Popüler Konu Karatay Diyeti Deneyimlerimiz - Canan Karatay

Sabah : 2yumuta,bır avuc peynır,bır cay bardagını dolduracak kadar fıstık kırdım,onbes tane zeytın,domates ,bır bıber,4 hurma(adet donemım dıye yoksa yemem),bır bardak cay.
 

Eklentiler

  • $IMG01835-20110911-0832.jpg
    $IMG01835-20110911-0832.jpg
    26,3 KB · Görüntüleme: 81
ben de mi sorun var anlamadım ki :44: ben çok acıkıyorum ama öyle açlıktan midem sırtıma yapıştı gibi bir şey değil bu,sanki beynim aç ama midem de biraz aç,öyle acıkmama gibi bir durum olmuyor bende

bir süre sonra geçiyor o açlık hıssı.bendede soyle oluyor şimdi,sabah kahvaltısında ozellikle birkaç lokmadan sonra doyuyorum,yanı bızım yediğimiz sağlıklı şeylere karsı bır iştah kalmadı,sıkıldım galiba hergun aynı şeylerden.yınede sonra daha fazla acıkırım dıye kendımı zorlayıp yemeye calısıyorum.dun gunboyu dısardaydım gunkurusu kayısı yıyemedım,yanımda çikolata,lokum yenınce bıraz canım çekti,ama tuttum kendimi.regl olmamın da etkısı olabılır tabıı.şimdi kurukayısılarımı yedım,bakalım bu günü daha rahat atlatabılecekmıyım.bugun misafirlerim gelecek,tatlı tuzlu pastalar aldım,bir de börek yapacagım,evde sakıncalı malzeme çok olacak yani:KK9:
 
bir süre sonra geçiyor o açlık hıssı.bendede soyle oluyor şimdi,sabah kahvaltısında ozellikle birkaç lokmadan sonra doyuyorum,yanı bızım yediğimiz sağlıklı şeylere karsı bır iştah kalmadı,sıkıldım galiba hergun aynı şeylerden.yınede sonra daha fazla acıkırım dıye kendımı zorlayıp yemeye calısıyorum.dun gunboyu dısardaydım gunkurusu kayısı yıyemedım,yanımda çikolata,lokum yenınce bıraz canım çekti,ama tuttum kendimi.regl olmamın da etkısı olabılır tabıı.şimdi kurukayısılarımı yedım,bakalım bu günü daha rahat atlatabılecekmıyım.bugun misafirlerim gelecek,tatlı tuzlu pastalar aldım,bir de börek yapacagım,evde sakıncalı malzeme çok olacak yani:KK9:
Sen yeme barı :KK66:
 
fırında buğulama yapabilirsin,çok güzel olur

akşam öğünü yok gibi bir şey olmuş canım,zorlanmadın mı?

canım o akşam öğünü değil aslında ben kahvaltı geç yapıorum bi de akşam yiyiorum. o 1 bardak süt akşamdan sora içtim

Sabah : 2yumuta,bır avuc peynır,bır cay bardagını dolduracak kadar fıstık kırdım,onbes tane zeytın,domates ,bır bıber,4 hurma(adet donemım dıye yoksa yemem),bır bardak cay.

valla ii olmuş böle fotoyla:)
 
bir süre sonra geçiyor o açlık hıssı.bendede soyle oluyor şimdi,sabah kahvaltısında ozellikle birkaç lokmadan sonra doyuyorum,yanı bızım yediğimiz sağlıklı şeylere karsı bır iştah kalmadı,sıkıldım galiba hergun aynı şeylerden.yınede sonra daha fazla acıkırım dıye kendımı zorlayıp yemeye calısıyorum.dun gunboyu dısardaydım gunkurusu kayısı yıyemedım,yanımda çikolata,lokum yenınce bıraz canım çekti,ama tuttum kendimi.regl olmamın da etkısı olabılır tabıı.şimdi kurukayısılarımı yedım,bakalım bu günü daha rahat atlatabılecekmıyım.bugun misafirlerim gelecek,tatlı tuzlu pastalar aldım,bir de börek yapacagım,evde sakıncalı malzeme çok olacak yani:KK9:
Kız kaynananla gorumcen mı gelıyor bu nasıl ıkram kara vıjdanlı :KK52:: :KK52: :KK52: omega3 balık yagı destek kullan. arkadasım. :KK66:
 
Kızlar ben kaynanama gorumceme gul gıbı bakacam,bakarım valla. Noldu kız bana omega3 duygularımı degıstırdı . :KK16:
 

Eklentiler

  • $IMG01827-20110910-0553.jpg
    $IMG01827-20110910-0553.jpg
    15,8 KB · Görüntüleme: 76
ben de mi sorun var anlamadım ki :44: ben çok acıkıyorum ama öyle açlıktan midem sırtıma yapıştı gibi bir şey değil bu,sanki beynim aç ama midem de biraz aç,öyle acıkmama gibi bir durum olmuyor bende

Saphira bence bir hastaneye gidip şeker ve insülin değerlerine baktırmalısın.Benim insülinim çok yüksek,ciddi bir insülin direnci problemim vardı.Şimdi ilaç kullanıyorum ve düzene girdi.Aslında herşeyin bir nedeni var.Bu kadar kilo almamızın,o sürekli açlık hissinin,bazen tatlı ya da karbonhidrat içeren yiyeceklere dayanamamanın ardında yatan fizyolojik bir neden mutlaka oluyor.Eğer bir insülin sorunun olmasaydı,o yediklerinden sonra açlık hissetmezdin diye düşünüyorum.Ben yıllardır diyet yapan biri olarak şunu söyleyebilirim eğer ciddi bir insülin direncin varsa tedavi olmadan asla kilo veremezsin.Çok dayansan böyle bir ay dayanabilirsin.Ben sürekli kendimi suçlardım,bu ne açlık duygusu neden doymuyorsun,neden kendini kaybediyorsun diye ama gerçekten bütün bunların altında yatan bir neden oluyor,araştır bence...
Sevgilerimle..
 
Kızlar agda bantlarını ınce ınce keserek kas alabılırsınız. :KK66: ah su progesteron hormonu regl donemınde kızlar suc ıslesenız hafıfletıcı nedenden sayılıyormus ısvıcrede.Bu hormon zaten alemı delırtıyor ,delırenler uzulmeyın dogurganlıgınız yuksek demek,lutfen aksamları saat sekızden sonra lahhana dahı yemeyınız.(Hele meyve asla,coluga cocuga da yedırme ya sabah mutfakta huzurlu kahvaltı ıcın lazım ya,bıktık su aclıktan sabah elı tıtreyenlerden.) :KK52:
 
Kızlar agda bantlarını ınce ınce keserek kas alabılırsınız. :KK66: ah su progesteron hormonu regl donemınde kızlar suc ıslesenız hafıfletıcı nedenden sayılıyormus ısvıcrede.Bu hormon zaten alemı delırtıyor ,delırenler uzulmeyın dogurganlıgınız yuksek demek,lutfen aksamları saat sekızden sonra lahhana dahı yemeyınız.(Hele meyve asla,coluga cocuga da yedırme ya sabah mutfakta huzurlu kahvaltı ıcın lazım ya,bıktık su aclıktan sabah elı tıtreyenlerden.) :KK52:
:KK70: loxanra ozur dılerım kara vıjdanlı dedıgım ıcın, :KK71:, bende kara vıjdanı degılım malum regl donemındeyım vıcdanım rahat, :KK16:
 
:KK70: loxanra ozur dılerım kara vıjdanlı dedıgım ıcın, :KK71:, bende kara vıjdanı degılım malum regl donemındeyım vıcdanım rahat, :KK16:
Bu agda bantlarını ınce ınce kesıyorum kas almak ıcın yapıstırıp cekıyorum,regl donemınde vucut herseye karsı korumalı ya, omega3 hakkaten kurtarıcı.
 

Eklentiler

  • $IMG01839-20110911-1045.jpg
    $IMG01839-20110911-1045.jpg
    21,7 KB · Görüntüleme: 92
Bu agda bantlarını ınce ınce kesıyorum kas almak ıcın yapıstırıp cekıyorum,regl donemınde vucut herseye karsı korumalı ya, omega3 hakkaten kurtarıcı.
depresyonuma ıyı gelıyor. Buda suppurgem ve kuregım,copculerınkıne ozenmıstım pıyasaya cıkınca aldım,bulmassaydım bıdonu keıp vıleda sapıyla kurek. Yapacaktım boyle,agır govdeyle egılırsem menıskus yırtıgım olabılırdı,ev ısını eglencelı hale getırdı bu durum. ' Daha hızlı calısmaya baslayabıldım dogru beslenmeyle,bırak heasap yamayı arkadasım ınan karlı cıkacaksın bu dıyetle,saglıgını kazanacaksın,ac bır dergıyı bul bır ılkel hayat suren adamın 65 yasındakı goruntusunu de kı benım neyım eksık,oku bul ara su kıtabı ,ben buldum ya Karatay dıyetını anlat anlat kı gıttıgın yerde de karatay d yıyesın,gıbı kızlar ev ısı saatım ben kacar,sAbah sıldıydım ama bı daha bakım n varsa,yuruyus elbet bırgun senı yapacagım ayda dort kılo gıdıyor zaten ama yapacam bakın valla yapacam :KK66: loxanra kızma bana :KK71:
 

Eklentiler

  • $IMG01838-20110911-0958.jpg
    $IMG01838-20110911-0958.jpg
    17,4 KB · Görüntüleme: 71
Sağlıklı Beslenme Prof.Canan M. Efendigil Karatay

Önemli Duyurular >>

kkkk

Kiloyu Markette Bırakın

Sağlıklı Bir Beslenmenin Özellikleri nelerdir?

