Virginia Woolf / İngiliz

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.555
36.069

Virginia Woolf

woolfvgr5.jpg


Virginia Woolf (25 Ocak 1882 – 28 Mart 1941) İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen.

Etkilendikleri: George Eliot, Leo Tolstoy, Marcel Proust, James Joyce
Etkiledikleri: Michael Cunningham, Sylvia Plath, Edna O'Brien, Ian McEwan

1882'de Londra'da dünyaya gelen Virginia Woolf, Victoria devri'nin tanınmış yazarlarından Sir Leslie Stephen'ın kızıydı. Annesi ve babası daha önce başkalarıyla evlenmişler, dul kaldıktan sonra ise bir araya gelmişlerdi. Her ikisinin de ilk eşlerinden çocukları vardı. Sir Leslie Stephen'ın ilk eşi, ünlü romancı William Makepeace Thackeray'nın kızıydı. Thackeray'nın eşi akıl hastası olduğundan, Leslie Stephen'ın bu kadından olan kızı Laura, anneannesine çekmiş, yirmi yaşında bir akıl hastahanesine kapatılmıştı.O yıllarda kadınların ikinci planda kalması nedeni ile okula gönderilememiş fakat babası yardımı ile kendini geliştirmiştir.

Özellikle Viktorya tarzı yaşamaya karşı olan Virginia Woolf, yazılarında da bundan bahseder. Vanessa Bell daha küçük bir yaşta iken bir ressam olmaya, Virginia Woolf ise bir yazar olmaya karar verir. Kendisini babasının kütüphanesinde geliştiren Virginia Woolf 1895'de bir gazetede kısa hikayelerini yayınlatır.

1904'te babasının ölümünden sonra Bloomsbury'ye taşınması ise hayatında ciddi bir dönüm noktası olmuştur. Bloomsbury grubu içinde birçok ünlü edebiyatçıyı barındıran ve cinsel konulardaki özgürlükçü tavırlarıyla tanınan bir grup entelektüelden oluşuyordu.Grupta bulunan birçok kişi eşcinsel ya da biseksüeldi. İnsanlar onları etik bir grup olarak görüyorlardı. Grupta John Maynard Keynes, E. M. Forster, Roger Fry, Duncan Grant ve Lytton Strachey gibi ünlü kişilikler vardı. Woolf 1909'da bir süreliğine Lytton Strachey ile nişanlandıysa da 1912'de Leonard Woolf ile evlendi.

Virginia Woolf ile Leonard Woolf'un evlilikleri cinsel açıdan yeterli olmasa da, Virginia Woolf için çok önemli olmuştur.Leonard'ın bir basımevi vardı ve bu da Virgini Woolf'un yazdığı kitapları yayımlatması için bir fırsat olmuştu.

Bu arada kadınlara da yakınlık duyan Virginia Woolf'un eserlerinde kadın yakınlıklarına bol bol rastlanır. Bir klasik olan Orlando isimli romanı bir aşk mektubuyla beraber sevgilisi Vita Sackville-West'e adanmıştır. 1925 yılında yayımlanan Mrs. Dalloway ünlü yazarın adıyla anılacak ‘bilinç akışı’ tekniğinin en başarılı örneklerinden biridir.

Mrs.Dalloway'den başka birçok kitap daha yayımlamış(Orlando,Dışa yolculuk,Yıllar,Gece ve Gündüz,Jacob'un odası,Flush...),bunlar çok ilgi görmüştür.Kitaplarının kapaklarında kardeşi Vanessa Bell'in resimleri bulunmaktadır. 1930'ların sonlarında 2.dünya savaşının patlak vermesi onları tedirgin etmiş,Virginia Woolf yaşananları görmek istemiştir.Leonard Woolf'un yahudi olmasından dolayı eğer yakalanırlarsa geri temsil edilmeyeceklerini ve orada öldürüleceklerini bilmelerine rağmen gitmişlerdir.

Perde Arası romanını yazdığı sıralarda artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş, 28 Mart 1941’de içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan nehre ceplerine taşlar doldurarak atlayıp intihar etmiştir.

Virginia Woolf geride iki intihar mektubu bırakmıştır. Birisi kardeşi Vanessa Bell'e diğeri ise kocası Leonard Woolf'a. Yazar, modernist hareketin en önemli kişilerinden biri olarak tarihe geçmiştir ve roman türünün gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Bir profesyonel olarak 1905'lerde yazmaya başlayan Virginia Woolf'un ilk kitabı olan The Voyage Out (Dışa Yolculuk) 1915'te yayınlanmıştır. Bu kitabın yazımı çok uzun sürmüş,bir yıl içinde üç kez tekrar yazılmıştır. Özelllikle annesinin ölümünü yenmesi ile ilgili olan bu kitap ilginç olduğu kadar etkileyicidir.

1929 tarihli "Kendine Ait Bir Oda" feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edilir. Kadın hareketinin elden düşürmediği önemli kitaplardan biri olan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un belki de en kolay okunan kitabıdır. Çünkü konu çok somuttur: “Kadın ve Edebiyat.”

Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan tekrarladıkları ‘ezeli’ ve de ‘ezici’ bir soru vardır: “Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?” İşte Virginia Woolf bu ‘yakıcı’ soruya, tarihsel ilişkilerin kökenine inip kütüphane raflarında şöyle bir gezindikten ve de kısa bir kadın edebiyatı tarihçesi çıkardıktan sonra esaslı bir yanıt getiriyor. Ve şöyle sesleniyor kadınlara: “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”

Daha sonralarda Virginia Woolf tarafından kaleme alınan Flush'ta bir köpeğin bakış açısı fark edilir.

“Virginia Woolf, 1931’de yayımladığı Dalgalar’ı yazarken ise, bu kitapla o güne değin hiçbir başka romancının göze alamayacağı değişik şeyleri yapmak istediğini, bu romanın o güne değin yazılan hiçbir başka romana benzemeyeceğini biliyordu. (...) Çünkü Dalgalar, ‘hem düzyazıyla kaleme alınacak, hem de şiir olacaktı; hem roman olacaktı, hem de tiyatro oyunu. Virginia Woolf, Dalgalar’da dış dünyayı yok eder. Üç erkek ve üç kadının çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar tüm hayatlarının anlatıldığı kitapta dış dünya nesnel olarak değil, ancak kişilerin iç dünyalarına yansıdığı kadarıyla verilir. “Bir olay örgüsüne uyarak değil, bir ritme uyarak” yazılan kitap, “şiir olmayan herhangi bir şey edebiyata neden girsin ki” diyen Woolf tarafından iki yıl içinde üç kez yazılır ve dalgaların sesine uydurularak, şiir gibi yüksek sesle okunarak düzeltilir... Gerçekçi roman geleneğinden tam bir kopuşu temsil eden Dalgalar, bilinç akışı tekniğiyle yazılan romanların en önemlilerinden biridir.

Leonard Woolf'a, 18 Mart 1941
"Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum.O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum.Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım.Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin.Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı.Hayatını mahvettiğimin farkındayım,ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum.. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun.Artık benim için her şey bitti.Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."​

Eserleri :

Gece ve Gündüz
Dalgalar
Deniz Feneri
Flush, Bir Köpeğin Romanı
Jacob'un Odası
Kendine Ait Bir Oda
Mrs. Dalloway
Orlando: Yaşamöyküsü
Perde Arası
Yıllar
Virginia Woolf'un Günlükleri
Dışa Yolculuk


-alıntı-
 
Son düzenleme:
Birkaç haft önce hocamız bize ödev verdi! Virginia Woolf'un Dalgalar romanını inceleyecektik!Lanet olun.Hayatımda en nefretettiğim roman!Bilinç akışı tekniği kullandığı için anlamakta oldukça zorlandım. Aslında düşünüldüğü zaman farklı bir kitap, ama tarzım değilll!
 
Birkaç haft önce hocamız bize ödev verdi! Virginia Woolf'un Dalgalar romanını inceleyecektik!Lanet olun.Hayatımda en nefretettiğim roman!Bilinç akışı tekniği kullandığı için anlamakta oldukça zorlandım. Aslında düşünüldüğü zaman farklı bir kitap, ama tarzım değilll!

"Dalgalar" ilk okunduğunda içine girilebilecek bir kitap değil..
Ben de okurken, içerikten çok adına takılmıştım.. Sanki bir sahile uzanmıştım da, dalgalar üzerimden geçiyordu.. Ve bu geçişlerden sonra, elimde sadede ıslak bir elbise ve üşüme hissi kalıyordu..
Sonraki okumamda (zorladım kendimi buna) bir sandalye çekip oturdum sahile.. Ve dalgalara, üstümden aşıp gitme izni vermedim..
Sadece izledim..
yerimseniben
 
Wirginia Wolf , İngiliz edebiyatı öğrencisi arkadaşlarımın ödevlerinden kulağıma çalınmış bir isimdi önceleri. Daha sonra tesadüf eseri Michael Cunningham'ın Saatler adlı romanında rastladım ismine. Roman Wolf'un Mrs.Dalloway adlı kitabından esinlenilerek yazılmış. Saatler'i çok beğenmiştim ve hatta filmini de izledim.Ve tabiki, W.Wolf okumaya karar verdim.Deniz Feneri adlı kitabını aldım.ancak dediğiniz gibi Bilinç Akışı tekniğine pek ısınamadım doğrusu. Alışkın olmadığımız bir yöntem ve fazlasıyla zorladı bilincimi. fisfisfis
Sanırım bünyeyi zorlamak lazım Wolf'u anlamak için. Belki birgün ama bu aralar değil.yasakkelime
 
dalgalar romanına bayılırım,her cümlesi bir ritim barındıran zekice kurgulanmış bir kitaptır benim için
 
wolf ...plath ve nilgün marmara
sanırım üçü
benim için çok özel
sanki ruhdaş gibi
 
X