- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.001
Bir dönem mutfakta 4 ana gıda maddesi grubundan; yani inek sütü, tavuk yumurtası, maya ve glutenden uzak ama yine de besin değeri yüksek lezzetler yaratmam gerektiğini öğrenmiş bulunuyorum
Aile hekimliği uzmanı Dr. Banu Özmen'in karşısında biraz heyecanlı bir bekleyiş içindeyiz, zira birazdan eşimin gıda duyarlılığı testinin sonucunu öğreneceğiz. Özmen, benim bir mutfak sever olduğumu duymuş, 'Biraz anlatır mısınız, merak ediyorum, nasıl bir mutfağınız var'' diye soruyor. En sevdiğim soru! "Lezzete meraklı tipik bir Türk ailesi gibi yiyoruz ve yaşıyoruz. Çorbasız başlamadığımız öğünlerde balığından sebzesine, salatasına, ekşi maya ekmeğinden peynirine her türlü sağlıklı besin var ama özel günlerimizde, buluşmalarımızda hamur işinden, kızartmadan, pilavdan, tatlıdan da kaçmıyoruz. Samimi bir mutfak bizimkisi. Misafiri, çeşidi bol, ısrarı az.'' Doktor hanımın bakışları değiştikçe başka türlü bir onay almam gerektiğini düşünüyorum ve hemen ekliyorum: "Sabahları da meyve ve yoğurt yiyoruz."
Bu son cümleyle de durumu pek kurtaramıyorum ve bir dönem mutfakta 4 ana gıda maddesi grubundan; yani inek sütü, tavuk yumurtası, maya ve glutenden uzak ama yine de besin değeri yüksek lezzetler yaratmam gerektiğini öğrenmiş bulunuyorum. Tabii alışveriş sırasında da gıda ambalajı etiketlerini her zamankinden çok daha dikkatli okuyacağım...
İSTANBUL'DAKİ MARKETLERDE VAR ARTIK
Karabuğday, kestane, patates, mısır unu, glutensiz un, avocado, mercimek, özellikle küçük balıklar, bol bol yeşillik, salatalar, pirinç ve kinoa bu aralar mutfaktaki dostlarım.
Bu bahsettiğim gruptan "kinoa"yı uzun zamandır yazmak istiyordum ama bulunma ihtimalinin artmasını bekliyordum. Neyse ki İstanbul'daki marketlerde var artık.
Kinoa ıspanakgiller familyasının bir türü ve aslen tahıl benzeri çekirdikleri için üretiliyor. Menşei Güney Amerika ve varoluşu çok çok eskilere dayanıyor. Almanlar'ın, İnkalar'ın mısır ve patatesin yanından üçüncü ana besin olarak kinoa tüketmeleri nedeniyle "Inkakorn" dedikleri bu çekirdek, antik çağın ana tahılı ve aslında beyaz, kırmızı ve siyah olmak üzere 3 rengi var. Ben Türkiye'de sadece beyazını bulabildim henüz. Özellikle kırmızısı piştiğinde formunu daha iyi koruyabildiği için keşke tüm renkleri olsa da pişirirken karıştırsam diyorum.
Kinoanın evime ilk girişi bir arkadaşımın yaptığı Güney Amerika seyahati sonrası olmuştu. Keten bir torba ve küçük bir notla gelen bu tahılı tavsiye üzerine önce sadece çorbalarda kullandım.
Sonra Avusturya'da her sene gittiğimiz güzeller güzeli kayak kasabası Lech'teki Monzabon Oteli'nde balığın ve etin yanına pilav gibi servis edildi. Bu tip bir ikramda kinoayı bire iki ölçüyle et ya da sebze suyuyla iyice suyunu çekinceye kadar haşlıyorsunuz. Monzabon'un şefi bir gün bize kinoanın soğuk salatasını da yaptı. O kadar beğendim ki, kendimi otelin mutfağında buldum. Şefimiz hem tarifiyle hem de üç renginden kinoa paketleriyle yolcu etti bizi.
