kızlar selamlar, iyi haftalar herkese,
baya bir konuşulmuş dertler ortak tabi, eşiyle arası iyi olmayanlar, tartışma yaşayanlar...
ben de daha önce anlatmıştım, eşimle ilişkimiz bebek doğduktan sonra çok çok değişti. önceden birbirine dokunan, güzel sözler söyleyen, el ele tutuşmadan gezmeyen, birbirine vakit ayıran, özel günleri hatırlayan, birbirini kırmayan, kötü tek söz söylemeyen bir çifttik.
çocuk doğduktan sonra benim lohusalık dönemimde sütüm yetmeyecek korkusuyla başlayan, daha sonra da çocuk hasta olacak kimse öpmesin, ellemesin paranoyasıyla devam eden, ek gıdaya geçince de çocuk yemiyor-kilo almıyor panik ataklarıyla daha da ileri boyuta geçen resmen psikolojik sorunlarım oldu. işe başlamam tabi ki iyi geldi, bu sorunlar azaldı. ama yine de eşimle tam anlamıyla birbirimize yakınlaşamadık. biz de hala çok tartışıyoruz ve eşimin ağzından boşanma lafını bir kez duydum, ikinci kez duyarsam her şeyin biteceğini söyledim ona. özür diledi tabi siniri geçince, bu öyle kolay bir şey değil, önce çocuk yapıp da sonra o çocuğa bakamayıp boşanma raddesine gelmek çok aptalca. çocuk ileride demez mi, "el kadar bebeyi idare edemediniz mi?" diye...
ancak o benim her lafımın altında bir anlam aramaya, ailesiyle ilgili çıkarımlar yapmaya ve ben onu her kusurunda eleştirmeye devam ediyorum. bilenleriniz vardır, benim annem bakıyor çocuğa. annem eşime çok iyi davranır, işimize karışmaz, rahatsızlık vereceğim diye nereye basacağını şaşırır. babam da öyle, kızımla çok iyi ilgilenir, hayatımızı kolaylaştırmak için ellerinden geleni yaparlar. Sağolsunlar, Allah razı olsun onlardan. Ancak karşı taraftan aynı ilgiyi görememek beni üzüyor, ben saygıda hiç kusur etmiyorum, ancak oldukça sık yapılan ziyaretler, yapılan planlardan en son benim haberimin olması, çocuk bakımı gelişimiyle ilgili devamlı eleştirel yaklaşımlar benim kalbimi kırıyor.
en son haftasonu yine eşimle tartışma yaşadık, görümcemler buraya gelecekmiş, biletler alınmış. benim haberim yok. ben de bozuldum eşime söyledim, o da "bilmiyorum diyorum neden anlamıyorsun ben de şimdi duydum" dedi. "seni görmeye meraklı değiller, senin için gelmiyorlar" gibi bir şey dedi. "merak etme çocuğa ellemeyecekler, öpmeyecekler" falan diye devam etti konuşmasına. karşı tarafta yarattığım algıya bakar mısınız?
gören de çocuğu göstermiyorum zanneder, görümcem ve 3 çocuğu en son geldiklerinde kucaklarından indirmediler, yüzünü defalarca öptüler, yavrumun yüzü benek benek kırmızı oldu 2 hafta geçmedi. ben hiç hoşlanmıyorum bir çocuğun üzerine bu derece gidilip bunaltılmasından. avrupalılar çocukları uzaktan severler, kimsenin çocuğunun başını okşayamazsınız izinsiz. ne kadar medeni insanlar, biz hala aşamadık bazı şeyleri...
anneme anlatıyorum, beni hep haksız buluyor, geçen haftayı hep küs geçirdik sırf bu sebepten. daha yeni barıştık.
dün de bir olay yaşadık, benim halt yemem, Allah yaşatmasın bir daha böyle korkuyu,
kızımı ayakta ve yere basıyorken kollarından tutup hoppala diye kaldırırım arasıra. onun ad hoşuna gittiği için zaman zaman yapıyordum, bazen de eşim bir elindne ben bir elinden tutup havaya kaldırıp tekrar indirirdik. dün de bu şekilde oynadık, yere bırakınca kuzum bileğini tutarak ağlamaya başladı, o an nasıl korktum anlatamam, bileği çıktı ya da kolu çıktı diye feci korktum. annem geldi hemen eşim geldi, ağlaması durmuyor, koluna baktık görünürde bir şey yok, kuzum bana baka baka nasıl ağlıyor ama içim parçalandı. tesadüf annemlerin komşusu var çocuk profesörü, ona gittik, adam bahçedeymiş, baktı hemen muayene etti, çıkık ya da burkulma değil, öyle olsa şişme olurdu, ve kolunu oynatamazdı, şu an oynatabiliyor dedi. ağrıkesici olarak calpol verip uyutun dedi.ama kuzucuk ağlayamaya devam etti, emzirince sustu uyudu biraz. sonra biz eve geldik calpol verdik, hiç bir şey olmamış gibi oynamaya devam etti. o koluyla da hareket yapabiliyor, ağlama olmadı daha sonrasında. ben de doktora fln götürmedim tekrar, şişme yok, morluk yok çok şükür. Ama ömrümden ömür gitti o 1-2 saat. Aranızda böyle bir durum yaşayan var mı, ya da duyan?