• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

2010'da hamile kalmak isteyenler topiği..

deryaberil nasıl oldun? dr ne dedi? karnın ağrıyordu şimdi nasıl?
teşekkür ederim canım..adet bitti rahatladım 5 gün full oldu.baraj kapısı açıldı nehirler taştı yani o derece :)

klomen 3 x 1 verdi ona başladım bakalım...yumurta takibi için 150 tl istediler hastaneden biraz ona keyfim kaçmış durumda..bakıcam başka bir hasteane araştırıyorummm

canım slm ben ilk bu ay kullandım pre seed adet tarihim şubat 23 sanırım bu ay olumlu birşey yok ama burdaki topiklerde pre seedle hamile kalanlar çok denemeni tavsiye ederim tüpe gececektim denemek için şuan erteledım

ben de bu ay yetişmicek ama öbür ay preseed kullanmayı planlıyorum bakalım..inş senin de işe yarar.se nerden aldın . ebaydan mı ? walla bir cesaret edebilsem korkuyorum gümrükte takılır falan diyeee.


hadi canım inşallah tüpe gerek kalmadan oluverir..bu ay olumlu birşey olup olmadığını anlaman için henüz çok erken..hiç belli olmaz ümit kesilmez dur bakalım..hadi hayırlısı inşallah:-)

inşallah bende öyle istiyorum tüp bebek tamam vesile en güzel çare belki sunulan ama doktora ilaçlara ve hastaneye o kadar paraın da ççooook olduunu düşünüyorum. maddi durumlar o kadar iyi değilki... walla ben o parayı olucaksa çocuğuma harcamak istiyorum... şu anda norrmal yolla olması için çalışıcam spora da başlıcam bu akşam diyet yapcam ..kilo verirsem bu iş biraz daha kolaylaşır...


günaydın kızlar,zemuszemus

herkes nerde acaba çitos canım nerelerdesin ??

çok sessiz kaldı topiğimiz

citos hamile kalamadı diye bunalıma girdi bizi bir süreliğine terk etti. gelir yakında merak etmeyin bizsiz duramaz o... açılsın kednne gelsin döner buraya yine...
 
günaydın arkadaşlar, hayırlı cumalar...

çitosa üzüldüm ama elimizden birşey gelmiyo ki her ay umutla bekliyoruz bebişimiz gelmeyince hayal kırıklıkları inş. en kısa zamanda toparlanır ve gelir aramıza ne olursa olsun umudunu kaybetmez inş.
 
deryacım nasılsın adeti atlatmışsın inşallah bu ay olmazsın da meleğin gelir
EVET EVET... baklım bugün 7. gün :) yarında yeni bir doktora gidicem bakalım arkadş tavsiye etti ..şu yumoşlaraı bir baktıralım:) ne durumdayız görelim..sonra da çalışmalara başlayalım :)
hayıt kürü yapıyorum..bugün de incir kürüne başladık eşimle..ayrıca ona çörek otu -polen-tarcın-bal kürü hazırladım . onu yedirmeye başladım dün akşamdan itibaren.
bakalım gittiği yerekadar yapalım da :) allah yardımcımız olsun inşallah...


günaydın arkadaşlar, hayırlı cumalar...

çitosa üzüldüm ama elimizden birşey gelmiyo ki her ay umutla bekliyoruz bebişimiz gelmeyince hayal kırıklıkları inş. en kısa zamanda toparlanır ve gelir aramıza ne olursa olsun umudunu kaybetmez inş.



hayal kırıklığı hep oluyor. ben çok komiktim . ilk kan testi yaptıdığımda altta ara değerler yazıyor ya şu kadar haftalıkken bu değer diye..kağıdı aldım elime doktora çıkartıcam . yolda gidiyorummm merdivende .. allah dedim galiba 5 haftalık hamileyim yaşasın..içeri bir girdim ki sevinle... doktor evet beklediğim gibi bişey yok . tamam ilaç kullanabilirsin dedi :( tuşşşşşşşşşşşhhhhhhhhhhhhhhhh

ve her defasında şu idrar tahilli yaptığımda 2 çizgi nasıl çıkıyor merak ediyorum...görürsem ilk ne yaparım onu merak ediyorum.kocama nasıl söyleyeceğii hayal ediyorummm... falan falann...aa şunda durum hüsran :)

napalımm bir gün olacak elbette...

ya nolmuş çitosa??


citos bu ay spora başladı... diyete başladı... zayıfladı daa... çalışmaları atlamadı... çok arzu ediyorduuu. bu ay regl olunca hüsran oldu..kırıldı galiba birden..halbuki neden üzülüyor ki..daha yeni düşük yaptı ..biraz zamana ihtiyacı var. doktor çalışabilirsiniz bu ay başlayın demişti.. ama ilk ay olur demedi ki..biraz fazla heveslendi galiba çabuk kırıldı...
ama illaki olucak..hiç değilseee hamile kalabildiğini
eşinde de onda da sorun olmadığını biliyor..vücudunun dinlenmeye ihtiyacı var... olcak bir günolcaakk
neyse gelir citos aramıza dayanamaz o bizsiss.. gariptir msn de de yok ...
 


KADIN ELEMENTıNıN ÖZELLıKLERı
BıLıMSEL ıNCELEME:


Element : Kadın

Sembolü : Ka

ıdeal Atom ağırlığı : 51,6 kg olarak kabul edilmiştir.

