Osmanlı Zekası

encelik

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
30 Eylül 2007
25
0
56
Yavuz Sultan Selim zamanında, İran şahı kıymetli mücevherlerle
süslü bir sandık hediye gönderiyor Sultan Selim’e.Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlaröçıkıyor.Fakat bir de pis bir koku yayılıyor.Dehşet bir koku, herkes burnunu tıkıyor. Neyse en alttaki bohçadan insan pisliği çıkıyor..
Yani Osmanlıya acayip bir hakaret!!!!!
Cihan padişahı emir veriyor, "herkes düşünsün, buna ince bir şekilde cevap vermeliyiz" Ve cihan padişahı yine çözümü kendisi buluyor. Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatıyor. İçine o zamanın Osmanlı İstanbul'unda imal edilen gül kokulu en nadide
lokumlardan bir kutu hazırlatıyor, en altına da küçük bir pusula ve bir satır yazı. Gönderiyor... Şah sandığı açıyor. Açtıkça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum.
Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, onra oradakilere ikram ediyor. Kutunun içindeki pusulayı Şah okuyor: "Herkes yediğinden ikram eder" !!!!!
 
X