Evet soruyorum size genel olarak düşünüldüğünde 17 yaşındaki bir kızın en büyük derdi ygs/lys mi olmalı yoksa beyin tümörü şüphesi mi?
17 Yaşındaki bir kızın en büyük derdi erkek arkadaşından ayrılmak veya terkedilmek mi olmalı yoksa ömrünün sonuna kadar ilaçlara bağlı yaşayacağını bilmesi mi olmalı?
17 Yaşındaki bir kızın duyacağı en kötü şey erkek arkadaşının onu sevmediğini duyması mı olur yoksa yoksa doktordan asla normal yolla çocuk sahibi olamayacaksın lafını mı duyması?
Ve bilin bakalım kim bu 3 tane kötü örneği aynı anda yaşadı tabiki ben 17 yaşıma basmama 1 2 ay kaldı ama görmediğim şey de kalmadı ki bu anlattıklarım hayatımın çok küçük bi parçası o ayrı şimdi bende hipogonadizm var adet olamıyorum ve aşırı inatçı bir de LH ım var hep 0.01 dir kendisi önce beyin tümörü dediler testler vs vs yapıldı sonra en sonunda hiçbir zaman tedavisiz çocuk sahibi olmayacağımı ve menopoz yaşıma kadar bu ilaçları kullanacağımı öğrendim buraya kadar iyi ama bu yaşında bunları öğrenmek gerçekten ağır tedaviyi reddetsem 20li yaşlarda Raşitizm ile karşılaşıcam tedavi olsam inatçı LH yüzünden fazla doz ilaç alırsam ki öle olacak karaciğerimin iflas etme riski var yani bi 30 35 yaşımda bununla karşılaşabilirim öle bi durumdayım ki karaciğer iflası Raşitizm den daha düşük ihtimalli diye ilaç almayı seçtim
Şimdi sıra geldi kıyaslama yapma sebebimi anlatmaya çevremdeki bütün arkadaşlarımın en büyük derdi aşk acısı ya tabiki onlar benim yaşadıklarımı yaşamasınlar ama onlara kıyasla ki bu çoğu girdiğim yeni ortamlarda oluyor ben hep en ağır şeyleri yaşıyorum sürekli ağır şeylerle sınanıyorum artık öyle bir haldeyim ki Allah sanki beni bu arkadaşlar için özel yaratmış gibi hissediyorum onlar Allaha Şükür bu kız gibi değiliz onun yaşadıklarını yaşamadık desinler diye yaratıldım sanki o kadar alıştım ki üzülmeye ağlıyorum ama neye ağladığımı bilmiyorum üzüntü hissetmiyorum tek çarem ölüm ama ölemiyorum çünkü bu dünyada ki en büyük görevimi tamamen yerine getirmeden ölemem sürünmem lazım öle işte kızlar adet sizin için çok basit değil mi ama işte öle insanlar varki bu yapılan en basit şeyi bile yapamayan onlardan biri de benim işte.
Peri masallarına inandırmakla uğraşmayacağım sizi, zira bunun için fazla görmüş geçirmişsiniz.
Yani bu bi sınav, Allah sevdigi kuluna dert verirmiş tarzı cümleler kurmayacagım ben size. Bu cümlelerin altında bi art niyet aradıgımdan ya da hor gördügümden degil yanlıs anlasılmasın. Iyi niyetleri ve inancları cercevesinde durumu acıklamaya size destek olmaya calısan insaların cümleleri hepsi. Kınayacak ya da kendi düsüncemi onlarınkinden üstün görecek degilim asla.
Benim hayata baktıgım yerden fazlaca zalim ve bi ise yaramayan manasız teyze tesellileri olarak görünüyorlar sadece. O teyzeleri de hiç anlamam biliyor musunuz, iyi niyetlerini sorgulamak haddim degil ama kendi cocuklarının basına gelmedigi icin sükredecekleri sey baskasının cocugunun basına geldiginde bu da senin imtihanınmıs, Allah sevdigi kuluna dert verir öbür dünyadaki acısını azaltırmıs derler. E sana ya da senin cocuguna verseydi keske o sınavı, siz sınansaydınız ilaclarla hastanelerle bitmeyen acılarla da sizin haneye yazılsaydı iyilikler güzellikler desen iyi ihtimalle allah korusun der gecer kötü ihtimalle kavga cıkarırlar.