Alternatif ağırlıkları (izotopları) : 35 - 130kg

Bulunduğu yerler : Gezegendeki tüm kırsal ve kentsel
alanlar

FıZıKSEL ÖZELLıKLERı:
1- Yüzeyi renkli film tabakasıyla kaplıdır.
2- Değişik sıcaklıklarda kaynar.
3- Bilinen bir sebep olmaksızın donar.
4- Özel ilgi gördüğünde erir.
5- Yanlış kullanımlarda ısırır.
6- ışlenmemişinden sıradan maden filizine kadar pek çok halde bulunur.
7- Doğru noktalara basınç uygulandığında ürün verir.
8- Standart ölçüleri varsa da kolay bulunmaz.
9- Çekici özelliğine aldanılıp fazla yaklaşılmaması önerilir. 10- Her zaman bir uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.


KıMYASAL ÖZELLıKLERı:
1- Altın,gümüş, platin ve diğer kıymetli madenlerle yakın akrabalığı vardır.
2- Büyük miktarlardaki pahalı maddeleri ve değerli tasları absorblayabilir.
3- Belli bir sebebe bağlı olmaksızın patlayabilir.
4- Sebepsiz yere yok olabilir, yada birden belirebilir.
5- Sıvılarda çözünürlüğü yoktur.
6- Alkolle doyurulduğunda aktivitesi büyük oranda artar.
7- Dünyada bilinen en büyük servet indirgeyicidir.
8- Kapalı alanlarda bir arada tutulmaları tehlikelidir.
9- Çok sayıda bir arada olmaları merkezi sinir sistemini etkiler.
10- Belli bir sistemi çökertmek için kullanılabilir.
11- Hiç işlenmeden son derece etkin maddeye sahip olabilir.
12- Bir tanesi bile nefes kesilmesi hafıza kaybı yaratabilir.


GENEL KULLANIM ALANLARI:
1- Genelde süs olarak.
2- Üretimde
3- Belli dozda kullanılması halinde rahatlamada büyük yardımcı özelliği vardır.
4- Çok etkili temizleyici özelliği vardır.

TESTLER:
1- Saf numunesi doğal halde bulunabilirse rengi parlak pembeye döner.
2- Daha iyi bir numunesiyle kıyaslandığında rengi yeşile döner.
3- Kulağa zarar verdiği tespit edilmiştir.

POTANSıYEL TEHLıKELERı:
1- Tecrübesiz ellerde çok tehlikelidir.
2- Birden fazlasıyla ilgilenmek yasal olarak engellenmiştir.
3- Ancak değişik mekanlarda ve birbirleriyle direkt temas etmelerini engellemek koşuluyla bunu yapanlar bulunmaktadır.
4- Ayni mekanda, uzun süre bir arada olmak, çeşitli sakıncalar oluşturmaktadır.
5- Bağımlılık yapabilir ve tedavisi yoktur.
6- Bir çok efsanede ve gerçek hikayede tehlikeleri anlatılmıştır

KIMYASAL REAKSIYONLARDA GENELLIKLE + 1 DEGERLI ERKEK ELEMENTINI KATALIZOR OLARAK KULLANIRLAR; ANCAK UZUN SUREN REAKSIYON SONUNDA ERKEK ELEMENTI ARTIK KATALIZOR OZELLIGINI KAYBEDER!.. VE...

KADIN= KAD + ERKEK = ER = KADER = Reaksiyon sonucudur.
 
hayal kırıklığı hep oluyor. ben çok komiktim . ilk kan testi yaptıdığımda altta ara değerler yazıyor ya şu kadar haftalıkken bu değer diye..kağıdı aldım elime doktora çıkartıcam . yolda gidiyorummm merdivende .. allah dedim galiba 5 haftalık hamileyim yaşasın..içeri bir girdim ki sevinle... doktor evet beklediğim gibi bişey yok . tamam ilaç kullanabilirsin dedi :( tuşşşşşşşşşşşhhhhhhhhhhhhhhhh

ve her defasında şu idrar tahilli yaptığımda 2 çizgi nasıl çıkıyor merak ediyorum...görürsem ilk ne yaparım onu merak ediyorum.kocama nasıl söyleyeceğii hayal ediyorummm... falan falann...aa şunda durum hüsran :)

napalımm bir gün olacak elbette...

haklısın canım birgün hepimizin olacak buna bende inanıyorum, ama yaşadığımız hayal kırıklıkları arada sırada olsada umutsuzluğa düştüğümüz zamanlar verdiğimiz mücadele bunların sonucu Allahım bizleri mükafatlandıracaktır eminim buna...



citos bu ay spora başladı... diyete başladı... zayıfladı daa... çalışmaları atlamadı... çok arzu ediyorduuu. bu ay regl olunca hüsran oldu..kırıldı galiba birden..halbuki neden üzülüyor ki..daha yeni düşük yaptı ..biraz zamana ihtiyacı var. doktor çalışabilirsiniz bu ay başlayın demişti.. ama ilk ay olur demedi ki..biraz fazla heveslendi galiba çabuk kırıldı...
ama illaki olucak..hiç değilseee hamile kalabildiğini
eşinde de onda da sorun olmadığını biliyor..vücudunun dinlenmeye ihtiyacı var... olcak bir günolcaakk
neyse gelir citos aramıza dayanamaz o bizsiss.. gariptir msn de de yok ...[/QUOTE]
 
Kim yazmış bilmiyorum ama bence çoook güzel yazmış...lütfen okuyun!

