canım 3 ve 2yasında iki cocuka bakıyorum. 3yasındaki ogluşum öglende hırcınlıkla uyanıyor ve uyurkkende zorluk cekiyorum bunu annesi gecede yaptığını söyledi. pedegoga götürdük ve nedeninin benden ayrılıp evine gidince scoby do yu izlemesi dedi doktor. bana göre ise uyumaması sımarıklık ama yandıklarıda uyku halinden cıkamaması gün içersinde korktuğu etkilendiği seyleri rüyasında yasaması sana tavsiyem kendi haline bırak sakinleşene kadar ve asla gördüğü rüyaları sorma çunku sorasan anlatırken tekrar yasarlar . asağıda yazdığım bilgide işine yaraya bilir. benim çok işime yaradı.
Uykudan korkarak, ağlayarak uyanma çocuklarda sıkça karşılaşılan bir uyku problemidir. Nadiren ortaya çıkıyorsa doktora gidilmeyi gerektiren bir durum değildir. Ancak ayda birkaç kez ya da daha sık görülüyorsa aileyi korkutan bir durum oluşturur. Aile çocuğun çığlıklarıyla uyandığında, ne yaparsa yapsın ağlamayı ve çocuktaki korkuyu durduramayınca doktora başvurma paniği baş gösterir. Acaba çocuğumda önemli bir hastalık var mı? Yoksa çocuğum epilepsi mi?gibi. Uyku terörü veya uyku korkusu olarak isimlendirilen bu durum parasomni denilen uyku sırasında görülen davranışsal, emosyonel ve hareketle ilgili bozukluklarından biridir.
Aslında anne- babaların çoğu çocuklarının nadiren uykudan ağlayarak uyandığını, ancak çocuğun kolaylıkla uyanıp, kendini güvende hissedip yeniden uyuyabildiği bir başka durumu da tarif ederler. Bu durum ise halk arasında kabus, tıpta ise nightmare olarak adlandırılan bir başka parasomni tipidir.
Gece korkusu (uyku terörü) ve kabus (korkulu rüya) birbirine benzeyen ancak farklı iki durumdur. Uyku korkusu çok daha gürültülü, dramatik, aile için daha ürkütücüdür. Normal bir uyku, içyapısı itibariyle farklı dönemlerden oluşur. Uyku dönemleri esas olarak REM ve REM dışı uyku olarak ikiye ayrılır. REM dönemi adını hızlı göz hareketleri (Rapid Eye Movement) sözcüklerinin baş harflerinden alır. Bu dönemin karekteristik özelliği çok hızlı, kaotik göz hareketlerinin görülmesidir. Bu dönem ayrıca, hatırlanabilir rüyaların da görüldüğü dönemdir. Bu dönemde vücut tümüyle hareketsizdir, solunum ve kalp atışları düzensiz ve genellikle çok hızlıdır. REM tüm gece boyunca 4 ile 6 kez ortaya çıkar ve gecenin sonlarına doğru sıklığı ve süresi artar. REM dışı uyku dönemleri kendi içinde ikiye ayrılır: yüzeysel ve derin REM dışı uyku. Derin REM dışı uyku adından anlaşıldığı üzere zor uyanılan, derin bir uyku dönemidir. Bu dönemde solunum ve kalp hızı düşük ve düzenli, göz hareketi yoktur. Hafif veya yüzeyel uyku kolay uyanılan bir uyku dönemidir. Uykunun başlangıç dönemlerinde daha çok hafif uyku ardından derin uyku dönemi gelir, bunu REM uykusu izler. Gecenin ilk üçte birlik döneminde daha çok REM dışı uykudan oluşur.
Uyku korkusu derin REM dışı uyku döneminde oluşur. Uyku korkusu, kabustan farklı olarak rüya ile ilişkili değildir, daha çok bir uyku dönemin birinden diğerine geçerken ani korkuyla uyanma ile ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla uyku korkusu çocuk uykuya daldıktan 2-3 saat sonra, en derin REM dışı uyku döneminden rüyaların görüldüğü REM uyku dönemine geçerken ortaya çıkar. Normalde bu geçiş sessizce gerçekleşirken nadiren çocukta korku reaksiyonuna neden olabilir. Uyku sırasında çocuk birden yatakta oturur duruma geçer ve korku işareti olarak çığlık atar, ardından ağlamaya başlar. Çocuk hızlı hızlı soluk alıp vermektedir, kalp hızı artar, terleyebilir, ve korkuyla çığlık atarak kıvranır. Bu durum birkaç dakika veya daha uzun sürer, çocuk daha sonra sakinleşir ve yeniden uykuya dalar. Kabustan farklı olarak çocuk ertesi gün bu olayı hatırlamaz. Oysa kabusta çocuk ertesi gün gece gördüğü rüyayı ve korktuğunu hatırlayabilir. Bunun nedeni REM uykusundan uyanıldığında (kabus REM uykusunda oluşur) olayın ertesi günü bunun hatırlanabilmesi ancak derin REM dışı uykudan uyanıldığında bunun hatırlanamamasıdır.
Uyku korkusu 2 yaşın üstündeki çocuklarda erişkinlik yaşlarına kadar olan dönemde görülmektedir. Muhtemel nedeni henüz gelişmekte olan beynin uyku dönemleri ve bir dönemden diğer döneme geçişlerdeki ufak aksamalardır. Uyku korkusu olan çocukların çoğunluğunda aile bireylerinin en az birinde benzer bir durum söz konusudur ve bu çocuklarda uykudan sıkça uyanma ve uyurgezerlik gibi ek parasomiler bulunmaktadır.
Aşırı yorgunluk, stres, ateş, antibiyotik gibi ilaç kullanımı, yatağından farklı bir yerde uyuma gibi faktörler uyku korkusu yaşanma olasılığını artırır.
Uyku kabusu çocuklar arasında %3-5 arasında görülürken, kabus hemen hemen her çocukta sık olmayarak görülebilen bir durumdur. Uyku korkusu çoğunlukla 4-12 yaşlar arasında ve erkek çocuklarda biraz daha sıkça görülmektedir. Erişkinliğe geçişle birlikte kaybolmaktadır.
Uyku Korkusu Sırasında Anne - Baba Ne Yapmalıdır?
Uyku korkusu aile içinde paniğe kapılmaya yol açan, korkutucu bir durumdur. Çocuk çığlık atmakta, elini kolunu sağa sola savurmakta ve her türlü telkine kapalı bir durumda, cevap vermemektedir. Aileye düşen bunun birkaç dakika süren bir olay olduğu ve biteceğini bilerek sabırla beklemesi, o sırada çocuğun hareketler nedeni ile kendine zarar vermesini engellemektir. Bu süreç geçtikten sonra çocuk zaten uykuya yeniden dalacaktır, bu nedenle çocuğu uyandırma gayreti içinde olunmamalıdır. Zaten uyandırılmak istense bile çocuk uyanmayacaktır, uyandırılabilse bile sersem ve kendinde olmayacaktır.
Uyku korkusu eğer çok çok sık değilse tedavisi gereken bir durum değildir. Ancak uyku korkusunu artıran faktörlerin giderilmesi yararlı olur. Bunlar, çocuğun okul stresi, doğacak olan kardeşe ait tedirginliklerinin giderilmesi, aşırı okul veya sportif yorgunluktan kaçınılması gibi basit önlemlerdir.