Daha fazla tüketim toplumu olmamız ve gereğinden fazla alış veriş yapmamız için bakın bizi nasıl yönlendiriyorlar, Devamı için tıklayınız.

kk

kk

Tercüme dietlerin faydası oluyor mu?

kk

19 Temmuz 2009 Sigarasız Günlere Merhaba

kk

Ülkemiz bir Akdeniz ülkesidir. Akdeniz beslenme şekli en sağlıklı bir beslenme şeklidir. Yurdum insanına batı ülkelerinden (gelişmiş ülkeler) tercüme edilerek dietler sunulmaktadır. Bu dietlerin bugün hiç bir şekilde işlemediği artık gösterilmiştir ve belirtilmektedir. (kilo kaybı oluyor ama kısa bir süre sonra verilen kilolar geri alınıyor bu olayın da artık bir adı var: YOYO diet). İleri derecede sağlıksız olan inişli çıkışlı bir beslenme biçimi, sağlık bildirilerinde halka sunuluyor.

Türkiyede her yıl kanser hastalıkları artmaktadır. Birinci sırayı sigara, ikinci sırayı da sağlıksız beslenme almaktadır. Ömrümüzü uzatmak, genç kalmak elimizde Devamı için tıklayınız.

kkBatı ülkelerinde uygulanmakta olan dietler kendi halklarının alışkanlıkları ve yaşam biçimleri göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır. Doğal olarak ‘O’ ülkelerde yetişmekte olan, ve elde edilen besin maddelerine göre düzenlenmektedir. Bizim yemek biçimimiz, alışkanlıklarımız, yaşama şeklimiz ile hiç bir alakası yoktur. Elimizdeki dietlerin büyük bir çoğunluğu ABD dietisyenlerinin ve beslenme uzmanlarının hazırladıkları listelerden alınmaktadır, ve tamamen tercümedir. ABD halkının nasıl beslendiğini, neler yiyip içtiğini, nasıl yaşadığını biliyormuyuz peki? Maalesef, ‘Onları’ da kendimiz gibi yiyen içen ve de yaşayan bir toplum olarak görüyor ve bizlere sunulan bu diet listelerini bilinçsiz bir vurdumduymazlıklakk uygulamaya kalkıyoruz. Bundan dolayı da başaramıyoruz. Batıda yaşıyan insanlar Türk halkı gibi aynı şekilde mi besleniyorlar ki, aynı şekide mi yaşıyorlar ki oralarda piyasaya çıkan diet listeleri bizde tercüme edilerek yurdum insanına sunuluyor? Hayır, hiç bir zaman aynı şekilde ne yiyoruz, ne içiyoruz ne de yaşıyoruz. Ortalıkta dolaşan, tercüme edilmiş listeler bu nedenle bizlere faydalı olamıyor, kısa bir süre sonra herkes kendi alıştığı, kolaylıkla bulabildiği, ulaşabildiği, bütçesini zorlamıyacak, rahatlıkla erişebildiği ve pişirebildiği güncel besin türüne dönmek zorunda kalıyor. Tercüme dietlere kısa bir süre uyum sağlıyabilen kişiler bile 3-4 hafta sonra, kendi eski alışkanlıklarına dönmek zorunluğunda kalıyor (YOYO diet). Bu konuya açıklık getirmek amacıyla bir kaç örnek vermek istiyorum.

Sağlıklı Çocuk Bilim Kurulu Oluşturuldu

Gelecek nesillerin daha sağlıklı yetişmesi ve Obezite salgın hastalığından korunması amacı ile yaklaşık bir yıldır bilim kurulunu oluşturma çalışmalarımız sürmekte idi, Devamı için tıklayınız.

Obezite Şişede

Teknolojinin yaygınlaşması ile insan ve çevre sağlığına , tüm canlıların sağlığına ve yararına kullanılması gereken tüm çalışmalar maalesef canlı sağlığına zarar veren boyuta gelmiş bulunmaktadır, Devamı için tıklayınız.

kk

kk

ŞÖYLEKİ:

Anne Sütü ile beslenmenin başarısı

kk

Amerikan halkının günlük beslenmesinde pişmis bir aş ya da sebze yemeği, kıymalı yeşil fasülye vs. gibi bir tabak sıcak sulu yemek yoktur. Yani onların büyük bir çoğunluğu, hayatlarında bir zeytin yağlı ya da kıymalı yeşil fasülye aşını ne tabağına ne de ağzına koymuştur, bir kapuska yememiştir, yoğurtlu bir kabak ya da biber, patlıcan dolması yememiştir. Zeytin yağlı ya da kıymalı bir yaprak, lahana, pazı, kara lahana sarması yememiştir.

Devamı için tıklayınız.

Hayatlarında, kokteyler dışında (oda ender olarak), bir siyah ya da yeşil zeytin ağzına koymamıştır.Verirseniz bile de yiyemezler. Damak tadları tamamen değişiktir çünkü.

Hayatlarında sade yoğurt yememiştir, ayran içmemiştir. Mercimek çorbası, ezo gelin çorbası, yayla çorbası görmemiştir, yapmamıştır ve içmemiştir.

Mercimek yemeği, mercimek köftesi, bulgur pilavı, bulgur köftesi yememiştir.

Sabah kahvaltısında beyaz peynirin yanında zeytin yağı içinde, limonlu kekikli zeytin yememiştir. Sabah kahvaltısında beyaz peynir ile birlikte salatalık, domates, yeşil biber vs. yemesini bilmemiştir.

Bir çoban salatası, zeytin yağı limonlu ve zeytinli yapamazlar. Ancak yanlız bütün yeşil yapraklı salatalarını ‘ağır yağlı salata sosu’ ile yiyebilirler.

Sabah kahvaltısında ve yemeklerinde hiç bir zaman bizim kadar ekmek tüketmezler, tüketemezler de. Böyle bir alışkanlıkları bulunmaz.

Zeytin ve ceviz, fıstık, fındık en sağlıklı meyvalar olduğu halde batıdaki hangi beslenme uzmanı diet listesinde zeytin yenmesinin faydalarından bahsedebilmektedir. Ancak Son zamanlarda cevizin, zeytin yağının faydalarından bahsedilmeye başlanmıştır. Oysa Ülkelerinde, zeytin ve ceviz yetişmediği, için bu maddeleri de son derece az kimse, az olarak tüketebilirle. Üstelik de son derece pahalıdır.

kkBulgur yapma ve pişirme kültürü, sade yoğurt yapma kültürü olmadığı için en faydalı olan bu besinlerin adı bir çok diet listesinde yer almamaktadır.

Amerikan halkı son derece az ekmek tüketmektedir. Buna karşın ülkemizde, ekmek en önemli bir besin maddesidir ve aşırı bir şekilde tüketilmektedir. Bu örnekleri daha da uzatmak mümkündür.

Batı ülkelerinde tüketilen kırmızı et çeşidi (yanlız hormonla geliştirilmiş, büyütülmüş olan sığır ve öküz eti tüketilmektedir) ve miktarı (kişi başına günde ½ kilo et tüketilmektedir) açısından kıyaslıyacak olursak yurdumun insanının tüketdiği kırmızı et (ne cins olursa olsun) kişi başına son derece az miktardadır ve yetersizdir (sığır eti son derece az olarak tüketilmektedir. Daha ziyade, koyun, kuzu ve dana etidir tüketilen). Bir çok aile yanlız bayramdan bayrama et yeme imkanı bulmaktadır. Ülkemizde milyonarca kişide protein bakımından beslenme yetersizliği gözlenmektedir.

Toplum olarak (% 40-50 ) genç nüfuzumuz vardır. Bu oran batı toplumlarının tam tersi olmaktadır. Batı ülkelerinde toplum giderek yaşlanmaktadır, yaşlı oranı genç nüfusa oranla çok fazladır.

Toplum olarak hareketli ve aktif bir yaşam biçimi edinmemişizdir. Genç olan nüfusumuzun orta yaşlı ve yaşlı nüfusa oranı yüksek olduğu halde; gençlerimizde yaygın bir şekilde spor yapılmamakta ve fizik aktivite son derece kısıtlıdır. Bu yaşam biçimi de ABD halkı yaşam biçimine hiç bir şekilde uymamaktadır.

Şu halde her iki toplumu genel olarak her yönden karşılaştıracak olursak hiç bir benzerlik bulunmamaktadır. Yani bir sepet elma ile bir sepet yumurta aynıymış gibi kabul edilmekte, muamele görmekte ve dietler tercüme edilerek yurdum imsanını sunulmaktadır.kk Dolayısiyle sonuç başarısız olmaktadır.

Diet listelerinin bir çoğu da tek tip olmaktadır. Yani bir gömlek her yaş ve cinsteki insana giydirilmektedir. Oysa ülkemizde 70 milyon insan varsa, 70 milyon yaşam, alışkanlık ve beslenme şekli, genetik değişiklik vardır.kk Beslenme biçimimiz yaşa, cinse ve faaliyet düzeyine göre değişik şekillerde hazırlanmalıdır, yani kişiye özel olmalıdır. 10-20-30 yaşlarında bir gencin, doğurganlık çağında olan bir hanımın, hamile bir hanımın vs. ihtiyacı olan eneji miktarı ile, kırk yaşlarında ve elli yaşlarında bir gencin günlük enerji (kalori) ihtiyacı aynı düzeyde değildir. Hele menapoz (andrapoz) döneminde günlük enerji ihtiyacımız oldukça azalmaktadır. Oysa bizler bu yaşlarda bile beslenme alışkanlıklarımızı hiç değiştirmeden, yiyeceklerimizin miktarlarını biraz olsun azaltmadan aynı şekil ve miktarda besinleri tüketmeye devam etmekteyiz, belki de farkında olmadan daha fazla yüksek kalorili yiyecek yüketmekteyiz. Yaşımız ilerledikçe hareket etme ihtiyacımız arttığı halde, bizler tersini yapmakta mümkün olduğu kadar az hareket edip ihtiyacımızdan fazlakk yememk yemekteyiz. Gördüğümüz gibi sağlık açısından son derecekk tehlikeli olan bir ters orantı ortaya çıkmaktadır.

