Geleceğime not...

filmdelisi

Nirvana
Kayıtlı Üye
8 Mart 2015
24.667
78.950
Bu bir serzeniş, bir ağıt, bir iç dökme sadece ve tarihe ve kendime en önemli not!

Oysa ne büyük hayaller vardı bu yola başladığımda.

Aklımda, yüreğimde uçuşan kelebekler ve sonunda diye haykırışlarım çınlıyor kulaklarımda.

İnsanın yıllarca her gece onunla ve mutlu bir yuvaya diye açtığı avuçlar, şimdi duanın sadece hayırlısını dilemek olduğunu, göz yaşlarımı silerken anlıyor.

Bedenimin her yeri ayrı acıyor, üzüntü değil bu.
Sadece öfke, bitmek bilmeyen.

Kendine, seçimine, yıllarına, zerre zerre parçalanan benliğine, ben bunları nasıl yaptıma gelen en ufacık düşüncelere....

Ne güzel bir hayatım var, halbuki.
Dışarıdan bakıldığında her şeyin tastamam olduğu aşık, beraber büyümüş bir çift.

Olmazı oldurmuş, iki zıt kutup nasıl da düşüvermiş birbirinin yüreğine.
İki tane dünyaya bedel, Allahın bağışladığı erkek evlat.

Maddi sıkıntı desek, güzel bir evimiz, lüks bir arabamız, iyi yaşam koşullarımız, ülke dışı seyehatlarimiz, marka çanta ve saatlerimiz, mücevherlerimiz var.
1 yıldır işi yok şahısın ama yine de alıştığımız hayata devam edebiliyoruz, ya daha ne!

Aileler desek, köstek bir kenara hep destek, iki zıt olsalar da bu yuvaya bir fitne sokmazlar, en azından bilinçli olarak.

Ama taa en başında sokuldu bekar görümcem ile.Ya da sürüneyim, gebereyim, bir kadın olarak erkeğe kulluğu köleliği benimsemiş bir aile ne kadar bile isteye zehir saçmazsa, o kadar işte bizimkisi de.

Ama kendi ablaları el üstünde tutulmalı, sabah akşam gezmeli, arabaları daima kapıda olmalı, kuaförden çıkmamalıdır.
Benim senede 3 kere saç boyatmam kavga sebebidir bu yaşadığımız hayatta.

Siz anlayın saçmalıkları...
Neyse, meseleler bunların hiçbiri değil aslında.
Ben narsist, empati duygusundan yoksun, vicdansız, dili zehir saçan, hayatı sadece kendi ve ailesi ile örülü, güçsüz, erkek olmaktan bihaber bu adama evet demişim zamanında.
En güzeli onun olmalıdır, en iyisi, herkesin imrendiği, kolay ulaşılamayan şeyler.
Millet bakıp vaayy demelidir edindiklerine.
Şimdi anlıyorum ki, bu yüzden kurbanım ben bu evlilikte.

Hayatında başına gelebilecek en güzel piyangoyu, başkasına yar etmemek için çıkmışız bu yola.
Her kavgada bu evi babam aldı defol git sadece kıyafetlerini alabilirsin diyen, çalışmak istediğimde yine para ve iş yüküyle tehdit eden, düğün takılarımızı taa en başta satıp getirme koşuluyla alıp senelerdir ne yaptığı bile belli olmayan, yaşadığımız hayata göre bana adeta sadaka verir gibi ihtiyaçlarımı karşılayan, ailesine kul köle olsam ‘mecbur yapacaksın zaten’ anlayışı ile beni paramparça eden, evlendiğimiz günden beri uykuyu sevişmeye tercih edip, ayda en fazla 3 kere hanımına yaklaşan ama el içinde görseniz ‘aşk böceği’ olan, dağa taşa elaleme bana aşkını ilan eden, öven bu adam; evde senin bedeninin her yerinden iğreniyorum, gözlerimi kapayıp başkasını hayal ediyorum diyor.

Sanki beni çöplükten çıkarmış da, hayır işlemiş bir görüşe sahip.
Oysa ki, maddi, manevi, fiziki, kültür, görmüş geçirmişlik olarak beni o adamla kıyaslamak, hayatta yapabileceğiniz en büyük adaletsizlik olur.

İkimiz de eğitimli, düzgün çevre ve meslekleri olan, baktığınızda ‘insan’ denilecek kişilikleriz.
Ama beraberken yaşadıklarımız gerilim filmi sahneleri, zihnimden silinmeyen.
Benim dilim çok sivri ve kışkırtıcıdır, can acıtacak noktayı bilirim ama asla yalan bir şey söylemem.

