- 26 Eylül 2007
- 24
- 1
Arkadaşlar bu yazıyı babam yazdı.Benim çok hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istedim.forum adı vermek yasak olduğu için oraya noktalama işareti koydum..lütfen okuyun..
2200 Yılından gelen adam...
Atmosfer kirliliği ta ayaklar altına ulaşmış, gök yüzünü kör edici bir kızıllık kaplamış,yaşamın şartlarına ayak uyduran insanlar kalın giysiler içinde maskeleriyle dolaşır olmuşlardı.
Cebinde çıkardığı küçük cihazda bir şeyleri inceleyen ihtiyar adam kendine destek olan çocuğa ,ha gayret yavrum çok az yolumuz kaldı, köprüyü geçip sağa döndük mü
Barınağa yetişiriz.
Yaşlı adamın yorgun kalp sesini çocuk dahi duyuyordu.ama ihtiyar yılmıyor yürümesini güçleştiren ses ve bilgi kirliliğini yararak ilerliyordu.Köprüye yaklaşmıştı ki cıvıl, cıvıl neşeli sesler duymaya başladı.Hayret yaşantısı boyunca bu güne kadar böyle neşeli ses kalabalığı duymamış,görmemişti.bu seslerle kuvvet bulan kolunu yukarıya uzatıp havada yüzen bir dosyayı kapı verdi.
Delik cebinin köşesine ihtimamla yerleştirdiği küçük cihazı tekrar çıkarıp çalıştırınca
14 Mart 2007 ..... forumda fışkıran neşeli seslerle başka dünya yaşamına geçtiğini
sanan ihtiyar sanki gençleşmiş, yeniden can bulmuştu. Kendine yardım eden çocuğu
sürüklercesine kısa zamanda barınağına vardı.
İlmin fevkinde olan zamana uyum gösteren adam: hoşuna giden ..... forum dosyalarını kısa bir zamanda okudu.göz pınarlarında hiç görmediği bir damla
Suyun biriktiğini gören adam parmağının ucuyla dokunduğu suyu diline götürürken
Bir yazıyı okumayı üçüncü defa tekrarlıyordu ;2070 yılında mektup var paylaşıma açıp yorum gönderen APRİKENT yıl 2006 ama 2070 yılında mektup geldiğini iddia ediyordu. Hayır bu olamazdı gelecekte nasıl mektup gelirdi. Karma karışık duygularla
Cihazın tarihine baktı yıl 2200 demek ki insanlar 2070 yılında daha şanslıymış günde yarım bardak su bulabiliyor ve ortalama ömürleri 35 yıl gibi uzunmuş.Neredeyse bizim iki yaşantımız kadar.
Yaşlı adam 12 yıllık uzun ömründe edinemediği bu bilgileri yerinde incelemek için
Yarı ömrünü harcayarak yeni bitirdiği zaman makinesine binerken ha şimdi ha beş sene sonra ölmüşüm ne fark eder ki diyerek 14 mart 2007 tarihine ayarladı.
Cebinde gezdirdiği küçük cihazında gideceği yerin adresini öğrenmesi gerekiyordu.
Forum notlarını inceledi , işte APRİKENT acayip gözlüklü resmi ve işte IP adresi.
PC.nin kurulu olduğu yer ekranında yanıp sönmeye başladı.
Zaman makinesinde rotayı belirleyip kilitledi.damarlarındaki kan sanki sel olmuş uğultusu kulaklarını sağır ediyordu.kalp sesi çalışan makinenin sesini bastırırken
Titreyen parmak ucu zaman yolculuğunu başlatan düğmeye dokunmuştu.
Planladığı adreste adımını dışarı atarken salon penceremde bütün güzelliği ile karla kaplı beydağını seyreden adam bu ihtişam karşısında kendisini kaybedip dona kalmıştı. Duyduğum hafif gürültüyle salona yönlenmiş kapıyı açtığımda bende donup kalmıştım.Acayip bir makine tuhaf bir adam salonumun ortasında hareketsiz duruyordu.kendimi toparlayıp bütün soğukkanlılığımla ne diyeceğimi kararlaştırmadan kocaman bir öksürük le adamın kendine gelmesini sağladım.
Göz göze gelip selamlaştıktan sonra her şey olağan gibi tokalaştık.kısa zamanda
Kaynaştığımız ortamda birbirimizi tanımak fırsatı bulduk.Adam İstanbul da ikamet edermiş. Bu gün bizim ve bizden sonra gelenlerin onlar için hazırladığı dünyada
Karşılaştıkları zorlu yaşamda çektikleri acıyı tek, tek anlattı. Dinlerken gözlerim yaşardı boğazıma bir şeyler düğümlendi.düşünün bu insanlar 2070 yılındaki insan başına düşen günlük yarım bardak suya gıpta ile bakıyordu.
Tüm bunlara karşın kısa zamanda yaşamına dönmek isteyen adamla vedalaşırken
Kendileri için iyi bir dünyanın hazırlanmasında bütün gücümü harcayacağıma dair söz verdim. İşte ..... forumlu arkadaşlar lütfen bana yardımcı olun, geleceğimize iyi bir dünya bırakalım.
