ah anne ah

Şuan annemleyim bı taraftan 30 yıllık konuları anlatıyor bağıra bağıra bir taraftan okumaya çalışıyorum yazdıklarını
Anlatabildim mi bilmiyorum değişmezler bizim hayatımızı sabote ederler
Aynı annelerimiz biliyormusun yaşayan bilir senin yaranı öyle anlıyorum ki
Benim babam ak akciğer kanserinden vefat etti dört yıl önce adam içine ata ata düşün ne hale geldi. Babamı kotulerdi hep çocuktuk inanırdım. Sevmemize izin vermezdi. Mezardaki babamla hala kavga ediyor. En ufak güzel birşey söylesem avazı çıktığı kadar babanızı sevin koruyun siz diye bağırıyor
Annem evde bağırdı mı sokağın başından duyulur sesi ben ona böğürme diyorum çünkü bağırma öyle olamaz
Biliyorsun boşandım ben evliliğimde en büyük hatam annem gibi olmıyacağım diye eşimi hep idare etmem oldu. Ufacık şey söylesem annen gibi derdi bana ben de o lafı demesin diye en haklı olduğum yerde bile sustum cahillik işte
Abim ve ablam var annem yüzünden kar da normal değil. Düşün ki anneme ablama beziyorsun dediğinde annem, anneme benziyorsun dediğimde ablam kızıyor bana, yani bencillikleri aynı
Bu dert öyle iki cümleyle anlatılmaz inan
Şunu çok doğru söylemişsin biz annelerimize benzememek için elimizden geleni yapmalıyız
Terapi aldım ben zemheri bir de bu konuda istersen özelden yazayım sana online ve fiyatı da uygun
 
Şuan annemleyim bı taraftan 30 yıllık konuları anlatıyor bağıra bağıra bir taraftan okumaya çalışıyorum yazdıklarını
Anlatabildim mi bilmiyorum değişmezler bizim hayatımızı sabote ederler
Aynı annelerimiz biliyormusun yaşayan bilir senin yaranı öyle anlıyorum ki
Benim babam ak akciğer kanserinden vefat etti dört yıl önce adam içine ata ata düşün ne hale geldi. Babamı kotulerdi hep çocuktuk inanırdım. Sevmemize izin vermezdi. Mezardaki babamla hala kavga ediyor. En ufak güzel birşey söylesem avazı çıktığı kadar babanızı sevin koruyun siz diye bağırıyor
Annem evde bağırdı mı sokağın başından duyulur sesi ben ona böğürme diyorum çünkü bağırma öyle olamaz
Biliyorsun boşandım ben evliliğimde en büyük hatam annem gibi olmıyacağım diye eşimi hep idare etmem oldu. Ufacık şey söylesem annen gibi derdi bana ben de o lafı demesin diye en haklı olduğum yerde bile sustum cahillik işte
Abim ve ablam var annem yüzünden kar da normal değil. Düşün ki anneme ablama beziyorsun dediğinde annem, anneme benziyorsun dediğimde ablam kızıyor bana, yani bencillikleri aynı
Bu dert öyle iki cümleyle anlatılmaz inan
Şunu çok doğru söylemişsin biz annelerimize benzememek için elimizden geleni yapmalıyız
Terapi aldım ben zemheri bir de bu konuda istersen özelden yazayım sana online ve fiyatı da uygun
Çok iyi anladık birbirimizi yolcu, sesi bile kulaklarıma geldi öyle diyeyim. Ne kadar mesafe koysan annen olduğu için bir yere kadar kaçabiliyorsun kürkçü dükkanı gibi hep düşüyor yolun. İnşallah onun yanına yerleşmek zorunda değilsindir.

Yazın kardeşimin sünnet mevlidi var aynı zamanda benim evde de tadilat var 20 günden fazla bir arada kalmamız gerekecek, kardeşimin yardıma ihtiyacı var çünkü. Şimdiden endişeyle bekliyoruz acaba başımıza ne gelecek diye.

Kardeşim ve ben kendimizi çok iyi korumuşuz yaralarımız var tabi ama çok şükür benzerliğimiz yok. Eşlerimiz çok destek bize ve bir problem olduğunu görürlerse psikolojik destek almamız için mutlaka uyaracaklardır. Yardım teklifin için çok teşekkür ederim.

