Çiçek yağı, fındık yağı, mısırözü yağı asla kullamayın! Nedenini mutlaka okuyun

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.301
42.832
Çiçek yağı, fındık yağı, mısırözü yağı asla kullamayın! Nedenini mutlaka okuyun



İstanbul Sultangazi’de “KANSERE NEDEN OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ” konusunda düzenlediği toplantıda Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL’UN konuşması.

“YAĞ” ve “ŞEKER”

Eğer hayvan merada %100 yeşillikle besleniyorsa, asla başka yabancı gıda almıyorsa, o tereyağı dünyanın en iyi yağıdır. Zeytinyağından da iyidir. Ama marketten satın aldığınız tereyağı ahırda beslenen, pancar küspesi, mısır silajı veya başka tahıllarla beslenen hayvanların yağıdır…

Sizin sağlığınızı korumak için ne yediğinize bakmanız lazım. İşte temel hatalardan biri yağ seçimi.

Biz ayçiçek yağı, mısırözü yağı, margarin veya endüstriyel tereyağı yediğimiz sürece
hasta olmaya mahkumuz.

ZEYTİN YAĞI, TEREYAĞI

Elimizde iki tane yağ var şu anda. Bir, zeytinyağı; iki, %100 mera sütünden yapılmış tereyağı. Peki fındık yağını nereye sokacağız? Bu liste içinde bakın fındık yağının yağ asit içeriği, yani temel yağ bileşimi zeytinyağına çok yakındır. Hasta edici bir yağ değildir. Ama zeytini sıkıyorsun, yağını elde ediyorsun. Fındığı eziyorsun, püre haline getiriyorsun, 80 dereceye ısıtıyorsun, eter katıyorsan, yağını öyle elde ediyorsun. Hangisi tercih edilir? Zeytinyağı tabii ki. Yani fındık yağını eve sokmanın bir alemi yok. Ha zeytinyağının tadına hiç tahammül edemiyorsan o zaman rafine zeytinyağı kullanabilirsin. O da işte fındık yağıyla aynı yöntemle elde edilir. Yani piyasa değeri olmayan, çok koyu, kokulu zeytin yağlar fabrikaya gönderilir. Onlar da 70-80 dereceye ısıtılır; sonra da eter katılır; yağ elde edilir. İlk etapta rafine zeytin yağı elde edilir. Hiç kokusu yoktur, hiç tadı yoktur. Eğer bu rafine zeytin yağına, %5 oranında sızma zeytin yağı katarsanız, o zaman riviera tipi zeytinyağı elde etmiş olursunuz. Hani marketlerde görüyorsunuz ya, o fabrika eseri bir yağdır; ayçiçekle filan karışmış değildir. Saf zeytinyağıdır. Ama neden yoksundur biliyor musunuz? Sızma Zeytinyağında var olan antioksidanlardan yoksundur. Çünkü oksitlenme, yani paslanma bütün bizim hastalıkların temelindeki ana unsurdur.

Nasıl açık havada bırakırsan demiri yağmurda paslanır,
ama biz ne yaparız, antipas diye bir boya süreriz paslanmasın diye.

Vücudumuzun da antipasları vardır.
Bunlara biz antioksidan diyoruz.

Antioksidanları ağırlıklı olarak sebze-meyvelerden elde ediyoruz. Zeytinyağı antioksidanlardan çok zengindir ve kalp hastalıklarına karşı koruyuculuğu önemli oranda antioksidanlardan dolayı kaynaklanmaktadır. Ama biz onu ısıttığımız zaman, rafine zeytinyağı elde ettiğimiz zaman, bu unsurları geniş ölçüde kaybediyor. O yüzden mümkün mertebe sızma zeytinyağı kullanmalıyız ve çocuklarımıza da bu tadı alıştırmamız lazım.

İkinci temel hatamıza geçmeden birincisi olan yağ seçimini özetlersek, daha Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinin Trabzon bölümünde, hamsinin zeytinyağı ile kızartıldığının tarifi vardır. Sen 500 sene önce bu topraklarda bunu biliyordun. Ama biz, dış etkilerle doğruyu unutturulduk ve yanlışlara sürüklendik. İşte o yanlışlıklar bizi hastalıklara sürüklüyor. Zaten dünyada bir tek Akdeniz yöresinde yetişiyor. Şimdi Arjantin’de, Çin’de zeytin ağacı yetiştirilmeye çalışılıyor. Biz toprağındayız. 5.000 yıldır bu topraklarda zeytinyağı kullanılıyor. Ne olur biraz özümüze geri dönelim.