Yanisi ben böyle sınava da teselliye de isyan etme yalvar mantıgına da pek sıcak bakamam. Ama konu inaclar ekseninde degil zaten burası da yeri degil.
Size gelince yaşanmışlıklar yaşla ölçülmez, 17 yaşında olmanızın duruma fazladan bi haksızlık ekledigi düsüncesiyle kendinizi boş yere hırpalamayın.
Henüz süt kokan, daha 1 yaşını bile doldurmamış yavruların kaldırdığı bi ton acı var hastalık var.
Şu anda haberlerde gözümün önünde bi savaş alanının ortasında yıkık dökük harabeler içinde ölen babasının başında nolur beni bırakma diye feryat eden, allahından sabır dileyen 11 yaşında bi yavru var. Haberlere cıkamamıs ama ölen insanlar, kopan uzuvlar, bitmeyen aclık savas ve göcler ortasında büyüyen milyonlarcası var.
Hayatı boyunca zihinsel durumu sebebiyle sizin gibi derdini anlatamayacak, "neden benim basıma geldi" diyemeyecek, cektigi acıların sebebini anlamlandıramayacak hatta bilmeden kendine zarar verecek ama hor görüldügünü, dışlandıgını, farklı oldugunu anlayıp üzülecek bi ton insan var.
Adını bile bilmedigimiz dünyada sayılı insanda bulunan korkunç hastalıklar ve sizin yarı yaşınızda bunlara katlanan kuzular var.
Ve hic kimse yaşı, maddi-manevi durumu ne olursa olsun bunları yaşamayı hak etmiyo.
Yani sizinle oturup saatlerce hayata, kaderinize, size bu zorlugu yaşatan yaşatmayan her türlü sebebe saatlerce saydırabilirim. Bagırabiliriz, aglayabiliriz, hic gelmeyecek bi cevabı bekleyerek neden diye haykırabiliriz. Hayatı sizinkinden iyi giden her insana yasadıklarınızın sebebi onlarmışçasına kin kusabiliriz.
Sizi bi nebze iyi hissettirecekse hepsini yapabiliriz.
Ama bunların hiçbiriyle realite yi degistiremeyiz. Ve degistiremedigimiz icin gercekten cok üzgünüm ama yapamayız.
Yapabilecegimiz tek bi sey var, o da nefes aldıgınız sürece elinizdeki imkanları saglık durumunuzu iyiye götürmek icin kullanmak ve günün sonunda hala bu hayatta bi amacınız olduguna inanıp gücünüz yettigince iyi hissetmeniz.
Bu amacı bulmanız ve basınızı cevirip diger taraftan bakmaya baslamanız sart. Kendinize acıyarak varacagınız bi liman yok. Hayata tutunmak icin o ilaclardan fazlasına ihtiyacınız var. İnandıgınız degerlere sıgınmalısınız, bu inancınız olur, sizin durumunuzdakilere yardım edip karsıliklı dayanısmak, yardımlasmak olur, hayalinizdeki üniveriste ve is olur, bu hayattaki yerinizi size bulduracak her sey olur. Ama siz asla baskaları icin ay iyi ki bu kız gibi degilim dedirtecek bi sükür sebebi degilsiniz.
Son olarak sizi anlamayan insanları suçlamayın. Çalışmadıkları yerden hatta direk bilmedikleri bir evrenden hikayeler anlatıyorsunuz onlara. Cözümü daha basit yollardan gecen daha basit bi dünyaları var, hic görmedikleri bi dünyadan seslenip anlamadıkları icin kızmayın. Hiç bilmediginiz bi fakültenin sorularını önünüze koysam 17 yasında lise ogrencisi bi kız olarak siz ne anlarsanız onlar da o kadarını anlıyorlar.