Bende kalan en büyük hasar sertlik oldu, aşırı katı kurallarım var, eşimin bile çiğnemesine izin vermiyorum, çoğu zaman olması gerekenden fazla soğuk kanlıyım, hatta eşim vurdum duymaz der, kendimi ve çekirdek ailemi huzurlu tutmak için çok sert duvarlar örebiliyorum, özellikle içinde büyüdüğüm ailemle ilgili konularda çok mesafeliyim, görmediğim zamanlarda varlıklarını unutmayı tercih ediyorum. Böylesi daha huzurlu oluyor. Çocukluğumu falan konuşunca dünyam kararıyor zaten, mümkünse hatırlamamayı ve anlatmamayı tercih ediyorum. Sanki hiç güzel bir şey yaşamamışız gibi. Hala yaşatmıyor gerçi, içinde onun olduğu her şeyde kavga gürültü huzursuzluk var
 
ben 23 yaşında anne oldum ve o zaman annemin beni sevmediğini anladım. Sevgi onun anladığı şey değilmiş evladını sevmek bambaşka bişeymiş. ve bi gün annemle aramızda bişey oldu artık dayanamadım ben dedim beni sevmediğini anne olunca anladım. benim annem kızım niye öyle diyorsun sen benim evladımsın insan evladını sevmezmi hiç demedi.
Bize bir kere kucak dolusu sarılmıslıgı yok, tur. Benım hatırladıgım ya evlatlarım sızı cok sevıyorum demıslıgı de yok. Gerçekten içler acısı
 
Bize bir kere kucak dolusu sarılmıslıgı yok, tur. Benım hatırladıgım ya evlatlarım sızı cok sevıyorum demıslıgı de yok. Gerçekten içler acısı
Ahh loveitrend ne desem ki. Babam ve babaannem vardı her zaman yanımda zaten beni ve 4 torununu babaannem ve dedem büyüttü nurlar içinde yatsınlar.çünkü işi daha önce gelirdi.bana hep ve hala daha seni hiç istemedim istemeyerek hamile kaldım ben sana iş yerinde nasıl ağır şeyler kaldırdımda düşmedin der.daha ne denirki bi anne nasıl söyler bunu çocuguna.ama kendi cocuklarım olmadan önce bu kadar takılmazdım ne zaman anne oldum o zaman anladım nasıl ağır bi lafmış ama işi varsa temizlik yaptıracaksa veya birine kafası bozulmuş dertleşsin isterse beni arar allahtan başka sehirlerdeyiz diyorum yoksa dayanamam her defasında herhalde.2 gün önce eşimde bi konuşmamız oldu bana bişey olursa cocukları alıp memlekete gidersin diye asla gitmem dedim kalırım bu şehirde inanamadı eşim ciddi değilsin demi diyor hayır dedim çok ciddiyim sonuna kadar dayanırım gitmemek için dedim bazen uzak olmak 3 maymunu oynamak daha iyi geliyor
 
Ahh loveitrend ne desem ki. Babam ve babaannem vardı her zaman yanımda zaten beni ve 4 torununu babaannem ve dedem büyüttü nurlar içinde yatsınlar.çünkü işi daha önce gelirdi.bana hep ve hala daha seni hiç istemedim istemeyerek hamile kaldım ben sana iş yerinde nasıl ağır şeyler kaldırdımda düşmedin der.daha ne denirki bi anne nasıl söyler bunu çocuguna.ama kendi cocuklarım olmadan önce bu kadar takılmazdım ne zaman anne oldum o zaman anladım nasıl ağır bi lafmış ama işi varsa temizlik yaptıracaksa veya birine kafası bozulmuş dertleşsin isterse beni arar allahtan başka sehirlerdeyiz diyorum yoksa dayanamam her defasında herhalde.2 gün önce eşimde bi konuşmamız oldu bana bişey olursa cocukları alıp memlekete gidersin diye asla gitmem dedim kalırım bu şehirde inanamadı eşim ciddi değilsin demi diyor hayır dedim çok ciddiyim sonuna kadar dayanırım gitmemek için dedim bazen uzak olmak 3 maymunu oynamak daha iyi geliyor
İnsan kaç yaşına gelmiş olursa olsun annesine koşmak istiyor, sanki bir kez sarılsa sırtını sıvazlasa geçecekmiş gibi geliyor ama darbeyi annenden yersen sığınacak kimsen olmuyor kendi kendine sarıyorsun yaralarını. Ben de mümkün oldugunca gitmiyorum, gittiğim zamanlarda da sadece babam odaklı gıttıgım ıcın mumkumse annemın evde olmadıgı zamanlara denk getırmeye calısırım.
 