Biz KADINLARI hiç sevmedik!...
Saçlarını sevdik hele birde sarışınsa daha çok sevdik...
Ağızlarını sevdik hele birde şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik...
Göğüslerini sevdik...
Bacaklarını sevdik hele birde sütun gibiyse bayıldık...
Kalçalarını sevdik...
Gerçekten güzel vücutlu ve "çıtırsa" daha çok sevdik...

Yolda,arabada,televizyonda,internette onlara hep "baktık"...
Her yerlerine iyice ve dikkatle! baktık...
Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık...
bir daha ve bir daha...

Hatta bu sevgimiz yüzünden internet kullanırken sağ elimiz mouse tutarken diğer elimiz hep meşguldü! Kadınların her yerlerine baktık ama GÖZLERıNE ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok GEÇ olmuştu...
Biz kadınlara çok dokunduk! onlar istesede istemesede dokunduk...
Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu..

Eh yozlaşan toplum ve geç gelen adalet oluncada 13-14 yaşındaki ÇOCUKLARA bile dokunmaya başladık! SAPIK damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü SAPIK diye haykıran ne kadar azdı! Kimimiz "araştırmacı" oldu icraata geçemedi! onlar CD ve DVD ler ile idare etti! Hatta SAPIKLARA tepki bile gösterdi...ya onlar ne yaptı? Gerçek dünyada namuslu! olanlar sanal dünyada bu çocukları aradı...aradı...ve hep buldu!

Kadınlara "dokunmada" dünya sıralamasında üst yerlere geldik...2009 itibariyle rakamlar oldukça "umut verici"....
% 40 ını SÜREKLı DÖVDÜK...
%45 ine DUYGUSAL ŞıDDET uyguladık (küfür,hakaret,küçük düşürme)...
%16 sına ZORLA SAHıP OLDUK...
ve olmaya devam ediyoruz...
tüm bunlara maruz kalan HER 3 kadından biri ıNTıHARA kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık...(bize ne değil mi? Fener ya da CimBom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)
% 9 una daha MASUM BıRER ÇOCUKKEN bile dokunduk...
ama hep SUSTULAR...çünkü konuşsalar kimse inanmazdı..."kim bilir neler yaptın ki sana taciz d e ya da tecavüzde bulundu AMCAN ya da KOMŞUN" bu da sana DERS olsun...ama bu DERS o kadar acıdır ki biz ERKEKLER bilemeyiz...Bizlere sorduklarında %25 imiz "bazı durumlarda KADIN DÖVÜLÜR" demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik...ıSLAMı ÖĞRETı yalanları ile KADINLARI ve KIZLARI bizlerin KÖLESı yapmaya başladık ve bu çabalar sonuçlarını vermeye başladı...Artık kadınlar o bildiğiniz kadınlar değil!...% 51 i erkekler ile tartışmayı bile "saygısızlık" sanıyor artık...%36 sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış...ya da inanmak zorunda kalmış...% 52 si "erkek kadından sorumludur" diyecek kadar kadınlığını unutmuş...ya da unutturulmuş...% 49 u "erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz" diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş...

Kabul edelim biz kadınları KULLANMAYI çok sevdik...evde,işte,siyasette,okulda kısacası her yerde...Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurke n arka fonda 3-4 kadın vardı hep...Onlardan VıTRıN yaptık...ıMAJ yaptık...başörtülü,normal türbanlı,modern türbanlı ve türbansız....Parti çalışmalarında kapı kapı dolaşanlar hep KADINLARDI..koşturan ve çabalayan hep KADINLARDI...Miting olduğu zaman onları ön sıralara toplayıp KARANFıLLER attık üzerlerine ve iki lafın birinde anam,bacım edebiyatı yaptık....ama "ANANIDA AL GıT" demek bize daha çok yakıştı! "Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük...ama ANALARI hep ayaklarımız altında ÇıĞNEDıK...EZDıK...TEPıKLEDıK...14 şubat sevgililer günü ya da Anneler Gününde bir kaç saat ara verdik! ama sonra yine ezmeye devam ettik...ış verirken bile onları hep düşündük! iş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile BAYAN ELEMAN ARANIYOR ilanı vermeyi çok sevdik...2009 Türkiyesinde KADIN olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz...
Çünkü artık KONUŞMUYORLAR....KONUŞAMIYORLAR...KONUŞTURULMUYORLAR < /SPAN>...islam dinini sömüren ve kullanan KARANLIK ZıHNıYET kendi kadınlarını yetiştiriyor...susan,itaat eden ve kaybolmuş kadınlar...kızlar...hatta çocuklar..Arada VıZYON ya da ıMAJ için ortaya "sürülen" kadınlara bakmayın siz..onlarda biliyor "kullanıldıklarını" ama artık düzen kurulmuş...

Bu ülkenin kurucusu ATATÜRK 1930 lu yıllarda Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önceden hak ettiği HAKLARI verdiğinde umutlanmıştık...Çünkü o ATATÜRKTÜ...Kurtuluş Savaşında bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmadı...ihanet etmedi...Ama BıZ ihanet ettik! Türkiye Nereye Gidiyor? diye soruyor herkes birbirine...

