Şimdi bende oyun yüzünden aynı sıkıntıyı yaşıyorum.
Bu aralar kendimi dizginlemeye, satın almamaya çalışıyorum. Elimdeki oyunları takasa veriyorum değiştire değiştire oynuyorum.
Mmorpg tarzı oyunlardan yaklaşık 8 senedir sürekli oynadığım bir oyunum var. Doğum günlerimde insanlar bana ya oyun, ya oyun içi içerik falan hediye ediyor.
Evde Ps4 , Ps Vita, Nintendo Ds ve Nintendo Wii var. Xbox360 almak zorunda gibi hissediyorum koleksiyonum eksikmiş gibi geliyor, içimde karşı koyamadığım bir dürtü var.
Aşk filmlerinde değil, oyun cinematiclerinde ağlıyorum. Karakterlerle bütünleşiyorum. Kısacası ben oyun bağımlısıyım. Bıraksalar 24 saat oyun oynarım, yemek su istemem. İlk atarimi 7 yaşında doğum günü hediyesi olarak aldım, bir daha iflah olmadım yani.
Gel gelelim eşim hayatında Mario bile oynamamış. Adam sevmiyor, ben oyun oynarken kibarlık olsun diye eşlik ediyor lakin sıkılıyor. Bir heyecanla anlattığım oyun hikayelerini, oyun muhabbetlerini böyle ölü balık gözleriyle dinliyor.
Evliliğimizin ilk zamanlarında işten gelip 1 saat içinde yemek hazırlar, yapacağımı yapar sonra koştur koştur sanki mecburmuşum gibi tam saatinde oyunun başına otururdum.
Gel zaman git zaman eşimle aramızda bu konudan kaynaklı bir kopukluk oluşmaya başladığını hissettim. Beraber birşeyler paylaşarak geçirebileceğimiz güzel zamanları bir takım hayali karakterleri öldürmek veya yaşatmak için harcadığımı farkettim. Evet o an çok mutlu oluyordum yalnız gerçek hayatta ne dünyayı kurtaran bir kahramandım, ne de savaşçı bir prenses. Ama durduramıyordum kendimi engel olamıyordum o dürtüye.
Yine bir gün ben böyle koştur koştur oyunun başına geçtim, bir yandan da eşimle sohbet ediyorum güya herkesin gönlünü yapıyorum kendimce. Bir baktım Teoman- Bu gün benim doğum günüm şarkısı çalmaya başladı bir yerden. 5 dk falan böyle kaldım "ne alaka şimdi Teoman" diyerek. Sonra kafama dank etti.
Meğer eşimin doğum gününü unutmuşum.
Bana ne kızdı, ne küstü tek bir şarkıyla dersini verdi. Uzun uzun konuştuk, artık bu alışkanlığıma daha doğrusu bağımlılığıma bir çare bulmak üzere anlaştık. Beraber olduğumuz zaman ortak birşeylerle meşgul oluyoruz mesela dizi, film izlemek, puzzle yapmak gibi. Bazen o arkadaşlarıyla program yapıyor, ben evde isem o zamanlar oynuyorum oyunlarımı. Çok hevesli şekilde bir oyun aldıysam yine beraber 1-2 saat oynuyoruz, sonra başka birşeyle meşgul oluyoruz. Güzel bir denge kurduk şu an, kendimi dizginleyebiliyorum artık.
Bu kadar uzun yazdığım için üzgünüm. Olayın "diğer" tarafında olan biri olarak (her ne kadar farklı bir alışkanlık olsada) üstesinden nasıl geldiğimi, gelmeye uğraştığımı anlatmaya çalıştım. Umarım sana da yardımcı olabilmişimdir. Eşinle mutlaka konuşmalısın, sen rahatsızlığını dile getirmezsen kendi kendine anlayacağını sanmıyorum. Çünkü bu maç olayı ona göre gayet normal bir hobi. Belki sen sıkıntını dile getirdiğinde "ne yani bara pavyona mı gidiyorum, evimde maçımı izliyorum tek eğlencem bu" diyordur? Belki "aman bir maç keyfim var, rahat bırak" tepkisiyle karşılaşıyorsun? Sakın yılma, üstüne git çünkü kendi kendine VAZGEÇMEZ.