Melih Cevdet Anday şiirleri

BİR MİSAFİRLİĞE


Bir misafirliğe gitsem,
Bana temiz yatak yapsalar;
Her şeyi, adımı bile unutup
Uyusam...






Melih Cevdet ANDAY

***************************************

BU GELEN GÜN


Bütün iş bu gelen günde
İçim titriyor sevinçten
Biraz, biraz daha... derken
Ortalık güneşler içinde






Melih Cevdet ANDAY
 
ELLERİMİZ GİBİ

Hayvanlar konuşmadıkları için
Kimbilir ne güzel düşünürler,
Tıpkı ellerimiz gibi.

Ah, okumaya başlamadan önce
Çiçeklere su vermek lazımdır.


Melih Cevdet ANDAY
 
GÖKYÜZÜ HARİTASI

Bana bak ölümsüz ruhum
Ben ölürsem, kulağında olsun,
Sakın sen gökyüzüne çıkma
Büyükayı, Küçükayı,
Akrep, yılan, çıyan,
Öküz, boğa...
Hepsi yukarda.

Hiç sırası değil, sakın ha!



Melih Cevdet ANDAY
 
SERÇE

Çamaşır asılı ipte
Duran küçük serçem
Bana acıyarak mı bakıyorsun?
Halbuki ben güneşin
Ve ilk beyaz yaprakların altında
Senin uçuşunu seyredeceğim.



Melih Cevdet ANDAY
 
Düsünceler vardir


Denizin mumlari doldurdu geceyi
Yasarken yonttugum donuk bir kadin
Gibi iki el duruyor ufukta.

Düsünceler vardir kan gögünden ulu
Islak havada sabirsiz ve rastgele
Sürekli bir simdiki zaman içinde.

Bütün çiçekler kapandi, erisin,
Erisin saydamlik, gövdeni istiyorum
Siçrayan gögsünü düslerinde.

Boru çiçeklerinin arasinda saklayin
Iyi biçilmis bir güvercin gibi
Süzülen yasamli gögü beklesin.

Yasarken yonttugum donuk bir ölüm
Gibi yildizlarin düsüp düsüp söndügü
Gece. Yasanmaz baska bir ölümle.


Melih Cevdet Anday
 
Bellerophon’un Kizginligi ve Likyali Kadinlar


Degermiydi bunca kizginliga,
Gidip ayaga kaldirmaya denizi,
Tüm toprak tuza bogulsun da,
Kurusun zeytinli Likya?
Ve dalgalarin, basta kanatli at,
Görünce köpüre köpüre geldigini,
Kiyiya yürüdü Likyali kadinlar,
Konusmadan aralarinda,
Kaldirdilar uzun eteklerini,
Dalgalara gösterdiler tüylü, kabarik
Yerlerini çirilçiplak.
Sallanir tüy ve saç rüzgarda...
Utandi deniz, durdu önce,
Sonra agir agir geriledi.

Melih Cevdet Anday
 
Hayat Böyle Zaten


Bir evin bir köpegi vardi;
Kivir kivirdi, adi Çinçon'du, öldü.
Bir de kedisi vardi: Mavis,
Kayboldu.
Evin kizi gelin oldu,
Küçük bey sinifi geçti.
Daha böyle aci, tatli
Neler oldu bir yil içinde!
Oldu ya, olanlarin hepsi böyle..
Hayat böyle zaten!..

Melih Cevdet Anday
 
Is Olsun Diye



Bütün güzel kadinlar zannettiler ki
Ask üstüne yazdigim her siir
Kendileri için yazilmistir
Bense daima üzüntüsünü çektim
Onlari is olsun diye yazdigimi
Bilmenin.


Melih Cevdet Anday

****************************************

intihar


Kimse duymadan ölmeliyim
Agzimin kenarinda
Bir parça kan bulunmali.
Beni tanimayanlar
"Mutlak birini seviyordu" demeliler.
Taniyanlarsa, "Zavalli", demeli,
"Çok sefalet çekti.."
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamali.





Melih Cevdet Anday
 
Kökü Disarda


Bayilirim su düzenli dünyaya
Kisi, yazi, bahari, güzü, gecesi gündüzü sirayla
Agaçlarin kökü içerde
Dallarin basi yukarda
Insanlarin akli basinda
Bes parmak yerli yerinde
Bas, isaret, orta, yüzük ve serçe
Diyelimki kalksada serçe, orta parmaga dogru yürüse
Ne haddine
Yahut akasyanin biri basini topraga daldirdigi gibi bir gezintiye çiksa
Merhaba kestane merhaba çam
Esselamunaleyküm ve aleykümselam
Kimsin nesin nerelisin derken
Laf açilirmi bizim akasyanin kökünden
Bir ugultudur baslar rüzgarda
Kökü disarda, Kökü disarda
Bayilirim su düzenli dünyaya
Kisi, yazi, bahari.güzü.gecesi, gündüzü sirayla
Agaçlarin kökü içerde
Dallarin basi yukarda
Insanlarin akli basinda
Altta ölüler
Üstte diriler
Gel keyfim gel

Melih Cevdet Anday
 
36.7

Madem otuzaltı yediye düşmüş ateşin
Demek çıkışın yakın hastaneden
Benim dal gibi zayıfım, güzelim
Ne dilersen dile benden.