Cevap ne kadarda açık değil mi? Türkiye hızla ve şevkle KARANLIĞA gidiyor...
hatta KOŞUYOR...
çünkü YARATILMIŞLARIN YARISI olan KADIN YOK OLUYOR!...
benim anam,bacım,sevgilim,kızım YOK OLUYOR....

Kadını YOK OLAN ülkenin gideceği yol be l lidir...KARANLIK ve ONURSUZ bir gelecek....Bu işi PLANLI yürütenler ıSLAMı motifler ya da örnekler ile KADININ ıKıNCı SINIF KONUMA gelmesini doğal karşılamamızı bekliyorlar...Bu işe KURANI KERıMı ortak koşmaları ne acı...mesela miras hukuku...erkek çocuğa 2 pay..kız çocuğa 1 pay...ya da kadının erkeğe ıTAAT etmesini empoze eden garip ayet ya da sureler...belli ki burada büyük bir istismar var...Çünkü tüm alemi yaratan ALLAHIN kendi yarattığını aşağılaması söz konusu bile olamaz...Kuran'ı kendi amaçları için yorumlayanlar KADINI ikinci plana atmayı çok seviyor olabilir ama Biz hiç sevmedik...Şunu o kalın kafanıza sokun....
KADIN=ERKEK....
ERKEK=KADIN dır...
bazı konularda kadın bazı konularda erkek ÜSTÜN olabilir...Ama tüm bu zayıf ve üstün yönleri bir arada düşündüğünüzde tek bir gerçek var;
KADIN=ERKEK....
ERKEK=KADIN....
bu GERÇEĞı kabul etmemek bize her zaman kaybettirecek...ve kaybettiriyor...

8 MART KADINLAR GÜNÜYMÜŞ!...KADINI olmay a n ülkenin kadınlar günü olmaz...kutlanmaz...Burada yazılanlar size ters geldi ise vah benim ülkeme...Çünkü "sizler" sayesinde sonumuz gelecek....
KADIN benim diğer yarım ve benim diğer yarımdan vaz geçmeye niyetim yok...
Türkiye Ne zaman Kurtulur?
Ülkenin üniter,ulus ve LAıK devlet yapısına inanan ve SAHıP çıkan 550 milletvekilinin YARISI ÇAĞDAŞ TÜRK kadını olduğu zaman bu ülke KURTULUR..Yani 550 vekilin yarısının KADIN olmasını isteyen MıLLı ıRADE..seçmen..oy kullanan..sen..ve ben....Buna karşı çıkanlar o KALIN KAFALARINA soksunlar bu gerçeği....Türk Kadını benim diğer yarımdır ve ben TAM olmak istiyorum...Çünkü onlara ıHANET EDEMEM...Tüm bunlara yürekten inanmıyorsanız lütfen "sözde" sevdiğim kadın dediğiniz kadına
"SENı SEVıYORUM" demeyin...
Çünkü çok komik ve acınası oluyorsunuz....
LÜTFEN artık kadınların GÖZLERıNE ve BEYıNLERıNE bakmaya başlayın...
Türk Kadını ve erkeğinin daha aydınlık günlerde yaşaması dileklerim ile ar z ederim.
 
teşekkür ederim canım..adet bitti rahatladım 5 gün full oldu.baraj kapısı açıldı nehirler taştı yani o derece :)

klomen 3 x 1 verdi ona başladım bakalım...yumurta takibi için 150 tl istediler hastaneden biraz ona keyfim kaçmış durumda..bakıcam başka bir hasteane araştırıyorummm



ben de bu ay yetişmicek ama öbür ay preseed kullanmayı planlıyorum bakalım..inş senin de işe yarar.se nerden aldın . ebaydan mı ? walla bir cesaret edebilsem korkuyorum gümrükte takılır falan diyeee.




inşallah bende öyle istiyorum tüp bebek tamam vesile en güzel çare belki sunulan ama doktora ilaçlara ve hastaneye o kadar paraın da ççooook olduunu düşünüyorum. maddi durumlar o kadar iyi değilki... walla ben o parayı olucaksa çocuğuma harcamak istiyorum... şu anda norrmal yolla olması için çalışıcam spora da başlıcam bu akşam diyet yapcam ..kilo verirsem bu iş biraz daha kolaylaşır...



canım slm ben pre seed yurt dışından arkadaşım gönderdi amerikada arkadasımın gönderdigi 1 ayda geldi sorma umudumu kesmiştim elime geçti almanyadan geldi birde ordanda arkadaşım gönderdi 4 günde elime geçti ordaki fiyatı daha uygunmuş varsa tanıdıgn oralarda gönderebilir umarım normal yolla kalırsın ben tüpe dogru ilerliyorum yaş sıkıntısından dolayı herşey gönlünce olsun..
 
maşallahhhh dolup taşmış topic...sayfa sayfa okuyamadım bile...aferim kızlar...hep burdaymışınız.............



