Alıntını şimdi fark ettim, kusuruma bakma.
Kadının adını ilk kez duydum şu konu içinde, açtım belki 15 dakikamı almadı kitabına ulaştım ve kitabında verilen tanıtım bilgilerine baktım.
Bu kitap onaydan geçip basıldığına ve millete hala daha ulaştığına göre; Sağlık Bakanlığı vb. lafların içinde geçmesi kısmına binaen bu davet olasılığı var.
Daha orucu anlatışı vb. okumadım ama konu içinde korkunç iddialar var, otizmli çocuğa kadar oruç.
Ya tamam oruç da, sülük, hacamat, balık vb. olabilir de niye bunun ayarı, denetimi yok? (Çocuğa olabilir diye kast etmiyorum bu arada yanlış anlaşılmasın, alternatif tıbbın olabilirliğini söylüyorum)
Aslında bu ülkemize has bir şey değil, Amerika'da da yaşanıyor, yanılmıyorsam böyle bir belgesel gibi, artık haber derlemesi gibi bir şey midir izledim; çocuklarına ilaç dahi vermeyen, beslenmesini bozan aileler dünyanın her yerinde var. Ama bizim ülkemizde, şimdi banlanmayayım çok giresim yok, din ile bir tutunuluyor, tamam bitti gitti... (Gerçi Amerika'da yaşananların çoğunda da dindarlık ayağı olduğunu belirteyim)
Ben bu kitabı da alır okurum, merak ettim.
İsim vermeyeyim böyle bitkisel tedavilerini derleyen tvden tanıdığımız malum yüzlerin bir iki kitabını fikrim olsun diye almışlığım var; bitki bitki yazılmış, neye iyi gelir böyle bir derleme kitabı duruyor birinin.
"Selling sickness (Satılık hastalıklar)" adlı bir kitap var, onu da incelediğim oldu bir miktar tavsiye ederim, o da bir bakış, ilaç piyasasını anlatan kitaplardan biridir; ama bunları tamamen hayat felsefemiz yapacaksak zaten bizim şu an nette gezinmemiz bile abes kalır.
Her yerimizden püfür püfür radyasyon, şehirde duman, gürültü, çöp...
Bundan 10 sene önceki grip ile şimdi yaşadığın grip aynı değil. Köye gidip oturman da çözüm değil, sen o hastalığı doğalından mı aldın da doğalıyla geçireceksin? Biraz da böyle düşünülmesi gerekiyor.
Bunun mantığını ziraatçiler daha güzel kuruyor, ilaçlama bakayım o ağacı sen, bırak en doğalını ver hayır, artık öyle böcekler var ki, ölmüyor.
Bu yüzden modern tıbbı reddetmek, cahilliğin daniskası; değil reddetmek, ikinci plana koymak da bir çeşit cahillik.
Alternatiflere karşı değilim altını çiziyorum, "Çaresiz kalındığında her yola baş vurulur" denilmiş, onu da hissedebiliyorum ama sonu uçurum be canım, okuyan, bakan kişi uçurum yola girip, çaresizliğine bir çaresizlik daha eklemez.
Neyse uzattım; ilgimi çekti konu; çünkü ilk yorumumda da dedim iki üç gündür faceimde yazılar düşüyor önüme; uzun uzun üşenmeden yazılmış, aşı karşıtlığını da içeren, çocuklarınızı aşılatmayın diyenler coşmuş... Bunun hala sessizce izleniyor olması ve devletin ciddi bir duruşa geçmemiş olması da ayrıca canımı sıkıyor.