Ahh loveitrend ne desem ki. Babam ve babaannem vardı her zaman yanımda zaten beni ve 4 torununu babaannem ve dedem büyüttü nurlar içinde yatsınlar.çünkü işi daha önce gelirdi.bana hep ve hala daha seni hiç istemedim istemeyerek hamile kaldım ben sana iş yerinde nasıl ağır şeyler kaldırdımda düşmedin der.daha ne denirki bi anne nasıl söyler bunu çocuguna.ama kendi cocuklarım olmadan önce bu kadar takılmazdım ne zaman anne oldum o zaman anladım nasıl ağır bi lafmış ama işi varsa temizlik yaptıracaksa veya birine kafası bozulmuş dertleşsin isterse beni arar allahtan başka sehirlerdeyiz diyorum yoksa dayanamam her defasında herhalde.2 gün önce eşimde bi konuşmamız oldu bana bişey olursa cocukları alıp memlekete gidersin diye asla gitmem dedim kalırım bu şehirde inanamadı eşim ciddi değilsin demi diyor hayır dedim çok ciddiyim sonuna kadar dayanırım gitmemek için dedim bazen uzak olmak 3 maymunu oynamak daha iyi geliyor
Ben de gitmem yanlarına. Böylesi daha huzurlu. Mecburiyetten gördüğüm zamanlar bile yetiyor bana fazlasıyla. Sırf yakınlarında olmamak için ilk atama başvurumda ailemin şehrinde boş yer olmasına rağmen başka şehir yazdım. Döndüm dolaştım aynı ilin sınırlarına girdim ama 70km mesafe var, sık sık görmüyorum
 
Kendine nasıl dayanıyor acaba diye düşünmeden edemiyorum bazen. İşkence gibi, hep nefret hep öfke cehennem azabı gibi

Bende annem için böyle düsünüyorum. Bende kendime üzülüyorum ama onu düsündükçe acimiyor degilim. Hayati hep nefret ile, "asil kurban benim" düsüncesi ile geçti. Gerçek nese, mutluluk ve huzur hiç bilmeyecek belki. Hayati, hayat yapan seyler kisacasi. Hepimize yazik.
 
Merhaba hanımlar

Bu gün bir iç döküş yapasım var, yorum yapmasanız ya da okumasanız da olur. Zaten amacım yardım almak değil. Uzun uzun yazıp çığlık atma isteğimi gidermek tek amacım.

Derdim annem.

40ıma yaklaşmış kocaman bir yetişkinim ama içimde biriken eksikliği bir türlü tolere edemedim. Huysuz bir anneye sahibim. Çocukken gördüğüm şiddetin haddi hesabı yok, bize özel “dayak sopası” vardı diyeyim gerisini siz hayal edin, ayrıntı vermeme gerek kalmasın. Aklım erdikten sonra övgü duyduğum neredeyse yok gibi, sarılma sırt sıvazlama gibi davranışları neredeyse hiç hatırlamıyorum. Hep tahammülsüz, hep bir aşağılama halinde, biz fazlalıkmışız gibi bir tavır. Sadece üniversite dönemimde aramız çok iyiydi, o da uzakta olduğum ve sadece telefonda görüştüğümüz için öyleydi. Yaz tatillerinde yanına gittiğimde 3 gün güzel geçerse 4. gün mutlaka kavga çıkaracak bir şey bulurdu ve ben dönem başında okula neredeyse uçarak giderdim. Resmen hayata geri dönerdim. Bu davranışlar bana özel de değildi. Babam ve kardeşime olan tavrı da hep aynıydı.

Çığlık kıyamet kavgalar ederdik çünkü hep saldıracak bir şeyi vardı. Alttan aldığımız dönemler olmadı mı? Fazlasıyla oldu. Hepimizin ayrı ayrı onu hoş tutmaya çalıştığımız dönemler oldu ama bu onu mutlu etmek şöyle dursun daha da saldırgan bir hal almasından başka bir işe yaramadı. Hep daha fazlasını istedi, hep daha çok bağırdı, daha fazla aşağıladı.

Normalde tabi ki çekirdek aileyiz ama haliyle bir geniş aileye de sahibiz 3 halam iki amcam var. Zamanında tatsızlıklar yaşanmış, mal paylaşımları, tarla alıp vermeler, bilezikler, haklar. Herkes her şeyi unutmuş gül gibi geçinip giderken benim annem hala bütün sülaleye kin kusuyor. Kendi nefreti yetmezmiş gibi bizim de aynı kini devam ettirmemizi bekliyor ve bunu yapmadığımız için ekstra saldırıyor. Babam unutmuş gitmiş annem hala 1980lerde yaşanmış olayları döndürüp döndürüp anlatıyor, beddualar ediyor ve bu yüzlerce hatta binlerce defa tekrarlanıyor.

