Gökyüzü, zamana ince bir ilmek atıyor bugünlerde. Venüs, yücelim derecesinde… Satürn ve Kuzey Ay Düğümü ile kavuşumda. Göklerin diliyle yazılmış kadim bir metin gibi; kader planlarımız satır satır yeniden yazılıyor.
Bu iki gün, sıradan günler değil. Kararlar önemli, karşılaştığımız insanlar tesadüfi değil. Duyduğumuz bir söz, bir bakış, kalbimize değen bir cümle… Bunların her biri, ruhumuzun yolculuğunda bir yön tayin edebilir.
Çünkü Venüs, Satürn’ün bilgeliğiyle bir araya geldiğinde yalnızca ilişkiler değil, kendimize biçtiğimiz değer de yeniden gözden geçirilir. Bu açı, sevginin içindeki sorumluluğu, değerin içindeki sınavı anlatır.
Yarın itibarıyla Satürn, Venüs’ün ardında kalacak. Artık bir engel, bir duvar değil… Bilgeliğin ve sabrın taşıyıcısı olarak, arkamızda dimdik duracak. Yaşadığımız tüm değersizlik deneyimlerinden süzdüğümüz içgörüyle, Kuzey Ay Düğümü ile kendimize layık kararlar alma zamanıdır.
Venüs-Satürn temasları, çoğu zaman içimizde gizli duran bir utancı açığa çıkarır. Haritasında bu temaya sahip olanlar, iltifat edildiğinde başlarını öne eğerler. Çünkü çocukluklarının bir köşesine gizlenmiş “ben o kadar da değerli değilim” cümlesi, hâlâ orada bir yerlerde yankılanır.
Bu iki gün, içimizdeki değer yargılarını başkalarının gözünden yeniden tartacağız.
“Niye ben değil?”
“Neden benim için yapmadı?”
Bu sorular belki de yüreğimizin tam ortasına oturacak. Ama burada esas mesele, karşımızdakinin cevabı değil… Bizim hangi yerden sorduğumuz.
Geçmişten taşınan değer algılarıyla birilerine “Ben değerliyim, lütfen gör beni” demeye devam mı edeceğiz ?
Yoksa “Ben zaten değerliyim. Belki de parladığım yer burası değil.” diyerek kendi merkezimize mi döneceğiz?
Unutmamamız gereken bir hakikat var:
Kendini sevmeyi bilmeyen biri, sizi sevemez.
Ve sizin sevme biçiminiz, karşı tarafın sizi nasıl sevmesini istediğinizi anlatır.
Zamanın ruhunda Mars ile Plüton’un açısı kaderi keskinleştirirken, Venüs , Kuzey Ay Düğümü ve Satürn ile bu dönemeçte bize şunu fısıldıyor:
Şimdi bir karar al… Ama bu karar, sana öğretilmiş değil, içinden gelen olsun.
Ay’ın Balık burcundaki konumu ise sezgilerimizi güçlendiriyor. Duygusal hassasiyetimiz bu süreçte bizim pusulamız olacak. Dinle. Hisset.
Aycan Balan