TOZ ŞEKER

İkinci büyük hata şeker. Hayatımızda şeker, insanlık tarihi itibarıyla bakarsanız çok yeni bir olgu.

Peki şeker bir besin maddesi midir?
Değildir.

Çünkü besin maddesini nasıl tanımlıyoruz? İnsanın bedensel ve ruhsal işlevlerini ve çoğalmak için, yani neslini sürdürmek için gerekli maddelere biz besin maddeleri diyoruz. Şeker, insanın herhangi bir işlevini yerine getirmek için gerekli mi?

Evet. Beyin glikozla çalışıyor.
Omurilik hücreleri glikozla çalışıyor.
Eritrosit dediğimiz alyuvarlar glikozla çalışıyor.
Enerji kaynağı olarak glikozu kullanıyor.
Peki dışarıdan şeker alıp da daha akıllı olan bir insan gördünüz mü?

Hani beyin glikozla çalışıyor ya, şeker yediği için daha akıllı olan bir insan gördünüz mü? Veya sperm, enerji kaynağı olarak früktozu kullanıyor. Meyve yiyip de daha müthiş erkek olanı gördünüz mü? Çünkü;

insanın gereksinimi olan glikozu da früktozu da
vücut kendisi üretiyor.
Dışarıdan asla alınmasına gerek yok.
Dolayısıyla biz şeker yediğimiz zaman
tamamen sadece damak zevkimiz için yiyoruz.
Asla hiçbir bedensel ihtiyacımız yok.

O yüzden şekere boş kalori denir. Yani gereksiz yere aldığımız kalori. E bugün bakın şimdi son bir hafta içinde yediklerinize, ne kadar boş kalori aldınız? Çok… Niye?… Hasta olmak için, Sadece hasta olmanıza katkıda bulundu. Bir de son zamanlarda pancardan elde edilen şeker de bir yana bırakıldı; daha ucuz olsun diye mısırdan elde edilen şeker kullanılmaya başlandı. Fruktozdan zengin mısır şurubu. Ne yazık ki, bizim gıda tüzüğümüzde farklı şekerlerin farklı adlandırılması zorunluluğu yok. Şeker şekerdir mantığıyla ister nişasta bazlı şeker yani mısır nişastasından elde edilmiş şeker olsun ister pancar şekeri ister … şekeri olsun hepsinin üstünde şeker yazılması yeterli.

Halbuki mısırdan elde edilen fruktozdan zengin mısır şurubu,

aynı miktar kaloride bile olsa normal şekere göre
% 46 daha şişmanlatıcı.

Özellikle karın bölgesi yağlanmasına yol açıyor. Bu bilimsel olarak kanıtlandı.

Dünyanın en saygın üniversitelerinden biri, Amerika’da bir teknik üniversitenin bir öğretim üyesinin sözünü ödünç alarak size söylemek istiyorum “Yaşadığımız çağ, akademik kapitalizm.” Yani sermaye sahiplerinin akademisyenleri satın alması sonucu, toplumla paylaşmak istediklerini akademisyenlere söylettirdikleri çağdayız.. Yani satılmış insanların çağı. Satılmış bilim insanlarının çağındayız.

KARACİĞER YAĞLANMASI

Üçüncüsü ise karaciğer yağlanması. Ama ne tür bir yağlanma? Alkolizm dışı bir yağlanma. O yüzden biz buna alkol dışı karaciğer yağlanması deniyor. Ve alkol dışı karaciğer yağlanması, özel tipli bir siroza neden oluyor. Atatürk’ün öldüğü siroz hastalığı var ya. Özel bir tipte siroz hastalığı, kriptojenik siroz deniyor buna. Amerika’da son otuz yıl içinde üç kat artan karaciğer kanserinin de kriptojenik siroz sonucu olduğu belirtiliyor. Yani sonuçta Amerika’da son 30 yılda üç kattan fazla görülen karaciğer kanserinin sebebi mısır şurubudur. Bu, bu kadar açıkken bizim bakanlığımız dün yaptığı açıklamada hiçbir bilimsel kanıt sunulamamıştır diyor. Benim 110 tane bilimsel yayın kullanarak yazdığım, on yedi sayfalık raporu da çiğneyerek bunu yapmış. 17 sayfalık rapor gönderdim onlara. 110 tane de literatür ekledim. Ama neoliberalizmdeki iktidarlar sermayenin iktidarıdır; vatandaşın iktidarı değildir. Yurttaşın iktidarı değildir...