İki kardeşiz zaten, ikimiz de evliyiz. Benim eşim başka bir şehirden ama kardeşimin eşi komşu köyden ve evlendiklerinden beri kızın ailesi ne yaptıysa yaranamadı. İyi de yapsalar arkalarından konuşuyor, kötü de yapsalar arkalarından konuşuyor. Sürekli aşağılama halinde, sürekli oğlunun olmayan parasını yediklerini iddia ediyor. Öyle değildir şöyledir demek gafletinde bulunduğumuzda daha da zıvanadan çıkıyor. Aynı şeyleri defalarca ama defalarca anlatıp bizim onu desteklememizi bekliyor. (Benimkileri düğünden sonra neredeyse hiç görmediği için ben bu durumdan muafım çok şükür. ) Gelini ve damadına yaptığı eziyetin haddi hesabı yok. Allahtan ikisi de çok iyi insanlar da bizi terk edip gitmiyorlar. Kardeşim aynı bahçede yaşamalarına rağmen iletişimi minimuma indirdi. Babam yıllar önce kardeşimin hayvanlarına bakmak bahanesiyle köy dışındaki ahırın yanındaki kulübeye yerleşti çünkü evde tuvalete girmesi karnının acıkması bile kavga sebebi oluyor. Ben artık telefon bile etmiyorum, gidersem görüyorum. Ama gittiğimiz zamanlar biriktirdiklerini kusuyor. Yine huzur vermiyor. Çocuklarım ve yeğenlerim görüşsün diye gitmek zorunda kalıyorum ama ayaklarım hep geri geri gidiyor.

Düğünler bayramlar ayrı bir kabus, kavgasız kıyametsiz geçmiş bir bayram sabahımız yok gibi. Mutlaka laf sokacak bir konu bulup kavga çıkarıyor. Duymazdan gelsek bile söylenmeye devam edip kahvaltıyı herkese zehir ediyor. Çocuklar küçükken bir şekilde idare ediyorduk ama artık hepsinin aklı erdiğinden her kavga onların ağlamalarıyla sonuçlanıyor. Düğünler ayrı facia bizim düğünlerimizde yaptıklarından geçiyorum yakın akraba düğünlerinde bile bizimle kavga edip millete rezillik seyrettirmeden bitirmiyor. Söyleniyor söyleniyor kesinlikle susmuyor.

Kavgadan kaçma şansımızsa neredeyse hiç yok. Her söylediğini sakin cevaplarla ekarte etsek bile daldan dala atlayıp bitmez tükenmez saldırılarıyla cinnet geçirtene kadar uğraşıyor. Biz cinnet geçirip bağırmaya başlayınca da bir rahatlıyor inanamazsınız. Sanki az önce deli gibi söylenen o değil, melek oluyor, oradan buradan olağan konulardan konuşmaya başlayıp mutlu mutlu sohbet ediyor. Biz yaşadığımız sinir kriziyle bakakalıyoruz. Öyle tehlikeli ki bir defa eşimden sakladığım bir durumu (eşimin ailesiyle ilgili) “eşine söylerim bak” diye tehdit etti beni. Hay allah belamı vereydi de dertleşmeyeydim dedim. O gün bu gündür özel en ufak bir şey anlatmıyorum.

Evlatlık vazifesidir evini derleyip toplayalım diyoruz. Temizliğini yaparken yine binlerce kez dinlediğimiz eski nefretleri ve dünür aileyi kötülemeler, bizi suçlamalar hiç kesilmiyor. Sabredip işi bitiriyoruz, sonrasında “yapmasaydın” cümlesi tokat gibi çarpıyor yüzümüze, eksiğini alıyoruz “kullan” diyoruz “almasaydınız” diyor.

Bunlar sadece anlatabildiklerim, çoğunuz sonuna kadar okuyamayacaksınız zaten biliyorum. Kusuruma bakmayın ama inanın bitmedi.

Mesafe koy diyeceksiniz, koydum ama inanın yetmiyor. Aramıyorum huzurum kaçmasın diye ama çocuklarım kuzenlerini özlediğinden gitmek zorunda kalıyorum sık olmasa da, her gidişim ayrı bir tranva, karı koca ömrümüzden 10 yıl kaybetmiş dönüyoruz evimize.

Sizlerden ufak bir ricam var. Yukarı yazdıklarımı değerlendirin ve annemin özelliklerinden birini bile taşıyorsanız lütfen bir an önce tedavi olmaya başlayın. Evlatlarınızın huzuru, yaşlılığınızın selameti için yapın bunu. Evlatlarınız ayakları geri geri giderek çalmasın kapınızı, inanın evlat için çok acı verici. Bir gün hak vaki olup annem bu dünyadan gittiğinde ben çok ağlayacağım. Ama onu kaybettiğim için değil, huzuruna sığınabileceğim bir anneye hiç sahip olamadığım için.

