çocukluktan beri bi ojeleri çok sevdim, bi de mutfağı..
ufacık bi kızken annemle aramızda geçen en acıklı diyolog
- hadi muftağa gidelim kek yapalım -dı.
annem pek hoşlanmazdı tabi mutfağa girmemden
- sen önce mutfak demeyi öğren der dururdu
çoğu zaman itirazlar ve küsmelerle annem tek başına yapardı kekleri..
sonra büyüdükçe annem ne zaman evden çıksa
o çarşıdan pazardan komşudan gelesiye
atardım kendimi mutfağa
çoğu zaman berbat olurdu o berbat olanlar annem görmeden çöpü boylar
güzel olanlar gururla önüne sürülürdü
- baaakkk kızıyosun ama ne güzel olmuş
bu hevesimin bi beceriye dönüşmesinde babamın da katkısı yok değil
o berbat ötesi kafa kıran poğacalarımdan
iğrenç tatsız keklerimden az yememiştir
- çok güzel olmuş kızım afferim
( ben bile yemeğe yanaşmazken kendisi hatrım için yerdi canım babam )
o zamanlar internet de yok google da
tarif bulmak için komşu teyzelerin tarif defterleri ödünç alınır
itinayla kara kaplı deftere yazılırdı
portakallı kek zeynep teyze...
pofuduk poğaça sevilay abla...
sonra yıllar geçtikçe artık mutfakta maharetli olduğuma ikna olan annem
altın günlerinde bu becerimden yıllarca faydalandı
sonrasında komşu teyzeler
-ay canım senin tavuk göğsünde pek güzel
bize de yapsana diye diye mahallenin amme hizmetinde bulundum
sonra evlendim
özel günlerinde sevdiklerime dostlarıma ziyarete giderken
aman elim boş gitmiyim diye diye pişirip taşıdım.
ailede hep ziyafet sofralarında mutlaka benden bişeyler olurdu, mutlu olurdum..
en büyük keyfim sevdiklerimi gülümsetecek onlara kendini özel hissedecek armağanlar vermek
bu da el emeği kendi uğraşımla olunca daha bi kıymetli sanki
ben severek beğenerek fazlaca eğlenerek yaptığım
pasta ve kurabiyeleri burada paylaşıcam
belki içindeki hamarat ablayı keşfetmeyi bekleyen birilerine örnek olur cesaret verir.
hiç biri zor değil.. sadece sevginizi katmayı unutmayın yeter



ufacık bi kızken annemle aramızda geçen en acıklı diyolog
- hadi muftağa gidelim kek yapalım -dı.
annem pek hoşlanmazdı tabi mutfağa girmemden
- sen önce mutfak demeyi öğren der dururdu

çoğu zaman itirazlar ve küsmelerle annem tek başına yapardı kekleri..
sonra büyüdükçe annem ne zaman evden çıksa
o çarşıdan pazardan komşudan gelesiye
atardım kendimi mutfağa

çoğu zaman berbat olurdu o berbat olanlar annem görmeden çöpü boylar
güzel olanlar gururla önüne sürülürdü
- baaakkk kızıyosun ama ne güzel olmuş

bu hevesimin bi beceriye dönüşmesinde babamın da katkısı yok değil
o berbat ötesi kafa kıran poğacalarımdan
iğrenç tatsız keklerimden az yememiştir
- çok güzel olmuş kızım afferim

( ben bile yemeğe yanaşmazken kendisi hatrım için yerdi canım babam )

o zamanlar internet de yok google da
tarif bulmak için komşu teyzelerin tarif defterleri ödünç alınır
itinayla kara kaplı deftere yazılırdı
portakallı kek zeynep teyze...
pofuduk poğaça sevilay abla...
sonra yıllar geçtikçe artık mutfakta maharetli olduğuma ikna olan annem
altın günlerinde bu becerimden yıllarca faydalandı

sonrasında komşu teyzeler
-ay canım senin tavuk göğsünde pek güzel
bize de yapsana diye diye mahallenin amme hizmetinde bulundum

sonra evlendim

özel günlerinde sevdiklerime dostlarıma ziyarete giderken
aman elim boş gitmiyim diye diye pişirip taşıdım.
ailede hep ziyafet sofralarında mutlaka benden bişeyler olurdu, mutlu olurdum..
en büyük keyfim sevdiklerimi gülümsetecek onlara kendini özel hissedecek armağanlar vermek
bu da el emeği kendi uğraşımla olunca daha bi kıymetli sanki
ben severek beğenerek fazlaca eğlenerek yaptığım
pasta ve kurabiyeleri burada paylaşıcam
belki içindeki hamarat ablayı keşfetmeyi bekleyen birilerine örnek olur cesaret verir.
hiç biri zor değil.. sadece sevginizi katmayı unutmayın yeter


