Kendimi değiştirmek istiyorum ama başaramıyorum.

Merhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.

Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.

Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.

İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.

Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.

Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.

Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.

Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.

Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.

Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.

Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.

Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.
Merhaba, yazdiklariniz sizi kötü yapmaz ki.
İnsan iletişimine odaklanmanız tavsiye ederim ve bol vol aynanın karşısında kendinizle konuşun. Bir de bence hayatta ki en önemli şey kendinizi sevin. Patavatsız konuşunca da sevin sacmalainca da. Böyle olunca insan daha kolay bir şeyleri göz ardı edip önüne bakabiliyor.
Öğrenci öyle söylemiş söylesin bu sizi kötü bir öğretmen yapmaz ki o onun düşüncesi :)
 
Benim farklı bir versiyonumu gördüm sizde. Ben de öğretmenim, şuanki erkek arkadaşımdan 3 yaş büyüğüm ve anlattıklarınız...
Keşke size destek olabilsem kendime olamıyorum çünkü belki yalnız olmadığınızı hissedersiniz. Arkadaşlık ilişkilerimde çok iyiyken aşk konularında sizin gibiyim. Sevgilim etrafa bakınsa benden sıkıldı yüzüme bakmıyor artık diyip enerjimi düşüren ben, sevgilim benimleyken çok konuşmuyor çünkü benle ne konuşulur ki diyip arkadaşlarının yanında kahkaha tufanı olurken işte sorun tamamen bende diyip yine kendini acımasızca eleştiren ben, yanına kendimi bi türlü yakıştırmayan da ben, saçlarım biraz erken beyazladı onları öperken beyazlarıma bakmalütfen diyip kendimi yine kötü hissettiren ben, güzel başlayan bir ilişkiyi bu tavırlarımla çıkmaza hep sürüklüyorum, modum düşüyor karşı tarafa yansıyor. Kendimden öyle sıkıldım ki.
 
Benim farklı bir versiyonumu gördüm sizde. Ben de öğretmenim, şuanki erkek arkadaşımdan 3 yaş büyüğüm ve anlattıklarınız...
Keşke size destek olabilsem kendime olamıyorum çünkü belki yalnız olmadığınızı hissedersiniz. Arkadaşlık ilişkilerimde çok iyiyken aşk konularında sizin gibiyim. Sevgilim etrafa bakınsa benden sıkıldı yüzüme bakmıyor artık diyip enerjimi düşüren ben, sevgilim benimleyken çok konuşmuyor çünkü benle ne konuşulur ki diyip arkadaşlarının yanında kahkaha tufanı olurken işte sorun tamamen bende diyip yine kendini acımasızca eleştiren ben, yanına kendimi bi türlü yakıştırmayan da ben, saçlarım biraz erken beyazladı onları öperken beyazlarıma bakmalütfen diyip kendimi yine kötü hissettiren ben, güzel başlayan bir ilişkiyi bu tavırlarımla çıkmaza hep sürüklüyorum, modum düşüyor karşı tarafa yansıyor. Kendimden öyle sıkıldım ki.

Birçok insan bir yerlerde benzer şeyler yaşıyor demek ki. Size şu kadarını söyleyebilirim ben de sevgili olduğumuz dönemde yaşı takıntı ediyordum, evlenince başka dertlerimiz olacak yaşı unuturum diyordum ama hiç kafamdan atamadım. Hala bir ortamda yaş muhabbeti olacak ve bana yaşım sorulacak diye aşırı geriliyorum. Belki de bu yüzden eşimin çevresindeki herkesten uzak duruyorum.

Herkeste öyle olacak diye bir şey yok ama ben aşamadım yaş konusunu maalesef. Belki özgüvensiz bir insan olmamla ilgidir. Neticede yaş farkını çok rahat dile getiren insanlar da var. Size tavsiyem bunu en başında halledip aşabilmeniz. Sonra daha büyük yük oluyor insana.
 
Merhaba, yazdiklariniz sizi kötü yapmaz ki.
İnsan iletişimine odaklanmanız tavsiye ederim ve bol vol aynanın karşısında kendinizle konuşun. Bir de bence hayatta ki en önemli şey kendinizi sevin. Patavatsız konuşunca da sevin sacmalainca da. Böyle olunca insan daha kolay bir şeyleri göz ardı edip önüne bakabiliyor.
Öğrenci öyle söylemiş söylesin bu sizi kötü bir öğretmen yapmaz ki o onun düşüncesi :)

Son zamanlarda kendimi hiç sevemiyorum maalesef. Ne yapsam kızıyorum kendime. Belki de sorun buradadır.
 
Son zamanlarda kendimi hiç sevemiyorum maalesef. Ne yapsam kızıyorum kendime. Belki de sorun buradadır.
Kesinlikle problem burada. Eminim düşünüp düşünüp kendinizi yiyip bitiriyorsunuz. Şöyle yapsaydım şöyle soyleseydim vb.
Bir tane uygulama var özelden size yazayim. Belki faydasını görürsünüz.
 