KENDİ KÜÇÜK AMA DÜNYA İÇİMN BÜYÜK BESİN
'İnsanlığı kurtaracak tahıl'' deniyor kinoa için, bu doğru mu bilmem ama özel bir gıda olduğu kesin. Yüksek proteinli, temel aminoasitlere sahip, kalsiyum, demir, magnezyum, lif ve fosfor zengini bu küçük ama dev besin glutensiz beslenmek için de gayet güzel bir alternatif.
Lezzeti arttırmak için birkaç püf noktası var; biraz tuzla haşlarsanız daha ağıza gelir bir şekilde pişirmeniz kolaylaşır. Pişirme öncesinde akan suyun altında 2-3 dakika tutmakta fayda var. Bu işlem, kinoanın doğal kabuğunda var olan saponin maddesinin hafif acımsı tadının yok olması için. Pilav ve salata alternatiflerinin dışında sabah kahvaltısında da farklı bir tat yaratabilirsiniz, bunun için kinoayı yine bire iki ölçü pişirirken ince dilimlediğiniz elmayı, kuru üzümü ve biraz da tarçını eklemeyi deneyin.
Mutfaklara yeni tatları sokmak her zaman kolay olmuyor. "Yüzlerce yıldır bildiğimiz ve kayıt altına alınmış mutfağımızda olmayan, ecdadımın yemediği bir besini sokmam mönüme" de diyebilirsiniz. Ama ben yine de denemeye değer olacağını düşünüyorum.
Kinoa salatası
MALZEMELER:
1 su bardağı kinoa
Renkli biberler
2 su bardağı soda
Tuz
Karabiber
Pirinç sirkesi
Limon suyu
Zeytinyağı
HAZIRLANIŞI:
Kinoayı yarım saat suda beklettikten sonra akan bir musluğun altında tel süzgeçin içinde ovalayarak iyice yıkayın ve süzdürün. Bir tavaya az bir miktar zeytinyağı koyun, süzülmüş kinoayı orta ateşte 1 dakika çevirerek suyunun iyice buharlaşmasını sağlayın. İki bardak soda ve yarım tatlı kaşığı tuzla beraber iyice suyunu çekene kadar pişirin. 2-3 adet minik doğranmış renkli biberle karıştırın. Bir tatlı kaşığı tuz, yarım çay kaşığı karabiber, 1 limon suyu, 60 ml zeytinyağı ve 2 yemek kaşığı pirinç sirkesiyle hazırladığınız sosu üzerine dökün ve servis edin. Arzuya göre sosuna bir tatlı kaşığı şeker de ilave edebilirsiniz.
Karidesli pirinç salatası
MALZEMELER:
1 su bardağı pirinç
1 demet ince kıyılmış dereotu
1 demet ince kıyılmış fesleğen
1 ekşi yeşil elma (İnce dilimledikten sonra küçük küpler halinde kesin ve kararmasın diye üzerine limon suyu dökün)
1 avokado (Küp küp doğranmış ve limon suyu dökülmüş)
500 gr kırmızı karides (Kabuğuyla beraber buharda haşlayın)
150 gr rendelenmiş mozzarella
Zeytinyağı
Limon suyu
Nar ekşisi
Tuz
HAZIRLANIŞI:
Pirinci 20 dakika kaynar ve tuzlu suda bekletip süzdükten sonra, 2 su bardağı su, 1 tatlı kaşığı tuz, birkaç damla limon suyu ve yarım çay bardağı zeytinyağıyla pilav gibi pişirin. Soğuyunca, dereotu, fesleğen, yeşil elma, avocado, haşlanmış karides ve mozzarella ile karıştırın. 60 ml zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı tuz, 1 limon suyu ve 1 yemek kaşığı nar ekşini karıştırarak yaptığınız sosu üzerine dökün ve servis edin.
