Periton ile ilgili faktörler ve açıklanamayan infertilite

isabel

Kuzey Ege
Yönetici
Super Moderator
Anneler Kulübü
6 Mart 2012
17.731
27.853
48
hamilelik_infilite.png



En çok Endometriozis hastalığı ile ilişkili, periton zarının hasarlandığı veya yapışıklık gösterdiği durumdur.
Periton ( Karın içi boşluğunu döşeyen zar) ile ilgili faktörler: Ayrıca ele alınacak olan Endometriozis hastalığı, normalde rahim içini döşeyen hücrelerin rahim dışında ( tüpler, yumurtalıklar, veya pelvis içi diğer organlar)büyümeye başlaması durumudur. Endometriozis hastalığı , infertil bayanların yaklaşık %35’inde karşımıza çıkmakta olup, tanı ve tedavisi laparaskopi denen, karnınızdan ( göbek deliğinizin hemen altından ) yapılan küçük bir kesiden kamera ile girilerek rahim, tüpler ve yumurtalıkların direk olarak gözlenmesine ve eğer cerrahi olarak düzeltilebilecek bir sorun varsa buna olanak sağlamasına dayanan bir ameliyatla olur. Laparaskopi sayesinde günümüzde artık endometriozis ve diğer yumurtalık kisti operasyonlrında iyileşme süreci çok daha uzun olan açık cerrahi büyük oranda bırakılmıştır.

Açıklanamayan infertilite:

Kısırlık kelimesi “infertilite”, kısır “infertil”, gebe kalabilme “fertilite”, gebe kalabilir “fertil”, gebeliğin başlangıcı olan döllenme olayı ise “fertilizasyon” kelimeleri ile eş anlamlar içermektedir.

Açıklanamayan infertilite (unexplained infertility) nedir?

Açıklanamayan infertilite jinekolojide “nedeni bilinmeyen kısırlık” ve “açıklanamayan kısırlık” gibi tabirler ile bilinirken İngilizce’de “unexplained infertility” isminden Tükçe’mize çevrilmiş yerleşik bir terimidir.

Standart kısırlık araştırmalarında ne erkekte ne de kadında infertiliteye neden olabilecek bir sorun saptanamadığı, iki yıl normal cinsel yaşama rağmen gebeliğin elde edilemediği durumlarda açıklanamayan kısırlık tanısı konur. Bunun anlamı, infertilitenin altında herhangi bir neden olmadığı değil, jinekolojik olarak sebebin ortaya konamadığıdır. Diğer bir tabir ile günümüz teknolojisi ve laboratuar testlerine rağmen kısırlık yapan nedenin tam olarak ortaya çıkarılamamasıdır.

Açıklanamayan infertilite (unexplained infertility) ne kadar sık görülüyor?

Tüm çocuğu olmayan infertil (kısır) çiftlerin %10-15’inde “açıklanamayan infertilite” (nedeni bilinmeyen kısırlık) veya genellikle İngilizce şekliyle “unexplained infertility” söz konusudur. Açıklanamayan infertilite olgularını değerlendirirken ya da tedavi ederken infertilite süresi ve özellikle bayanın yaşı önem gösterir.

Gebelik oluşumunda kadın yaşı erkeğin yaşından önemlidir…

Genç çiftlerin her ay için doğal yolla (kendiliğinden) gebelik elde etme şansı %20’dir. Bununla birlikte, 3 yıldan uzun bir süredir infertil olan çiftlerde bu oran %1-2’dir. Yaşlanma süreci ile birlikte (özellikle kadının yaşı 35’ten büyükse) üreme kapasitesi azalmakta ve düşük riskleri artmaktadır.

Açıklanamayan infertilite (unexplained infertility) nedenleri neler olabilir?

Açıklanamayan kısırlık nedenleri arasında günümüzde tam olarak bilemediğimiz genetik, immunolojik ve kanın pıhtılaşması ile ilgili bir takım sorunlar olabilir. İleride tıbbın gelişmesi ile açıklanamayan kıısırlık ile ilgili bilgilerimiz daha da gün yüzüne çıkacaktır.

İnfertil Çiftlerin yaklaşık %5 ile 10 unda yukarıda bahsedilen testler sonucu çocuk sahibi olamamayı açıklayacak bir neden bulunamaz ki bu duruma ” İzah edilemeyen = açıklanamayan İnfertilite ” adı verilir. Bu çiftlerde sorun yumurta kalitesi ile veya tüplerin veya spermin fonksiyonunun yerine getirmesiyle ilgili olabilir ancak bunların klasik testlerle ortaya konması güçtür. Bu çiftlerde genellikle tedavi aşılama veya tüp bebek tedavisidir.

Açıklanamayan İnfertilitede (unexplained infertility) Tedavi Yaklaşımı

Açıklanamayan infertilitenin tedavisinde tam olarak bir görüş birliği yoktur. Zira 1-3 yıllık infertilite dönemi sonrasında çocuğu olmayan çiftlerin bir kısmında zaten kendiliğinden gebelik elde edilebillmektedir.

Nedeni tam olarak bilinmese de 1 yıl normal cinsel birlikteliğe rağmen gebelik elde edememiş çiftlerde tedavi yöntemi genellikle yumurtlamayı arttırıcı ilaçlar ve sonrasında aşılama tedavisine geçilir.

Aşılama, erkek eşten alınan spermlerin laboratuar ortamında hazırlanmasından sonra doğrudan rahim içine verilmesi şeklinde bir tedavi yaklaşımıdır.

3 veya en fazla 6 ay süre ile aşılamaya rağmen gebelik yine oluşmaz ise tüp bebek (ivf) yöntemine geçilir.



 
X