- 26 Temmuz 2015
- 1.741
- 2.853
- 133
- 31
Merhaba dostlar.
Direkt konuya gireceğim. Konu geniş ailem... Aynı ilde yaşıyoruz. dayım ve teyzeler 6 kişi. Bir de anneannem.. Onları aramadığımdan sormadığımdan şikayetçiler, açıkçası onlar da beni aramazlar. Muhabbetimiz sadece onları aramadığımız üzerine kurulu. Hayır 6. Kişiler ayda herkesi 2 kere 1 saatten konuşsam 12 saat ediyor.
28 yaşımdayım ve inanın hayatıma müdahil olmalarını ilgi sanıyorlar. İnkar edemem hakları çok büyük. Ama gerçekten bir üniversite- yurt konusunu, aynı soruları, aynı sorunları 6 kişiyle konuştuğunuzu düşünsenize. Tercihlerinde orayı yazma zehol hanım diyen bir dayınız olduğunu. Mesleğe başlasanız 50bin çektirir gümüş aldırırım size size bile sormadan diyen dayınızı. Kardeşiniz kız arkadaşını anlatırken ''hemen evlenme çok erken diyen ona hiç fikrini sormadığınız teyzeniz olduğunu düşünün.. Bunların hepsi benim kararım olmalı. Yatırımı, gideceğim yeri hepsine ben karar veririm kardeşim de ne zaman evleneceğine diyemiyorum diyemiyoruz hala susuyorum. Onların da dediği olmuyor ama 16 yaşındaki görüntüm beni rahatsız ediyor.
Önümde atanma sürecim var. Bana ailenle git diyecekler. Bu onların kararı değil. Dedikleri de olmuyoe kendi bildiğimi okuyorum ama...Aramıyorum sormuyorum 1 senedir hala neyi yanlış yaptıklarının farkında değiller ve ben nankörüm büyük ihtimalle gözlerinde. Samimiyet algıları çok ilginç. Hiyerarşi diye bişey uydurmuşlar ve açıkçası bu beni indirgiyor. Ben mi nankörüm? İşe başlamıştım bize sormadan başlamış diye kendi içlerinde konuşmuşlar. Annem babamdan görmüyorum bunu. Sonra torun ve yeğen olarak elini ekmeğini aldı bi yeri kalktı oluyorum. Çok sevdiğim bi söz var talep edilmeden verilen akıl zorbalıktır. Akıllarını istemiyorum. Tüm komuşma nasihat üzerine kurulu. Ben artık 16 değilim. Gerçekten değilim. O olmamı istiyorlar. Buna ben de pay vermiştim zamanında. Ailenin küçük kızı gibi her şakayı espriyi aklı kaldırırdım. 2 yıldır böyle değil artık hala alışamadılar mesafe de soktum. Kimse aile içi yenen bi yemekte bana tuz getir diyemez herkesin eli ayağı var babam bile bana buyurmazken hele, anneannemin yüklediği misyonla büyük dayım benden hizmetçilik bekliyor. Yapmayınca da uyumsuz oluyor anneannenin gücünü üzüyor oluyorum. Gerçekten ben çekmek zorunda mıyım. kendi kalkıp alacaklar, sen ne düşünüyorsun diye soracaklar. Bir yıldır çalışıyorum diye soğukluk girmişti aramıza. Şimdi istifa verdim atama için. Hiçbirini aramıyorum. Çünkü karışacaklar, akıl verecekler, ailenle git, eşyayı şöyle al böyle yap... Gerçekten kötü niyetli değiller ama bu da herşeye yetmiyor. Kaldıramıyorum kişilik saldırısı gibi geliyor. Kim bilir neler düşünecekler atama öncesi bu sessizliğimi hangi vefasızlığa yoracaklar. Vefa bir sınırımın olmamasını mı gerektirir.
Yanlış mı yapıyorum?
Direkt konuya gireceğim. Konu geniş ailem... Aynı ilde yaşıyoruz. dayım ve teyzeler 6 kişi. Bir de anneannem.. Onları aramadığımdan sormadığımdan şikayetçiler, açıkçası onlar da beni aramazlar. Muhabbetimiz sadece onları aramadığımız üzerine kurulu. Hayır 6. Kişiler ayda herkesi 2 kere 1 saatten konuşsam 12 saat ediyor.
28 yaşımdayım ve inanın hayatıma müdahil olmalarını ilgi sanıyorlar. İnkar edemem hakları çok büyük. Ama gerçekten bir üniversite- yurt konusunu, aynı soruları, aynı sorunları 6 kişiyle konuştuğunuzu düşünsenize. Tercihlerinde orayı yazma zehol hanım diyen bir dayınız olduğunu. Mesleğe başlasanız 50bin çektirir gümüş aldırırım size size bile sormadan diyen dayınızı. Kardeşiniz kız arkadaşını anlatırken ''hemen evlenme çok erken diyen ona hiç fikrini sormadığınız teyzeniz olduğunu düşünün.. Bunların hepsi benim kararım olmalı. Yatırımı, gideceğim yeri hepsine ben karar veririm kardeşim de ne zaman evleneceğine diyemiyorum diyemiyoruz hala susuyorum. Onların da dediği olmuyor ama 16 yaşındaki görüntüm beni rahatsız ediyor.
Önümde atanma sürecim var. Bana ailenle git diyecekler. Bu onların kararı değil. Dedikleri de olmuyoe kendi bildiğimi okuyorum ama...Aramıyorum sormuyorum 1 senedir hala neyi yanlış yaptıklarının farkında değiller ve ben nankörüm büyük ihtimalle gözlerinde. Samimiyet algıları çok ilginç. Hiyerarşi diye bişey uydurmuşlar ve açıkçası bu beni indirgiyor. Ben mi nankörüm? İşe başlamıştım bize sormadan başlamış diye kendi içlerinde konuşmuşlar. Annem babamdan görmüyorum bunu. Sonra torun ve yeğen olarak elini ekmeğini aldı bi yeri kalktı oluyorum. Çok sevdiğim bi söz var talep edilmeden verilen akıl zorbalıktır. Akıllarını istemiyorum. Tüm komuşma nasihat üzerine kurulu. Ben artık 16 değilim. Gerçekten değilim. O olmamı istiyorlar. Buna ben de pay vermiştim zamanında. Ailenin küçük kızı gibi her şakayı espriyi aklı kaldırırdım. 2 yıldır böyle değil artık hala alışamadılar mesafe de soktum. Kimse aile içi yenen bi yemekte bana tuz getir diyemez herkesin eli ayağı var babam bile bana buyurmazken hele, anneannemin yüklediği misyonla büyük dayım benden hizmetçilik bekliyor. Yapmayınca da uyumsuz oluyor anneannenin gücünü üzüyor oluyorum. Gerçekten ben çekmek zorunda mıyım. kendi kalkıp alacaklar, sen ne düşünüyorsun diye soracaklar. Bir yıldır çalışıyorum diye soğukluk girmişti aramıza. Şimdi istifa verdim atama için. Hiçbirini aramıyorum. Çünkü karışacaklar, akıl verecekler, ailenle git, eşyayı şöyle al böyle yap... Gerçekten kötü niyetli değiller ama bu da herşeye yetmiyor. Kaldıramıyorum kişilik saldırısı gibi geliyor. Kim bilir neler düşünecekler atama öncesi bu sessizliğimi hangi vefasızlığa yoracaklar. Vefa bir sınırımın olmamasını mı gerektirir.
Yanlış mı yapıyorum?