Selin'den not: Yeşim Dilaver'e teşekkürlerimle...
Aile hekimliği uzmanı Dr. Banu Özmen'in karşısında biraz heyecanlı bir bekleyiş içindeyiz, zira birazdan eşimin gıda duyarlılığı testinin sonucunu öğreneceğiz. Özmen, benim bir mutfak sever olduğumu duymuş, 'Biraz anlatır mısınız, merak ediyorum, nasıl bir mutfağınız var'' diye soruyor. En sevdiğim soru! "Lezzete meraklı tipik bir Türk ailesi gibi yiyoruz ve yaşıyoruz. Çorbasız başlamadığımız öğünlerde balığından sebzesine, salatasına, ekşi maya ekmeğinden peynirine her türlü sağlıklı besin var ama özel günlerimizde, buluşmalarımızda hamur işinden, kızartmadan, pilavdan, tatlıdan da kaçmıyoruz. Samimi bir mutfak bizimkisi. Misafiri, çeşidi bol, ısrarı az.'' Doktor hanımın bakışları değiştikçe başka türlü bir onay almam gerektiğini düşünüyorum ve hemen ekliyorum: "Sabahları da meyve ve yoğurt yiyoruz."
Bu son cümleyle de durumu pek kurtaramıyorum ve bir dönem mutfakta 4 ana gıda maddesi grubundan; yani inek sütü, tavuk yumurtası, maya ve glutenden uzak ama yine de besin değeri yüksek lezzetler yaratmam gerektiğini öğrenmiş bulunuyorum. Tabii alışveriş sırasında da gıda ambalajı etiketlerini her zamankinden çok daha dikkatli okuyacağım...
İSTANBUL'DAKİ MARKETLERDE VAR ARTIK
Karabuğday, kestane, patates, mısır unu, glutensiz un, avocado, mercimek, özellikle küçük balıklar, bol bol yeşillik, salatalar, pirinç ve kinoa bu aralar mutfaktaki dostlarım.
Bu bahsettiğim gruptan "kinoa"yı uzun zamandır yazmak istiyordum ama bulunma ihtimalinin artmasını bekliyordum. Neyse ki İstanbul'daki marketlerde var artık.
Kinoa ıspanakgiller familyasının bir türü ve aslen tahıl benzeri çekirdikleri için üretiliyor. Menşei Güney Amerika ve varoluşu çok çok eskilere dayanıyor. Almanlar'ın, İnkalar'ın mısır ve patatesin yanından üçüncü ana besin olarak kinoa tüketmeleri nedeniyle "Inkakorn" dedikleri bu çekirdek, antik çağın ana tahılı ve aslında beyaz, kırmızı ve siyah olmak üzere 3 rengi var. Ben Türkiye'de sadece beyazını bulabildim henüz. Özellikle kırmızısı piştiğinde formunu daha iyi koruyabildiği için keşke tüm renkleri olsa da pişirirken karıştırsam diyorum.
Kinoanın evime ilk girişi bir arkadaşımın yaptığı Güney Amerika seyahati sonrası olmuştu. Keten bir torba ve küçük bir notla gelen bu tahılı tavsiye üzerine önce sadece çorbalarda kullandım.
Sonra Avusturya'da her sene gittiğimiz güzeller güzeli kayak kasabası Lech'teki Monzabon Oteli'nde balığın ve etin yanına pilav gibi servis edildi. Bu tip bir ikramda kinoayı bire iki ölçüyle et ya da sebze suyuyla iyice suyunu çekinceye kadar haşlıyorsunuz. Monzabon'un şefi bir gün bize kinoanın soğuk salatasını da yaptı. O kadar beğendim ki, kendimi otelin mutfağında buldum. Şefimiz hem tarifiyle hem de üç renginden kinoa paketleriyle yolcu etti bizi.