Ne olur çocuklarınızı mısır şurubundan uzak tutun.
Hem şekerden uzak tutun ama özellikle de yani gofret, bisküvi kek
dışardan alacağına az şekerli bir keki evde kendin yap.
Yani ambalajlı bir ürün sunmayın çocuklarınıza.

MISIR ŞURUBU

Bugün gıda sanayisinde
sadece ve sadece
aksi belirtilmediği takdirde
mısır şurubu kullanılıyor.
Dondurmalarda o kullanılıyor,
hazır aldığınız baklavanın şerbeti
bile mısır şurubundan.

Kartal’da onun fabrikası var Ülker’le Cargill firmalarının ortak kurdukları bir fabrika. Baklava şerbeti bile oradan geliyor. Çocuklarınıza illa tatlı bir şey yedirecekseniz, ne olur evde kendiniz yapın ve olabildiğince az şekerli yapın. Çünkü total olarak da şeker zararlı zaten, yani;

insanın
zarar görmeden günde tüketebileceği
şeker miktarı 30 gram dolayındadır.
30 gram, 8 kesme şekeri yapar.

Ama bu şekerin içinde ne yazık ki meyve de var, bal da var, yani siz kahvaltıda bir tatlı kaşığı bal yediyseniz, hakkınız 7 ye düştü. Bu hakkınızı ağırlıklı olarak meyve olarak değerlendirin. Eğer bugün hiç şeker yememişseniz, bal dahi yememişseniz, çayınıza hiç şeker koymamışsanız, başka hiçbir şeker kaynağı da yoksa, 8 kesme şekerin karşılığı 300 gram portakal veya 300 gram elma veya 400 gram kiraz veya vişne veya 100 gram kadar muz, incir veya üzüm yiyebilirsiniz. Ama sadece 100 gram. Yani mandalina zamanı koy hanım önüme bir kilo mandalinayı ben bunu yiyeyim bu sağlıklı değil. Siz sınırsızca sebze yiyebilirsiniz ama meyve sınırlı yemeniz lazım. Meyvenin fazlası da şişmanlatır. Ve zararlıdır, karaciğer yağlanması yapar….. Yani meyve tek başına bile hem karaciğer yağlanması, hem karın tipi şişmanlık yapabilir. Karın tipi şişmanlığın çok özel bir yeri vardır. Bağırsak çevresindeki iç organların çevresindeki yağlar hormonal etkin yağlardır ve bu hormonal etkin yağlar ne yazık ki kanser oluşumunda da, kalp-damar hastalığı oluşumunda da etkindir. O yüzden eşit bir şişmanlık, yani kollar bacaklar her taraf eşit ama karın büyümemiş. Bu şişmanlığa çok itirazım

KARNIMIZ İNECEK

karın tipi şişmanlık

eşittir şeker hastalığı,
eşittir kalp hastalığı,
eşittir kanser.

O yüzden göbekler inecek. Göbekler inmediği sürece sağlıklı olma şansımız yok. Göbekleri indirmek içinde şekerden uzak duracağız. Çünkü en çok karın tipi şişmanlık yapan früktozdur. Bizim yediğimiz pancar şekerinin de yarısı früktozdur. Yediğimiz meyvenin şekerinin de yarısı früktozdur. Biz früktozu azaltmak zorundayız. Karın tipi şişmanlığı, dolayısıyla kalp hastalığı, kanser, inme gibi hastalıklardan kurtulmak istiyorsak karnımız inecek.

- Esmer şeker hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bakın bütün şekerler esmerdir. Üretim aşamasında karamelize olur. O yüzden esmerdir ama yıkandıkça üzerindeki karamel atılır, rafine edildikçe beyazlaşır. Yani senin dediğin esmer şeker, yediğin beyaz şekerin üretimdeki bir önceki aşamasıdır. Sadece ticari bir tuzak. Daha yüksek fiyata satabilmek için ticari bir tuzak……