Adama erkek misin diyorum, bu yaşta hala babanın parasıyla bu evi geçindirip, ev alışverişini bile babana hallettirip, başkalarının her türlü işine koşup, evde biri hasta olunca hastaneye götürmeye bile üşenip, karına bir erkek olarak yaklaşmayıp bir de kocalık taslıyorsun diyorum, seni görünce midem bulanıyor, evi temizlemeyi, çocuk bakmayı beceremiyorsun, ayı gibi oldun yata yata, şuna bak insan mısın sen, kadın diye seni seçen kafama sıkayım, birkaç sene şu çocuklar için sana tahammül ediyorum sadece diyor.


Söylenen sözler o kadar bayağı, bel altı ki; yazarken bile elim gitmiyor.
Ama benim sözlerim yalan değil, tam tamına gerçekler.

Onunkiler ise köleliğe başkaldıran birini psikolojik olarak bitirip, boyunduruk altına alma çabası.
Ne kadar sağlam bir psikolojim varmış ki, bir ruh hastasına tahammül edip hala akıl sağlığımı koruyabiliyorum.


Ne duruyorum daha değil mi?
Nasıl içim alıyor bu hayatı...
Ben olgunlaşmayı bekliyorum herhalde.

Çocuklarımın biraz büyümesini, kendime ayırdığım zamanın artarak bir şekilde hem mesleki hem de ruhen olgunlaşabildiğim günlerde, tırnağını istemeden bu işi 2 dakikada bitirebileceğim günleri bekliyorum.

Çünkü öyle utanıyorum ki yaşadıklarımdan.
Başkası olsa çeker, kurtarır evimi açarım ona.

Benim gibi bir kadın, bunları yaşamaya ve dillendirmeye hazır olamıyor ne yaparsa yapsın.
Babam, ailem öğrenirse kahrolurlar üzüntüden.
Sosyal çevremiz, arkadaşlarımız...
İnsan içine çıkacak yüz kalmalı bende.
Çünkü başı bu kadar dik bir kadının, böylesine iğrenç hayata nasıl tahammül ettiğinin konuşulması, beni hepsinden daha fazla yorar.

Şuan açarsam o davayı, çocuklarımın hakkı için işler iğrençleşecek, yatak odasına kadar kusur göstermek zorunda kalacağım diye çok korkuyorum.


Elalem meselesi değil bu.
Çünkü yaşadıklarımı dillendirmek, gerçek olduğunu yüzüme vuracak ve en kötüsü ben kendime acıyacağım.

Yaşadığım psikolojik, ekonomik şiddetten dimdik hem de kendi imkanlarımla çıkma arzusu benimkisi.
O günleri anmayıp, sadece sonradan olmayı hayal ettiğim kadın olarak bu saçma düzene nokta koymak bir nevi.


Ve yine belirtiyorum, sizlerden bir yorum, düzeltmek için fikirler beklemiyorum çünkü düzelmez.
O bir ruh hastası, şekerliğin kapağı açıktan beni kadın olmamakla suçlayacak kadar.

Bu yazı bir duygu dökümüdür, her anlamda dik bir kadının bile böyle bir şeye tahammül edebilmesinin altında yatan sancıları kendine açıklamasıdır.
Ve eğer bir gün sağlıklı irdeleme yeteneğimi kaybeder, o adamın beynimde açmaya çalıştığı hasarlara yenilirsem, kendime kanıtımdır bu yazı.

Kusurumun, o adama kusursuzluğumu hatırlatmaktır.
 
Son düzenleme:
Bugünlere ne kadar çok buna benzer, aslında adamlıktam bir haber "eş" konusu okudum burada, herşeyin farkındasınız aslında, niye tahammül ettiğinizi, bunu kendinize niye yaptığınızı anlamış degilim. O adamın beyninizde açmaya çalıstığı hasarlara direnmek yerine keşke hepten atıp çıkarsanız hayatınızdan..
 
Anlayamadim mi acaba

Sanki karsilikli bir erkek misin sen,asil ssen kadin misin duellosu var gibi.

Siz sivri dilliyim demissiniz, can acitirim demissiniz ve muhtemelen esiniz de boyle.
Soyledikleriniz karsilikli olarak yenilir yutulur degil.

Madem bekleyeceksiniz bari bu arada o gerilimi cocuklar hissetmesin, siz de yillarin hatrina saygili ayrilabilin diye dillerinizi tutun!
 
Ne kadar güzel yazmışsınız duygularınızı.
Ama bu kadar kendini tanıyan bir bayanın bunlara katlanmaması lazım
Acaba ne kadar ömrümüz var biliyor muyuz ? hayır
kalan ömrümüzü böyle tüketmek sizce reva mı
Hele ki değmeyen biri için bence bu iç döküş olmamalı
Yeniden doğuş kendinizi tanıma ve sizin için yeni kararlar olmalı
 
Bugünlere ne kadar çok buna benzer, aslında adamlıktam bir haber "eş" konusu okudum burada, herşeyin farkındasınız aslında, niye tahammül ettiğinizi, bunu kendinize niye yaptığınızı anlamış degilim. O adamın beyninizde açmaya çalıstığı hasarlara direnmek yerine keşke hepten atıp çıkarsanız hayatınızdan..
Kendimce beklediğim şeyler var, doğruluğu yanlışlığı tartışılır.
Ama en başta tek başıma çocuklarıma yetebilecek her türlü olgunluğa erişmek beni şuanlık tutan.
 