Esiri aşkın olmuşum cana
Kafamın ve kolumun gücü senden
Ben fakir, şair doğmuşum
Ne dilersen dile benden.

Melih Cevdet Anday

****************************************

Donmuş Dallarda Çiçek

İyidir beraber olmamız
Yaklaşmış, değişik.
Duyulur çevrenin gürültüsünde
Issız
Bizde bir şey eksik.

Belki de bir şey fazla, yıllarca bilmedik
Çökmüş birdenbire ağır:
Bir kırık gülüşte
Yitik
Ümizsiz hatırlanır.

Bulmak gibi tıpkı
Karlar altında kayıp uzanırken ova
Yolu kendiliğinden,
Donmuş dallar esen ılık rüzgara
Çiçek açar çekingen.

Aldanarak, unutulmuş
Senin yolun ayrı, benimki ayrı
Az sonra ikimiz de yalnız
Kısa bir zaman için, saat beş suları
İyidir beraber olmamız.

Melih Cevdet Anday
 
Ağulu Mantar

Yağmur bir adım ötemizde
Kabarmış ağulu mantar

Sessizliktir ateşin yanındaki kütük
Suyun ışık değmiş kabuğu

Sen tane tanesin sevgilim
Denizim ben batık aşklarla dolu

*****************************************
Ahlak

Ahlak kalmadı dünyada
Kiracısı öyle, işçisi öyle
Hami köylü saftır derler a
İnanma
Cırrr
Kapı
Kim o?
Dilenci.
Kuru ekmek verirsin beğenmez
Taze ekmek senin nene!
Kalmadı, dedim ya, kalmadı
Ahlak kalmadı memlekette.

Melih Cevdet Anday
 
Bardak

İsterim tutsak bardağımın gizini,
Parçalanmaz gölgesini evrenin,
Yeni doğmuş hoyrat söğüdün erincini.
Gömülmüş sözüm ben dirilmiş.

Melih Cevdet Anday
 
Çare Yok

Anladık ölüme çare yok
Kazaya belaya çare yok
Saç dökülmesine
Yüz buruşukluğuna çare yok
Anladık çare yok
İşsizliğe de mi yok
Açlığa da mı yok
Anlamadık gitti
Çare yok.

Melih Cevdet Anday
 
Dursun Bebeğe Ninni

Merhaba Dursun bebek merhaba
İşte su
İşte ışık
İşte hava
İşte Dursun bebek bizim dünya

Dandini dandini dastana
Dursun bebek uyusun
Uyusun da aman çabuk büyüsün
Danalar girmiş bostana

Daha neler var neler var daha
İşte kundak
İşte hapis
İşte kavga
İşte Dursun bebek bizim dünya

Dandini dandini dastana
Bostana girmiş danalar
Böyle tosunlar doğursun yarına ninni
Bizim aslan gibi analar.

Melih Cevdet Anday
 
Gözlerim Mavi

Gözlerimden çıkıyorsun
Sokağa
Mavi mavi.

****************************

Güvercin

Güvercin
Pencerede kopan alkış

Melih Cevdet Anday
 
Kadeş Savaşı

Asi ırmağının bir yakasında Muvattali
ayakta, askerleri arasında,
Durmuş bakıyordu kıpırdamadan.
Irmağın öbür kıyısında Firavun,
Rmases, savaş arabasına çıkmış,
Gözlerini dikmiş karşıya.
İşte bütün bildiğimiz bu.
Gerçi tarih uzun uzun anlatır,
Ama bu bakışma kalır kalsa kalsa.

*****************************************

Kımıltısız Arılar

Ah o kımıltısız arılar yangın tapınağında
Halatlarını koparmış yırtıcı alınların yarası
Şakıyan ve susan ağacı anlamın

*********************************************

Kundura Boyacısına, Kiraz Ağacına, Çingene Kızına Dair

Sabahleyin evden çıkıyorum
İnsanın işi var gücü var
Gidip bir parka oturuyorum

Bir boyacı dikiliyor der demez
Bakar da bakar potinlerime
Ne bakıyorsun bre
Keyif benim değil mi?
Boyatmayacağım işte.

