Yani aslında tek sıkıntı bu. Bencillik kelimesinin tanımı ile aslında annelik bencilliktir diyenlerin söylemek istediği şey arasındaki fark. Bencilin tanımı "Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan" Evet bu anlama bakınca annelik bencillik değildir.
Ama beni bu konuda en çok rahatsız eden ve artık okumayı bırakmama sebep olan şey ise aslında insanların bencillik kelimesini kullanmasına rağmen ne demek istediğini yüzlerce kez anlatmasına rağmen hala kelimenin tdkdaki anlamına takılıp fedakarlık hikayelerinden dem vurmaları.
Ben de anne olma kararı kişinin kendisi için aldığı, kendi mutluluğu için aldığı bir karardır diyenlerdenim ve merak etmeyin aynı fedakarlıkları ben de yapıcam. Daha şimdiden anne blogları okuyup, eğitim sistemini için dertleniyorum. Sadece bebek fikri aklımıza düştü diye her türlü bilgiyi araştırıyorum.
Biribirimizi anlamaktan, anlamaya çalışmaktan neden bu kadar uzağız anlayamıyorum. Yeri geliyor ben taban tabana zıt düşündüğüm insanların bile söylediği mantıklı şeylerde hmm evet tamam sen de şurda haklısın diyebiliyorum. Bakın bencilliğin tanımını yapan bu arkadaşa da hak verdim. Sorunun nerden kaynaklandığını da görebiliyorum ki bu o kadar komplike bir şey de değil. Ama biz bunu görüp kelimenin anlamına takılmaktan öteye neden gidemiyoruz. Neden birbirimizin de haklı olduğu noktaları kabul edemiyoruz.
Alın bakın forumda tam da şu anda popüler olan başka bir konu. Kız 19 yaşında hamile. Eşi sırf sakız çiğniyor diye suratını sıkıp bir tokat patlatmış. Ondan önceki konularunda kız adama bıçak çekmiş. Ve bu eve, bu dünyaya bir kız çocuğu gelmek üzere. Evet gerçekten de çok yüce hislerle doğacak o çocuk. İnanılmaz bir fedakarlık söz konusu bu durumda.
Konu bu olmasa bile, konu ben olayım misal. Elimden gelen en iyi şekilde bebeğimi yetiştireyim, iç organlarım yer değiştirsin o bebeği taşıyacağım diye. Doğumda ister genital bölgemde ister karnımda kesikler olsun, emzirirken meme uçlarım yara olsun, gecelerim uykusuz olsun, kariyerimi etkilesin, hayatımı etkilesin, kısıtlasın. Ama ben bunlara evet diyorum. Ben bunları kabul ediyorum. Neden? Çünkü o hissi tatmak istiyorum, çünkü onun kokusu, onun bir "annem" demesi yetiyor. Ama BEN istiyorum, BANA yetiyor, BEN kucağıma alınca mutlu oluyorum.
Bu aslında neyi tartışmaya benziyor biliyor musunuz: "Selfless good deed" diye bir şey olmadığını. "içerisinde kendi çıkarın bulunmadan iyilik yapmanın mümkün olmadığını" Bu konu da münazara edilebilecek enteresan güzel bir konu. Ama ben de dahil olmak üzere böyle şeyleri tartıcak seviyede değiliz. Çünkü ya anlamıyoruz ya da benim gibi anlaşılmayınca sinirleniyoruz.