KENDİ KÜÇÜK AMA DÜNYA İÇİMN BÜYÜK BESİN
'İnsanlığı kurtaracak tahıl'' deniyor kinoa için, bu doğru mu bilmem ama özel bir gıda olduğu kesin. Yüksek proteinli, temel aminoasitlere sahip, kalsiyum, demir, magnezyum, lif ve fosfor zengini bu küçük ama dev besin glutensiz beslenmek için de gayet güzel bir alternatif.
Lezzeti arttırmak için birkaç püf noktası var; biraz tuzla haşlarsanız daha ağıza gelir bir şekilde pişirmeniz kolaylaşır. Pişirme öncesinde akan suyun altında 2-3 dakika tutmakta fayda var. Bu işlem, kinoanın doğal kabuğunda var olan saponin maddesinin hafif acımsı tadının yok olması için. Pilav ve salata alternatiflerinin dışında sabah kahvaltısında da farklı bir tat yaratabilirsiniz, bunun için kinoayı yine bire iki ölçü pişirirken ince dilimlediğiniz elmayı, kuru üzümü ve biraz da tarçını eklemeyi deneyin.
Mutfaklara yeni tatları sokmak her zaman kolay olmuyor. "Yüzlerce yıldır bildiğimiz ve kayıt altına alınmış mutfağımızda olmayan, ecdadımın yemediği bir besini sokmam mönüme" de diyebilirsiniz. Ama ben yine de denemeye değer olacağını düşünüyorum.
Kinoa salatası
MALZEMELER:
1 su bardağı kinoa
Renkli biberler
2 su bardağı soda
Tuz
Karabiber
Pirinç sirkesi
Limon suyu
Zeytinyağı
HAZIRLANIŞI:
Kinoayı yarım saat suda beklettikten sonra akan bir musluğun altında tel süzgeçin içinde ovalayarak iyice yıkayın ve süzdürün. Bir tavaya az bir miktar zeytinyağı koyun, süzülmüş kinoayı orta ateşte 1 dakika çevirerek suyunun iyice buharlaşmasını sağlayın. İki bardak soda ve yarım tatlı kaşığı tuzla beraber iyice suyunu çekene kadar pişirin. 2-3 adet minik doğranmış renkli biberle karıştırın. Bir tatlı kaşığı tuz, yarım çay kaşığı karabiber, 1 limon suyu, 60 ml zeytinyağı ve 2 yemek kaşığı pirinç sirkesiyle hazırladığınız sosu üzerine dökün ve servis edin. Arzuya göre sosuna bir tatlı kaşığı şeker de ilave edebilirsiniz.
Karidesli pirinç salatası
MALZEMELER:
1 su bardağı pirinç
1 demet ince kıyılmış dereotu
1 demet ince kıyılmış fesleğen
1 ekşi yeşil elma (İnce dilimledikten sonra küçük küpler halinde kesin ve kararmasın diye üzerine limon suyu dökün)
1 avokado (Küp küp doğranmış ve limon suyu dökülmüş)
500 gr kırmızı karides (Kabuğuyla beraber buharda haşlayın)
150 gr rendelenmiş mozzarella
Zeytinyağı
Limon suyu
Nar ekşisi
Tuz
HAZIRLANIŞI:
Pirinci 20 dakika kaynar ve tuzlu suda bekletip süzdükten sonra, 2 su bardağı su, 1 tatlı kaşığı tuz, birkaç damla limon suyu ve yarım çay bardağı zeytinyağıyla pilav gibi pişirin. Soğuyunca, dereotu, fesleğen, yeşil elma, avocado, haşlanmış karides ve mozzarella ile karıştırın. 60 ml zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı tuz, 1 limon suyu ve 1 yemek kaşığı nar ekşini karıştırarak yaptığınız sosu üzerine dökün ve servis edin.
Selin'den not: Yeşim Dilaver'e teşekkürlerimle...