeye çalışıyor. Anlatma konuşma ihtiyacı hissediyor anlıyorum. Ama bi başkasına da gidip yataklarımızı ayırdık şeklinde konuşması çok yanlış geldi bana ve ona da çok fazla tepki gösterdim. Sürekli insanlara kendi çerçevesinden anlatması evlilik içersinde bunları zaten çok fazla yaşadık bitti artık ve bu konuşmalar üstüne koyarak devam ediyor. Bizim evde dört duvar arasında yaşadığımız her sıkıntıyı gidip annesine anlatmış. Yani bizim o dört duvar arasında yaşamamızın bi anlamı yokmuş sokakta açıkta uluorta yaşasakta aynı şeymiş aslında. Benim o bardak fırlatma olayımı sinir krizlerimi hatta işten erken çıktığım günler bile gelipte evi temizlemediğimi söylüyorlarmış sağda solda. Nankör insanlar. Beni şaşırtan aslında ne biliyor musunuz. Evet bitti. Allah’ıma şükürler olsun ki bitti. Ama ben edebimizle bişeyleri bitirdiğimizi zannediyordum. Boşanma dilekçesini verdiğimizde dönüp bana dedi ki sen benim bir gün bile başımı öne eğdirmedin Allah razı olsun senden dedi. Duruşmadan çıktığımız günde bi sıkıntın olursa arayabilirsin beni dedi. Çok merak ediyorum bu kadar efendi şekilde boşanabiliyorsunda sonra ne oldu da bütün mahremini annenin ağzına verip sağa sola yaydırıyorsun. O gün başını öne eğdirmeyen kadın bugün evine bakmayan kocasına şiddet uygulayan bi kadına dönüyor. Ya onlar da onların ağzından çıkanda hiçbişey umrumda değil ama annemin kulağına geliyor ve o çok üzülüyor her ne kadar bana belli etmemeye çalışsa da bunları duydukça kadın mahvoluyor. Ya benim bu dünyada sadece bi tanecik annem var ne istiyorlar bunlar bizden. Çok mu zor bişey çenelerini kapatıp hayatlarına bakmak. Çok öfkeleniyorum arayıp konuşmak istiyorum kapayın çenenizi yeter demek istiyorum ama bi yandan da asla muhattap olmak istemiyorum. Çünkü ben ararsam bunu çok farklı yere çekerler hatta barışmak için aradı bile der bunlar sağda solda. Hatta boşancağımız zaman bile annesi çok korktuk boşanmayacak diye anlatıyormuş hala sağa sola. Çok yoruldum çok yıprandım. Ama ben asıl annem için üzülüyorum onu üzdüğüm için. Sanki ona layık bi evlat olamamışım gibi kendimi yiyip bitiriyorum. İnanın ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Annenin kulağına geldiğinde annen ay çok yalan soyluyorlar kızım da o yüzden boşandı adamdan inşallah şifa bulurlar bi psikoloğa gidip desin kapatsın konuyu. Hem yalan söylediklerini hem de konuyu onemsemedigini belli eder bir süre sonra da hem bunları onlardan dinleyen acaba yalan mı diye düşünür hem size açmaz. Ama açıklama yapmayın sadece ay çok yalan soyluyorlar deyip geçin.
 
Vallaha cöpü disari cikarttiktan sonra tekrar gidip cöpüm ne yapiyor diye bakmamak lazim. Onlar tabi ki "biz hataliyiz, bizden bikip gitti" demeyecek. Hep kadin kötüleniyor. Benim ailemin icinde bir bosanma oldu ce herkes kadini sucladi, halbuki bizimkindede suc vardi. Bunun üzerine ciddi kavgalar ettik, cünkü kadini asaglayarak konusuyorlardi kendi aralarinda. Ne olsa olsun eski yengemiz, onu kötülemek hem kuzenlerimizi zedeliyordu, hem insana yakismaz diye düsünenlerdeniz. Baskalari size laf tasiyorsa sunu düsünün: biri o kisilerin yaninda neden bu kadar rahat hakkinizda konusuyor ve onlar onlari susturmak yerine neden geliplaf tasiyor. Sahsen lafi tasimam, ama o kisilere gerekeni de söylerim. Adam gibi evli kalamamis, bari adam gibi bosansin. Üzüntünüzü anliyorum, ama laf tasiyanlari da eleyin.
 
X