Hepinize sevgiler saygılar, iyi akşamlar.
aynı anneye sahibim ve keşke olmasa ama en azından yalnız olmadığımı bilmek sevindiriyor beni. çünkü kimseye anlatamıyorsunuz, anne kutsal olarak görüldüğü için, hayırsız evlat yaftası yiyorsunuz.

küçükken yaşadıklarımıza inanamıyoruz. anlattığımızda eşlerimiz de inanamıyor. ama etrafında onu seven insan bırakmadı. bir gün kardeşimle eşi film izlerken bir anne çocuğunu buzdolabına kapatmış. eşi de yok artık demiş. kardeşim niye ki annem bize yapmıştı deyince gelip bana sordu. kardeşlerimi yaramazlık yaptılar diye marketin et soğutulan dondurucusuna koydurmuştu, cezalandırın bunları diye. diğer kardeşimi yaramazlık yaptığında dursun diye ellerinden urganla bağlar oturturdu.

yüzümü incelerdi, ben de bir yakınlık gösterecek diye sevinirdim. sen bildiğin çirkinsin aslında, gözlerin mavi diye insanlar seni güzel sanıyor derdi. kınamda geldi, herkesin içinde yüzüme, çok çirkin olmuşsun dedi. bir kez bile sarılmadım, sarılmadı.

harçlık mı verecek, yere atardı paraları. yerden toplardık biz.

babam, babanız gibi. yurt dışı bağlantılı bir işte çalışıyor, bir gidip bir geliyor. evde olduğu zamanda da sabah uaktan inmiş olsun, öğlen hemen dışarıda başka işte. geceye kadar eve gelmiyor.

aslında iyi aile babası olacak adammış ama annem bir aile kurmadığı için, o da duyarsızlaşmış. annem kadar olmasa da, onun da umrunda değiliz.

ananemler geliyordu eskiden, babam yokken yanında kalmak için. yürüyemiyor ve rahatsız. zorunluluktan geliyorlar, babam geldiği gibi koşarak geri dönüyorlardı. onlar için de, kışları soba yakmak istemiyorlar, o yüzden geliyorlar diyordu. 80 yaşında kendi annesi babasına da şefkati yoktu.

eskiden dert anlatmaya, ya da yaptığı bir şeye tepki göstermeye çalışırdım ama söylediklerini görünce, artık en ufak bir işimi dahi paylaşmıyorum. söylediklerini duymazdan geliyor, ya da kısa net cavaplar verip geçiştiriyorum.

ama içimde deli gibi bir boşluk var 35 yaşımda bile. çok eksik bıraktı bizi. ama biz üç kardeş bir şekilde tamir etmişiz kendimizi. çok yaralarla da olsa, sağlam çıkabilmişiz. hasta ve yürüyemediği için, hala hastanesiyle ilgileniriz. benim yaptığımı ise pek çok çocuk annesine yapmamıştır. mesleğimi bıraktım, çocuk tedavimi bıraktım onun yüzünden ve sonunda sinir hastası oldum bunların sonucunda. evdeki annelik rolü bana düştü.

bu insanlar toksik, orası kesin ama ben psikiyatriyle özellikle ilgili bir insanken ve kolay teşhis yapılamayacağını biliyorken bile, narsist olduğunu düşünüyorum bu insanların.bu yelpazede bir yerdeler bence. evet, suç filan işlemiyorlar. ama sevme, ya da empati yoksunu, kaostan ve karşısındakinin mutsuzluğundan mutlu olan insanlar. benden hiçbir şey isteme, benden hiçbir şey bekleme mesajı veriyorlar ömür boyu ama kendileri pek çok şey beklemekten geri durmuyorlar.

var olan annenin yokluğu diye bir kitap var. tavsiye ederim okuyun. hiçbir şekilde düzeleceklerini sanmıyorum. keşke kardeşiniz de farklı bir ev tutabilse ama herhalde hayvanlardan dolayı aynı bahçedeler. mümkünse konuşmamaya çalışın, ya da duymamaya. bazen yeğenlerinizi alın, kendi evinize getirin. o şekilde oynasınlar.

ben eskiye göre çok daha az üzülüyorum. çünkü duygusal olarak kapattım kendimi. hiç işlemiyor. sıfır beklenti, sıfır hayal kırıklığı. umarım sizde de işe yarar.
 
aynı anneye sahibim ve keşke olmasa ama en azından yalnız olmadığımı bilmek sevindiriyor beni. çünkü kimseye anlatamıyorsunuz, anne kutsal olarak görüldüğü için, hayırsız evlat yaftası yiyorsunuz.