Batı diet listelerinde dikkat edecek olursak bizim ulusal içkimiz dediğimiz RAKI diye bir içki adı bulunmamaktadır. Neden? Rakı çokmu zararlı ki? Hayır efendim, bizim hekimlerimiz ve de dietisyenlerimiz ‘tercüme diet listelerini’ şablon gibi uyguladıkları için. Oysa her türlü etil alkol gösterildi ki, kalp ve damar hastalıklarını önlemektedir. Kalp krizini, inmeyi önlemektedir. Peki ne kadar tüketilecek?kk Erkekler için günde 2 kadeh (viski, votka, nane likörü, ahududu likörü, vişne likörü vs. ) gibi ne aklınıza gelirse. Hanımlar için ise günde bir kadeh olarak öneriliyor. Batıda şarap kültürü egemen olduğu için şarabın faydaları dikkati çekiyorkk ve de o nedenle araştırma konusu oluyor ve de gündeme oturuyor. Şarap içemeye alışık olmıyan yurdum insanı siyah çekirdekli üzüm yediğinde, siyah üzümde ve özellikle siyah üzüm çekirdeğinde bulunan yararlı maddeler de aynen şarap gibi sağlık için faydalı oluyor.kk Üzüm sirkesi de aynı şekilde yararlar sağlamaktadır.kk Siyah kuru üzüm ülkesiyiz unutmıyalım.

Son söz: Her gün iki kadeh Rakı rahatlıkla içebilirsiniz. Yasaklanması doğru değil.

Ancak iki kadehten fazlası tansiyonunuzu yükseltir, bunu da unutmayın.

Şarap seviyorsanız günde iki kadeh onu dakk rahatlıkla içebilirsiniz.kk Aynı şekilde beyaz şarap ve diğer likörler de tabii ki iki kadeh olmak şartıyla içilebilir.

kk

Tercüme dietlerin bizlere bir faydası olmadığı gerçeğini görmemiz ve de anlamamız lazımdır.

kk

O Halde sağlıklı bir şekilde, nasıl beslenmeli ve yaşamalıyız? Neler yiyip içmeliyiz: Sağlıklı yeme içme alışkanlığımızı nasıl geliştirelim, zararlı alışkanlık ve damak tadlarımızı nasıl faydalı olan bir beslenme şekline dönüştürelim. Burada, genel olarak temel alınacak ÖRNEK bir günlük beslenme planı vermek istiyorum. Görüleceği gibi bu beslenme planı bir iki zararlı olan yasağın dışında sıkı bir diet listesi değildir. Çocukluğumuzdan beri alışmış olduğumuz, annelermizin her gün sofrada önümüze getirdiği aşlardır, ve sıcak yemeklerdir. İnsan doğasında kısıtlamalara karşı bir direnç vardır, bu nedenlele yasaklamalar ve kısıtlamalarla zaten başarı elde edilememektedir. Akdeniz mutfağında kısıtlanması gereken, sağlığa zarar veren besin türü zaten bulunmamaktadır. Hepsinin mutlaka sağlığımıza bir faydası vardır, yani TÜRK MUTFAĞI sağlıklıdır. Ancak Türk mutfağında bazı besinler hazırlanış vekk yanlış pişirilme şekilleri ile sağlığımıza zararlı hale dönüştürülmektedir. Örneğin, her türlü kızartılmış olan yiyecek gerek yüksek kalori sağladıklarındankk (yağda kızartılan yiyeceklerin kalorileri çok yüksektir), gerek kızartma yağının yüksek ısıda kanser yapıcı maddelere dönüşmesi bakımından sağlığımıza son derece zararlıdır. Ayrıca her türlü yağda kızartılmış olan sebze, et vs. kanımızdaki trigiseridler de (ki en tehlikeli kan yağlarıdır) yükselterek damarlarımızın tıkanmasına neden olmaktadır. Ancak gençlerin ve çocukların, büyüme çağında oldukları için, aşırı tüketmemek kaydıyla kızartılmış besin yemelerinde bir sakınca yoktur. Fakat 50 yaşın üstünde olan her kadın ve erkeğin bu tür kızartmaları tüketmeleri sakıncalıdır ve de sağlıkları için son derece tehlikelidir (fast food yiyecekleri gibi).kk Gençler ve büyüme çağında bulunan çocuklar sağlıklı pişirilmiş her türlü ekmeği rahatlıkla tüketebilirler, ancak 50 yaş üstü hanım ve beylerin günde bir ince dilim kepekli, düşük kalorili ekmek diliminden fazlasına ihtiyaçları yoktur. Fazlası yağa dönüşür vekk vücumuzda birikir.

kk

kk

kk

Vücudumuzda aşırı yağ birikimini önlemek mümkünmüdür? Evet tabii ki mümkündür.

kk

50 yaş üsütünde olan kişilerin günlük enerji ihtiyaçlarını ‘düşük şeker indeksli’ gıdalardan almalarında fayda vardır. ‘düşük şeker indeksli’ yiyecek ya da gıda ne demektir?

kk

Sağlıklı beslenme açısından önce bu kavramı anlamamız gerekmektedir.

kk

Bildiğimiz gibi yemek yedikten sonra, gıdalarımızın sindirilmesi olayı başlar. Gıdalarımız parçalanarak bağarsaklarımızdan emilererek kanımıza geçer ve kan şekerimizi yükseltirler.kk

kk

Bazı gıdalar kana çok hızlı geçer ve kan şekerimizi çok hızlı bir şekilde yükseltir. Bazı gıdalar kanımıza yavaş yavaş geçer ve kan şekerimizi yavaş yavaş yükseltirler.

kk

Kan şekerimizin hızlı yükselmesi sonucu vücudumuzda İNSULİN denen şeker hormonu hızlı bir şekilde ve aşırı olarak salgılanır.

kk

Kan şekerimizin yavaş yavaş yükseldiği durumlarda ise İNSULİN HORMONU yavaş yavaş salgılanır.

kk

İNSULİN denen şeker hormonunun hızlı bir şekilde çok fazla salgılanması kan şekerimizi hızla düşürür. Kan şekerinin hızla düşmesi ise acıkma hissini, tekrar yemek yeme ihtiyacını tetikler ve başlatır. Bir tabak börek ve baklava yedikten 4 saat sonra tekrar bir dilim ekmek, ya da bisküvi yeme ihtiyacının ortaya çıkması işte bu nedenle olmaktadır.

kk

Oysa yemeklerden sonra kan şekeri yavaş yavaş yükselecek olursa bu acıkma hissi meydana gelmez. Örnek verecek olursak; çayımıza koyduğumuz şeker kanımıza hızlı geçip kan şekerimizi aniden yükselttiğinden, yüksek şeker indeksli bir besine örnektir.

kk

Ülkemizde kişiler gün boyunca aşırı derecede şekerli çay tüketmektedir. Her çay bardağına iki şeker atan 50 yaşlarında bir kişinin kanına hızla geçen şeker miktarı oldukça fazladır. Bu kişide acıkma hissi hiç bir zaman ortadan kalkmıyacaktır. ‘Doyamıyorum, ben bu yemeklerle doymam, hemen acıkıyorum, midem eziliyor’ ifadelerinin arkasında bu gerçekler bulunmaktadır. (batı ülkelerinde bu kadar fazla şeker tüketeemz)

kk

Hızlı INSÜLİN salgılanması ile kan şekeri hızlı bir şekilde vücumuzun çeşitli bölgelerinde yağ olarak depolanmaktadır (kasların etrafında, kasların içinde ve karın boşluğunda, organların içinde ve etrafında).

kk

İNSÜLİN HORMONUkk aynı zamanda yağları depolayan hormondur. Vücudumuzdaki depo yağlar arttıkca da kan yağlarımız artmaktadır.kk Kan yağlarımızın yüksekliğinin ne kadar tehlikeli olduğunu artık herkes kabul etmektedir.

kk

İNSÜLİN HORMONUkk kan şekerini aniden düşürünce de, acıkma hissi ile birlikte fenalık hissi, el ayaklarda titreme ve terleme hissi ortaya çıkmaktadır. Bu durumda bulunan bir kimsenin kan şekerini yükseltmek amacıyla saf şeker yada bir çikolata yemesi ya da şuursuz bir şekilde baklava ve böreğe saldırması son derece yanlış ve tehlikelidir.kk Çünkü, kan şekerinin aniden yükselmesi yukarıda saydığımız hormon salgılanma sürecini tekrar başlatacak ve vücut yağlanması bu şekilde giderek artacaktır.

kk

İNSÜLİN HORMONUkk salgılanması arttıkca da GLOCAGON denilen yağları eriten hormonun salgılanmasıson derece azalır (yağlarımızı eriten hormon etkisiz hale gelmektedir).kk Sonuç olarak bu durumda kimse zayıflıyamaz.

kk

Özetliyecek olursak: O halde mümkün olduğu kadar kan şekerimizi yavaş yavaş yükselten gıdaları kullanmamız gerekmektedir. Diğer bir deyimle ‘düşük şeker indeksli’ gıdaları tüketmekte yarar vardır. (profesyonel sporcuların dışında)

kk

Hangi yiyecekler ‘düşük şeker indeksli’ gıda grubuna girmektedir? Bunları bilmemizde yarar vardır.

kk

Sağlıklı yeme alışkanlığımıza en başta düşük şeker indeksli yiyecekleri tüketmekle başlamalıyız.kk Herhangi bir gıdayı az ya da kibrit kustusu kadar tüketerek değil.

kk

DÜŞÜK ŞEKER İNDEKSLİ GIDALARIMIZ HANGİLERİDİR?