Sizin hissettiğiniz yerdeydim ben de. Yaşımı takıntı haline getirmiştim ve kendimi asla beğenmiyordum. Arkadaşlarımdan bilerek uzaklaştım. Sadece eşim kaldı. Annem ve babam da ardarda öldüler. Daha da yanlız hissettim. Özgüven eksikliğinden mesleğimi yapmaya bile cesaret edemedim. İş görüşmelerine gidemedim. Oysa bilgisayar mühendisliği bitirdim.

Hepsinden olmasa da şuan çoğundan kurtuldum. Nasıl mı? Önce kendimi beğenerek. Tüp mide ameliyatı oldum. Saçlarımı boyadım. Lazere yazıldım. Spora başladım. Dil kursuna yazıldım. Tek eksiğim iş ve daha geniş bir çevre. Onu da başarmak istiyorum.

Lütfen tüm yatırımınızı kendinize yapın. Önce siz kendinizi beğenin. Güzellik salonuna gidin. Spora başlayın. Gardrop yenileyin. Yeni bir tarz oluşturun. Siz kendinizi beğenirseniz o tüm eksik olan şeyler de gelmeye başlıyor. Önce özgüven... Eğer İstanbul'da iseniz arkadaş olabiliriz. Kadınlar birbirine destek olmalı diye düşünüyorum.

Bu söylediklerinize katılıyorum. İnsan kendine yatırım yapınca özgüveni de yerine geliyor evet. Ancak şu sıralar maddi sıkıntılar da yaşıyoruz ve oğlum da küçük. Ancak işe gidip gelebiliyorum, onun dışında oğlumu bırakmak istemiyorum küçük olduğu için. Önümüzdeki yıl kendimle ilgili güzel planlarım var. Hem maddi sorunumuz bitmiş olacak hem de Oğlum biraz daha büyüdüğü için haftada birkaç gün kreşe vereceğim ve biraz kendime vakit ayırmaya çalışacağım. Umarım bana iyi gelir.

Nazik teklifiniz için çok çok teşekkür ederim.🌸 Keşke İstanbul’da yaşasaydım ama maalesef biraz uzağım İstanbul’a.
 
Kesinlikle problem burada. Eminim düşünüp düşünüp kendinizi yiyip bitiriyorsunuz. Şöyle yapsaydım şöyle soyleseydim vb.
Bir tane uygulama var özelden size yazayim. Belki faydasını görürsünüz.

Evet sürekli kızgın olduğum insanlarla ilgili kendi kendime birilerine açıklama yapar haldeyim. Mesela kayınpederimle aram kötü ve bu konularla ilgili eşimin teyzesiyle konuşuyoruz bazen. Evde yemek yaparken falan teyzesine güya bunları anlatıyormuş gibi oluyorum. Kendi kendime eşimin teyzesine anlatıyorum sanki ve sürekli kavga ediyorum birileriyle.
 
Evet sürekli kızgın olduğum insanlarla ilgili kendi kendime birilerine açıklama yapar haldeyim. Mesela kayınpederimle aram kötü ve bu konularla ilgili eşimin teyzesiyle konuşuyoruz bazen. Evde yemek yaparken falan teyzesine güya bunları anlatıyormuş gibi oluyorum. Kendi kendime eşimin teyzesine anlatıyorum sanki ve sürekli kavga ediyorum birileriyle.
Boşver kayınpederini teyzeni . Anlat anlat bir çözüm yok. Kendi hayatına odaklan. Sen ne istiyorsun, seni ne mutlu eder.
İnsan bu tip olumsuz diyaloglara girdiğinde beyni hep bu düşüncelerle boğuluyor. Kurtulmanın tek yönlü kendinize meşgale bulmak. Pozitif insanlarla oturup kalkmak.
 
Merhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.

Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.

Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.

İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.

Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.

Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.

Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.

Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.

Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.

Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.

Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.

Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.
cok duygusalsin ve onun icin sanirim asiri alinganlik var kimseden cekinme onlarda sen ben gibi etten kemikten insanlar kimse kimseden üstün degildir üstünlük takva ile olur ancak kim ne düsünürsede düsünsün sen kendini iyi hissedecek seyler yapmissan vicdanin rahat olur vicdaninin rahatsiz olacagi seyleri yapma kim ne söylerse söylesin takinti yapma herkes herseyi söylüyor kendi derecesine göre varsa haksizligi sana karsi yada baskasina karsi uyarmak gerekir yada baskasi bizi elestiriyorsa dön vicdanina sor o sana dogruyu söyler rahatsan vicdanen dogrusundur degilsen düzeltirsin kendinin yanlisini diyecegim o ki kusursuz insan yok bizler ne Melegiz nede Peygamber Hatamizla sevabimizla insanlariz iyi insan olabilirsek her canliya ne güzel meziyettir
 
Merhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.

Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.

Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.

İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.

Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.

Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.

Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.

Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.

Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.

Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.

Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.

Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.
Topluma karışın ve pratik yapın. Korkularınıza aşamalı maruz bırakın kendinizi. Sevilemez olabilirsiniz ama bazılarına herkes sizi sevmeyecek zaten ancak sevenler de olacak eşit olduğu sürece bence herşey yolunda. Siz minik minik hayata karışın zamanla olur.
 
Psikolog ile ilaçsız 6-8 seans gerekiyor açıkcası. Bu durumun temeli çocukluğa kadar uzanıyor bu arada. Tahminim çok düşünen birisisin aklına ilk gelen cümleyi kurmuyorsun hata yapmaktan çekiniyor ve cümlelerini seçiyorsun sürekli. Hızlı güvenen biri değilsin.
 
Topluma karışın ve pratik yapın. Korkularınıza aşamalı maruz bırakın kendinizi. Sevilemez olabilirsiniz ama bazılarına herkes sizi sevmeyecek zaten ancak sevenler de olacak eşit olduğu sürece bence herşey yolunda. Siz minik minik hayata karışın zamanla olur.
Aslında önceden insanların beni sevip sevmemesi bu kadar da umrumda değildi. Son yıllarda biraz daha fazla kafama takmaya başladım her şeyi.
 
Psikolog ile ilaçsız 6-8 seans gerekiyor açıkcası. Bu durumun temeli çocukluğa kadar uzanıyor bu arada. Tahminim çok düşünen birisisin aklına ilk gelen cümleyi kurmuyorsun hata yapmaktan çekiniyor ve cümlelerini seçiyorsun sürekli. Hızlı güvenen biri değilsin.

Evet sanırım öyle ben de çocukluğa dayandığını tahmin ediyorum. Maddi nedenlerden dolayı psikoloğu da ertelemek zorunda kaldım şimdilik. Ama söyledikleriniz doğru, çok düşünüyorum ve bir cümle kurduktan sonra da gerek var mıydı diye pişman oluyorum.
 
Evet sanırım öyle ben de çocukluğa dayandığını tahmin ediyorum. Maddi nedenlerden dolayı psikoloğu da ertelemek zorunda kaldım şimdilik. Ama söyledikleriniz doğru, çok düşünüyorum ve bir cümle kurduktan sonra da gerek var mıydı diye pişman oluyorum.
Tahmin ediyorum oyüzden kendinize yüklenip daha fazla haksızlık edip özgüveninizi kırmayın. İnsanlarada kızmayın günümüzde bir linç kültürü var herkes kırıyor direk karşısındakini sizin gibi hassas kalplerin kırılacagını düşünmüyorlar . Bazen yalnızlıkta çok güzeldir bakmayın az öz dostluklar daha değerlidir. İnşallah maddi durumunuzu toparlar terapi alırsınız üstesinden kolaycs gelirsiniz içinizi ferah tutun lütfen.
 
Evet sanırım öyle ben de çocukluğa dayandığını tahmin ediyorum. Maddi nedenlerden dolayı psikoloğu da ertelemek zorunda kaldım şimdilik. Ama söyledikleriniz doğru, çok düşünüyorum ve bir cümle kurduktan sonra da gerek var mıydı diye pişman oluyorum.
Ben de böyle düşünüyorum ama sonra kendimi kimse bu konuşmayı düşünmüyor kafa yormuyor unuttular gitti merak etme diyerek teselli ediyorum
 
Sevgili A alindalin bence kimseyle samimi olman, içten olman, çok sıcak davranman gerekmiyor. Diğer insanlar birileriyle samimi olup hızlca muhabbet çevirebilir. Senin öyle olman gerekmiyor. Herkes kendine has ve biriciktir.
Özgüven ile ilgili sıkıntıların olabilir benim de var. Hep kayınvalidelerin ortamında vs. başkaları övülür ben de üstüme alırdım. Her şeyi kişisel algılamak hayatımı mahvetti. Ayrıca iş yerinde oo herkes nasıl samimi bir tek ben dışlanmış gibiyim, ezik gibiyim diye hissederim hala ara ara. Ama sonra kendime derim ki demek ki bu insanlar senin kafa yapına uymuyor. Yani her zaman biz suçlu değiliz. Her zaman kendimizi eleştirmemiz gerekmiyor. Bırak insanlar iğrenç biri olduğunu düşünsün ne fark eder ki. Ben çirkin biriyim eşimin aileside böyle düşünür diye bende evlenene kadar kimseyle tanışmadım o aileden. Ama şimdi diyorum ki arkamdan ayy ne kadar da çirkin bir kız hiç yakışmıyor oğlumuza desinler ne olacak. Herkes istediğini düşünsün. Bende onların arkasından diyorum ki ay ne kadar iğrenç karakterler... Onların umrunda mı? Hayır. Benim niye insanların hakkımda ne düşündüğü umrumda olsun...
 
X