Gerçekten anlaşılmıyor. Yeri geliyor, duygu sömürüsü yapıyorlar dışarıdan, annen değil mi, bir anneye bakamıyor musun, annelik hakkı vs. Vs.
ya ben annelerin çocuklarının hayatlarını nasıl kolaylaştırdıklarını, güzelleştirdiklerini görüyorum etrafımda. Benimse hayatımı nasıl zorlaştırdığını, hiçbir zaman sevgi görmediğimi de.
istekleri mi var? Bana uyanı yapıyorum, uymayanı yapmıyorum. Telefonu yüzüme mi kapatıyor? Hiç takmıyorum.
çocukların saygısı kalmadı diyorsunuz. Size mi annenize mi anlamadım. Umarım size karşı değildir. Annenize ise çok umurunuzda olmasın.
Bu da bir ikilem biliyorum. Benim oğlum da, sen bana saygılı ol diyorsun ama sen annene kızıyorsun diyordu. Her seferinde anlattım, oğlum ananen normal değil. Benim çocukluğum seninkinden çok farklı geçti. Bazen kızmadan durmuyor. Seninle bizim ilişkimiz farklı.
ya da pratik örnekler veriyorum. Sen mesela para istediğinde ben soruyorum, veriyorum, bazen sen istemeden veriyorum ama ben küçükken ananenden istediğimde paraları yerlere atardı hınçla, biz yerden toplardık. Ya da biz seninle sarılıyoruz, seni seviyorum diyoruz ama ben hiç yapamadım bunları gibi..
Çocuğunu da bir miktar mesafeli tutmak gerekiyor çünkü böyle bir ilişkiden. Eğer kendi çocukların da çok yakın olursa, çocuklara da size davrandığı gibi davranmaya çalışabilir.
şehir de değiştirilir, inanırım. Ben değiştirmiştim, kardeşim daha da artırarak ülke değiştirmişti

liseden itibaren şehir dışında okudum, üniversiteden sonra hemen evlendim, kardeşim hemen yurt dışına gitti. Şimdi görüyorum ki, annemden kaçmaya çalışmışız bilinç altında. Bu kaç senelik şehir dışı okul hayatımda istisnasız bir kere aramamıştır nasılsın diye.
En başta normal, sonra bir şeylerin farkına varınca üzücü, sonra her şeyin farkına varınca çok da tınn geliyor.
anne olmayınca belli bir yalnızlık oluyor insanın hayatında, üzücü bu biraz. Üzüldüğü bir şey olunca insan gidip anlatabilmek istiyor, ya da o da çok üzülür deyip anlatmamak ama orada olduğunu bilebilmek..
Ama günün sonunda bize lazım olan; iki sağlam bacağımız. Kendi ayaklarımız üstünde durmak, ve kendi çocuklarımız İçin birer dağ olmak, inşallah.
daha önce yazmıştım sanırım: Napolyon’a sen kral oluyorsun ama asilzade değilsin demişler. O da “asalet benden başlasın o zaman” demiş. Bunun gibi, annelik de bizden başlasın.
annelerimiz gibi insanlar, korkulacakinsanlar değil. O çocukluğunuzdan kalma bir şey. Çocukken bağırmalarından korkardık, o yüzden içinize işlemiş.
onlar üzülünecek insanlar. Hayatında sevgiyi tatmamış. Çocuğu koynuna girince, kucağına atlayınca içleri sevgi dolamamış, dünyanın en güzel duygusundan mahrum kalmış insanlar.
o yüzden korkuyu, ondan onay ve sevgi beklemeyi, kızgınlığı hep geride bıraktım. Yalnızca üzülüyorum onun İçin. Ve hayatımda ve aklımda ben ona yer verdiğim kadar olacak artık.