HEPİNİZİ YOK YAZIYORUM........... HEPİNİZ KALDINIZ !!!!!

canım slm sana cevap yazdım fakat iletiler karıştı:)) senin iletin ben pre seed arkadaşım gönderdi amerikadan fakat umudumu kesmiştim elime geçti 1 ayda yurt dısında daha ucuz varsa tanıdgın almanyada arkadaşım gönderdi 4 günde elime geçti sevgiyle kal....herşey gönlünce olsun
 
KIZLAR SELAMLAR... BAŞKA BıR SıTEDE BıR BAYANIN YAZISI ..ÇOK HOŞUMA GıTTı PAYLAŞMAK ıSTEDıM ..BUYURUN OKUYUN:)

ÜREMEK ıSTıYORUZ DOKTOR BEY!
Tatlı bir evlilik. Cicim ayları. Akrabaları ziyaret. Dostların ziyareti. Aylar geçer. Büyükler söylenmeye başlar. "Hadi artık torunumuzu kucağımıza almak istiyoruz". Sizin belki planlarınız farklıdır. ıki-üç sene sonra çocuk sahibi olmayı düşünüyorsunuzdur. Ama çevreniz sizi rahat bırakmaz. Hele birde küçük bir merkezde yaşıyorsanız dedikodular başlar. "Kadın eksikli canım, rahimi çocuk tutmuyormuş." Kız tarafı altta kalır mı? Onlar da başlar söylenmeye. "Bizim kızımızın hiç bir şeyi yok. Ailemizde bütün kadınları hemen hamile kalırlar. Adam da bir şeyler var. Dölümü yetersiz acaba?." Daha altı ay geçmeden yeni evliler çocuk derdine düşmeye başlar. Her ay adet geldiğinde kadını sıkıntı basar.
"Ah bir hamile kalsam da ondan sonra varsın düşsün çocuk isterse. Şu ele güne rezil olmaktan kurtulsam."
Evet. Başına gelmeyen bilmez. Ne büyük sorundur bir evli çift için üreyememek. Tüm yaşantıları artık hamile kalmak üzerine yoğunlaşır. Her beş evlilikten birine vurur bu piyango. Korunmadıkları halde bir türlü hamilelik gerçekleşmez.
Her aile kendi kültür düzeyine göre soruna çözüm aramaya başlar. Aklı biraz yerinde olanlar bu işten anlayan bir doktor aramaya başlar. Sağdan soldan daha önce aynı sorunu olupda sonradan bebek sahibi olmuş ailelerden bilgi alınır. Kimi doktor isimlerini, kimi de cinci hocanın adresini öğrenir.
Hacı, hoca'ya giderek işe başlayanlar belki de bizim ülkede biraz daha şanslı. Acele edip hemen bir kadın doğum uzmanına başvuranlar ise bilinmeyen bir yolculuğa çıkmış gezginlerdir artık. Her kadın doğum uzmanı bu işten çok iyi anlar evelallah. Hemen kadın muayene edilir. Mutlaka bir şeyler bulunur. Ya rahimi terstir, ya yumurtalıkları kist yapmıştır, ya da iltihap vardır. Bir damga vurulur kadına artık. ılaçlar yazılır. ıki üç ay sonra kontrola çağrılır.
Bu arada tesadüfen çocuk olursa o çift Allah'ın sevgili kullarıdır. Ama ortada gerçekten bir sorun varsa sonuç genellikle hüsrandır. Bir daha hekimi ziyaret. Hekimin başı kalabalık. Yeni ilaçlar, yeni ümitler. Olmuyor, olmuyor. Yeni bir doktor ismi öğrenilir, belki bir başka şehirde. Sabah erkenden yeni bir umutla yola çıkılır. Saatlerce doktorun muayenehanesinde beklenir. Neyseki bu beklemelere ücret alınmamaktadır. Kısa bir muayene. Yeni bir teşhis. Tetkikler, filmler. Yeni ilaçlar. Olsun artık bu çocuk!
Neler olmaktadır? Neden serseri mayın gibi dolaşmaktadır aile? Kendileri de bilmez. Yavaş yavaş ümitler ve cepteki para tükenmektedir. Yoksa hiç çocuk sahibi olamıyacaklar mı? Belki olacaklar ama önce doğru yolu bulmaları lazım. ipuçlarına glince yazı biraz uzun parça parça ekleyeceğim.
 
ÜREME ŞANSINI ARTTIRABıLMEK ıÇıN...
Üreme zorluğu çeken aileler için sonuca giden yollar mayınlarla döşelidir. Bu mayınların tipleri çok farklıdır. Bu nedenle ailenin elinde her türlü mayını tanıyabilecek iyi bir mayın tarayıcısı olmalıdır. Bu mayın tarayıcısının ögeleri sabır, bilgi, karşılıklı anlayış ve kulak tıkacıdır.
Sabır yoldaki mayınlara basmamak, adım adım, bazan milim milim ilerlemek için gereklidir. Geçilen her mayından sonraki yeni bir mayını saptamak daha güç ve zahmetlidir. Bilgi en tehlikeli mayınlar olan yanlış ve gereksiz tedaviler için gereklidir. Yani bu işten anladığını iddia eden hekimlere karşı kullanılabilecek yegane silah bilgidir. Karşılıklı anlayış kadın ve erkeğin birbirini suçlamaması, dışarıdan gelen baskılara birlikte karşı koymaları, her kademeyi birlikte göğüslemeleri için gereklidir. Kulak tıkacı sağdan soldan gelen her türlü akıl vermeleri ve dedikoduları duymamak için kullanılmalıdır.
Bazan öyle yanlış olaylarla karşılaşıyoruzki. Örneğin erkekde hiçbir inceleme yapılmadan kadın yumurtalıklarından ameliyat olmuş olarak karşımıza geliyor. Biraz incelenince esas sorunun erkekde olduğu ortaya çıkıyor. Kadın büyük olasılıkla gereksiz bir operasyon geçirmiş ve ailenin üreme şansı daha da azaltılmış oluyor.
Çoğu erkek kendisinde bir sorun olacağını düşünemiyor bile. Erkeklik gücünün yerinde olmasını, ve her ilişkide rahatça boşalmasını üreme gücü için yeterli bir kriter olarak görüyor. Çoğu kadın-doğum uzmanı da hastayı kaçırmamak uğruna erkeğin muayenesini gözardı ediyor. Böylece kadın üzerinde hem eşi hem de hekim tarafından gereksiz bir psikolojik baskı kurulmuş oluyor.
Neden ne olursa olsun üreyememe sorunu ailenin ortak sorunudur. Eşlerden birinin kendini olayın dışında görmesi çözüm bulmayı güçleştiren en önemli etkenlerden biridir.