Anlayamadim mi acaba

Sanki karsilikli bir erkek misin sen,asil ssen kadin misin duellosu var gibi.

Siz sivri dilliyim demissiniz, can acitirim demissiniz ve muhtemelen esiniz de boyle.
Soyledikleriniz karsilikli olarak yenilir yutulur degil.

Madem bekleyeceksiniz bari bu arada o gerilimi cocuklar hissetmesin, siz de yillarin hatrina saygili ayrilabilin diye dillerinizi tutun!
Saygı bizim evimizi terkedeli çok oldu.
Halbuki sokakta uyuyan köpeği görünce, çevresinden dolanan, sesime uyanmasın diye yol değiştiren bir kadınken ben...
Evet, daima çatışma.
Çünkü kadın ve erkek olgusunun bambaşka tanımları var bu evlilik denen azapta.
Ben hem kadın hem erkek rolü üstlenmişken, o para sağlayıcısı olunca( baba parası), bir de üzerine kadını sadece ev işi gücü ve çocuğa indirgeyen bir zihniyetle yaşayınca çatışma kaçınılmaz oluyor.
 
Vay canına. Çok şaşırdım açıkçası. Hiç böyle şeyler yaşayan biri gibi durmuyordunuz. Her neyse size verebileceğim en iyi tavsiye çocuklarınızı bahane ederek bir şeyleri ertelemeyin. Mutsuz ve her an tartışma çıkacak korkusuyla yaşamaları daha kötü. Hayat da kısa zaten.
 
Saygı bizim evimizi terkedeli çok oldu.
Halbuki sokakta uyuyan köpeği görünce, çevresinden dolanan, sesime uyanmasın diye yol değiştiren bir kadınken ben...
Evet, daima çatışma.
Çünkü kadın ve erkek olgusunun bambaşka tanımları var bu evlilik denen azapta.
Ben hem kadın hem erkek rolü üstlenmişken, o para sağlayıcısı olunca( baba parası), bir de üzerine kadını sadece ev işi gücü ve çocuğa indirgeyen bir zihniyetle yaşayınca çatışma kaçınılmaz oluyor.
heh konunun ozetı bu
cok haklısınız kadın kadın olmalı erkek de erkek
bızler bıraz fazla sorumluluk yukluyoruz kendımıze erkeklerı tembellıge alıstırıyoruz hatta yaptıklarımıza oyle alısıyorlar kı daımı gorevımız gıbı goruyorlar
bu yuzden bır kadın olarak asla erkegın yapması gerekenı ustlenmemek gerekıyor

catısmanızda da haklısınız kızmakta da kırılmakta da
 
hıcbırsey anlamadım :KK43:
Yaşamak, anlamaktan daha kolaydır.
Birebir tatbik ettiğim için, biliyorum.
İşin özeti; her türlü birey olmayı becerebilmiş, iyi bir mesleği, güzel bir hayatı, hoş bir görünüşü, kendince kültürel donanımları, arkasında kapı gibi maddi manevi destek ailesi olan bir kadın, psikolojik ve ekonomik şiddetin dibini yaşıyor.
Kan kusuyor da kızılcık şerbeti içtim diyor en başından beri.
Başkalarına her anlamda çare olabilirken, kendi kapanıma kısıldım ve tekrar eski halimi kazanana kadar içime attıklarımı bir nevi haykırdım.
İşte tam olarak bu...
 
cok üzüldüm.
ne hayallerle kurulan bir yuva ve daha sonrasinda dönüsen bir kabus.
hic belli etmedi mi kendini?
 
Şok oldum. Yorumlarınızdan bilirim sizi. Gayet aklı başınıda bir insanız. Evliliğin pek de matah bişey olmadığından dem vuruyordunuz arada, ama bu kadarı bir 5-10 yıl daha katlanırım deyip geçilecek cinsten değil.

Çocuklarınıza yetmek ilk hedefse, neden ondan izin almaksızın çalışmaya başlamıyorsunuz?

Bir de iş ayrılmaya giderse, onun 5 kuruşuna tamah etmem demek de akıl karı değil. Çocukların ve sizin ne hakkı varsa almalısınız.

Kaç yıldır bu şekilde evliliğiniz?
 
Hakkınızda hayırlısı olsun.

