Her şeyi olduğu gibi bırakın — onları bir arada tutmaya çalışarak kendinizi yormayın. Her şey sonsuza kadar sürmeyecek ve zaten parçalanmakta olan bir şeyi zorlamak sizi sadece yoracaktır. Bazen yapabileceğiniz en iyi şey, bırakmaktır.
İnsanların üzülmesine izin ver. Seni yanlış anlamalarına izin ver. Eleştirmelerine ve yargılamalarına izin ver. Onların görüşleri kendi algılarının yansımasıdır, senin değerinin ölçüsü değildir. Seni yanlış anlamaya kararlı olanlara kendini açıklamana gerek yok. Başkalarının seni nasıl gördüğü veya senin gerçeğine nasıl tepki verdiği konusunda sen sorumlu değilsin.
Bilinmeyenden korkmayı bırakın. “Nereye gideceğim? Ne yapacağım?” diye sormayı bırakın, sanki evren sizin için bir yol açmamış gibi. Kayıp dayanılmaz gelebilir, ama bazen bu sadece daha iyi bir şey için yolu açmaktır. Gitmesi gereken şey, ne kadar çaresizce tutunmaya çalışırsanız çalışın, gidecektir. Kalması gereken şey, ne kadar belirsiz görünürse görünsün, bir yolunu bulacaktır. Hayat her zaman kendini dengelemenin bir yolunu bulur, biz bunu göremesek bile.
Hayatın bir ritmi vardır, sonların ve başlangıçların doğal bir düzeni vardır. Bu akışa direndiğimizde, acı yaratırız. Kırılan şeye tutunuruz, onun yerini iyi bir şeyin almayacağından korkarız. Ama bu bir yanılsamadır. Evren bereketlidir, sürekli yeni fırsatlar, yeni aşklar ve yeni amaçlar sunar. Sizi bundan alıkoyan tek şey, artık size ait olmayan şeye olan bağlılığınızdır.
Ve asla, bir an bile, en iyisinin geride kaldığına inanmayın. Hayat, zorluklara katlandığınız için güzelliği sunmayı bırakmaz. İyi şeyler bitmedi. Hala deneyimlenecek daha fazla neşe, alınacak daha fazla sevgi, bulunacak daha fazla huzur var. Ama bunun için yer açmaya istekli olmalısınız.
Öyleyse, kendinize sorun:
Beni engelleyen neye tutunuyorum?
Ve cevabı bulduğunuzda, onu bırakacak kadar kendinize
Merly Streep