Yola nereden başlamak gerekir? Öncelikle gitmeyi düşündüğünüz hekimin bu konuda ne kadar bilgili ve deneyimli olduğu iyice araştırılmalıdır. Bu konuda dışarıdan araştırma yapıp bilgi toplamak imkansız gibidir. Bu durumda eşlerin hekime gitmeden önce böyle bir soruna nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda temel bilgileri edinmiş olması gerekir. Eğer öğrendikleri temel bilgiler ile hekimin onlara söyledikleri birbirini tutuyorsa en azından O hekimin onlara zarar vermeyeceğinden emin olabilirler. Her hizmet sektöründe olduğu gibi sağlıkda da her hekim veya kliniğin aynı düzeyde ve kalitede hizmet vermesi beklenemez. Üreyememe sorununa bilimsel olarak nasıl yaklaşılması gerektiğine gelince.
 
ÜREME GÜÇLÜĞÜNDE BASıT BıLGıLER ÖNEMLıDıR
Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi üreme güçlüğü çeken bir ailenin hedefe giden yolunda bir çok engel vardır. Öncelik bu engellerin neler olduğunu ortaya çıkarmaktır. Engellerin neler olduğu saptanmadan yapılacak tedaviler yarardan çok zararla sonuçlanır. Göründüğü ya da düşünüldüğü kadar basit bir işlem değildir bu engelleri ortaya çıkarmak. Hekimin ve ailenin sabırla dokuz etkenden hangilerinin bebek oluşumunu etkileyebileceğini belirlemesi gerekir. Bu belirleme hemen öyle bir seferde olmaz. Her ailenin psikolojik, sosyal ve fiziksel durumuna göre değişen bir plan izlenmesi gerekir. Hekimde aile kadar bu bebeğin olmasını istemeli, aynı sıkıntıyı kalbinde duymalı ve bu duygularını aileye hissettirmelidir. Hekimle aile arasında bu frekans uyuşmasının sağlanması başarı şansını arttıracaktır.
Hekim ilk görüşmede aileye yeterli zamanı ayırmalıdır. Bazan bu süre bir saat bile olabilir. Hekimle görüşmeye başlamadan önce aile, geçmişte ve şimdi, normalden farklı hangi olayların bebeğe giden yolda engellere neden olabileceğini bilmeli ve hekimine bu bilgileri vermelidir. Örneğin geçmişte maruz kalınan bazı zehirli maddeler, hastalıklar, ilaçlar, kadının veya erkeğin üreme gücünü azaltmış olabilir. Eşlerin birbirine karşı duydukları cinsel arzunun şiddetinin bile bazen önemi olabilir. Basit bir apandisit operasyonu bazen tüm sorunun nedeni olarak ortaya çıkar. Bazen de eşlerin birbirinden gizledikleri bazı olaylar olabilir. Bu nedenle hekim kadın ya da erkekle ayrı ayrı görüşmek isteyebilir. Örneğin kadın, geçmişinde yaşadığı bir kürtaj olayını hatırlamak istemeyebilir. Bazende erkek, gençlik yıllarında yakalandığı bir belsoğukluğunu önemsemeyebilir. Ama tüm bu gizlenecek bilgiler hekimin gereksiz yollara sapmasına neden olur. Bu gizlenen bilgiler aile için hem zaman hem de para kaybı demektir.
Çoğu zaman basit bilgiler tüm sorunu açıklıkla ortaya koyar. Şayet kadının adetleri 2-3 ay geciken bir düzensizlikteyse, büyük olasılıkla yumurtlama sorunu mevcuttur. Şiddetli sancılarla adet görüyorsa endometrioz dediğimiz sorunla karşılaşabiliriz. Kasıklarla ilgili geçirilmiş ciddi iltihabi hastalıklar kanalları tıkamış olabilir. Karın bölgesinde geçirilmiş herhangi bir ameliyat hem erkeğin, hem de kadının üreme gücünü azaltmış olabilir. Özellikle çocuklukta çok sık geçirilen kabakulak hastalığı erkeklerde sperm bozukluklarına neden olabilir. Sürekli kullanılmak zorunda kalınan ilaçlar erkeğin seksüel gücü üzerinde etkili olabilir. (YAZI ALINTIDIR )
 