Şimdi karaciğer yağlanmasının önemli bir bölümü selim seyredebilir. Yani her hangi bir sorun yaratmadan da insan ömrünü bununla sürdürebilir. Ama bir bölümü yine hatalı beslenmenin devam etmesi koşuluyla, yağlı karaciğer iltihabına dönüşebilir. Alkol dışı yağlı karaciğer iltihaplanmasıdır bu hastalığın adı. Ciddi karaciğer yetersizliği, siroz karaciğer kanseri aşamasıdır. Bazen yağlı karaciğer iltihabı olmadan da sadece yağlı karaciğer aşamasında da bazı hastalıklar çıkabilir ama yağlı karaciğeriniz varsa iki yol var sizin önünüzde; biri nispeten hayatınızı idame edeceğiniz bir yol öbürü de ölümdür. O yüzden ne yapıp yapıp karaciğer yağlanmasını tedavi ettirmelisiniz. Bunun da temelinde şekeri tümüyle sıfırlamanız geliyor. Ancak iki yıl gibi bir süre içinde toparlayabilirsiniz……

Şeker kesmeyi dile getirdiğimiz zaman
karaciğer yağlanması açısından,
o zaman nişastayı da kesmemiz lazım.

Çünkü nişasta, daha ağzımızda çiğnendiğinde tükürükle glikoza dönüşür. Şekerdir; yani nişasta da şekerdir.

- Kolesterolün karaciğer yağlanmasıyla bir ilgisi var mı?
- Kolesterol olmazsa hayat olmaz. Bütün hormonlarımızın ham maddesi kolesteroldür. O yüzden zaten anne sütünde kolesterol çok yüksektir. Çocuğun hormonlarının üretilmesi için başlangıçta anneden aldığı kolesterole ihtiyacı vardır.

Kolesterol masum bir maddedir.
Ama oksitlenirse oksikolesterole dönüşür
ve damar sertliği yapar.
Peki oksitleyen ne?
Şeker.

kolestrolYedikten sonra şeker trigliseride dönüşür. Yağdır o ve o trigliseritten kolesterolü oksitleyerek damar sertliği yapar bir. İki;

ayçiçeği yağı,
mısır özü yağı
veya margarinden
elde edilen trans yağ asitleri
kolesterolü oksitler ve böylece
damar sertliği oluşur.

Üç, yapay yemle beslenen hayvanların sütünde de iç yağı vardır. Damar sertliği yapıcı doymuş yağ asitleri vardır, bunlar kolesterolü oksitler ve hasta eder bizleri. Şimdi hayvanın merada otlarsa ayçiçeği yağı mısırözü yağı margarin kullanmazsan şekeri de azaltırsan senin damar sertliği olma şansın kalmıyor. Kolesterolün ne olursa olsun. Ama bu bilgi kolesterol ilacı üreten Amerikan şirketlerinin işine gelmiyor.

yılda sadece kolesterol ilacı satımından
50 milyar dolar elde ediyorlar.

İLAÇ

O yüzden de Amerikan tıbbı bize ne emrediyor? Kolesterol ilacı ver diyor. Bakın gazetelere yansıyan bir gerçek var. Nasıl bizim Sağlık Bakanlığımız bir bilimsel kurul kurdu, Amerika’da da böyle bir bilimsel kurul kuruldu ve “Normal kolesterol düzeyi kaçtır?” sorusuna bilim kurulu yanıt versin istendi. Ve de normalin çok altı bir değer, 200 mü kabul ediliyor normal,150 gibi bir değer ileri sürdüler. Sonradan ortaya çıktı ki bilim kurulunda yer alan 9 öğretim üyesinin dokuzu da ilaç şirketlerinden rüşvet almışlar.

- Hocam kızartmalarda ne tip yağ kullanmak gerekir?
- Kesinlikle zeytinyağı, kesinlikle.
- Peki, zeytinyağının yanma derecesi ayçiçeği yağından yüksek midir?
- 240 derece, ayçiçeği yağından çok daha yüksektir. Tava ısısı normal şartlarda 180 dereceyi çok az aşar. O yüzden rahatlıkla zeytinyağını kullanabilirsiniz ama dumanlaşma derecesi diye teknik jargonda adlandırılır sızma zeytinyağını kullandığınız zaman çok daha düşük derecelerde dumanlanma görürsünüz. O su buharıdır. Su buharıdır ve içindeki bazı organik maddeler yanar, koku maddeleri tat maddeleri yanar. O yüzden o, yağın yandığı anlamında değildir. Ne olur yanılmayın. Yağ yanmıyor. İçindeki bazı koku, renk maddeleri yanıyor. 240 dereceye kadar dayanan bir yağdır……

ŞİŞE SU

Bir dinleyicinin elindeki pet şişeden su içtiğini gören hoca,
- Şimdi içtiğiniz su ile neler elde ettiğinizi de gözden geçirelim ve bu günkü toplantıyı kapatalım.