Nesini boyatacaksın diyor içinden
Bir yandan da kaşını kaldırarak
"Şu yerdeki senin mi ağabey?" diyor
Bakıyorum, ayağımın ucunda leş gibi pis bir tarak,
Alıp tarağı gidiyor.

Derken işsizin, tembelin, haylazın biri
Karşımdaki sıraya oturuyor
Sadece otursa iyi
Oturmuş bir de düşünüyor.

Ne düşünüyorsun be adam?

Melih Cevdet Anday
 
Sevda Rüzgârı

Amanın bana bir hal oldu
Bir hal oldu a dostlar
Amanın beni bir rüzgâr aldı
A dostlar bir rüzgâr aldı
Bu rüzgâr ne rüzgârı
Amanın sevda rüzgârı
Sevda rüzgârı a dostlar!

*********************************

Şiir Yazmak

Kimi zaman bir sözcükten yola çıkarım
Aç kalmış güzel bir kurttur o

Kimi bir düşünden ki
Kör bir gül gibi dönenir

Bedevi bir sabır gibiyimdir
Ey tesellisiz gece

Melih Cevdet Anday
 
Yanyana Dalgınlık

Gözlerine bakıyorum
Denizden çıkarılmış bir tabaktaki kuş resmi
Dağınık köy evleri gibi orda burda
Sepetteki sümbül soğanı gibi gölgeli

Yüreğimiz öylesine aşmış ki düşüncemizi
Yarışı başlatan tabanca sesi gibi
Dudaklarımız koşuya çıktıktan sonra
Duyuyoruz söylediklerimizi

Melih Cevdet Anday
 
Zavallı Etem

Zavallı Etem
Çok çekti geçen kış
Bütün kışı parklarda geçirdi
Şimdi durumu iyi
Sanatoryumda
Verem.

Melih Cevdet Anday
 
HÜZÜNLÜ BİR AKŞAM BORUSUNUN EZGİSİ İÇİN SÖZ

Av bitti, titreyen borular
Akşamı kovalıyor köpeklerle
İkimiz içinse yarına kadar
Topal Hephaistos'la nar ateşte
Dövülecek üzünç namluları var.

Kemikten yapışık kardeşler gibi
Vurgun yemiş tinimle kutsal tenim
Ah biri kanatsız ateşböceği
Siz boğumlu deyin, ben eklemli diyeyim
Toprak yutan arısıdır öteki.

İki dilli yazı bulundu taşımızda
Tapısını bire indiren Amenofis
Gizli gizli ağlar Güneş tanrıya
Hangimiz mutsuz kral Hattusilis
Hangimiz ermiş mutluluğa.

Masallar dinlerdi sevdalı Cemşit,
Sindbad, balık gözlü Şirin, Şehrazat
Ey sevi, Afrodit benzeri dikit,
Kaç çeşit demir deldi Ferhat,
Hematitta, limonit, pirit,

Ufuk ışıkları yedi bitirdi.
Horus'un kasrında ne aradığın?
Bak, avutmaya geldik kendimizi
Ah tanrıları ölmüş Amoritler kırgın
Tahta idoller karşıladı bizi.

Kargışlı Şahinin başıdır deniz
Düştü mü kanlarla her akşam
Ormanlar içinde ikimiz,
Çıldırtan bir dumandır yaşam
Şeytanın kandilleri ve biz.

Kimi gün karıştırırım birbirimizi
Dirhemler gibi kurnaz tüccarın elinde,
Olur acıdan yoksarım kendimi,
Eski bir şatoda demir şövalye,
Ölmüş çoktan, boş kalmış içi.

Hem İskender'in talihli atıyım
Yengiler yaşadım Küçük Asya'da,
Hem de Kıbrıs'ta satıldığım
Kıvırcık saçlı, mağrur Romalı'ya
Gün yüzü görmeden kömür çıkardım.

Olmuştu bahtımın Sultanı,
Zambaklar kraliçesi nice bir straliçe,
Kalbim ki menhirlerdir, suskun aşkı
Ansıtmak için dikilmiş yazıdan önce,
Unutansa ben gene, ben zavallı.

Ben Mesih'tim, hem Barabbas'tım,
Kim çarmıha gerildi o gün
Bağışlanan kimdi, karıştırmışım,
Bugünse bağışlayan göğsün
Kollarını açınca ben çarmıhım.

Birdim iki oldum, iki iken bir
Ne yalnızken birim, ne de seninle iki,
Sevi de yalnızlık gibidir
Var yok eder durur kişiyi
Akşamları boru sesiyle gelir.
MELİH CEVDET ANDAY
 
X