ÜREME GÜÇLÜĞÜNDE ERKEĞE AıT ETKENLER...
Üreme güçlüğü çeken ailelerin yaklaşık &#37;40'ında erkeğe ait sorunlar ön plandadır. Yani nerdeyse yarıya yakını. Son yıllarda inceleme tekniklerinin gelişmesi daha önce nedeni açıklanamıyan bir çok sorunun yine erkek spermi ile ilgili olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle erkeğin incelenmesi kadında belirgin bir sorun olsa dahi ihmal edilmemelidir. Önceki evliliklerinden çocuk sahibi olan erkeklerde bile bu inceleme mutlaka yapılmalıdır.
Bir erkeğin doğal yollardan baba olabilmesi için yeterli sayıda ve kalitede sperm dediğimiz erkek tohumunu üretmesi gerekir. ıyi bir menide yeterli sayıda sperm bulunmalı, bu spermlerin belli bir oranı ileriye doğru hızlı bir şekilde hareket edebilme özelliğine sahip olmalıdır. Ayrıca menide iltihap bulunmamalıdır. Spermlerin kadın bedenine ulaşabilmesi için erkeğin kadın içine spermlerini boşaltabilmesi gerekir. Meninin %90'ı prostat sıvısıdır. Sperm daha sonra bu sıvı içine karışır. Yani çok bol miktarada sıvı boşaltabilen bir erkeğin menisinde sperm olacağı garantisi yoktur. Spermi testislerden prostata ulaştıran kanallarda tıkanıklıklar olabilir.
Erkekde anormal bir bulgu çıktığı zaman bunun nedeninin iyi bir üroloji uzmanı tarafından ayrıntılı olarak araştırılması gerekir. Ama nedendir bilinmez ürologlarımız bu konuda pek bilgili ya da ilgili değiller. Çoğu ürolog, her erkekde varikosel tanısı koyup ameliyat yapmak peşinde. Ülkemizde yapılan varikosel ameliyatlarının tahminime göre %80'i gereksiz yere yapılmaktadır. Ya da tohum sayısında bir azlık varsa ayrıntılı bir inceleme yapılmadan erkeğe hemen hormon ilaçları verilmeye başlanmaktadır. Erkek aylarca hiç gereği olmayan ilaçları kullanmaktadır. Özellikle taşrada ne işe yaradığı belli olmayan E vitamini tedavisi oldukça meşhurdur. Aile boş yere oyalanmaktadır. Erkekle ilgili sorunların çok ama çok azı hormon sistemi ile ilgilidir. Ve kullanılan ilaçlardan genellikle hiç bir sonuç elde edilmez.
Eğer erkeğin meni incelemesi normal ise artık tüm dikkatimizi kadına çevirebiliriz. Anormal meni durumunda, meni incelemesinin bir kaç kez tekrar edilmesinde yarar vardır. Mevsimler, ortam, stress meni sayısını ve hareketlilik oranını oldukça etkiler. Ayrıca incelemeyi yapan laboratuvarında bu konuda deneyimli olması gerekir. Aynı meni tahliline değişik laboratuvarlardan çok farklı sonuçlar çıkmaktadır.
Erkekde bir bozukluk çıkması kadını gözardı etmemizi gerektirmez. Üreme sorunu olan ailelelerin %20-30 unda her iki cinste birlikte sorun mevcuttur. Aşağıda en sık karşılaştığımız sorunlardan biri olan kadındaki yumurtlama bozukluklarına değineceğim.
 
KADINDA YUMURTLAMA BOZUKLUKLARI
Tavuklar her gün yumurtlar, kadınlar ayda bir kere. Üreyememe sorunlarının en başında kadında yumurtlama düzenindeki aksaklıklar rol oynar. Normalde düzenli adet gören bir kadın iki adetin orta dönemine rastlayan günlerde yumurtlar. Düzensiz adet gören kadınlarda yumurtlama bozukluğundan şüphe edilir. Ancak düzenli adet gören kadınlarda da yumurtlama sorunları olabilir.
Üreme güçlüğü çeken bir ailede ilk yapılacak incelemelerden bir tanesi kadının yumurtlama potansiyelini incelemektir. Bir kaç yöntem bir kadının yumurtlama durumu hakkında bilgi verir. Bunlar adetin 21. gününde kanda progesteroren denen hormonun ölçülmesi veya aynı günlerde rahim içinden parça alınarak incelenmesi şeklinde olabilir. Ayrıca bir adet dönemi boyunca beden ısısının bir çizelge ile takibi yumurtlama günü hakkında bilgi verebilir. Ancak tüm bu yöntemler dolaylı incelemelerdir. Yüzde yüz güvenilir değildir. En güvenilir yöntem hekimin kendi gözü ile yumurtanın gelişmesini izlemesi ve çatladığını görmesidir. Bunın içinde vaginal ultrasonografi yöntemi en uygunudur. Bu nedenle vaginal ultrasonu veya vaginal ultrasonografi deneyimi olmıyan bir hekimin bu işlere hiç bulaşmaması en hayırlısıdır.
Adetin 3. günü yapılan temel bir kontrolden sonra genellikle 9-10. Günde 2. bir kontrol yapılır. Bundan sonraki kontroller gelişen yumurtanın durumuna göre ayarlanır. Bir adet döneminde ilaç verilmeden yapılan 3-4 kezlik vaginal ultrasonografi kadının üreme potansiyeli hakkında birçok bilgi verir. Kadının yumurtlaması, yumurtlama günü, döl yatağının uygunluğu, üremeyi engelleyen başka rahatsızlıkların olup olmadığı dikkatli bir izlemle belirlenir. Ancak bazen yine de şüphede kalınabilir. Bu durumda ya ikinci bir adet döneminde izleme yinelenir, ya da yukarıda bahsettiğim yardımcı inceleme yöntemlerinden yararlanılır. Bu arada hekime sık gelip gitmede güçlüğü olan hastalar için hazır idrar testleri ile evde yumurtlama takibi yapabilmek mümkündür.
Yumurtlama bozukluğu saptanan bir kadına yaklaşım ayrı bir sanattır. ışte burada hekim ile ailenin diyalogu çok önemlidir. Öncelikle yumurtlama bozukluğuna neden olan durumun saptanması gerekir. Birçok hormonal bozukluklar, tiroid hastalıkları, böbrek-üstü bezi hastalıkları, aşırı şişmanlık, aşırı zayıflık, aşırı stress, yoğun egzersiz kadının yumurtlama düzenini bozar. Bu etkenlerin saptamadan başlayacak tedavilerde sonuç almak şansa kalmıştır. Ancak çoğu zaman ailenin ekonomik güçlükleri bu ayrıntılı incelemelerin yapılmasını engeller. Bu durumda başlangıçata basit ilaçlarla 3-6 ay arası yumurtlama sağlamaya çalışmak yanlış bir yaklaşım olmaz. Bu konu ile ilgili tedavi alternatiflerine aşağıdaki yazımda değineceğim.
 