küçükken yaşadıklarımıza inanamıyoruz. anlattığımızda eşlerimiz de inanamıyor. ama etrafında onu seven insan bırakmadı. bir gün kardeşimle eşi film izlerken bir anne çocuğunu buzdolabına kapatmış. eşi de yok artık demiş. kardeşim niye ki annem bize yapmıştı deyince gelip bana sordu. kardeşlerimi yaramazlık yaptılar diye marketin et soğutulan dondurucusuna koydurmuştu, cezalandırın bunları diye. diğer kardeşimi yaramazlık yaptığında dursun diye ellerinden urganla bağlar oturturdu.

yüzümü incelerdi, ben de bir yakınlık gösterecek diye sevinirdim. sen bildiğin çirkinsin aslında, gözlerin mavi diye insanlar seni güzel sanıyor derdi. kınamda geldi, herkesin içinde yüzüme, çok çirkin olmuşsun dedi. bir kez bile sarılmadım, sarılmadı.

harçlık mı verecek, yere atardı paraları. yerden toplardık biz.

babam, babanız gibi. yurt dışı bağlantılı bir işte çalışıyor, bir gidip bir geliyor. evde olduğu zamanda da sabah uaktan inmiş olsun, öğlen hemen dışarıda başka işte. geceye kadar eve gelmiyor.

aslında iyi aile babası olacak adammış ama annem bir aile kurmadığı için, o da duyarsızlaşmış. annem kadar olmasa da, onun da umrunda değiliz.

ananemler geliyordu eskiden, babam yokken yanında kalmak için. yürüyemiyor ve rahatsız. zorunluluktan geliyorlar, babam geldiği gibi koşarak geri dönüyorlardı. onlar için de, kışları soba yakmak istemiyorlar, o yüzden geliyorlar diyordu. 80 yaşında kendi annesi babasına da şefkati yoktu.

eskiden dert anlatmaya, ya da yaptığı bir şeye tepki göstermeye çalışırdım ama söylediklerini görünce, artık en ufak bir işimi dahi paylaşmıyorum. söylediklerini duymazdan geliyor, ya da kısa net cavaplar verip geçiştiriyorum.

ama içimde deli gibi bir boşluk var 35 yaşımda bile. çok eksik bıraktı bizi. ama biz üç kardeş bir şekilde tamir etmişiz kendimizi. çok yaralarla da olsa, sağlam çıkabilmişiz. hasta ve yürüyemediği için, hala hastanesiyle ilgileniriz. benim yaptığımı ise pek çok çocuk annesine yapmamıştır. mesleğimi bıraktım, çocuk tedavimi bıraktım onun yüzünden ve sonunda sinir hastası oldum bunların sonucunda. evdeki annelik rolü bana düştü.

bu insanlar toksik, orası kesin ama ben psikiyatriyle özellikle ilgili bir insanken ve kolay teşhis yapılamayacağını biliyorken bile, narsist olduğunu düşünüyorum bu insanların.bu yelpazede bir yerdeler bence. evet, suç filan işlemiyorlar. ama sevme, ya da empati yoksunu, kaostan ve karşısındakinin mutsuzluğundan mutlu olan insanlar. benden hiçbir şey isteme, benden hiçbir şey bekleme mesajı veriyorlar ömür boyu ama kendileri pek çok şey beklemekten geri durmuyorlar.

var olan annenin yokluğu diye bir kitap var. tavsiye ederim okuyun. hiçbir şekilde düzeleceklerini sanmıyorum. keşke kardeşiniz de farklı bir ev tutabilse ama herhalde hayvanlardan dolayı aynı bahçedeler. mümkünse konuşmamaya çalışın, ya da duymamaya. bazen yeğenlerinizi alın, kendi evinize getirin. o şekilde oynasınlar.

ben eskiye göre çok daha az üzülüyorum. çünkü duygusal olarak kapattım kendimi. hiç işlemiyor. sıfır beklenti, sıfır hayal kırıklığı. umarım sizde de işe yarar.
Çıktığımız dönemde eşime çıtlatırdım, annem zor insandır diye. Eşim hafife alırdı,
anne ne kadar zor olabilir ki derdi. Kendi annesini yakın zamanda kaybetmiş olduğu için büyük zaafı vardı annelere, zamanla tanıyıp öğrendikçe hak verdi. Hatta zaman zaman o bile "dur artık" der anneme. Onunla ilgili anılardan konuşmak bile istemiyorum, çarpıntı geliyor resmen. Açıkçası evlendikten sonra eşimin de etkisiyle daha çok çabaladım, alttan aldım idare ettim her şeyi denedim ama daha da hırçınlaştı, verilenle asla yetinmiyor, hep daha saldırgan oluyor.