O polietilen tereftalat maddesinden üretilmiş
yani pet şişenin içindeki stalatlar
suyun içine karışmış bulunuyor.
Ayrıca o plastiği yumuşatmak için
antimon denen bir ağır metal kullanılmıştır
o da suyun içine karışıyor
dolayısıyla siz hem stalat,
hem de antimon içmiş oldunuz şu anda.

Peki, ne yapar bunlar size? Bunlar hormon bozucular diye geçer. Sizin vücudunuzda bir takım hormonal bozukluklar yaratır. Bu hormonal bozuklukların bir bölümü, örnek, östrojen etkisini göstererek 5 yaşında çocukların adet görmesine sebep olur. İki buçuk yaşında bir çocuk getirdiler Lüleburgaz’dan adet görüyor. İki buçuk yaşında. Hamile bir kadın östrojen etki gösteren bir hormonal bozucuyu aldığı zaman, o madde özellikle bu 19 litrelik su bidonlarında onlar polikarbon denen bir plastiktir ve ham madde olarak Bisfenol-A denen bir maddeden üretilir. Bisfenol-A’nın meme kanseri yaptığı 1930 yılından beri bilindiği halde ve 130 tane bilimsel yayın olduğu halde bunun hakkında hala biz o bidonlardan su içmeye mahkum bırakılıyoruz. Bisfenol-A hamile bir kadının karnındaki çocuğun beynindeki cinsiyet ayrım merkezine gittiğinde çocuğun homoseksüel olma olasılığı çok yükseliyor. Meme kanseri riski çok yükseliyor erkekse prostat kanseri riski normal bunla temas etmemiş insana göre 3 kat artıyor.

Yani musluk suyu için Allah aşkına.

- Arıtıcılar hocam?
- Paranız varsa arıtıcı kullanın. Ama paranız yok arıtıcı alamıyorsunuz, musluk suyu için.

Musluk suyu
İstanbul’da kullandığınız
plastik şişedeki su hangisi olursa olsun
100 kat iyidir.

MUSLUK SUYU

İSKİ’nın her ay İstanbul’daki bütün su havzalarının sağlık raporları internette yayınlanıyor. Biz geçen sene NTV’de bir su programı yapmıştık ve NTV Yıldız Teknik Üniversitesinde piyasadan topladığı suları bakteriyolojik incelemeye gönderdi. Hepsinde mikrop çıktı. Hepsinde istisnasız. Yani siz sağlıklı olsun, temiz olsun çocuğum mikropsuz su içsin diye mikroplu suyu paranızla içiyorsunuz. Bıraktım vazgeçtim mikroptan, kanser yapıyor. Almanya’da geçen sene ocak ayında Avrupa birliğinin gıda güvenliği merkezi vardır EFSA ocak 2010a kadar Bisfenol_A’nın sağlık sakıncası olmadığını iddia ediyordu. Ama toplum baskısıyla mayıs ayında biz bu işi araştıracağız dediler ve ekim ayında biberonlarda Bisfenol-A’nın kullanımını yasakladılar. Tamam, da biberonda yasakladın e çocuğuna Bisfenol-A’lı su bidonundan su katmıyor musun mamasını hazırlarken? Isı ve zaman etkisiyle plastiğin defalarca kullanılmasıyla Bisfenol-A’nın suya geçiş oranı çok artıyor. Şimdi su ısınmaz ki diyeceksiniz. Arizona’da yapılan bir çalışmaya göre şehirlerarası su nakli sırasında kamyon içerisindeki su 80 dereceye kadar ısındığı saptanmıştır. 80 dereceye ısınan su o plastikten ne kadar madde çözüyor biliyor musunuz? Sizi de sülalenizi de kanser etmeye yeter. Antalya’da yazın açık havada duran suyun derecesi kaç acaba? Banyo bile yapamazsın o kadar sıcak suyla. Ne olur musluk suyu kullanın. Bırakın şu plastikleri.

- Hocam bazı yiyecekleri plastik poşetlere koyup buzluğa atıyoruz, bu da sakıncalı mı?
- Şimdi bakın naylon folyo polietilen denen bir maddedir ve polietilenin bu güne kadar bir sağlık sakıncası saptanmamıştır. Daha büyük sorun yoğurt kapları. Mesela bazen çay içiyoruz köpük gibi bardaklardan veya uçağa bindiğimizde şeffaf cam gibi çıt diye kırılan plastik bardaklar var hem o polystryne hem köpük gibi olan bardaklar da polystryne onlardan stryne çayımıza geçiyor o da kanser yapıyor.