Necmettin Baydoğan(Aprikent)
2200 Yılından gelen adam...
Atmosfer kirliliği ta ayaklar altına ulaşmış, gök yüzünü kör edici bir kızıllık kaplamış,yaşamın şartlarına ayak uyduran insanlar kalın giysiler içinde maskeleriyle dolaşır olmuşlardı.
Cebinde çıkardığı küçük cihazda bir şeyleri inceleyen ihtiyar adam kendine destek olan çocuğa ,ha gayret yavrum çok az yolumuz kaldı, köprüyü geçip sağa döndük mü
Barınağa yetişiriz.
Yaşlı adamın yorgun kalp sesini çocuk dahi duyuyordu.ama ihtiyar yılmıyor yürümesini güçleştiren ses ve bilgi kirliliğini yararak ilerliyordu.Köprüye yaklaşmıştı ki cıvıl, cıvıl neşeli sesler duymaya başladı.Hayret yaşantısı boyunca bu güne kadar böyle neşeli ses kalabalığı duymamış,görmemişti.bu seslerle kuvvet bulan kolunu yukarıya uzatıp havada yüzen bir dosyayı kapı verdi.
Delik cebinin köşesine ihtimamla yerleştirdiği küçük cihazı tekrar çıkarıp çalıştırınca
14 Mart 2007 ..... forumda fışkıran neşeli seslerle başka dünya yaşamına geçtiğini
sanan ihtiyar sanki gençleşmiş, yeniden can bulmuştu. Kendine yardım eden çocuğu
sürüklercesine kısa zamanda barınağına vardı.
İlmin fevkinde olan zamana uyum gösteren adam: hoşuna giden ..... forum dosyalarını kısa bir zamanda okudu.göz pınarlarında hiç görmediği bir damla
Suyun biriktiğini gören adam parmağının ucuyla dokunduğu suyu diline götürürken
Bir yazıyı okumayı üçüncü defa tekrarlıyordu ;2070 yılında mektup var paylaşıma açıp yorum gönderen APRİKENT yıl 2006 ama 2070 yılında mektup geldiğini iddia ediyordu. Hayır bu olamazdı gelecekte nasıl mektup gelirdi. Karma karışık duygularla
Cihazın tarihine baktı yıl 2200 demek ki insanlar 2070 yılında daha şanslıymış günde yarım bardak su bulabiliyor ve ortalama ömürleri 35 yıl gibi uzunmuş.Neredeyse bizim iki yaşantımız kadar.
Yaşlı adam 12 yıllık uzun ömründe edinemediği bu bilgileri yerinde incelemek için
Yarı ömrünü harcayarak yeni bitirdiği zaman makinesine binerken ha şimdi ha beş sene sonra ölmüşüm ne fark eder ki diyerek 14 mart 2007 tarihine ayarladı.
Cebinde gezdirdiği küçük cihazında gideceği yerin adresini öğrenmesi gerekiyordu.
Forum notlarını inceledi , işte APRİKENT acayip gözlüklü resmi ve işte IP adresi.
PC.nin kurulu olduğu yer ekranında yanıp sönmeye başladı.
Zaman makinesinde rotayı belirleyip kilitledi.damarlarındaki kan sanki sel olmuş uğultusu kulaklarını sağır ediyordu.kalp sesi çalışan makinenin sesini bastırırken
Titreyen parmak ucu zaman yolculuğunu başlatan düğmeye dokunmuştu.
Planladığı adreste adımını dışarı atarken salon penceremde bütün güzelliği ile karla kaplı beydağını seyreden adam bu ihtişam karşısında kendisini kaybedip dona kalmıştı. Duyduğum hafif gürültüyle salona yönlenmiş kapıyı açtığımda bende donup kalmıştım.Acayip bir makine tuhaf bir adam salonumun ortasında hareketsiz duruyordu.kendimi toparlayıp bütün soğukkanlılığımla ne diyeceğimi kararlaştırmadan kocaman bir öksürük le adamın kendine gelmesini sağladım.
Göz göze gelip selamlaştıktan sonra her şey olağan gibi tokalaştık.kısa zamanda
Kaynaştığımız ortamda birbirimizi tanımak fırsatı bulduk.Adam İstanbul da ikamet edermiş. Bu gün bizim ve bizden sonra gelenlerin onlar için hazırladığı dünyada
Karşılaştıkları zorlu yaşamda çektikleri acıyı tek, tek anlattı. Dinlerken gözlerim yaşardı boğazıma bir şeyler düğümlendi.düşünün bu insanlar 2070 yılındaki insan başına düşen günlük yarım bardak suya gıpta ile bakıyordu.
Tüm bunlara karşın kısa zamanda yaşamına dönmek isteyen adamla vedalaşırken
Kendileri için iyi bir dünyanın hazırlanmasında bütün gücümü harcayacağıma dair söz verdim. İşte ..... forumlu arkadaşlar lütfen bana yardımcı olun, geleceğimize iyi bir dünya bırakalım.
Necmettin Baydoğan(Aprikent)