Bu gıdalar:kk her türlü tatlı ve şekerler (çay şekeri dahil), çikolatalar, pastalar, kekler ve şekerli içeçekler, baklava, börek, çörek, puaçalar, peynirli tostlar, pirinç pilavı, patates, makarnalar ve de tabii ki ekmek dışında bulunan yiyecekleridir. Görülüyor ki, ülkemizde en çok sevilen ve tüketilen gıda maddeleriaslında yüksek şeker indeksli olan gıdalardır.kk Bizlerin TOPLUM OLARAK BESLENME SORUNUMUZ maalesef, büyük bir zevkle pişirip tüketmiş olduğumuz bu yiyecekler ve yemeklerden kaynaklanmaktadır.

kk

‘Düşük şeker indeksli’ yiyecekler kan şekerimizi hızla yükseltmezler, sonuç olarak INSULİN hormonunun da ani salgılanmasına neden olmazlar. Dolayısiyle vücudumuzda yağ birikimi (sellülit), kalçalardaki yağlar, göbeklenme vs. oluşmaz ve de kan yağlarımız yükselmez, yani şişmanlama olmaz.

kk

Şişmanlama olmayınca da 1. kan basıncı yükselmez ve kalp damar, beyin hastalıkları, 2. kanser gibi öldürücü, sakat bırakıcı hastalıklar da ortaya çıkmaz.

kk

Kilo almak 30 yaşlarında başlamaktadır. 30 yaşlarında büyüme durmaktadır ve metabolizma yavaşlamaya başlamaktadır. Yemek yeme alışkanlığı da aksine artarak devam etmektedir. Nedeni de: 30 yaşlarında özellikle evlenip rahatlayınca ve de düzenli bol yemek alışkanlıları ve sık sosyal uzun masa sohbetlerinin başlamasıdır. Giderek fizik hareketliliğimiz de azalmaktadır.

kk

Kilo almak demek, vücudun yağlarının artması yani vücut yağlanması demektir. Yağlar giderek, göbek, kalça, baldırl ve iç organların etrafında birikmeye başlar. Sellülit yağlanmanın ve kilo almaya başlamnın en önemli belirtisidir.

kk

Karaciğer çevresel toksik maddelerle bombardıman altında kalmaktadır.

kk

Karaciğer yağlanması da olur. Göbek yağlanması = karaciğer yağlanmasıdır.

kk

Karaciğer yağlanması sonucu kan yağlarımız yükselir, kilomuz artmaya başlar ve giderek kan şeker kullanımı bozulur ve de şeker hastalığı başlar.

kk

Yukarıda saydığımız bu hastalıklarının hepsinin önlenebilir hastalıklar olduğu aşikardır. Yurdum insanı Hastalıkları davet etmeden bu şekilde vaz geçmelidir.

kk

kk

Sağlıklı kalma ve de sağlığını koruma inanın en kolay ve de en ucuz yoldur.

kk

kk

kk

BİR GÜNLÜK ÖRNEK MENÜ NASIL OLMALIDIR ?

kk

kk

Sabah Kahvaltısı: 08:00

kk

Sabah kalkınca bir bardak normal ısıda su içilecek..

kk

Beyaz Peynir bir ekmek tost dilimi kadar, ya da taze kaşar peyniri. 10-15 adet tuzsuz zeytin, 10-15 adet ceviz ve bir yumurta (rafadan ya da hazır lop) ya da peynirli omlet.

Bir domates, ya da yeşil biber veya kırmızı taze biber. Bir mandalina, ya da bir elma, ya da bir yarım muz..kk Şekersiz çay istediğiniz kadar içilebilir. Bir dilim kepekli ekmek kızartıp tereyağ (pastorize olacak)kk sürerek yiyebilirsiniz. Bir bardak süt. Bal ve reçel yok.

kk

Sabah kuvvetli bir kahvaltı yapıp akşam yemeğini mümkün olduğu kadar erken yemekte fayda vardır. Ara öğünler 4-5 saat aralıklarla olabilir ve fındık fıstık, kuru incir ve kayısıkk ile geçiştirilebilir.

kk

Meyva suyu yok ( çok şekerlidir). Kraker, bisküvi, grisini, çikolata, akide şekeri lokum vs.kk yok, aşırı taze meyva yokkk (şekeri ve kan yağlarını yükseltirler ve erken acıktırırlar).

kk

Ara Öğün:kk 10:00

kk

Şekersiz çay ve yanında 1-2 adet kuru incir ve bir su bardağı tuzsuz yer fıstığı. Çay bol içebilirsiniz. (Şekersiz olacak) Dulcaryl, Asparatame, Nutrasweet yok.kk Meyva suları yok.

kk

Öğle Yemeği: 12:00

kk

Bir tabak etli sebze yemeği. (kuru ya da taze sebzelerden her hangi biri olabilir) 3-4 kaşık bulgur pilavı. Karnabahar yemeği ya da salatası. Her türlü Lahana yemeği ya da salatası. Pırasa, ıspanak, pazı yemekleri bol olarak ekmeksiz yenebilir. Bol mevsim salatası. Kuru fasülye, nohut, bakla, mercimek yemekleri yenebilir. İstediğiniz kadar yoğurt yenebilir. Patates yok. Pirinç pilavı yok. Pizza yok.

Ekmek yok. Kebab yenebilir. Yanlız et ve sebze olan bölümü. Kebabın yanında gelen pilav, makarna, kızarmış patates yok. Yemekten sonra bir avuç yer fıstığı. Gün boyunca Bol su içilecekkk (likit alınacak). 24 saatte 2-3 litre sıvı vücuda girecek.

kk

Ara Öğün:kk 15:00

kk

Bir elma, ya da yarımkk muz. Ya da çay la birkilte 1-2 kuru incir veya kuru kayısı ve ceviz. Çayın yanında bisküvi yok (diet ve de düşük kalorili olanlar da yok)

kk

Akşam Yemeği:kk 18:00

kk

Balık, Şiş kebab, bol domates, ızgara dana bonfile, kuru soğan ve yeşil ya da kırmızı biber ile birlikte. Her türlü çorba içilebilir. Her türlü sebze yemeği ya da salatası. Salatalara ve ede çorbalara beyaz peynir eklenebilir. Mercimek köftesi, bol yeşillikli bulgur salatası (kısır gibi) yenebilir. Beyaz tuz çok az olacak. Ancak karabiber, kırmızı biber, sumak, nane, dere otu, yeşil taze soğan, dere oyu, havuç, siyah turp, kırmızı ve beyaz turp salataları. Kara lahana, kırmızı ve beyaz lahana salataları yenebilir.

Akşam yemeği erken yenmelidir. En geç saat 18:00’de yemek bitmiş olmalıdır.

Rakı ya da şarap içilebilir. (iki kadeh ten fala olmamak kaydıyla)

Yemek üstüne tatlı ve meyva yemek yok.

kk

GENEL BİLGİLER

Meyva suyu, koka kola yok. Soda yok. Bal ve reçel yok. Bayram şekeri yok. Her türlü, şekerleme, çikolata, bisküvi, kraker yok.kk Bir sürahiye yediğinizkk mandalina, portakal ya da greyfrut kabuğunu koyacaksınız, üzerine su ekleyip buz dolabınıza koyacaksınız. Susadıkca bol bol suyunu içeceksiniz. Ot çaylarını kaynatmadam hazırlıyacaksınız. Suyu kaynatıp, üzerine dökeceksiniz. Aynen çay demler gibi demleyeceksiniz. Ot ve meyva vs. çaylar kaynatılarak hazırlanmamalıdırlar. Kaynatma çayın lezzetini bozduğu gibi, otların içerdikleri faydalı yağ ve vitaminleri de zararlı ve tehlikeli bir hale dönüştürmektedir. Çay kaynayınca içilmez bir hale geldiği gibi. Her türlü çaya veya suya içerken limon eklersek içtiğimiz likit daha lezzetli ve daha sağlıklı olacaktır.

Her türlü balığı istediğiniz kadar yiyebilirsiniz ancak kızartma olmayacak.kk Balık ızgara ya da buğulama ve fırında pişirilecek. Tavuk kesinlikle yok.

Ofisinizde ve evinizde bol tuzsuz yer fıstığı, ceviz ve kuru kayısı ve incir bulunduracaksınız. Acıkma hissi oluınca ya da misafirleinize çay ikram ederken bunları da yanında ikram edeceksiniz. En iyisi masanızın üstünde evde ve ofiste güzel bir tabak içinde kayısı, incir ve fındık , ceviz, yer fıstığı karışımını bulundurmanız ve canınınz çektikce bir iki tane atıştırmanız.kk Buz dolabınızda da haşlanmış lop yumurta stok edeceksiniz. Acıkma hissi sırasında bir tane soyup ağzınıza atacaksınız. (bu öneriler kan şekerimizin ani yükelmesi sonucu Insülin Hormonunun birden bire salgılanmasını önlemek amacıyladır)

Sağlıklı bir yaşam içinkk 24 saat içnde 2-2.5 litre sıvı tüketilmelidir.

Günde iki kadeh rakı ya da şarap ya da viski, ya da votka ve nane likörü vs. İçebilirsiniz.

Tuzsuz fıstık, ceviz, siyah taze üzüm ya da kuru üzüm, yeşil biber, taze dolmalık kırmızı biber, siyah turp, kırmızı turp, beyaz turp her türlü peynir ile ve de tuzsuz bol zeytin, bir dilim kavun, elma, portakal vs. ile rahatlıkla tüketilebilir.

Sağlıklı bir yaşam için her gün 20 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır. Tempolu yürüyüş ne demektir? Tempolu yürüyüş sırasında yanınızdaki arkadaşınızla nefes nefese kalmaksızın konuşabiliyorsanız bu sizin için faydalıdır. Eğer arkadaşınızla konuşuyorken nefes nefese kalıyorsanız, temponuzu biraz azaltmanız gerekir.

Sağlıklı bir yaşam için mutlaka lüks egzersiz aletleri alıp, lüks spor klüplerine kayıt yaptırmak gerekmemektedir. Bunun için tek yatırım kaliteli bir spor pabucu olmalıdır.