PLASTİK KAB

Şimdi plastik yoğurt kaplarında, ben anlata anlata zannediyorum bazı firmalar artık polipropilen kullanmaya başladı. Kabın altına baktığımız zaman veya yanına baktınız zaman bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar. 5 numara polipropilendir altında da zaten PP yazar. Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Ben her yoğurt almaya gittiğimde maalesef aynı firma farklı marketlere farklı plastik gönderebiliyor. Daha ucuz marketlere adi plastiklerde, lüks semtlerdeki marketlere daha kaliteli plastikte gönderiyor. Ne acı. Yani ayırım yapıyor.

- Yani hocam üçgenin içinde 5'mi yazması lazım?
- Evet polipropilen

- 1,5 litrelik su şişelerinde 1 yazıyor.
- Evet, işte o PET polietilen tereftalat, kötü, 1 numara kötü. Evde 19 litrelik bidonların altına bakın. Onda da 7 yazar. 7 diğer plastikler anlamına gelir. Diğer plastiklerin içinde 6-7 farklı plastik vardır bunlardan bir tanesi de polikarbondur onun için üçgenin altında PC kısaltması vardır.

Bu günlük de bu kadar…..

Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL


http://www.izmiryaziyor.com/cicek-y...asla-kullamayin-nedenini-mutlaka-okuyun/1240/
 
diye diye zeytinyağının fiyatı uçtu gitti valla, gerçi zeytinde yokmuş onunda etkisi var
 
Musluk suyu diyor ama oda çok kireçli içilmez böbrekte taş yapıyor, sanki kendisi ,musluk suyu içiyor
fruktoz yazıyorsa tehlike mısırdan imalatı yapılmıştır,
akılda tutmak faydalı en iyi cola,fanta,meyve suyu içlmemek
bunlar çok tehlikeli onun yerine şalgam,ayran
birde glükoz buda alzheimer yapıyormuş canan karatay demişti , glükoz bende mideme vuruyor hazmı zor , birde gıdanın üstüne yasal olarak yazılsın mısır şurubundan mı değil mi
torku markası yazmış yok diye
 
Zeytinyağı tereyağı diye diye fiyatlar ateş pahası oldu biz napalım 5 kilo zeytinyağı 80 lira nasıl alalım mübarek bizde para basmıyoz ya tamam sağlık bu çok önemli ama bari fiyatlar keseye uygun olsun

Aman canan hoca da aynı şeyi dedi fiyatların yanına yaklaşılmıyor şimdiEn Büyük KKEn Büyük KK
 
bence ha şekerpancarından ha mısırdan şeker yapılmış şurup yapılmış hiç fark etmiyor ama tabii mısır olunca işin içine bi de gdo girmiş oluyor
 
diye diye zeytinyağının fiyatı uçtu gitti valla, gerçi zeytinde yokmuş onunda etkisi var

Zeytinyağı tereyağı diye diye fiyatlar ateş pahası oldu biz napalım 5 kilo zeytinyağı 80 lira nasıl alalım mübarek bizde para basmıyoz ya tamam sağlık bu çok önemli ama bari fiyatlar keseye uygun olsun

Aman canan hoca da aynı şeyi dedi fiyatların yanına yaklaşılmıyor şimdiEn Büyük KKEn Büyük KK

Hakiki zeytinyağının üreticisini bulup alın.
Şu an da hakiki zeytinyağının litresi 15 lira. Bizzat zeytin ağaçları olan, sıkımında zeytininin başında duran üreticiden gerçek zeytinyağı alıyorum.
17 kiloluk bir teneke çam balının tenekesi 200 lira, ev yapımı gerçek tereyağının kilosu 10 lira.