YUMURTLAMA TEDAVıSı SABIR GEREKTıRıR
Yumurtlama güçlüğü olan kadınların tedavisi altta yatan nedene göre farklılık gösterir. Bu tedavide amaç mümkün olduğunca doğal olayı taklit etmeye çalışmaktır. Doğal olan, bir adet dönemi boyunca bir adet yumurtanın olgunlaşıp adetin 12-14. günlerinde çatlamasıdır. Bu nedenle yumurtalıklardan yumurta geliştirici tedavilerin bu doğal gelişime paralellik göstermesi gerekir. Eğer bir kadın zaman zaman kendiliğinden adet görüyorsa basit tedavilere yanıt verme şansı daha fazladır. Bu tip kadınlarda başlangıçta hormon incelemesi yapmadan 3-6 ay arası basit ve ucuz haplarla tedavi yapmak mantıklı bir yaklaşım olacaktır. Bu amaçla kullanılan ilaçların başında klomifen içeren haplar gelir. Genellikle adetin 5. günü başlayıp beş gün süre ile kullanılır. Bu ilaç kullanımı sırasında yumurtalıkların gelişimini izlemek yerinde olur. Tedaviye en düşük dozdan başlanıp yumurtlama sağlanana kadar her adet döneminde doz bir hap arttırılır. Ancak genellikle günde 3 haptan fazlasına yanıt verme şansı son derece azdır. Yumurtlama sağlanan doz saptandıktan sonra en az 3 adet dönemi aynı dozla yumurtlama sağlanıp kadının gebe kalması için dua edilir.
Yumurtlamanın sağlanması hamile kalmak için garanti değildir. Başka hiçbir engelleyici etken olmasa dahi her adet döneminde hamile kalma şansı &#37;20 civarındadır. Hiçbir sorunu olmadığı halde ancak bir yıl sonra bebek sahibi olmuş çiftleri çevrenizde görmüşsünüzdür. Bu nedenle ailenin bu tedavi süresinin uzunluğunu çok iyi bilmesi ve sabırsızlığa kapılmaması gerekir. Eğer klomifenle yumurtlama sağlanamazsa ya da yumurtlama olmasına rağmen hamilelik oluşmazsa o zaman neler yapılacaktır?
Bu durumda öncelikle kadının kanında üreme ilgili bazı hormonların ölçümü gerekir. Bu hormonlardan elde edilecek sonuca göre tedavi planı değişecektir. Eğer kadın kendi başına adet göremiyorsa o zaman başlangıçta bu hormon tetkiklerinin yapılması gerekir. Üreme hormonları düşük olan kadınlarda hapla tedaviden sonuç alma şansı son derece azdır. Bu kadınlarda doğrudan iğne tedavisine başlanmalıdır. Bu amaçla kullanılan iğneler kadınlık hormonu olan estrojeni uyaran üreme hormonlarını içerirler. Son zamanlarda çok değişik ilaçlar eczane raflarını doldurmaya başlamıştır. Ancak içlerindeki maddeler birbirinin benzeridir. Henüz bir diğerine üstünlükleri kanıtlanmamıştır. ığne tedavisi günlük olarak yapılır. Bu tedavi sırasında yumurtaların gelişimini yakından izlemek gerekir. Çoğu hekim biran önce sonuç almak için bu iğneleri gereksiz yere ya da gereğinden çok yüksek dozlarda kullanmaktadır. Böyle tedaviler ya kadının yumurtalarını aşırı şişirir, ya da ikiz, üçüz, beşiz gebeliklerin oluşmasına neden olur. Bu nedenle iğne tedavisinde hekim de sabırlı olmalı, en düşük dozdan başlayarak belli sürelerle yumurtaların gelişimine göre dozu ayarlamalıdır. Bazan bu tip ayarlama 3-4 hafta sürebilir. Hızlı yapılan tedavilerde yumurtalar yeterli kaliteye gelmeden çatlayacak düzeye gelir. Kalitesiz yumurtaların döllenme şansı düşüktür. Döllense bile oluşacak hamileliğin düşükle sonuçlanma riski daha fazladır.
Üreme güçlükleri ile ilgili yapılabilecek diğer tedavi yöntemlerine önümüzdeki yazımda devam edeceğim.
 
Back
X