Ben de narsizmle bağlantılı bir durum olduğunu düşünüyorum. Çünkü uyarılar asla etkilemiyor. "bir defa olsun güzel şey söyle bak sürekli kötüleme küçümseme halindesin bak biz senin evladınız" dediğim de oldu, "size kendimi beğendirmek zorunda değilim" diyor. Halbu ki beğenmek falan istemiyorum tek istediğim insan muamelesi görmek. O insan muamelesi yapsa biz sırtımızda taşıyacağız ama anlamıyor. Beklentim olduğu zamanlar da oldu bu beklentilerin kaynağı kendisiydi, vaadde bulundu sonra çamura yattı üzerine ben eşime mahçup oldum.(maddi beklenti değil) şimdi tek beklentim sessiz olup huzur vermesi. Başka hiçbir şey istemiyorum. Ama o kaos seviyor. Tam atsan atılmaz satsan satılmaz durumu.

Allah hepimizin yardımcısı olsun. Siz çok büyük fedakarlıklar da yapmışsınız onun için. İnşallah bu fedakarlıkların karşılığını bir yerde görürsünüz
 
Çıktığımız dönemde eşime çıtlatırdım, annem zor insandır diye. Eşim hafife alırdı,
anne ne kadar zor olabilir ki derdi. Kendi annesini yakın zamanda kaybetmiş olduğu için büyük zaafı vardı annelere, zamanla tanıyıp öğrendikçe hak verdi. Hatta zaman zaman o bile "dur artık" der anneme. Onunla ilgili anılardan konuşmak bile istemiyorum, çarpıntı geliyor resmen. Açıkçası evlendikten sonra eşimin de etkisiyle daha çok çabaladım, alttan aldım idare ettim her şeyi denedim ama daha da hırçınlaştı, verilenle asla yetinmiyor, hep daha saldırgan oluyor.

Ben de narsizmle bağlantılı bir durum olduğunu düşünüyorum. Çünkü uyarılar asla etkilemiyor. "bir defa olsun güzel şey söyle bak sürekli kötüleme küçümseme halindesin bak biz senin evladınız" dediğim de oldu, "size kendimi beğendirmek zorunda değilim" diyor. Halbu ki beğenmek falan istemiyorum tek istediğim insan muamelesi görmek. O insan muamelesi yapsa biz sırtımızda taşıyacağız ama anlamıyor. Beklentim olduğu zamanlar da oldu bu beklentilerin kaynağı kendisiydi, vaadde bulundu sonra çamura yattı üzerine ben eşime mahçup oldum.(maddi beklenti değil) şimdi tek beklentim sessiz olup huzur vermesi. Başka hiçbir şey istemiyorum. Ama o kaos seviyor. Tam atsan atılmaz satsan satılmaz durumu.

Allah hepimizin yardımcısı olsun. Siz çok büyük fedakarlıklar da yapmışsınız onun için. İnşallah bu fedakarlıkların karşılığını bir yerde görürsünüz
ben artık kızmak yerine, olduğu gibi kabullenme yolunu seçtim. bir bebeğe ağlama diyebilir misin? ya da bir çocuğa oyun oynama diyebilir misin? doğaları bu, yapma desen de yaparlar yani. annemin de doğası bu. içinde sevgi olmayan bir insana beni sev, empati olmayan bir insana, beni anla diyemezsin.

günün sonunda kendim için, üzülmeyi ya da ona kızmayı bıraktım. çok şükür ki, kendi eşlerimizle yuva kurmuşuz, çocuklarımıza sevgi verebiliyoruz. ruhunda sevgi olmayan ve devamlı kavga isteyen bir insanın hali, kızılacak değil, üzülünecek bir durum onun adına.
 
Olgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları diye bir kitap var çok akıcı değil ama bizim annelerimizi anlatıyor. Farkındalık oluşturuyor biraz daha olayın seninle değil annenle ilgili olduğunu kafanda oturtmana yardımcı oluyor
 
O kadar etkilendim ki okurken.
Anne ile sorunlu olmak, anneden beklediğini hiçbir zaman alamayan bir evlat olmak nedir malesef iyi bilenlerdenim.
Şuan ben 25 annem 50 yaşında. İleride yaşıcaklarımızı o kadar net gördüm ki yazınızı okurken.
Annem en büyük yaramdır hep söylerim. Hele ki sürekli egolarını tatmin etmek isteyen biri olunca insanın karşısında, ve bu ne acı ki 'anne' olunca. Zaten hep bir sıfır geride kalıyorsun.
Ben annemle aynı evin içinde 1 buçuk ay küs kaldığımı bilirim :)
Babamla da çok sorunlu evliliği vardı 23 yıl sonra boşandılar. Ben bildim bileli annem hep hepimizi bastırmaya çalışan, dediği olmadığı anda sizden kötüsü olmayan, kimsenin kendi fikri olamazmış gibi davranandı hep.
Ne mutlu size ki yuvanızı kurup, kendinizi kurtarabilmişsiniz.
Çok zor biliyorum ama görmezden gelmek zorundasınız.