Sizlere tavsiyem eğer imkanınız varsa bir hafta sonu atlayın arabaya köylere gidin, hem gezmiş olursunuz hemde köylülerin ekmek parasına katkınız olur.
Göreceksiniz birçok şeyi hem doğal yemiş olacak hemde uygun fiyatlı almış olacaksınız.
 
zeytin yağı fiyatları uçtu gitti 1 lt markette satılan zentinyağı bile en az 20 lira

5 lt si 90 -100 tl den aşağı değil
 
dün pazarda bulgar göçmeni bir kadın zeytinyağı satıyordu. oraya aitmiş. ne kadar dedim
kilosu 30 lira. dedi. ohado oldum. ne bu anam. markette daha ucuz
bulgaristandaki zeytinyağlarının içine altın tozu katıyorlar sanırım:)
 
Hakiki zeytinyağının üreticisini bulup alın.
Şu an da hakiki zeytinyağının litresi 15 lira. Bizzat zeytin ağaçları olan, sıkımında zeytininin başında duran üreticiden gerçek zeytinyağı alıyorum.
17 kiloluk bir teneke çam balının tenekesi 200 lira, ev yapımı gerçek tereyağının kilosu 10 lira.

Sizlere tavsiyem eğer imkanınız varsa bir hafta sonu atlayın arabaya köylere gidin, hem gezmiş olursunuz hemde köylülerin ekmek parasına katkınız olur.
Göreceksiniz birçok şeyi hem doğal yemiş olacak hemde uygun fiyatlı almış olacaksınız.


bi tane bulduk, o da kendimize bile kalmadı ki dedi, meğerse zeytin üreticilerin fabrikaya vermeleri gereken bi alt limit varmış o limiti anca çıkarabilmişler
 
valla soğuk sıkım soğuk sıkım dedikleri teneke 5 lik yağ demin markette 129 liraydı, meşhur markalardan da değil ha
 
Katılıyorum. Bizde direk üreticiden alıyoruz.
Hakiki zeytinyağının üreticisini bulup alın.
Şu an da hakiki zeytinyağının litresi 15 lira. Bizzat zeytin ağaçları olan, sıkımında zeytininin başında duran üreticiden gerçek zeytinyağı alıyorum.
17 kiloluk bir teneke çam balının tenekesi 200 lira, ev yapımı gerçek tereyağının kilosu 10 lira.

Sizlere tavsiyem eğer imkanınız varsa bir hafta sonu atlayın arabaya köylere gidin, hem gezmiş olursunuz hemde köylülerin ekmek parasına katkınız olur.
Göreceksiniz birçok şeyi hem doğal yemiş olacak hemde uygun fiyatlı almış olacaksınız.
 
valla soğuk sıkım soğuk sıkım dedikleri teneke 5 lik yağ demin markette 129 liraydı, meşhur markalardan da değil ha
Vuuuuuu abartmışlar iyice, bu sene bazı bölgelerde zeytin verimli bazı bölgelerde verimsiz, bu da ağacın cinsi, bölge, geçen sene zeytinin hangi bölgede çok hangi bölgede az verdiğiyle alakalı.
Zeytin bir sene çok verir bir sene az verir çünkü.

Mesela Ege'de şu an zeytin çok vermedi ama Marmara'da gayet güzel zeytin aldı üretici.
Bulduğunuz kişi yağ fabrikasına verecek kadar zeytin almış demek ki ağaçlarından, valla eğer fırsatınız varsa dediğim gibi yapın, haftasonu köyleri gezin, illaki birilerini bulursunuz, zeytinyağını renkli şişede değil saydam şişede tercih edin, rengine bakın, hafif yeşilimsi olmalı ve soğukta donmalı, donmuyorsa içine başka yağ karıştırmışlardır.
Bunu anlamak için aslında baştan 1 litre kadar denemelik almak faydalı olacaktır.
 
Vuuuuuu abartmışlar iyice, bu sene bazı bölgelerde zeytin verimli bazı bölgelerde verimsiz, bu da ağacın cinsi, bölge, geçen sene zeytinin hangi bölgede çok hangi bölgede az verdiğiyle alakalı.
Zeytin bir sene çok verir bir sene az verir çünkü.

Mesela Ege'de şu an zeytin çok vermedi ama Marmara'da gayet güzel zeytin aldı üretici.
Bulduğunuz kişi yağ fabrikasına verecek kadar zeytin almış demek ki ağaçlarından, valla eğer fırsatınız varsa dediğim gibi yapın, haftasonu köyleri gezin, illaki birilerini bulursunuz, zeytinyağını renkli şişede değil saydam şişede tercih edin, rengine bakın, hafif yeşilimsi olmalı ve soğukta donmalı, donmuyorsa içine başka yağ karıştırmışlardır.
Bunu anlamak için aslında baştan 1 litre kadar denemelik almak faydalı olacaktır.