Her gün, sürekli bir şekilde, yani tüm hayatınız süresince tempolu 20 dakika kadar yürümeniz sağlıklı ve uzun yaşamınız için yeterlidir (jogging yapmak şart değildir). Her gün yapamazsanız bile, haftada en az 3-4 gün 20 dakika yürüyüş yapmak size ne kazandıracaktır: 1. Kilomuz normalekk iner, ve normal olarak kalır. 2. Yüksek kan yağlarınız normalleşir, normal olan kan yağlarnızı da yükselmez. 3. Tansiyonunuz normale iner ve de normal düzeyde kalır. 4. Acıkma hissi artık belirmez. Hep tokluk hissedersiniz. 5. Ruhen rahatlarsınız, sıkıntılarınız azalır, mutlu bir insan olursunuz. 6. Uyku şekliniz ve düzeniniz normalleşir. 7. Hastalıklara karşı direnciniz artar. Sık sık hastalanmazsınız. 8. Bütün bu iyiliklerin sonucu işinizde ve ev haytınızda başarılı, sevecen, cana yakın, insanları ve hayvanları seven bir kişi, mutlu bir eş ve ana baba, nene dede, hala, teyze, dayı amca vs. olursunuz.

PEKİ TANSİYONUM NASIL OLMALI ? kkkkkkkkkkkkkkkkkk

Normal olarak kabul edilen tansiyonunuz:kkkk Büyük olanı 120 (yani 12), küçük olanı 70-80 mm Hg (yani 7-8) olmalıdır. Özellikle kalp damar hastalıkları olanlar, yaşı ileri olanlar, sigara içenler, şeker hastası olanlar, son derece az hareket edenler, şişman olanların tansiyonları belirtilen bu değerlerin üzerine çıkmamalıdır.

kk

Normal kan şekeri değerleri: 12 saatlik açlık 100 mgr,

2 saatlik tokluk 140 mgr’ın altında olacak.kk Tedaviniz bu değerlere göre ayarlanmalıdır.

12 saatlik açlık Serum İnsülin Değeri de 10uIU/ml’in altında olacak,

Önemli NOT: Serum İnsülin Değeri 10uIU/ml’in altında olan kişilerin uzun ve sağlıklı yaşadığı gösterilmiştir.

kk

Yüksek tansiyon sinsi bir katildir.kk (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Kan şekeri yüksekliği sinsi bir katildir (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Aşırı kilolarınız sinsi bir katildir. (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Sigara ve sigara dumanı aşikar olan bir katildir. (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Hava kirliliği sinsi bir katildir. (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Ancak doğumsal hastalıkların önüne geçilemez ama çevresel olaylarla kontrol altına alınabilirler.

Günde iki kadehten fazla alkol içilirse tansiyon yükselir ve de ilaçlarla bile düşmez.

kk

kk

kk

İstanbul Bilim Üniversitesi

kk

Prof. Dr. Canan M Karatay Efendigil

REKTÖR

kk
 
Yaaa sende mi o mutluluğu yaşadın bu gün ne tesadüf.Sevinçten havalara uçası geliyor insanın dimi,kutlkarım seni canım maşallah.Başarılarının devamını dilerim :nazar:

sağol canım,vallahi havalara uçtum.bugün de eşimin ısrarı üzerine yeniden tartıldım 1 kilo daha vermişim 84 olmuşum.öyle mutlu oldum ki anlatamam.hayatım boyunca hep kilolu kalacağıma inandırmıştım kendimi.diyet konusunda hiç azimli olmadığım için artık kilo verememeyi kabullenmiştim,ta ki kitabı alıp beslenme konusunda doğruları öğrenene kadar.hepimizin başarısı böyle daim olsun inşallah.....
 
Son düzenleme:
1.öğün: 12:00
1,75 kayısı yumurta
1 avuçiçi peynir
5 zeytin
Domates, salatalık
4-5 gün kurusu

Ara: 4-5 fıstık, 3 gün kurusu

2.öğün: 19:30
2 kepçe sütlü bulgur çorbası(1 yemek kaşığı ince bulgur vardı içinde)
1 tabak patlıcan
2 kase cacık

sıvı: 2 lt su, 1 sade maden suyu

spor: dışarda alışverişteydim ama spor yok
kitaptaki bir haftalık menüyü inceledim, çorba yok menülerde. ben çorbayı çok severim, hem midemi rahatlatıyo.
içmesem mi acaba

canım menülerde yok ama kitabın içinde içilebilecek çorbalar yazıyo.mesela mercimek,dometes.ev tarhanası,paça,işkembe vb.ama hazır çorbalar yasak işlenmiş oldukları için.mesela ben 1 ağustostan beri böyle besleniyorum ve öğlen ve akşam bu çorbalardan birini mutlaka içiyorum ve 7,5 kilo oldu toplamda.yani çorba unsuz ve evde yapıldığı takdirde yasak değil.
 
merhaba arkadaşlar.. aranıza katılmak istıyorum.. ben karatay diyetını yarım yamalaka uygulayarak dogumdan sonra 6 ay içinde 17 kıo verdım..:KK34::KK34: ancak daha sonra kendımı bazı özek sorunlardan dolayı bırakıp tatlıya ve yemege verdım.. ve sonuç olarak 5 kılo daha aldım.. şimdi yenıden başladım dıyete.. inşallah kısa surede aldıklarımı verırım dıye umut edıyorum...
 
Ogle: Omlet hızlı pısmıs zeytınyagıyla,2 bıber,2kasık.cacık,bır avuc kuru uzum(yemem aslında regl donemım,kuru kaysı tercıhım oda kalmamıs)
 

Eklentiler

  • $IMG01844-20110911-1237.jpg
    $IMG01844-20110911-1237.jpg
    26,4 KB · Görüntüleme: 64
Sağlıklı Beslenme Prof.Canan M. Efendigil Karatay

Önemli Duyurular >>

kkkk

Kiloyu Markette Bırakın

Sağlıklı Bir Beslenmenin Özellikleri nelerdir?

Daha fazla tüketim toplumu olmamız ve gereğinden fazla alış veriş yapmamız için bakın bizi nasıl yönlendiriyorlar, Devamı için tıklayınız.

kk

kk

Tercüme dietlerin faydası oluyor mu?

kk

19 Temmuz 2009 Sigarasız Günlere Merhaba

kk

Ülkemiz bir Akdeniz ülkesidir. Akdeniz beslenme şekli en sağlıklı bir beslenme şeklidir. Yurdum insanına batı ülkelerinden (gelişmiş ülkeler) tercüme edilerek dietler sunulmaktadır. Bu dietlerin bugün hiç bir şekilde işlemediği artık gösterilmiştir ve belirtilmektedir. (kilo kaybı oluyor ama kısa bir süre sonra verilen kilolar geri alınıyor bu olayın da artık bir adı var: YOYO diet). İleri derecede sağlıksız olan inişli çıkışlı bir beslenme biçimi, sağlık bildirilerinde halka sunuluyor.

Türkiyede her yıl kanser hastalıkları artmaktadır. Birinci sırayı sigara, ikinci sırayı da sağlıksız beslenme almaktadır. Ömrümüzü uzatmak, genç kalmak elimizde Devamı için tıklayınız.

kkBatı ülkelerinde uygulanmakta olan dietler kendi halklarının alışkanlıkları ve yaşam biçimleri göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır. Doğal olarak ‘O’ ülkelerde yetişmekte olan, ve elde edilen besin maddelerine göre düzenlenmektedir. Bizim yemek biçimimiz, alışkanlıklarımız, yaşama şeklimiz ile hiç bir alakası yoktur. Elimizdeki dietlerin büyük bir çoğunluğu ABD dietisyenlerinin ve beslenme uzmanlarının hazırladıkları listelerden alınmaktadır, ve tamamen tercümedir. ABD halkının nasıl beslendiğini, neler yiyip içtiğini, nasıl yaşadığını biliyormuyuz peki? Maalesef, ‘Onları’ da kendimiz gibi yiyen içen ve de yaşayan bir toplum olarak görüyor ve bizlere sunulan bu diet listelerini bilinçsiz bir vurdumduymazlıklakk uygulamaya kalkıyoruz. Bundan dolayı da başaramıyoruz. Batıda yaşıyan insanlar Türk halkı gibi aynı şekilde mi besleniyorlar ki, aynı şekide mi yaşıyorlar ki oralarda piyasaya çıkan diet listeleri bizde tercüme edilerek yurdum insanına sunuluyor? Hayır, hiç bir zaman aynı şekilde ne yiyoruz, ne içiyoruz ne de yaşıyoruz. Ortalıkta dolaşan, tercüme edilmiş listeler bu nedenle bizlere faydalı olamıyor, kısa bir süre sonra herkes kendi alıştığı, kolaylıkla bulabildiği, ulaşabildiği, bütçesini zorlamıyacak, rahatlıkla erişebildiği ve pişirebildiği güncel besin türüne dönmek zorunda kalıyor. Tercüme dietlere kısa bir süre uyum sağlıyabilen kişiler bile 3-4 hafta sonra, kendi eski alışkanlıklarına dönmek zorunluğunda kalıyor (YOYO diet). Bu konuya açıklık getirmek amacıyla bir kaç örnek vermek istiyorum.

Sağlıklı Çocuk Bilim Kurulu Oluşturuldu

Gelecek nesillerin daha sağlıklı yetişmesi ve Obezite salgın hastalığından korunması amacı ile yaklaşık bir yıldır bilim kurulunu oluşturma çalışmalarımız sürmekte idi, Devamı için tıklayınız.

Obezite Şişede

Teknolojinin yaygınlaşması ile insan ve çevre sağlığına , tüm canlıların sağlığına ve yararına kullanılması gereken tüm çalışmalar maalesef canlı sağlığına zarar veren boyuta gelmiş bulunmaktadır, Devamı için tıklayınız.

kk

kk

ŞÖYLEKİ:

Anne Sütü ile beslenmenin başarısı

kk

Amerikan halkının günlük beslenmesinde pişmis bir aş ya da sebze yemeği, kıymalı yeşil fasülye vs. gibi bir tabak sıcak sulu yemek yoktur. Yani onların büyük bir çoğunluğu, hayatlarında bir zeytin yağlı ya da kıymalı yeşil fasülye aşını ne tabağına ne de ağzına koymuştur, bir kapuska yememiştir, yoğurtlu bir kabak ya da biber, patlıcan dolması yememiştir. Zeytin yağlı ya da kıymalı bir yaprak, lahana, pazı, kara lahana sarması yememiştir.

Devamı için tıklayınız.