Güçlü olayım derken tüm sorumluluğu yükleneyim diyorsunuz ama siz, ezmeyin kendinizi böyle.
Tüm sorumluluk zaten bende.
Anlatımlarımdan saçma bir hayat çıksa da, dış görünüm itibari ile mükkemmel hayatım var!
Zaten sürekli suçlandığım konu bu ya...
Evimde hafta içi yardımcım var 4 gün, altımda arabam falan filan.
İyi de ben 2 küçük bebekle insan olmaktan çıktım, duşu bile 4 günde alabiliyorsam evi temizleyemiyorum başkası yapıyor ya da bir çöpü atmayı unuttum diye kadın olmaktan mı çıkıyorum?
Bu kadar mıdır her şey?
 
Bu kadar aşağılanmayı kabul etmek, sanırım kendinize olan saygınızın da olmadığını gösteriyor. Çocuklar büyüne kadar kısmı, açıkçası umut başlığı bana göre. İnandırıcı değil, belki düzelir demek yani. Hemcinslerim bu kadar güçsüz olmasaydı keşke..
 
cok üzüldüm.
ne hayallerle kurulan bir yuva ve daha sonrasinda dönüsen bir kabus.
hic belli etmedi mi kendini?
Hayır.
İşler hamile kaldığımda sarpa sarmaya başladı.
İlk evlendiğimizde kişisel çatışmalarımız oluyordu ama saygı varken iğrençleşmiyorduk.
Hamileliğimle beraber her şey bitti aslında.
 
Şok oldum. Yorumlarınızdan bilirim sizi. Gayet aklı başınıda bir insanız. Evliliğin pek de matah bişey olmadığından dem vuruyordunuz arada, ama bu kadarı bir 5-10 yıl daha katlanırım deyip geçilecek cinsten değil.

Çocuklarınıza yetmek ilk hedefse, neden ondan izin almaksızın çalışmaya başlamıyorsunuz?

Bir de iş ayrılmaya giderse, onun 5 kuruşuna tamah etmem demek de akıl karı değil. Çocukların ve sizin ne hakkı varsa almalısınız.

Kaç yıldır bu şekilde evliliğiniz?
Daha 4 buçuk yıldır evliyim.
Hamileliğimle başladı her şey.
İş meselesi şöyle, işe girersem eve gelen bakıcımın gideceği ve nasıl yapıyorsam çocuklara benim bakmam gerektiği ile tehdit ediliyorum.
Zaten en ufak tartışmada bile sürekli, bu şekilde oluyor.
Yardımcı gider, bu evde 3 nüz kalırsınız, her işi sen yaparsınla biten cümleler.
Ama çocuklarım 2 buçuk ve 1 buçuk yaşında.
Onları kreşe yollayıp, çalışmayı bekliyorum.
 
Bu kadar aşağılanmayı kabul etmek, sanırım kendinize olan saygınızın da olmadığını gösteriyor. Çocuklar büyüne kadar kısmı, açıkçası umut başlığı bana göre. İnandırıcı değil, belki düzelir demek yani. Hemcinslerim bu kadar güçsüz olmasaydı keşke..
Bilakis, kendime saygım tavanda.
Dün gece evi terkettim mesela.
Ama çocuklarım evde, mecbur 2 saat sonra geri döndüm.
Adamı kovuyorum, gitmiyor.
Küfürler ediyorum, gitmiyor.
Yatağıma almıyorum, gitmiyor.
2 küçük çocuğumla ben evden gidemeyeceğime göre, bu adam gitmiyor yahu!
Kurtulamıyorum!
Ve şuan tek tehditim çocuklarımın bakımının aksaması olduğundan, onların kreş çağı ve biraz daha büyümeleri için ben de gidemiyorum.
 
İçim acıdı okurken gercekten neden hala devam etme isteğiniz ailenizin durumu iyi egitiminiz varmıs belliki cocuklarda cok kücük değil neden yani

Vazgecmek icin daha ne olmasını bekliyorsunuz şiddet mi aldatılmak mı ?
 
Vay canına. Çok şaşırdım açıkçası. Hiç böyle şeyler yaşayan biri gibi durmuyordunuz. Her neyse size verebileceğim en iyi tavsiye çocuklarınızı bahane ederek bir şeyleri ertelemeyin. Mutsuz ve her an tartışma çıkacak korkusuyla yaşamaları daha kötü. Hayat da kısa zaten.
Yakıştıramadınız değil mi?
Ben de yakıştıramıyorum zaten.
Çocuklarım bahane değil, öz bakımları beni tutan.
Adam kılıklının zırnık vermeyeceğini bildiğimden, bez paralarını bile karşılayabilmek için maddi donanıma ihtiyacım var.
Ailemin durumu iyi fakat, kalkıp da ben bu iğrenç adamı hayatımıza sokup her şeyi mahvettim, çocuklarıma da siz bakın diyemem.
 
X