Annesi gibi annelik yapmak isteyenlere hep özenmişimdir :)
Annem gibi anne asla olmıcam demek bir kız için gerçekten çok acı..
 
O kadar etkilendim ki okurken.
Anne ile sorunlu olmak, anneden beklediğini hiçbir zaman alamayan bir evlat olmak nedir malesef iyi bilenlerdenim.
Şuan ben 25 annem 50 yaşında. İleride yaşıcaklarımızı o kadar net gördüm ki yazınızı okurken.
Annem en büyük yaramdır hep söylerim. Hele ki sürekli egolarını tatmin etmek isteyen biri olunca insanın karşısında, ve bu ne acı ki 'anne' olunca. Zaten hep bir sıfır geride kalıyorsun.
Ben annemle aynı evin içinde 1 buçuk ay küs kaldığımı bilirim :)
Babamla da çok sorunlu evliliği vardı 23 yıl sonra boşandılar. Ben bildim bileli annem hep hepimizi bastırmaya çalışan, dediği olmadığı anda sizden kötüsü olmayan, kimsenin kendi fikri olamazmış gibi davranandı hep.
Ne mutlu size ki yuvanızı kurup, kendinizi kurtarabilmişsiniz.
Çok zor biliyorum ama görmezden gelmek zorundasınız.

Annesi gibi annelik yapmak isteyenlere hep özenmişimdir :)
Annem gibi anne asla olmıcam demek bir kız için gerçekten çok acı..
erkenden bunun farkında olman da güzel bir şey. ben senin yaşındayken, hala beğendirmeye çalışıyordum kendimi fuzuli yere. yapılmaması gereken pek çok şeyi görmüş olduk. bir de ileride sarılıyor bir şekilde o yaralar. 30 undan sonra, hiçbir şey benden daha kıymetli değil kafasına geliyorsun ve o kadar takmamaya başlıyorsun.
 
Kadınların ruhsal bozuklukları çok çocuk , fakirlik halen de öyle 3 çocuk doğuruyorlar bu yükün altından kalkamayıp ruhsal yapılarını bozuyorlar, insan kendini tartmalı bu yükü kaldırabilirmiyim diye kendine sormalı, sonuçta fakir bir ülkeyiz 3 tane çocuğun yükü zor, o çovuklar hep küçük kalmıyor
 
Aynı babaannem..
Fazlası yok, eksiği var.50 senelik miras,mal varlığı paylaşımı vb.konularda mağdur rolüne gire gire en sonunda uçurdu kafayı.şu an alzheimer, istemeden bakılıyor, olacağı bu.bu hastalık ilk patlak verdiğinde babama,”bakıcıya baktırın” demiştim,belki kırılmıştır babam ama ailemi ne kadar üzdüğünü ben biliyorum.babamın stresten mide kanaması geçirmişliği var.babaannem sağlığında çenesi,aşağılamaları ve laf sokmasıyla yetişkin bir insanı 5 dk da bayıltacak güçte biriydi,torunları olarak payımıza düşeni fazlasıyla aldık bu zorbalıktan.şimdi elimize kaldı.yine sinirlendim bak...
 
Aynı babaannem..
Fazlası yok, eksiği var.50 senelik miras,mal varlığı paylaşımı vb.konularda mağdur rolüne gire gire en sonunda uçurdu kafayı.şu an alzheimer, istemeden bakılıyor, olacağı bu.bu hastalık ilk patlak verdiğinde babama,”bakıcıya baktırın” demiştim,belki kırılmıştır babam ama ailemi ne kadar üzdüğünü ben biliyorum.babamın stresten mide kanaması geçirmişliği var.babaannem sağlığında çenesi,aşağılamaları ve laf sokmasıyla yetişkin bir insanı 5 dk da bayıltacak güçte biriydi,torunları olarak payımıza düşeni fazlasıyla aldık bu zorbalıktan.şimdi elimize kaldı.yine sinirlendim bak...
Biz de benzer durumları yaşıyoruz. Yarın yanına geçeceğiz bayram için evimde de tadilat başlayacak 1 aya yakın kalmamız gerekecek, 1 haftadır valiz hazırlamaya çalışıyorum, elim girmiyor eşya toplamaya. Kendi ayağımla işkenceye gidiyorum resmen
 
X