Hayatlarında, kokteyler dışında (oda ender olarak), bir siyah ya da yeşil zeytin ağzına koymamıştır.Verirseniz bile de yiyemezler. Damak tadları tamamen değişiktir çünkü.

Hayatlarında sade yoğurt yememiştir, ayran içmemiştir. Mercimek çorbası, ezo gelin çorbası, yayla çorbası görmemiştir, yapmamıştır ve içmemiştir.

Mercimek yemeği, mercimek köftesi, bulgur pilavı, bulgur köftesi yememiştir.

Sabah kahvaltısında beyaz peynirin yanında zeytin yağı içinde, limonlu kekikli zeytin yememiştir. Sabah kahvaltısında beyaz peynir ile birlikte salatalık, domates, yeşil biber vs. yemesini bilmemiştir.

Bir çoban salatası, zeytin yağı limonlu ve zeytinli yapamazlar. Ancak yanlız bütün yeşil yapraklı salatalarını ‘ağır yağlı salata sosu’ ile yiyebilirler.

Sabah kahvaltısında ve yemeklerinde hiç bir zaman bizim kadar ekmek tüketmezler, tüketemezler de. Böyle bir alışkanlıkları bulunmaz.

Zeytin ve ceviz, fıstık, fındık en sağlıklı meyvalar olduğu halde batıdaki hangi beslenme uzmanı diet listesinde zeytin yenmesinin faydalarından bahsedebilmektedir. Ancak Son zamanlarda cevizin, zeytin yağının faydalarından bahsedilmeye başlanmıştır. Oysa Ülkelerinde, zeytin ve ceviz yetişmediği, için bu maddeleri de son derece az kimse, az olarak tüketebilirle. Üstelik de son derece pahalıdır.

kkBulgur yapma ve pişirme kültürü, sade yoğurt yapma kültürü olmadığı için en faydalı olan bu besinlerin adı bir çok diet listesinde yer almamaktadır.

Amerikan halkı son derece az ekmek tüketmektedir. Buna karşın ülkemizde, ekmek en önemli bir besin maddesidir ve aşırı bir şekilde tüketilmektedir. Bu örnekleri daha da uzatmak mümkündür.

Batı ülkelerinde tüketilen kırmızı et çeşidi (yanlız hormonla geliştirilmiş, büyütülmüş olan sığır ve öküz eti tüketilmektedir) ve miktarı (kişi başına günde ½ kilo et tüketilmektedir) açısından kıyaslıyacak olursak yurdumun insanının tüketdiği kırmızı et (ne cins olursa olsun) kişi başına son derece az miktardadır ve yetersizdir (sığır eti son derece az olarak tüketilmektedir. Daha ziyade, koyun, kuzu ve dana etidir tüketilen). Bir çok aile yanlız bayramdan bayrama et yeme imkanı bulmaktadır. Ülkemizde milyonarca kişide protein bakımından beslenme yetersizliği gözlenmektedir.

Toplum olarak (% 40-50 ) genç nüfuzumuz vardır. Bu oran batı toplumlarının tam tersi olmaktadır. Batı ülkelerinde toplum giderek yaşlanmaktadır, yaşlı oranı genç nüfusa oranla çok fazladır.

Toplum olarak hareketli ve aktif bir yaşam biçimi edinmemişizdir. Genç olan nüfusumuzun orta yaşlı ve yaşlı nüfusa oranı yüksek olduğu halde; gençlerimizde yaygın bir şekilde spor yapılmamakta ve fizik aktivite son derece kısıtlıdır. Bu yaşam biçimi de ABD halkı yaşam biçimine hiç bir şekilde uymamaktadır.

Şu halde her iki toplumu genel olarak her yönden karşılaştıracak olursak hiç bir benzerlik bulunmamaktadır. Yani bir sepet elma ile bir sepet yumurta aynıymış gibi kabul edilmekte, muamele görmekte ve dietler tercüme edilerek yurdum imsanını sunulmaktadır.kk Dolayısiyle sonuç başarısız olmaktadır.

Diet listelerinin bir çoğu da tek tip olmaktadır. Yani bir gömlek her yaş ve cinsteki insana giydirilmektedir. Oysa ülkemizde 70 milyon insan varsa, 70 milyon yaşam, alışkanlık ve beslenme şekli, genetik değişiklik vardır.kk Beslenme biçimimiz yaşa, cinse ve faaliyet düzeyine göre değişik şekillerde hazırlanmalıdır, yani kişiye özel olmalıdır. 10-20-30 yaşlarında bir gencin, doğurganlık çağında olan bir hanımın, hamile bir hanımın vs. ihtiyacı olan eneji miktarı ile, kırk yaşlarında ve elli yaşlarında bir gencin günlük enerji (kalori) ihtiyacı aynı düzeyde değildir. Hele menapoz (andrapoz) döneminde günlük enerji ihtiyacımız oldukça azalmaktadır. Oysa bizler bu yaşlarda bile beslenme alışkanlıklarımızı hiç değiştirmeden, yiyeceklerimizin miktarlarını biraz olsun azaltmadan aynı şekil ve miktarda besinleri tüketmeye devam etmekteyiz, belki de farkında olmadan daha fazla yüksek kalorili yiyecek yüketmekteyiz. Yaşımız ilerledikçe hareket etme ihtiyacımız arttığı halde, bizler tersini yapmakta mümkün olduğu kadar az hareket edip ihtiyacımızdan fazlakk yememk yemekteyiz. Gördüğümüz gibi sağlık açısından son derecekk tehlikeli olan bir ters orantı ortaya çıkmaktadır.

Batı diet listelerinde dikkat edecek olursak bizim ulusal içkimiz dediğimiz RAKI diye bir içki adı bulunmamaktadır. Neden? Rakı çokmu zararlı ki? Hayır efendim, bizim hekimlerimiz ve de dietisyenlerimiz ‘tercüme diet listelerini’ şablon gibi uyguladıkları için. Oysa her türlü etil alkol gösterildi ki, kalp ve damar hastalıklarını önlemektedir. Kalp krizini, inmeyi önlemektedir. Peki ne kadar tüketilecek?kk Erkekler için günde 2 kadeh (viski, votka, nane likörü, ahududu likörü, vişne likörü vs. ) gibi ne aklınıza gelirse. Hanımlar için ise günde bir kadeh olarak öneriliyor. Batıda şarap kültürü egemen olduğu için şarabın faydaları dikkati çekiyorkk ve de o nedenle araştırma konusu oluyor ve de gündeme oturuyor. Şarap içemeye alışık olmıyan yurdum insanı siyah çekirdekli üzüm yediğinde, siyah üzümde ve özellikle siyah üzüm çekirdeğinde bulunan yararlı maddeler de aynen şarap gibi sağlık için faydalı oluyor.kk Üzüm sirkesi de aynı şekilde yararlar sağlamaktadır.kk Siyah kuru üzüm ülkesiyiz unutmıyalım.

Son söz: Her gün iki kadeh Rakı rahatlıkla içebilirsiniz. Yasaklanması doğru değil.

Ancak iki kadehten fazlası tansiyonunuzu yükseltir, bunu da unutmayın.

Şarap seviyorsanız günde iki kadeh onu dakk rahatlıkla içebilirsiniz.kk Aynı şekilde beyaz şarap ve diğer likörler de tabii ki iki kadeh olmak şartıyla içilebilir.

kk

Tercüme dietlerin bizlere bir faydası olmadığı gerçeğini görmemiz ve de anlamamız lazımdır.

kk

O Halde sağlıklı bir şekilde, nasıl beslenmeli ve yaşamalıyız? Neler yiyip içmeliyiz: Sağlıklı yeme içme alışkanlığımızı nasıl geliştirelim, zararlı alışkanlık ve damak tadlarımızı nasıl faydalı olan bir beslenme şekline dönüştürelim. Burada, genel olarak temel alınacak ÖRNEK bir günlük beslenme planı vermek istiyorum. Görüleceği gibi bu beslenme planı bir iki zararlı olan yasağın dışında sıkı bir diet listesi değildir. Çocukluğumuzdan beri alışmış olduğumuz, annelermizin her gün sofrada önümüze getirdiği aşlardır, ve sıcak yemeklerdir. İnsan doğasında kısıtlamalara karşı bir direnç vardır, bu nedenlele yasaklamalar ve kısıtlamalarla zaten başarı elde edilememektedir. Akdeniz mutfağında kısıtlanması gereken, sağlığa zarar veren besin türü zaten bulunmamaktadır. Hepsinin mutlaka sağlığımıza bir faydası vardır, yani TÜRK MUTFAĞI sağlıklıdır. Ancak Türk mutfağında bazı besinler hazırlanış vekk yanlış pişirilme şekilleri ile sağlığımıza zararlı hale dönüştürülmektedir. Örneğin, her türlü kızartılmış olan yiyecek gerek yüksek kalori sağladıklarındankk (yağda kızartılan yiyeceklerin kalorileri çok yüksektir), gerek kızartma yağının yüksek ısıda kanser yapıcı maddelere dönüşmesi bakımından sağlığımıza son derece zararlıdır. Ayrıca her türlü yağda kızartılmış olan sebze, et vs. kanımızdaki trigiseridler de (ki en tehlikeli kan yağlarıdır) yükselterek damarlarımızın tıkanmasına neden olmaktadır. Ancak gençlerin ve çocukların, büyüme çağında oldukları için, aşırı tüketmemek kaydıyla kızartılmış besin yemelerinde bir sakınca yoktur. Fakat 50 yaşın üstünde olan her kadın ve erkeğin bu tür kızartmaları tüketmeleri sakıncalıdır ve de sağlıkları için son derece tehlikelidir (fast food yiyecekleri gibi).kk Gençler ve büyüme çağında bulunan çocuklar sağlıklı pişirilmiş her türlü ekmeği rahatlıkla tüketebilirler, ancak 50 yaş üstü hanım ve beylerin günde bir ince dilim kepekli, düşük kalorili ekmek diliminden fazlasına ihtiyaçları yoktur. Fazlası yağa dönüşür vekk vücumuzda birikir.