o çocuk fabrikalardan şikayetçi, zeytinliklerinin yanına bi fabrika kurulmuş, o fabrikanın dumanından isinden az zeytin vermeye başlamış ağaçlar, ee koca holdingin fabrikası olunca da dava ederekte bi yere varamamışlar, ülkemizdeki zeytinliklerle ilgili özel kanunlar çıkarılmalı bence, hiç kıymet bilmiyoruz, herşey sermayesi olana legal
 
o çocuk fabrikalardan şikayetçi, zeytinliklerinin yanına bi fabrika kurulmuş, o fabrikanın dumanından isinden az zeytin vermeye başlamış ağaçlar, ee koca holdingin fabrikası olunca da dava ederekte bi yere varamamışlar, ülkemizdeki zeytinliklerle ilgili özel kanunlar çıkarılmalı bence, hiç kıymet bilmiyoruz, herşey sermayesi olana legal
Maalesef öyle, hele zeytin bizde hiç itibar görmüyor, köylü şikayetçi ama seslerini duyan yok, oysa ilerde zeytinyağını mumla arayacağız.
 
Hakiki zeytinyağının üreticisini bulup alın.
Şu an da hakiki zeytinyağının litresi 15 lira. Bizzat zeytin ağaçları olan, sıkımında zeytininin başında duran üreticiden gerçek zeytinyağı alıyorum.
17 kiloluk bir teneke çam balının tenekesi 200 lira, ev yapımı gerçek tereyağının kilosu 10 lira.

Sizlere tavsiyem eğer imkanınız varsa bir hafta sonu atlayın arabaya köylere gidin, hem gezmiş olursunuz hemde köylülerin ekmek parasına katkınız olur.
Göreceksiniz birçok şeyi hem doğal yemiş olacak hemde uygun fiyatlı almış olacaksınız.
Ahh araba olsa neyse inşallah oda olur tavsiyelerin için çok teşekkür abla ama inan bir tanıdıktan süt alalım yağ alalım dedin mi varya müdara oluyorsun fiyatlar yükselirde yükselir inan o yüzden kendi tanıdıklaırımdan akrabalarımdan almam gerçek ev yapmı tereyağı 10 liramı bulursan banada gönder abla valla 30 kilo 40 kilo alırım atarım dolaba
 
Hakiki zeytinyağının üreticisini bulup alın.
Şu an da hakiki zeytinyağının litresi 15 lira. Bizzat zeytin ağaçları olan, sıkımında zeytininin başında duran üreticiden gerçek zeytinyağı alıyorum.
17 kiloluk bir teneke çam balının tenekesi 200 lira, ev yapımı gerçek tereyağının kilosu 10 lira.

Sizlere tavsiyem eğer imkanınız varsa bir hafta sonu atlayın arabaya köylere gidin, hem gezmiş olursunuz hemde köylülerin ekmek parasına katkınız olur.
Göreceksiniz birçok şeyi hem doğal yemiş olacak hemde uygun fiyatlı almış olacaksınız.
Ben aynen öyle yapıyorum direk üreticisinden alıyorum hem de hiç para vermeden :KK48:
Zeytinyağı konusunda şanslı olanlardan biriyim .Babam üreticisi her sene gönderir yağımı sağolsun. Keşke bende yakınında olsaydım da gidip toplamasına yardım edebilseydim:KK16:daha bir gönül rahatlığıyla yerdim o zeytinyağını.

Tereyağına bir türlü alışamadım ben:KK43: hem tadı hem kokusu çok ağır geliyor yiyemiyorum.
 
Ben aynen öyle yapıyorum direk üreticisinden alıyorum hem de hiç para vermeden :KK48:
Zeytinyağı konusunda şanslı olanlardan biriyim .Babam üreticisi her sene gönderir yağımı sağolsun. Keşke bende yakınında olsaydım da gidip toplamasına yardım edebilseydim:KK16:daha bir gönül rahatlığıyla yerdim o zeytinyağını.

Tereyağına bir türlü alışamadım ben:KK43: hem tadı hem kokusu çok ağır geliyor yiyemiyorum.


ohh afiyet olsun, şanslısın vesselam:KK48:
 
kendımı bıldım bılelı hep zeytınyagı tuketırız sülalece ...
 
Tereyağını kilosu20 tlden köyluye yaptıriyorum.
Z.yağını 15 tlden 20 kiloluk aldim .Balı da tatil yolundan alırım oda 20 tl.
Bu yil zeytin ege de soguktan yok .Balcida tanidik oda az çıkmiş .Hofffffff
Doğa bozuluyor doğa .......
Uyan insanoğlu......
 
X