Yaa bu kadar doğru tespitler olamaz :) Annem beni çok eleştirirken babam çok şımarttı :) belki bir şaşkınlık yaşıyor olabilirm.Halalarım çok fazla gün,akraba günü gibi yerlere gider,yer-içer sonra da o insanların bir güzel dedikodusunu yapardı.Daha doğrusu çoğunlukla yapılan bişey bu dedikodu.Belki de birazdan dedikodusu edilip küçümsenecek ikramları binbir zahmetle insanlara sunmak hoşuma gitmiyor.Ama yardımcı olmaya çalışan bütün arkadaşlar bilsinler ki herkesin yazdığından bir şey öğrenip rahatlamaya başlıyoru.Kırıcı olmadan devam edelim lütfen :)
Ben de açıkcası ikramlarınla ilgili endişe duyduyunu düşünüyorum.
Ama insanlar insanları her ortamda ve her koşulda eleştiriyorlar.
Yeri gelir gözünün üstünde kaşın var diye bile eleştirir insanlar:))
Normal hayatında insani ilişkilerinde diyolog problemi yaşamıyormuşsun
o zaman evini paylaşmakta sıkıntın var.
Sanırım ikramınla-temizliğinle dört dörtlük olmak ve hiç açık vermeden tabiri
caizse insanları ağırlamak istiyorsun.
Tesisatçıdan da çekinmen aynı sebepten.Dağınıklık veya pislik görecek diyedir
muhtemelen.
Bir de evini insanlara hiç açmadığın için bu olayı gözünde çok büyütmüştün.
Alışılmadık -olağanüstü bir durum gibi algılıyorsun.
Evine geleni çok olanlar genelde evin dağınıklığından filan gerilmezler.
Evde ne varsa onu ikram ederler,bir bisküvi ve çayla gönül almasını bilirler.
Ben de çalıştığım için çok misafirim olmasa da günlere-mevlütlere-komşu ziyaretlerine katılmaya çalışırım.
Böylelikle eve gelen insanlardan tedirgin olmamaya alıştım.Ortalama bir temizlik ve ikram ve de
en önemlisi güleryüz yeter de artar misafir ağırlamaya.
Gelen misafirlerin gerçekten sevdiğin ve sohbetlerinden hoşlandığın kişilerse ne yediğinizi bile anlamazsınız
öyle tatlı olur:))
Ne güzel evine gelip sizinle vakit geçirmek isteyen dostlarınız varmış.Bence küstürmeyin onları:))
Gün gelir kimse çalmaz kapınızı.Bu da çok üzücü gerçekten...