kk

kk

kk

Vücudumuzda aşırı yağ birikimini önlemek mümkünmüdür? Evet tabii ki mümkündür.

kk

50 yaş üsütünde olan kişilerin günlük enerji ihtiyaçlarını ‘düşük şeker indeksli’ gıdalardan almalarında fayda vardır. ‘düşük şeker indeksli’ yiyecek ya da gıda ne demektir?

kk

Sağlıklı beslenme açısından önce bu kavramı anlamamız gerekmektedir.

kk

Bildiğimiz gibi yemek yedikten sonra, gıdalarımızın sindirilmesi olayı başlar. Gıdalarımız parçalanarak bağarsaklarımızdan emilererek kanımıza geçer ve kan şekerimizi yükseltirler.kk

kk

Bazı gıdalar kana çok hızlı geçer ve kan şekerimizi çok hızlı bir şekilde yükseltir. Bazı gıdalar kanımıza yavaş yavaş geçer ve kan şekerimizi yavaş yavaş yükseltirler.

kk

Kan şekerimizin hızlı yükselmesi sonucu vücudumuzda İNSULİN denen şeker hormonu hızlı bir şekilde ve aşırı olarak salgılanır.

kk

Kan şekerimizin yavaş yavaş yükseldiği durumlarda ise İNSULİN HORMONU yavaş yavaş salgılanır.

kk

İNSULİN denen şeker hormonunun hızlı bir şekilde çok fazla salgılanması kan şekerimizi hızla düşürür. Kan şekerinin hızla düşmesi ise acıkma hissini, tekrar yemek yeme ihtiyacını tetikler ve başlatır. Bir tabak börek ve baklava yedikten 4 saat sonra tekrar bir dilim ekmek, ya da bisküvi yeme ihtiyacının ortaya çıkması işte bu nedenle olmaktadır.

kk

Oysa yemeklerden sonra kan şekeri yavaş yavaş yükselecek olursa bu acıkma hissi meydana gelmez. Örnek verecek olursak; çayımıza koyduğumuz şeker kanımıza hızlı geçip kan şekerimizi aniden yükselttiğinden, yüksek şeker indeksli bir besine örnektir.

kk

Ülkemizde kişiler gün boyunca aşırı derecede şekerli çay tüketmektedir. Her çay bardağına iki şeker atan 50 yaşlarında bir kişinin kanına hızla geçen şeker miktarı oldukça fazladır. Bu kişide acıkma hissi hiç bir zaman ortadan kalkmıyacaktır. ‘Doyamıyorum, ben bu yemeklerle doymam, hemen acıkıyorum, midem eziliyor’ ifadelerinin arkasında bu gerçekler bulunmaktadır. (batı ülkelerinde bu kadar fazla şeker tüketeemz)

kk

Hızlı INSÜLİN salgılanması ile kan şekeri hızlı bir şekilde vücumuzun çeşitli bölgelerinde yağ olarak depolanmaktadır (kasların etrafında, kasların içinde ve karın boşluğunda, organların içinde ve etrafında).

kk

İNSÜLİN HORMONUkk aynı zamanda yağları depolayan hormondur. Vücudumuzdaki depo yağlar arttıkca da kan yağlarımız artmaktadır.kk Kan yağlarımızın yüksekliğinin ne kadar tehlikeli olduğunu artık herkes kabul etmektedir.

kk

İNSÜLİN HORMONUkk kan şekerini aniden düşürünce de, acıkma hissi ile birlikte fenalık hissi, el ayaklarda titreme ve terleme hissi ortaya çıkmaktadır. Bu durumda bulunan bir kimsenin kan şekerini yükseltmek amacıyla saf şeker yada bir çikolata yemesi ya da şuursuz bir şekilde baklava ve böreğe saldırması son derece yanlış ve tehlikelidir.kk Çünkü, kan şekerinin aniden yükselmesi yukarıda saydığımız hormon salgılanma sürecini tekrar başlatacak ve vücut yağlanması bu şekilde giderek artacaktır.

kk

İNSÜLİN HORMONUkk salgılanması arttıkca da GLOCAGON denilen yağları eriten hormonun salgılanmasıson derece azalır (yağlarımızı eriten hormon etkisiz hale gelmektedir).kk Sonuç olarak bu durumda kimse zayıflıyamaz.

kk

Özetliyecek olursak: O halde mümkün olduğu kadar kan şekerimizi yavaş yavaş yükselten gıdaları kullanmamız gerekmektedir. Diğer bir deyimle ‘düşük şeker indeksli’ gıdaları tüketmekte yarar vardır. (profesyonel sporcuların dışında)

kk

Hangi yiyecekler ‘düşük şeker indeksli’ gıda grubuna girmektedir? Bunları bilmemizde yarar vardır.

kk

Sağlıklı yeme alışkanlığımıza en başta düşük şeker indeksli yiyecekleri tüketmekle başlamalıyız.kk Herhangi bir gıdayı az ya da kibrit kustusu kadar tüketerek değil.

kk

DÜŞÜK ŞEKER İNDEKSLİ GIDALARIMIZ HANGİLERİDİR?

Bu gıdalar:kk her türlü tatlı ve şekerler (çay şekeri dahil), çikolatalar, pastalar, kekler ve şekerli içeçekler, baklava, börek, çörek, puaçalar, peynirli tostlar, pirinç pilavı, patates, makarnalar ve de tabii ki ekmek dışında bulunan yiyecekleridir. Görülüyor ki, ülkemizde en çok sevilen ve tüketilen gıda maddeleriaslında yüksek şeker indeksli olan gıdalardır.kk Bizlerin TOPLUM OLARAK BESLENME SORUNUMUZ maalesef, büyük bir zevkle pişirip tüketmiş olduğumuz bu yiyecekler ve yemeklerden kaynaklanmaktadır.

kk

‘Düşük şeker indeksli’ yiyecekler kan şekerimizi hızla yükseltmezler, sonuç olarak INSULİN hormonunun da ani salgılanmasına neden olmazlar. Dolayısiyle vücudumuzda yağ birikimi (sellülit), kalçalardaki yağlar, göbeklenme vs. oluşmaz ve de kan yağlarımız yükselmez, yani şişmanlama olmaz.

kk

Şişmanlama olmayınca da 1. kan basıncı yükselmez ve kalp damar, beyin hastalıkları, 2. kanser gibi öldürücü, sakat bırakıcı hastalıklar da ortaya çıkmaz.

kk

Kilo almak 30 yaşlarında başlamaktadır. 30 yaşlarında büyüme durmaktadır ve metabolizma yavaşlamaya başlamaktadır. Yemek yeme alışkanlığı da aksine artarak devam etmektedir. Nedeni de: 30 yaşlarında özellikle evlenip rahatlayınca ve de düzenli bol yemek alışkanlıları ve sık sosyal uzun masa sohbetlerinin başlamasıdır. Giderek fizik hareketliliğimiz de azalmaktadır.

kk

Kilo almak demek, vücudun yağlarının artması yani vücut yağlanması demektir. Yağlar giderek, göbek, kalça, baldırl ve iç organların etrafında birikmeye başlar. Sellülit yağlanmanın ve kilo almaya başlamnın en önemli belirtisidir.

kk

Karaciğer çevresel toksik maddelerle bombardıman altında kalmaktadır.

kk

Karaciğer yağlanması da olur. Göbek yağlanması = karaciğer yağlanmasıdır.

kk

Karaciğer yağlanması sonucu kan yağlarımız yükselir, kilomuz artmaya başlar ve giderek kan şeker kullanımı bozulur ve de şeker hastalığı başlar.

kk

Yukarıda saydığımız bu hastalıklarının hepsinin önlenebilir hastalıklar olduğu aşikardır. Yurdum insanı Hastalıkları davet etmeden bu şekilde vaz geçmelidir.

kk

kk

Sağlıklı kalma ve de sağlığını koruma inanın en kolay ve de en ucuz yoldur.

kk

kk

kk

BİR GÜNLÜK ÖRNEK MENÜ NASIL OLMALIDIR ?

kk

kk

Sabah Kahvaltısı: 08:00

kk

Sabah kalkınca bir bardak normal ısıda su içilecek..

kk

Beyaz Peynir bir ekmek tost dilimi kadar, ya da taze kaşar peyniri. 10-15 adet tuzsuz zeytin, 10-15 adet ceviz ve bir yumurta (rafadan ya da hazır lop) ya da peynirli omlet.

Bir domates, ya da yeşil biber veya kırmızı taze biber. Bir mandalina, ya da bir elma, ya da bir yarım muz..kk Şekersiz çay istediğiniz kadar içilebilir. Bir dilim kepekli ekmek kızartıp tereyağ (pastorize olacak)kk sürerek yiyebilirsiniz. Bir bardak süt. Bal ve reçel yok.

kk

Sabah kuvvetli bir kahvaltı yapıp akşam yemeğini mümkün olduğu kadar erken yemekte fayda vardır. Ara öğünler 4-5 saat aralıklarla olabilir ve fındık fıstık, kuru incir ve kayısıkk ile geçiştirilebilir.

kk

Meyva suyu yok ( çok şekerlidir). Kraker, bisküvi, grisini, çikolata, akide şekeri lokum vs.kk yok, aşırı taze meyva yokkk (şekeri ve kan yağlarını yükseltirler ve erken acıktırırlar).

kk

Ara Öğün:kk 10:00

kk

Şekersiz çay ve yanında 1-2 adet kuru incir ve bir su bardağı tuzsuz yer fıstığı. Çay bol içebilirsiniz. (Şekersiz olacak) Dulcaryl, Asparatame, Nutrasweet yok.kk Meyva suları yok.

kk

Öğle Yemeği: 12:00

kk

Bir tabak etli sebze yemeği. (kuru ya da taze sebzelerden her hangi biri olabilir) 3-4 kaşık bulgur pilavı. Karnabahar yemeği ya da salatası. Her türlü Lahana yemeği ya da salatası. Pırasa, ıspanak, pazı yemekleri bol olarak ekmeksiz yenebilir. Bol mevsim salatası. Kuru fasülye, nohut, bakla, mercimek yemekleri yenebilir. İstediğiniz kadar yoğurt yenebilir. Patates yok. Pirinç pilavı yok. Pizza yok.

