Seni özlemenin 
Ne demek olduğunu sor bana, 
Yetmişiki dilde anlatabilirim 
Kitabını yazabilirim / sayfalarca. 
Yalnızlığın rezilliğini 
Kokuşmuşluğunu 
Ve çıplaklığını da. 
Ama hiç kimse 
Kavuşmanın güzelliğini 
Sormasın bana / anlatamam. 
Ben sana hiç kavuşmadım ki! 
Bilmiyorum 
Dudakların nasıldır. 
Sıcak mı / ateş topu kadar, 
Yoksa soğuk mu 
Buza kesmiş bir bardak su gibi? 
Kıvrımlarına, 
Kırmızı karanfiller mi tutunmuş, 
Küle gizlenmiş kor mu var? 
Tenime değdiğinde dudakların 
Cemre mi düşer bedenime, 
Mızrap değen bir saz teli gibi 
Titrer mi yüreğim / bilmiyorum. 
Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki! 
Bir kadını sardığında kolların, 
Ürkek ceylânlar 
Nasıl kurtulur tuzağından? 
Dolu yemiş yaprak gibi 
Nasıl titrer bir yürek? 
Ellerin nasıl okşar bir bedeni, 
Goncalar 
Nasıl güle döner / sıcaklığınla 
Bilmiyorum. 
Hiç sana sarılıp yatmadım ki! 
Kısacası: 
Tatmadım kavuşmayı / anlatamam. 
Ama, 
Seni özlemenin kitabını yazabilirim. 
Anlatabilirim daldaki kuşa / 
Topraktaki solucana. 
Yokluğunda / yıllardır 
Özlemine dayanmayı öğrendim 
Yokluğuna katlanmayı 
Aşağılık avunmayı öğrendim / nasılsa 
Ustası oldum beklemenin 
Tükenmek pahasına. 
Ama hiç kimse / kavuşmayı, 
İki derenin birbirine karışıp 
Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu 
Sormasın bana / anlatamam. 
Çünkü senle ben, 
Ayrı kaynaktan doğmuş 
Sularında hasretleri taşıyan 
Başka denizlere koşan iki ırmağız. 
Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları 
Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız. 
İşte onun için 
İki dere nasıl karışır birbirine 
Nasıl sığar iki nehir bir yatağa / bilmiyorum. 
Seninle 
Hiç aynı yatakta coşmadım ki! 
Sen bana / yalnızca 
Ve sadece 
Kahpe sensizliği sor 
Rezil beklemeyi / özlemeyi sor. 
Tanrı şahidimdir 
Kurda / kuşa 
Dağa / taşa bile anlatabilirim. 
Demem o ki / uzaktaki yakınım: 
Vuslatlara yabancıyım, 
Ama, 
Senin özleminin kitabını yazabilirim. 
    
  Kamuran Esen