Ekmek yok. Kebab yenebilir. Yanlız et ve sebze olan bölümü. Kebabın yanında gelen pilav, makarna, kızarmış patates yok. Yemekten sonra bir avuç yer fıstığı. Gün boyunca Bol su içilecekkk (likit alınacak). 24 saatte 2-3 litre sıvı vücuda girecek.

kk

Ara Öğün:kk 15:00

kk

Bir elma, ya da yarımkk muz. Ya da çay la birkilte 1-2 kuru incir veya kuru kayısı ve ceviz. Çayın yanında bisküvi yok (diet ve de düşük kalorili olanlar da yok)

kk

Akşam Yemeği:kk 18:00

kk

Balık, Şiş kebab, bol domates, ızgara dana bonfile, kuru soğan ve yeşil ya da kırmızı biber ile birlikte. Her türlü çorba içilebilir. Her türlü sebze yemeği ya da salatası. Salatalara ve ede çorbalara beyaz peynir eklenebilir. Mercimek köftesi, bol yeşillikli bulgur salatası (kısır gibi) yenebilir. Beyaz tuz çok az olacak. Ancak karabiber, kırmızı biber, sumak, nane, dere otu, yeşil taze soğan, dere oyu, havuç, siyah turp, kırmızı ve beyaz turp salataları. Kara lahana, kırmızı ve beyaz lahana salataları yenebilir.

Akşam yemeği erken yenmelidir. En geç saat 18:00’de yemek bitmiş olmalıdır.

Rakı ya da şarap içilebilir. (iki kadeh ten fala olmamak kaydıyla)

Yemek üstüne tatlı ve meyva yemek yok.

kk

GENEL BİLGİLER

Meyva suyu, koka kola yok. Soda yok. Bal ve reçel yok. Bayram şekeri yok. Her türlü, şekerleme, çikolata, bisküvi, kraker yok.kk Bir sürahiye yediğinizkk mandalina, portakal ya da greyfrut kabuğunu koyacaksınız, üzerine su ekleyip buz dolabınıza koyacaksınız. Susadıkca bol bol suyunu içeceksiniz. Ot çaylarını kaynatmadam hazırlıyacaksınız. Suyu kaynatıp, üzerine dökeceksiniz. Aynen çay demler gibi demleyeceksiniz. Ot ve meyva vs. çaylar kaynatılarak hazırlanmamalıdırlar. Kaynatma çayın lezzetini bozduğu gibi, otların içerdikleri faydalı yağ ve vitaminleri de zararlı ve tehlikeli bir hale dönüştürmektedir. Çay kaynayınca içilmez bir hale geldiği gibi. Her türlü çaya veya suya içerken limon eklersek içtiğimiz likit daha lezzetli ve daha sağlıklı olacaktır.

Her türlü balığı istediğiniz kadar yiyebilirsiniz ancak kızartma olmayacak.kk Balık ızgara ya da buğulama ve fırında pişirilecek. Tavuk kesinlikle yok.

Ofisinizde ve evinizde bol tuzsuz yer fıstığı, ceviz ve kuru kayısı ve incir bulunduracaksınız. Acıkma hissi oluınca ya da misafirleinize çay ikram ederken bunları da yanında ikram edeceksiniz. En iyisi masanızın üstünde evde ve ofiste güzel bir tabak içinde kayısı, incir ve fındık , ceviz, yer fıstığı karışımını bulundurmanız ve canınınz çektikce bir iki tane atıştırmanız.kk Buz dolabınızda da haşlanmış lop yumurta stok edeceksiniz. Acıkma hissi sırasında bir tane soyup ağzınıza atacaksınız. (bu öneriler kan şekerimizin ani yükelmesi sonucu Insülin Hormonunun birden bire salgılanmasını önlemek amacıyladır)

Sağlıklı bir yaşam içinkk 24 saat içnde 2-2.5 litre sıvı tüketilmelidir.

Günde iki kadeh rakı ya da şarap ya da viski, ya da votka ve nane likörü vs. İçebilirsiniz.

Tuzsuz fıstık, ceviz, siyah taze üzüm ya da kuru üzüm, yeşil biber, taze dolmalık kırmızı biber, siyah turp, kırmızı turp, beyaz turp her türlü peynir ile ve de tuzsuz bol zeytin, bir dilim kavun, elma, portakal vs. ile rahatlıkla tüketilebilir.

Sağlıklı bir yaşam için her gün 20 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır. Tempolu yürüyüş ne demektir? Tempolu yürüyüş sırasında yanınızdaki arkadaşınızla nefes nefese kalmaksızın konuşabiliyorsanız bu sizin için faydalıdır. Eğer arkadaşınızla konuşuyorken nefes nefese kalıyorsanız, temponuzu biraz azaltmanız gerekir.

Sağlıklı bir yaşam için mutlaka lüks egzersiz aletleri alıp, lüks spor klüplerine kayıt yaptırmak gerekmemektedir. Bunun için tek yatırım kaliteli bir spor pabucu olmalıdır.

Her gün, sürekli bir şekilde, yani tüm hayatınız süresince tempolu 20 dakika kadar yürümeniz sağlıklı ve uzun yaşamınız için yeterlidir (jogging yapmak şart değildir). Her gün yapamazsanız bile, haftada en az 3-4 gün 20 dakika yürüyüş yapmak size ne kazandıracaktır: 1. Kilomuz normalekk iner, ve normal olarak kalır. 2. Yüksek kan yağlarınız normalleşir, normal olan kan yağlarnızı da yükselmez. 3. Tansiyonunuz normale iner ve de normal düzeyde kalır. 4. Acıkma hissi artık belirmez. Hep tokluk hissedersiniz. 5. Ruhen rahatlarsınız, sıkıntılarınız azalır, mutlu bir insan olursunuz. 6. Uyku şekliniz ve düzeniniz normalleşir. 7. Hastalıklara karşı direnciniz artar. Sık sık hastalanmazsınız. 8. Bütün bu iyiliklerin sonucu işinizde ve ev haytınızda başarılı, sevecen, cana yakın, insanları ve hayvanları seven bir kişi, mutlu bir eş ve ana baba, nene dede, hala, teyze, dayı amca vs. olursunuz.

PEKİ TANSİYONUM NASIL OLMALI ? kkkkkkkkkkkkkkkkkk

Normal olarak kabul edilen tansiyonunuz:kkkk Büyük olanı 120 (yani 12), küçük olanı 70-80 mm Hg (yani 7-8) olmalıdır. Özellikle kalp damar hastalıkları olanlar, yaşı ileri olanlar, sigara içenler, şeker hastası olanlar, son derece az hareket edenler, şişman olanların tansiyonları belirtilen bu değerlerin üzerine çıkmamalıdır.

kk

Normal kan şekeri değerleri: 12 saatlik açlık 100 mgr,

2 saatlik tokluk 140 mgr’ın altında olacak.kk Tedaviniz bu değerlere göre ayarlanmalıdır.

12 saatlik açlık Serum İnsülin Değeri de 10uIU/ml’in altında olacak,

Önemli NOT: Serum İnsülin Değeri 10uIU/ml’in altında olan kişilerin uzun ve sağlıklı yaşadığı gösterilmiştir.

kk

Yüksek tansiyon sinsi bir katildir.kk (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Kan şekeri yüksekliği sinsi bir katildir (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Aşırı kilolarınız sinsi bir katildir. (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Sigara ve sigara dumanı aşikar olan bir katildir. (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Hava kirliliği sinsi bir katildir. (Hastalık/Ölüm önlenebilir)

Ancak doğumsal hastalıkların önüne geçilemez ama çevresel olaylarla kontrol altına alınabilirler.

Günde iki kadehten fazla alkol içilirse tansiyon yükselir ve de ilaçlarla bile düşmez.

kk

kk

kk

İstanbul Bilim Üniversitesi

kk

Prof. Dr. Canan M Karatay Efendigil

REKTÖR

kk
loxanra dan alıntıdır. :KK71: tesekkurler loxandra :KK71: :KK71: :KK71: :KK52:
 
Ara ogun:cay,fıstık,kuru uzum.
 

Eklentiler

  • $IMG01849-20110911-1517.jpg
    $IMG01849-20110911-1517.jpg
    23,2 KB · Görüntüleme: 93
ahh bu arkadaslar.acayıp acayıp fikirleri var:KK33:dun de benım bır arkadas demez mı'cıkolata kılo aldırmaz dıye'.kendisi bir oturusta yarım kavanoz nutella yiyormus ve 38 beden.onu da yemesen ıncecık olacaksın demekkı dedım.bizim millette var bu hastalık,kendi yanlısını baskasına yaptırmaya calısmak.en iyisi diyette oldugumuzdan mumkun mertebe bahsetmemek.sen de ucuz atlatmıssın canım bırer dılım meyveyle,biraz da yuruyus yaptıysan tamamdır
hadi akşamı meyveyle atlatmıştım da yemedim diye bi tabağa börek kek koyup elimize vermesi ne oluyo
böyle arkadaşlık mı olur canım :KK70:
sabah kahvaltımı gayet güzel yaptım dışarı gittim geldim böreğe dayanamadım iki lokma yedim of of

canım menülerde yok ama kitabın içinde içilebilecek çorbalar yazıyo.mesela mercimek,dometes.ev tarhanası,paça,işkembe vb.ama hazır çorbalar yasak işlenmiş oldukları için.mesela ben 1 ağustostan beri böyle besleniyorum ve öğlen ve akşam bu çorbalardan birini mutlaka içiyorum ve 7,5 kilo oldu toplamda.yani çorba unsuz ve evde yapıldığı takdirde yasak değil.
tşk ederim canım, kitabı okumuştum ama elimde yok şimdi. okurken not fln da almamıştım.
hazır çorba almayız zaten hiç, unla yağın kavrulduğu çorbaları da misafir fln gelmedikçe yapmıyorum, sevindim bu bilgiye
 
X